Gündem
Tiyatro Sanatçısı Gülriz Sururi Yaşama Veda Etti

Tiyatro sanatçısı Gülriz Sururi’nin dün tedavi gördüğü hastanede yaşama veda ettiği, bugün ise toprağa verildiği açıklandı. Sururi’nin manevi kızı Zeynep Miraç Özkartal, sessiz defin vasiyetini yerine getirdiklerini ifade etti. Yaşamı boyunca onlarca ödüle layık görülen Sururi, 90 yaşındaydı.
Gülriz Sururi Kimdir?
Muhsin Ertuğrul’un isteğiyle 12 yaşında İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda Aristophanes’in “Kurbağalar” ve Jean Giraudoux’un “Su Kızı” oyunlarında sahneye çıkarak 1943 de profesyonel oyuncu oldu.
1960 yılında Muammer Karaca ve Dormen tiyatrolarında oynamaya başladı. 1961 de “Ben Bir Fotoğraf Makinesiyim” oyunuyla Dormen Tiyatrosu’na geçti.
Dormen Tiyatrosu’nda “Sokak Kızı İrma”daki rolüyle en iyi kadın oyuncu olarak İlhan İskender Ödülü’nü kazandı.
Kendisi gibi tiyatro oyuncusu olan Engin Cezzar’la evlendikten sonra 1962′ yılında Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nu kurdu.
1966 da “Teneke” oyunundaki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Aynı yıl Türk Kadınlar Birliği tarafından “Yılın Kadını” seçildi. 1971 yılında En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü, “Hint Kumaşı”ndaki rolüyle üçüncü kez aldı.
1982-1983 tiyatro mevsiminde “Kaldırım Serçesi” adlı müzikaldeki “Edith Piaf” yorumuyla Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü, İzmir Gazeteciler Derneği’nin Altan Artemis Ödülü’nü ve “Milliyet” gazetesinin 1983 Süperstar Tiyatro Oyuncusu Ödüllerini almaya hak kazandı.
1988’de Kültür Bakanlığı tarafından kendisine “Devlet Sanatçısı” unvanı verildi.
“Söyleyeceklerim Var” ile tiyatroya veda edişini dile getirdi.
Gündem kategorisindeki diğer haberler için: http://k2haber.com.tr/category/gundem/
Bu İçerikler İlginizi Çekebilir
Gündem
Fazıl Say’dan Açıklama: Ben Uzlaşı Kapısının Aralandığını Hissettim

Fazıl Say, konser sonrası kendisine yöneltilen eleştirilere Instagram hesabından bir yazı yayınlayarak cevap verdi. Say’ın “Özeleştiri” başlıklı açıklaması şu şekilde:
“Hatırlarsınız, ‘ülkemde yaşayabilmek, sanatımı yapabilmek istiyorum’ diye bir yazı yazmıştım geçen yaz. Bu haykırışım her yerde duyulmuştu. Sayın Erdoğan’ın annemin vefatındaki taziye telefonundaki ses tonunda da sezinledim, bir uzlaşı kapısı aralanmak istiyordu. Sadece Fazıl Say için değil, tüm sanat camiası, hatta toplumun tüm kültürel ögeleri açısından, Erdoğan’ın içine sinmeyen bir şeyler vardı, nitekim pek çok konuşmasında —ve sıklıkla- ‘Biz kültür ve eğitim konularında malesef başarılı olamadık’ diyordu, bu bir özeleştiridir.
Hayatta hatalar yapılabilinir, Erdoğan da yapar, Say da yapar, Ahmet Mehmet de yapar, insanız hata yaparız, hatadan dönmek hatayı düzeltmek ise erdemdir, insani bir durumdur. Fazıl Say da pek çok hata yapmıştır hayatında, haklı olduğu konularda bile üslup yanlışı yapmıştır, haksız duruma düşmüştür, pek çok da haksızlığa da uğramıştır…
Türkiye İçin Doğru Bulduğum Şeyi Deniyorum
Her şey bir yana, umutlarımız olmadan nasıl yaşayacağız? Geleceğe nasıl bakacağız?
Bir ülke, kendi yüksek kültürü, halk müziği, sanat musikisi, batı müzikleri ile yerelden evrensele, muhteşem adımlar atabilecekken, sentezler ile dünyaya katkı sağlayabileceklen, kendi farklılıkları arasında kültürlerarası köprüler kurabilecekken, tuhaf bir uçuruma sürüklenmekte, ve hepimiz düşeceğiz.
Ben bu uzlaşı kapısının aralandığını hissettim, bu ilk buluşmanın Beştepe’de değil, benim konserimde olması gerektiğini direttim, khk dan haksız yere mesleğinden edilmiş müzisyen dostlarımın hayatını kurtardık bu süreçte, ayrıca ‘kültür kurulu’ diye bir devlet yapılanmasını yanlış bulduğumu da direttim. Bu süreçte memlekette pek çok güncel tartışmalar da yaşandı, çok zordu.
Erdoğan Saygı İle Konserime Geldi
Sonuçta bu ilk adımda; Erdoğan saygı ile konserime geldi, bununla kalmadı, tüm kabinesini ve ABD Senatörü misafirini de getirdi. Ülkemizde kültürün sanatın özgür olması, toplumsal uzlaşıların umut ışığı yakması gerekmekte.
Ben özgürlükçüyüm. Özgürce yaşayabilmeliyiz. Birbirimizi anlayabilmeli, dostluk eli uzatabilmeliyiz. Bakın; yerelden evrensele, Türkiye’de herkesin medarı iftiharı olabilecek yerlere varabiliriz. Belki de başaramayız, ama en azından ben Türkiye için doğru bulduğum şeyi deniyorum.”
Gündem kategorisindeki diğer haberler için: http://k2haber.com.tr/category/gundem/
Bu İçerikler İlginizi Çekebilir
-
Gündem5 ay önce
ADD Meydanlara Çıkıyor: 3.Havaalanı’nın Adı Atatürk Olsun
-
Politika6 ay önce
Sütlüce’de Çöken Bina: CHP Beyoğlu’ndan Demircan’a Suç Duyurusu
-
Politika6 ay önce
CHP’de Beklenen Değişiklik: Yeni MYK Üyeleri Belli Oldu
-
Röportaj2 ay önce
Dursun Çiçek: Beyoğlu’nu Kazanırsak, İstanbul’un Da Türkiye’nin De Kaderini Değiştirebiliriz
-
Blog5 ay önce
Öğrenilmiş Dersler: Bu 10 Girişimcilik Hatasını Yapmayın
-
Politika4 ay önce
Dursun Çiçek, Beyoğlu İçin Adaylık Başvurusunda Bulundu
-
Blog4 ay önce
Barış Tınay: LinkedIn Profiliniz, Elinizdeki CV’den Daha Değerli
-
Politika7 ay önce
İnce’den Kurultay Açıklaması: Siyaset Halka Karşı Yapılmaz