Genel
Balıkesir İçin 7.2’lik Deprem Uyarısı: Edremit Fayı Tehlike Arz Ediyor
By
Barış TınayProf. Dr. Hasan Sözbilir, “Balıkesir ili ölçeğinde 7,2 büyüklüğüne varan deprem üretme potansiyeline sahip faylar var. Edremit fayı üzerindeki stres birikimi 76 yıldır devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Balıkesir’de, 29 Ağustos Cumartesi günü art arda 3,7, 3,4 ve 3,4 büyüklüğünde 3 deprem meydana geldi. DAUM Müdürü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 3 depremin Asos yakınlarında, Edremit fayı ile Tuzla fayının kesiştiği yerde yaşandığını söyledi.
Mavi Bayrak Nedir? İşte Edremit’in Mavi Bayraklı Plajları
Edremit Fayı Üzerinde 76 Yıldır Stres Birikiyor
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgede maksimum 7,2 büyüklüğünde bir deprem yaşanabileceğini belirterek, Edremit fayının 1944 yılında can ve mal kayıplarına yol açan 6.8 büyüklüğündeki depreme neden olduğunu hatırlattı.
NTV’de yer alan haberde Sözbilir; Edremit fayı üzerindeki stres birikiminin 76 yıldır devam ettiğine dikkati çekti. Balıkesir fayının Gökçeyazı segmentinin 2000 yıldır yıkıcı deprem üretmediğini anlatan Prof. Dr. Sözbilir, 2012-2014 yılları arasında Türkiye Paleosismoloji Projesi kapsamında yaptıkları hendek tabanlı paleosismolojik çalışmanın sonuçları hakkında bilgi verdi.
Ekrem İmamoğlu’ndan Edremit Belediyesi’ne Ziyaret
Bölgede Birbirinden Bağımsız 24 Fay Bulunuyor
Sözbilir, şöyle konuştu:
“Bölgede son yaşanan 2 ya da 3 büyüklüğündeki depremler küçük ölçeklidir. 1953’te ve 1944’te 6,8 ve 7,2 büyüklüğündeki depremler olmuş. Yenice, Gönen ve Edremit fayının ürettiği depremlerde can ve mal kaybı yaşanmış. Dolayısıyla Balıkesir ili ölçeğinde 7,2 büyüklüğüne varan deprem üretme potansiyeline sahip faylar var. Bölgede birbirinden bağımsız 24 tane fay parçası bulunuyor. Bu faylarda 2012 yılında hendek çalışmaları yapıldı ve tarihsel dönemde hangi depremlerden sorumlu oldukları ortaya çıktı. Özellikle Gökçeada Ovacık gibi segmentlerde yakın gelecekte deprem üretme potansiyeli bulunduğu ortaya çıktı. Gökçeyazı’da yaklaşık 2 bin yıldır kırılma olmadı fakat fayın deprem tekrarlama aralığı bin yıl. Dolayısıyla bu tür faylara sismik boşluk diyoruz. 2012’de başlatılan çalışma kapsamında 2023’e kadar 485 adet fayın kesilerek geçmişinin ve deprem tekrarlama periyodunun ortaya çıkarılması hedefleniyor. Balıkesir’in il afet risk azaltma planı ve kentsel dönüşüm çalışmalarında Gökçeyazı segmentine göre deprem senaryosu hazırlanması ve fay üzerinde kalan bina yapı stoğunun çıkartılması, iyileştirme çalışmalarının yapılması gerekiyor.”
Edremit Belediyesi’nde 25 Yıl Sonra İlk Hasat Sevinci
‘Fay Üzerindeki Binaların Zarar Görme Olasılığı Çok Yüksek’
Balıkesir’deki Edremit fayında yürütülen çalışma kapsamında deprem tehlike analizinde kullanılması gereken parametreleri elde ettiklerini belirten Prof. Dr. Hasan Sözbilir, art arda yaşanan küçük ölçekli sarsıntıların öncü bir depremin habercisi olabileceği gibi eski bir depremin artçısı da olabileceğini söyledi. Bölgede dikkatli olunması gerektiğini hatırlatan Sözbilir, “Bazı fayların kırılma zamanı geçmiş, bazılarının da yakınlaşmış. Fay yasasıyla ilgili çalışmaların bir an önce tamamlanması gerekir. Bu da fayların üzerinde hendek açılması esasına bağlı olarak değişecek. Hendek çalışması tamamlanmadığı sürece bu yasa uygulamaya geçemez” dedi. Balıkesir’de 24 fay segmentinin kendi başına deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Dr. Sözbilir, maksimum 6 ile 7,2 arasında büyüklüğe sahip depremin yaşanabileceğini söyleyerek, “Son olarak 1953’de Yenice-Gönen fayı 7,2 büyüklüğünde deprem üretti. Edremit Balıkesir ve Simav fayları da bu büyüklükte deprem üretebilir. Fay yasası depremden kaynaklanacak zararların azaltılması için çıkarılacak. Deprem olduğunda fay üzerindeki binaların zarar görme olasılığı yüksek. Biz bu yapıları önceden belirleyip, tehlikeli fay bölgesinden uzaklaştırırsak ya da güvenli hale getirirsek depremden göreceğimiz zarar azaltılmış olur. Bundan sonra fay yasası kapsamında şehrin nasıl büyüyeceği de belirlenecek. Biz ekip olarak teknik kıstasları çıkaracağız” diye konuştu.
Edremitli Kadınlardan ‘Kadına Karşı Şiddete Hayır’ Eylemi
‘Fay Yasası 2021’de Yürürlüğe Girer’
Genç bir ekiple Kırkağaç ve Menemen faylarında çalışma yaptıklarını söyleyen Sözbilir, Batı Anadolu ölçeğinde her ay bir fayı kesip incelediklerini belirtti. Balıkesir Valiliği düzeyinde yapılması gereken çalışmaların da olduğunu dile getiren Sözbilir, 24 fayın kesilip, incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Fayların geçmişini bilmediğiniz sürece deprem master planını sağlıklı bir şekilde yerine getirmemiz olanaksız. Balıkesir çevresinde Gökçeada Ovacık segmentini incelediğimizde 125 metrelik bir zon boyunca bir yapılaşma kısıtlaması geliyor. Yapılaşma yasağı nedeniyle bazı binalara izin verilecek bazılarına verilmeyecek. Hastane, okul gibi binaların fayın üzerinde olması engellenecek. Çünkü deprem olursa yoğun nüfus zarar görebilir. Çalışmalar İçişleri Bakanlığı, AFAD ve üniversiteler bünyesinde yürütülüyor. Yaklaşık 2-3 ay içinde yasanın teknik kısmını bitireceğiz. Daha sonra meclis aşaması başlayacak. 2021’in başında büyük olasılıkla fay yasası yürürlüğe girmiş olur.”
İlginizi çekebilir
-
Yaşam Hakkı İhlali: Deprem Bölgesi Asbest Soluyor
-
Edremit Körfezi Ölüyor: Denize Girenler Hasta Oluyor
-
MAK Mekan Kapandı, MAK Dayanışma Devam Ediyor!
-
CHP’li Aytekin: 431 Bin Balıkesirliye Terörist Dediler, Şimdi Oy İstiyorlar
-
Övgün Ahmet Ercan: Deprem Bilimsel bir konudur, Kaderle İzah Edilemez
-
Balıkesir Manyas Kuşgölü’nü Kuraklık Vurdu
Genel
İmamoğlu: İklim Adaletini Sağlamak İçin Kolektif Bir Çaba Gerekli
12 ay önce
-
6 Aralık 2023By
Barış TınayİBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Birleşmiş Milletler tarafından Dubai’de düzenlenen 2023 İklim Değişikliği Konferansı’na (COP28) katılıp, 2 faklı panelde kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.
K2 HABER | İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Dubai’de düzenlenen 2023 İklim Değişikliği Konferansı’na (COP28) katıldı. Expo City’de düzenlenen COP28’in “Yeşil Şehirler: Sürdürülebilir Kentleşme için Finansın Artırılması” konulu panele, İmamoğlu ile birlikte Varşova Belediye Başkanı Rafał Trzaskowski, Fas Guelmim Ouned Noun Bölgesi Başkanı Mbarka Bouaida, Küresel Altyapı Tesisi (GIF) Başkanı Astrid Manroth ve Meridiam CEO’su Thierry Deau katıldı.
2 AYRI PANELE KATILIP, SORULARI YANITLADI
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Sürdürülebilir Altyapı Yönetici Direktörü Nandita Parshad’ın yönettiği panelde İmamoğlu’na, “İstanbul, diğer şehirlerle benzer, ancak ölçeklerine bağlı olarak daha kompleks, kentsel ve iklimsel sorunlarla yüzleşen küresel bir mega şehirdir. İstanbul, İklim Değişikliği Eylem Planı devam etmekte iken bununla el ele gidecek olan bir Yeşil Şehir Eylem Planı geliştirmektedir. Bu, İstanbul’un yeşil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmekteki kararlılığına dayanmaktadır. Bu stratejik planların İstanbul’a hem iklim hedefleriyle örtüşen hem de şehir sakinlerinin hayat kalitesini iyileştirecek yatırımlar için finansmana öncelik verme ve erişim sağlamada nasıl yardımcı olacağı konusunda görüşlerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz” sorusu yöneltildi. İmamoğlu, bu soruya şu yanıtı verdi:
Uzmanlar, COP28 İklim Zirvesi’ndeki Son Gelişmeleri Değerlendirdi
“VİZYONUMUZ, İSTANBUL’U RAY ODAKLI BİR ALTYAPIYA KAYDIRMAKTIR”
“Sürdürülebilirlik konusunda ivedi ihtiyacı gören İstanbul, dikkatle iki stratejik plan geliştirmiştir: Yeşil Şehir Eylem Planı ve İklim Değişikliği Eylem Planı. Bu girişimler, çevresel anlamda daha bilinçli bir kent peyzajına yol açmayı hedeflemektedir. Planlar, İstanbul’un iklim hedefleri için finansmana erişimini kolaylaştırmada kritik bir rol oynamaktadır. Ayrıca, potansiyel yatırımcılar ve finans kuruluşları için ikna edici belgelerdir. Eylem yol haritamızın İstanbul’un sürdürülebilirlik çalışmalarına nasıl fayda sağladığını sizlere göstermek isterim. Bu, metro sistemimizdeki yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz genişlemede açıkça görünmektedir. Öncelikle size biraz bağlamdan bahsetmek isterim. İstanbul, büyük oranda tekerlekli ulaşıma dayanmaktadır. 2019 yılında, çoğunlukla günde 11,7 milyon yolcu taşıyan otobüsler ile birincil toplu taşıma yöntemi otoyollardı. Bu sayı, tüm toplu taşıma yolcularının yüzde 77,1’ini oluşturmaktadır. İstanbul kamu otobüslerinin operatörü İETT, günde 4 milyon seyahati yönetmektedir. Bu sayının diğer Avrupa şehirlerinde benzeri yoktur. İstanbul’u 2050 yılına kadar karbon nötr ve iklim dirençli bir şehre dönüştürme hedefimiz için, sürdürülebilir kentsel hareketliliği başarmamız gerekmektedir. Bu nedenle, vizyonumuz İstanbul’u ray odaklı bir altyapıya kaydırmaktır. İstanbul, kentsel ray ağında, 5 yıldan kısa bir süre içerisinde, yılda ortalama 13 kilometre, toplam 65 kilometrelik muazzam bir genişleme gözlemledi. Bu önemli ilerleme, tamamıyla belediye finansmanının ve insan kaynaklarının odaklı kullanımı sayesinde mümkün olmuştur.”
“YEŞİL TAHVİL İHRACINDA REKOR KIRDIK”
“Şehirlerin iklim hedeflerini başarmaları için bir finans aracı ‘yeşil tahvildir’. Kasım ayında, 5 yıl vadeli, toplam 715 milyon ABD Doları tutarındaki Türkiye’nin ilk belediye yeşil tahvilini Londra Borsası’nda ihraç etmiştir. Bu sayede Türkiye’nin ‘2023 Yeşil Tahvil’ hedefinin yarısını, bağımsız şekilde başarmış bulunduk. Bu, rekor kıran bir milattır. Ayrıca ülkeye yabancı döviz girişini artırmaktadır. 200’den fazla küresel yatırım kurumunun ilgisini çeken yeşil girişimlerimiz, uluslararası tanınırlık kazanmaktadır. Bu başarılı girişim, daha yeşil ve çevresel anlamda sürdürülebilir İstanbul vizyonumuzun doğrudan sonucudur. Finansman açısından bakacak olursak, daha çok azaltmaya odaklanan projeler, özellikle merkezinde elektrik girişimleri bulunan projeler, daha kolay finansman bulmaktadır. Fakat İstanbul gibi mega şehirler için adaptasyon projelerine öncelik vermek, gün geçtikçe daha çok önem kazanmaktadır. Bu girişimler; sele, susuzluğa ve iklim değişikliğinin gündelik etkilerine karşı altyapının güçlendirilmesini kapsamaktadır. Parklara yapılan yatırımlar, vatandaşlarımızı korumayı hedeflemektedir, ancak mevcut altyapının güçlendirilmesi için finansal desteğe acil bir ihtiyaç vardır.”
“İSTANBUL, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KIYISAL ETKİLERİNE KARŞI EN SAVUNMASIZ ŞEHİR”
“Bazı şehir ve ülkelerin, diğerlerine nazaran, iklime karşı daha savunmasız olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekmektedir. İstanbul, Avrupa’daki şehirler arasında iklim değişikliğinin kıyısal etkilerine karşı en savunmasız şehir olarak tespit edilmiştir. 2023 yılı boyunca, şiddetli kuraklıklara sebep olan tarihi yüksek sıcaklıklar gözlemlenmiştir ve eş zamanlı olarak sellerle mücadele etmiştir. İklim değişikliğine bağlı ekstrem hava koşulları, çoktan İstanbul’un kapısına gelmiştir. İstanbul, iklim değişikliği etkisini azaltmak için önlemler alsa da iklim adaletini sağlamak için daha geniş ölçekli kolektif bir çabanın gerekli olduğunu fark etmemiz gerekmektedir.”
“DOĞA DOSTU BİR ŞEHİR VİZYONUNUZ NEDİR” SORUSUNU YANITLADI
İmamoğlu’nun COP28’de katıldığı bir diğer panelin konusu ise, “Şehirlerde Nesil Yenilenmesi İçin Tohumun Ekilmesi” oldu. BM Çevre Programı İklim İçin Doğa Bölümü Başkanı Mirey Atallah’ın yönettiği panelin diğer konuşmacıları; Bonn Belediye Başkanı Katja Dörner, ABD Seattle Parklar ve Yeşil Alanlar Yöneticisi Anthony-Paul Diaz ve Almanya Federal Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı adına Eyalet Bakanı Jochen Flasbarth oldu. İmamoğlu, panelde kendisine yöneltilen, “İstanbul’un kent doğasını yenilemek için gerçekleştirdiği çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Dünyanın farklı noktalarındaki diğer şehirlere örnek olacak doğa dostu bir şehir vizyonunuz nedir” sorusunu da şu şekilde yanıtladı:
Kömürün Politik Ekonomisi: Temiz Enerji Geçişinin Önündeki Engeller
“İSTANBUL’U DAHA YEŞİL BİR ŞEHRE DÖNÜŞTÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
“İstanbul, Avrupa’daki kıyı şehirleri arasında, iklim değişikliğine karşı en çok risk altında bulunan şehirdir. Bu nedenle, İstanbul için özel olarak tasarlanmış çeşitli eylem planını ivedilikle hayata geçirmemiz gerekmekteydi. İstanbul’u daha yeşil bir şehre dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu, temel değerlerimizin üç ana tarafından biridir. 2019’dan bu yana, ‘Yeşil İstanbul’ vizyonunda kararlılığımızı, çok sayıda yeni kent ormanı ve geniş kent parkı açarak göstermekteyiz. İBB, 15 Yaşam Vadisi inşası dahil olmak üzere, 10 milyon metrekareyi aşan bir alanı kaplayan projelere başlamıştır. Ayrıca, 4 milyon metrekareden fazla yeşil alanı yakın zamanda geliştirdik ve kamu kullanımına açtık. 2019 yılında, kentsel yeşil alanlardaki biyolojik çeşitliliği korumak ve arttırmak adına, ‘Yaban İstanbul’ projesi geliştirildi. Yaban hayatını kapsayıcı bu tasarım ve koruma yaklaşımı, vahşi türlerin barındırılması ve korunması gibi ekosistem hizmetleri sağlamayı amaçlamaktadır.”
“DOĞAYI KORUMAK, TOPLULUKLAR ARASINDA İŞ BİRLİĞİNİ GEREKTİREN ORTAK BİR ÇALIŞMADIR”
“Doğayı korumak, topluluklar arasında iş birliğini gerektiren ortak bir çalışmadır. ‘Koru İstanbul’u bu nedenle bir eylem çağrısı olarak başlattık. İsim, Türkçe bir kelime oyunudur.
Zira ‘koru’ kelimesi hem korumak hem de fidanlık anlamı taşımaktadır. Akademisyenler, köylüler, meslek odaları ve STK’lar dahil, 525 paydaşı, İstanbul’un yeşil alanlarının ihtiyaçlarını anlamak üzere bir araya getirdik. Ayrıca, kent konseyleri aracılığıyla, şehrimizde doğayı korumak konusunda, İstanbullulardan doğrudan geri dönüş aldık. İstanbul’da, çok sayıda mikro iklimin mevcut olduğu, zengin bir biyolojik çeşitlilik vardır. 2020 ulusal biyolojik çeşitlilik envanteri, şehir ve çevresindeki içbölgede 2500’den fazla flora ve eğrelti türü olduğunu göstermiştir. 7 önemli bitki alanında, 270 nadir ve endemik tür, İstanbul’da barınmaktadır. Doğa, bizlere birbirimize bağlılığımızı hatırlatmada önemli bir rol oynamaktadır. Restorasyon stratejimizin temelinde, ‘dayanışma belediyesi’ felsefemizle örtüşen kolektif bir efor yatmaktadır. Bu ilke, yönetişimde yol göstericimizdir. İstanbul’da, toplum önderliğindeki girişimleri ve kamu katılımını vurgulamak, önceki belediye yönetimlerinin yaklaşımından büyük bir farklılaşma göstermektedir. Bu, iklim değişikliğine adaptasyon sorununa karşı demokratik cevabın önemini kabul eden bir yaklaşımdır. İklim değişikliğini siyasetin dışına çıkarmamız elzemdir. Hepimizin bu sorunla birlikte yüzleştiğimizi hatırlamamız gerekmektedir.”
“Conference of the Parties”, yani “Taraflar Konferansı” anlamına gelen COP Zirvesi, BM tarafından her yıl düzenlenen uluslararası bir iklim konferansıdır. Konferansa, 1994’te yürürlüğe giren ve uluslararası bir anlaşma olan, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni (UNFCCC) imzalayan tüm ülkeler katılmaktadır.
Gençler, Karbonsuz Gelecek İçin ‘Kömürden Çıkış Planı’ İstiyor
Genel
İklim Adaleti Koalisyonu: Enkazlar Zeytinliklere ve Deniz Kenarlarına Dökülüyor
2 yıl önce
-
12 Mart 2023By
Barış Tınayİklim Adaleti Koalisyonu, Kahramanmaraş depreminin büyük yıkıma yol açtığı Hatay’da, yıkılan binaların enkazlarının Altınözü ilçesindeki zeytinliklerin olduğu alana ve Samandağ’da deniz kenarına döküldüğünü duyurdu.
K2 HABER | İklim Adaleti Koalisyonu yaptığı açıklamada deprem sonrası yıkılan binaların enkazlarının doğayı tehdit edecek alanlara atıldığını duyurdu. Koalisyonun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Hatay’da olan heyetimiz enkaz döküm alanlarını görüntüledi, basınla paylaştı. Antakya’nın enkazlarının döküldüğü Altınözü’ndeki alan zeytinliklerle dolu bir vadi. ‘Acilen doğayı koruyun’ çağrısını yineliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Gerekli önlemlerin alınması ve sorularımıza yanıt verilmesi için yazdığımız dilekçeyi @csbgovtr Hatay İl Müdürlüğü’ne teslim ettik. Dilekçeyi bakanlığa Ankara’dan da teslim edeceğiz. #deprem #Samandağ #Altınözü 3/3 pic.twitter.com/5fFklDSnJG
— İklim Adaleti Koalisyonu (@iklimadaleti_k) March 10, 2023
Koalisyon tarafından yapılan açıklamada, “Enkazlar Mileyha Sulak Alanı’nın koruma sahasının, çadırkentin yanında deniz kenarına dökülüyor. Yetkililer ‘daha uygun bir yer’ bulamadıklarını söylüyorlar. ‘Acilen doğayı, halk sağlığını koruyun’ çağrısını yineliyoruz. Gerekli önlemlerin alınması ve sorularımıza yanıt verilmesi için yazdığımız dilekçeyi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Hatay İl Müdürlüğü’ne teslim ettik. Dilekçeyi bakanlığa Ankara’dan da teslim edeceğiz.” denildi.
İklim Adaleti Koalisyonu: ‘Enerji Yoksulluğu Yaşam Hakkı İhlalidir’
İklim Adaleti Koalisyonu
Bizler, Cop26 Koalisyonu kapitalist ekonomi-politiğin neden olduğu iklim krizine karşı iklim adaletini savunmak ve bu doğrultuda uluslararası hareketlerin bir parçası olarak mücadeleyi büyütmek, geliştirmek ve sürdürmek amacıyla 25 Aralık 2021’den bu yana “İklim Adaleti Koalisyonu” olarak yoluna devam ediyor. Bireysel ve kurumsal katılımların açık olduğu koalisyonun 77 bileşeni var.
Katılımcılar listesine buradan ulaşabilirsiniz: https://www.iklimadaletikoalisyonu.org/katilimcilar
K2 Haber, İklim Adaleti Koalisyonu’nun bir bileşenidir.
Genel
Bakan Bilgin’den EYT Açıklaması: Yaş Şartı Olacak Mı?
2 yıl önce
-
8 Aralık 2022By
Barış TınayÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, EYT’de yaş sınırıyla ilgili soruya yanıt verdi. Bilgin, “Bugün Genel Kurul’daki bütçe görüşmelerinde açıklayacağım” dedi.
K2 HABER | Ekonomik krizin etkisiyle seçmen desteğini önemli ölçüde kaybeden iktidar, son dönemde EYT sorununu yeniden gündemine aldı. EYT’li sayısının, Mayıs 2022 itibariyle 4 milyon 683 bin 441 kişi olduğu belirtiliyordu.
Bu gelişmelerle iktidar, emeklilikte yaşa takılanlar için yapılan çalışmada yaş şartını kaldıran ve 1999 düzenlemesi öncesi hakları sigortalıya sağlayacak formül üzerinde yoğunlaştı.
Bütçe Görüşmelerinde Açıklayacağım
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, EYT’de yaş sınırıyla ilgili soruya, “Bugün Genel Kurul’daki bütçe görüşmelerinde açıklayacağım” dedi.
Özgür Erdursun: EYT’de Yaş Şartı Yok
🎙 Sosyal Güvenlik Uzmanı @ozgurerdursun: “#EYT‘de yaş şartı yok, Ocak ayı itibarıyla müracaatlar başlar.”#EYTdeYaşKoşulunaHayırpic.twitter.com/wFTKp7L6Xd
— K2 TV (@k2haber) December 7, 2022
Genel
Norveç’te İklim Aktivistleri Ünlü ‘Çığlık’ Tablosuna Kendilerini Yapıştırdı
2 yıl önce
-
11 Kasım 2022By
Nesrin ÖzbayNorveç’te iklim aktivistleri ünlü ‘Çığlık’ tablosuna kendilerini yapıştırdı.
K2 HABER| Ülke basınındaki haberlere göre, iki aktivist ressam Edvard Much’ın 1893 tarihli ‘Çığlık’ adlı tablosuna kendilerini yapıştırdı. Tabloda herhangi bir zarar oluşmadı.
Norveç polisi, müzenin çağrısı üzerine 3 kişiyi gözaltına aldı. Üçüncü kişinin, tabloya kendilerini yapıştıranları kameraya aldığı belirtildi.
İngiltere’de 14 Ekim’de benzer bir olay yaşanmış, “Just Stop Oil ” (Sadece Petrolü Durdurun) adlı çevreci grubun iki üyesi, başkent Londra’daki National Gallery’de sergilenen Vincent Van Gogh’un “Ayçiçekleri” tablosuna domates çorbası fırlatmıştı.
Bu yıl Trakya’nın kurtuluş günlerinin 100. yıl dönümü kutlanıyor. Her kasabada ve ilçede farklı etkinliklerle kutlanan kurtuluş günleri, aslında kurtuluş bayramları olarak anılıyor.
DENİZ KILIÇ | Osmanlı Devleti’nin son döneminde ülkemiz emperyalist devletler tarafından işgal edildi. İşgaller, Atatürk öncülüğündeki milli mücadele kahramanlarımız tarafından son buldu. İşgalin ilk gününden itibaren milletimiz büyük bir azim ve kararlılık göstererek vatan savunmasından asla geri adım atmadı.
Dünya üzerinde eşi, benzeri görülmemiş bir mücadele sergileyen milletimiz 7’den 70’e kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle bir olmuş ve vatan savunmasını gerçekleştirmiştir. Bugünkü ülke sınırımız ve tam bağımsızlığımız o gün sergilenen milli mücadele sayesinde elde edilmiştir.
Adım adım zafere yaklaştığımız günlerde düşman işgalinden kurtulan her bir köy, kasaba ve vilayette bayram sevinci yaşanmıştır. O günlerden günümüze kadar her yıl coşkuyla kutlanan “Kurtuluş Günleri” Trakya’da bayram havasında gerçekleşiyor.
Kurtuluş Günleri, Milli Mücadelenin Yerel Hafızasıdır
Kurtuluş günleri, milli mücadele günlerinin anımsanması açısından ayrı bir öneme sahiptir. Milli Mücadelemizin tüm hatıraları bugün birçok kasabada kurtuluş bayramlarında yaşatılmaya devam ediliyor. Bu yönüyle aynı zamanda kurtuluş bayramları milli mücadelenin ‘yerel hafızası’ niteliğindedir. Ülkemizin her bölgesinde farklı şekillerde kutlanan kurtuluş bayramları, Trakya bölgesinde de yüz yıldır coşku ve heyecanla kutlanmaya devam ediliyor. Kutlamalardaki bazı ritüeller gençlerin o günleri hayal etmesi ve geçmişini öğrenmesi açısından dolayı da büyük önem teşkil ediyor.
Kasım Ayı Trakya’da Başka Yaşanır…
1 Kasım’da Çorlu, Saray, Vize ve Muratlı ile başlayan Trakya’daki kurtuluş bayramları, 27 Kasım’daki Edirne Lalapaşa ilçesi kurtuluş bayramına kadar aralıklarla sürmektedir. Kurtuluş bayramları belde ve ilçelerin meydanlarında yerel halkın yoğun katılımıyla kutlanıyor. Öğrenciler daha önceden hazırlandığı halk oyunlarını ve tiyatro gösterilerini özenle sergiliyor. Günün anlam ve önemine vurgu yapan şiirler okunuyor, türküler söyleniyor. Her yaştan insanlar bayram yerine coşkuyla gidiyor, birbirlerinin bayramlarını kutluyor.
Trakya’daki Bazı İl ve İlçelerin Kurtuluş Günleri
1 Kasım: Çorlu, Saray, Ergene, Vize, 2 Kasım: Muratlı, 8 Kasım: Lüleburgaz, Pınarhisar 9 Kasım: Babaeski, Pehlivanköy, 11 Kasım: Kırklareli, Kofçaz, Demirköy, 13 Kasım: Tekirdağ, 14 Kasım: Hayrabolu, Malkara, 17 Kasım: Şarköy, 18 Kasım: Uzunköprü, 19 Kasım: Keşan, Meriç, 20 Kasım: İpsala, 23 Kasım: Enez, Havsa, 25 Kasım: Edirne, 27 Kasım: Lalapaşa
Kırklareli’nin Kurtuluş Bayramı 10 Kasım’dan 11 Kasım’a Alındı
10 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat yıl dönümü olması nedeniyle, 2019 yılı Ekim ayı Kırklareli Belediye Meclisi toplantısında oy birliğiyle alınan kararla, Kırklareli ilinin kurtuluş bayramı 10 Kasım’dan 11 Kasım’a alındı.
Konuyla ilgili o dönemde açıklama yapan Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu “Kırklareli’mizin kurtuluşunu artık 10 Kasım’da değil, 11 Kasım’da kutlayacağız. Bizim her yıl bir yanımız kederli bir yanımız coşkulu olurdu 10 Kasım’da; önce düşman işgalinden kurtulduğumuz gün oldu 10 Kasım, sonra da Atamızı kaybettiğimiz gün. Kırklareli Belediye Meclisi olarak aldığımız karar doğrultusunda artık kurtuluşumuzu bu yıldan başlayarak 11 Kasım gününde kutlayacağız, hayırlı olsun’’ diyerek açıklamıştı.
Bu Yıl Trakya’nın Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 100. Yıl Dönümü
Balkan Savaşları’ndan sonra çeşitli zamanlarda Bulgar, Yunan ve Fransızların işgaline uğrayan Trakya toprakları zaman zaman bölgesel kurtuluş gerçekleştirse de işgale uğramaya devam etmiştir.
Nihayetinde devam eden işgal, 15 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi kararlarıyla birlikte, 1 Kasım 1922’de Çorlu’dan başlayarak 27 Kasım 1922’de Edirne- Lalapaşa İlçesi’ndeki geri çekilmeleriyle son bulmuştur. Bu yıl Trakya bölgesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıl dönümü kutlanmaktadır.
Yerel Kurtuluş Bayramlarında Resmi Tatil Olmalı
Bugün, bu topraklarda her yaştan insanımızın sevinçle uyanarak coşkuyla katıldığı kurtuluş bayramları, milli birlik, beraberlik ve dayanışmamızın sembolü haline gelen yerel kurtuluş günlerinin ‘resmi tatil’ ve ‘bayram’ olarak nitelendirilmesi, tarihsel hafızamızı gelecek kuşaklara daha kolay aktarabilmek için önemli olabilir.
Genel
N Kolay İstanbul Maratonu 60 Bin Kişiyi Bir Araya Getirdi
2 yıl önce
-
6 Kasım 2022By
Barış TınayİBB iştiraki Spor İstanbul, dünyanın 102 farklı ülkesinden gelen yaklaşık 30 bin atleti, 44. N Kolay İstanbul Maratonu’nda buluşturdu. Halk koşusunda ter döken yaklaşık 30 bin kişiyle, toplam 60 bini bulan katılımcılar, Asya’dan Avrupa’ya eşsiz bir İstanbul ve Boğaz manzarası deneyimi yaşadı.
K2 HABER | 44. N Kolay İstanbul Maratonu’nu, erkeklerde Kenyalı atlet Robert Kipkemboi, 2:09:37’lik derecesiyle, kadınlar yarışını ise, Etiyopyalı atlet Sechale Dalasa 2:25:52’lik derecesiyle kazandı. Şampiyonlara ödüllerini veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hep birlikte İstanbul’a 2036 Olimpiyat Oyunları’nı getirmek istiyoruz. Bu konuda yola çıktık. Bu yolculuğun en dinamik insanları, sizler olacaksınız. Beraber başaracağız” dedi.
k2 İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul A.Ş.’nin düzenlediği 44. N Kolay İstanbul Maratonu, dünyanın 102 farklı ülkesinden gelen yaklaşık 30 bin sporcuyu bir araya getirdi. Bu rakam, halk koşusu ile birlikte 60 bin katılımcıya ulaştı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Asya girişinden itibaren koşulan maratonun başlangıç kornalarına; CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu, CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Spor İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Renay Onur, Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca ile Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanvekili Mustafa Yasintaş bastı. B40 (Balkan Şehirleri Ağı) üyesi ülkelerden gelen Pula Belediye Başkanı Filip Zoricic, Saraybosna Belediye Başkanı Benjamina Karic, Laktaşi Belediye Başkanı Miroslav Bojić, Sofya Belediye Başkanı Yordanka Fandakova, Stara Zagora Belediye Başkanı Zhivko Todorov, Svilengrad Belediye Başkanı Anastas Karchev ve Filibe Belediye Başkanı Zdravko Dimitrov da dünyanın kıtalar arası koşulan tek maratonu olma özelliğini taşıyan etkinliğe tanıklık etti.
Renkli Görüntüler Oluştu
Birbirinden renkli görüntülere sahne olan maraton ve halk koşusu öncesinde bir konuşma yapan İmamoğlu, “Muhteşem konuklarımız var. İstanbul’da, dünyanın her yerinde gelen on binlerce koşucular var. Muazzam bir maraton olacak. Bir efsaneye göre; ilk maratonu bir savaş sonrası bir ulak, savaşın sonucunu yöneticilerine getirmek için koşmuş. Artık bu yüzyılda, koşunun anlamı başka bir yere evrildi. İki kıta arasında ne için koşuyoruz? Barış için koşuyoruz. Sevgi için koşuyoruz. Kucaklaşmak için koşuyoruz. Adalet için koşuyoruz. Hayatın bütün güzellikleri için koşuyoruz. Dünyanın her yerinden gelip, bu güzel anı bizimle paylaşan bütün dostlarımıza, herkese, Türkiye Cumhuriyeti’nin güzel insanlarına, İstanbul’un güzel insanlarına 44. maratonumuz hayırlı olsun diyorum” dedi.
‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’
‘Ülkemiz, Şehrimiz ve Bayrağımız İçin Yürüyoruz’
“Hep birlikte İstanbul’a 2036 Olimpiyat Oyunları’nı getirmek istiyoruz” diyen İmamoğlu, “Bu konuda yola çıktık. Bu yolculuğun en dinamik insanları, sizler olacaksınız. Beraber başaracağız. Bugün çok değerli misafirlerimiz var. Balkan şehirlerinin bir kısmı bizimle belediye başkanları bizimle. Onlar da sizi benimle beraber selamlıyor. Onların katılımıyla beraber, bu güzel maratonda bütün dünyaya barışa dair, sevgiye dair, ‘Savaşa Hayır’ diyerek doğayı koruyan, dünyanın göç meselesinin belki de en temel kaynağı iklime dair, iklim krizine dair iş birliği yaptığımızı en büyük şekliyle dile getirerek bu maratonu koşacağız. 21. yüzyılda, barışa dair bu duruşumuzun Türkiye’mize büyük bir moral olduğunun farkındayız. Ülkemiz için koşuyoruz. Bayrağımız için koşuyoruz. Şehrimiz için koşuyoruz. Ama çok önemli bir yıldayız. Aynı zamanda Cumhuriyet’imizin 100’ncü yılı için koşuyoruz” ifadelerini kullandı.
Şampiyonlar Ödüllerini İmamoğlu’ndan Aldı
Konuşmaların ardından İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ve çocukları Semih ve Beren ile Balkan ülkelerinin belediye başkanları, Altunizade Köprüsü üzerinde başlayan ‘Halk Koşusu’na bir süre eşlik etti. Vatandaşlar, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü çıkışına kadar kendilerine eşlik eden İmamoğlu ve beraberindeki heyete, yoğun ilgi gösterdi. Maratonun ödül töreni, Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirildi. Kulvarında dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olan 44. N Kolay İstanbul Maratonu’nu, erkeklerde Kenyalı atlet Robert Kipkemboi, 2:09:37’lik derecesiyle parkur rekoru kırarak kazandı. Kadınlar yarışını ise, Etiyopyalı atlet Sechale Dalasa kazandı. Dalasa, 2:25:52 ile kariyer rekorunu gerçekleştirdi. Şampiyonlara ödüllerini veren ve törende kısa bir konuşma yapan İmamoğlu, İstanbul Maratonu’nda geçmişten günümüze emeği geçen bütün kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkürlerini iletti.
Bosphorun 10K Parkuru Beşiktaş’ta Koşuldu
Dünyanın Kıtalararası Koşulan Tek Maratonu
World Athletics Elite Label Kategori’de yer alan N Kolay İstanbul Maratonu, dünyanın kıtalararası koşulan tek maratonu konumunda. Uluslararası yarışta, 15 kilometre ve 42 kilometrede, yaklaşık 30 bin sporcu parkura çıktı. 8 kilometrelik halk koşusuna da yaklaşık 30 bin kişi katıldı. Toplamda yaklaşık 60 bin kişi, dev organizasyonda yer aldı. Aralarında Alman Paten Milli Takım sporcusu Sebastian Mirsch’in de bulunduğu toplan 200 paten sporcusu da N Kolay İstanbul Maratonu’nda ter döktü.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün 89 sayfalık raporunda, Türkiye’de hükümetin plastik geri dönüşümünün sağlık ve çevre üzerindeki etkilerini ele almakta etkisiz kalmasının, sağlık hakkı üzerindeki olumsuz sonuçları belgelendi.
K2 HABER|Çin’in 2018’de plastik çöp ithalatını yasaklamasının ardından “Avrupa’nın yeni çöp tenekesi” olarak tanımlanmaya başlayan Türkiye’de halkın geri dönüşümle nasıl zehirlendiğini İnsan Hakları İzleme Örgütü geçen hafta yayınladığı bir raporla ortaya koydu. “Sanki Bizi Zehirliyorlar: Türkiye’de Plastik Geri Dönüşümünün Sağlık Üzerindeki Etkileri” başlıklı 89 sayfalık raporda, Türkiye’de hükümetin plastik geri dönüşümünün sağlık ve çevre üzerindeki etkilerini ele almakta etkisiz kalmasının, sağlık hakkı üzerindeki olumsuz sonuçları belgelendi.
Haber Vermeksizin Denetim
Raporda şu ifadelere yer verildi: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, geri dönüşüm tesislerine önceden haber vermeksizin etkin ve düzenli denetimler gerçekleştirmeli; yasalara aykırı olarak ev ve okulların yakınında bulunan tesisleri kapatmalı. Sağlık Bakanlığı, plastik geri dönüşüm tesislerinin yakınındaki mahallelerde sağlık etki değerlendirme çalışmaları yürütmeli.”
Plastik Çöp İthalatı Konusunda Farkındalığımız Yeterli Düzeyde Değil
Avrupa’nın Çöp Tenekesi
Türkiye, 2020 ile 2021 yıllarında 27 üyeli Avrupa Birliği’nin geri dönüştürmediği tüm plastik çöpünün neredeyse yarısını ithal etti. Türkiye Avrupalıların kullanıp attığı plastik çöpün geri dönüşüm merkezi haline getirildi. 2016 ile 2020 arasında Türkiye’nin plastik ithalatı yüzde 1.200 artarak yıllık 450 bin tona ulaştı.
Genel
REN21 Raporu Yayımlandı: Yenilenebilir Enerjide %17 Artışla Bir Rekor Kırıldı
2 yıl önce
-
15 Haziran 2022By
Barış TınayEn son REN21 raporuna göre yenilenebilir enerjide rekor büyüme yaşandı, ancak dünya toparlama sürecinde temiz enerjide tarihi fırsatı kaçırdı.
K2 HABER | Yenilenebilir enerji kapasitesinde rekor artışlara rağmen, yenilenebilir enerjinin küresel enerji kullanımındaki payı 2021’de sabit kaldı. Artan enerji tüketimi ve fosil yakıt kullanımındaki artış, yenilenebilir enerjideki büyümeyi geride bıraktı. Ukrayna savaşı küresel bir enerji krizini şiddetlendirdi ve milyarlarca insan enerji yoksulluğu tehdidiyle karşı karşıya kalırken fosil yakıt şirketleri için beklenmedik kârlar yarattı.
COVID-19 pandemisinin ardından dünya çapında yeşil toparlanma vaatlerine rağmen, tarihi fırsat kaybedildi. REN21’in 2022 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu (GSR 2022), küresel temiz enerji geçişinin gerçekleşmediğine dair net bir uyarı gönderiyor, bu da dünyanın bu on yılda kritik iklim hedeflerine ulaşmasını pek olası kılmıyor. 2021’in ikinci yarısı, Rusya Federasyonu’nun 2022’nin başlarında Ukrayna’yı işgal etmesi ve benzeri görülmemiş küresel emtia şokuyla daha da kötüleşen, modern tarihin en büyük enerji krizinin başlangıcına sahne oldu.
Çoğu Ülke Daha Fazla Kömür, Petrol ve Doğal Gaz Yakmaya Geri Döndü
REN21 İcra Direktörü Rana Adib, “Daha fazla hükümet 2021’de net sıfır sera gazı emisyonu taahhüdünde bulunsa da, gerçek şu ki, enerji krizine yanıt olarak çoğu ülke yeni fosil yakıt kaynakları aramaya ve daha da fazla kömür, petrol ve doğal gaz yakmaya geri döndü” dedi.
GSR, her yıl dünya çapında yenilenebilir enerji dağıtımının durum değerlendirmesini yapıyor. Art arda yayınlanan 17. baskı olan 2022 raporu, uzmanların şu uyarılarının kanıtını sunuyor: Yenilenebilir enerjinin dünyanın nihai enerji tüketimindeki toplam payı ilerlemedi; 2009’da %10,6’dan 2019’da %11.7’ye çok az bir artış yaşandı ve küresel enerji sisteminin yenilenebilir kaynaklara geçişi gerçekleşmiyor.
Elektrik sektöründe, yenilenebilir enerji kapasitesinde (2020’ye göre %17 artışla 314,5 gigawatt) ve üretimde (7,793 terawatt-saat) yapılan rekor artışlar, elektrik tüketimindeki %6’lık genel artışı karşılayamadı. Isıtma ve soğutmada, nihai enerji tüketimindeki yenilenebilir payı 2009’da %8,9’dan 2019’da %11,2’ye yükseldi. Yenilenebilir payının 2009’da %2,4’ten 2019’da %3,7’ye çıktığı ulaşım sektöründeki ilerleme eksikliği özellikle endişe verici, çünkü sektör küresel enerji tüketiminin yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
GSR 2022 ilk kez ülkelere göre yenilenebilir enerji paylarının bir dünya haritasını sunuyor ve önde gelen bazı ülkelerdeki ilerlemeyi vurguluyor.
Rusya – Ukrayna Savaşı: AB Ülkeleri Hızla Yenilenebilir Enerjiye Yöneliyor
Siyasi Momentum Eyleme Dönüşmedi
Kasım 2021’deki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP26) öncesinde, bir rekor gerçekleştirerek 135 ülke 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu elde etme sözü verdi. Ancak, bu ülkelerden sadece 84’ünün ekonomi çapında yenilenebilir enerji hedefleri vardı, ve sadece 36’sının %100 yenilenebilir enerji hedefi vardı. BM iklim zirveleri tarihinde ilk kez, COP26 deklarasyonu kömür kullanımının azaltılması ihtiyacından söz etti, ancak ne kömür ne de fosil yakıtlarda hedeflenen azaltımlar için çağrıda bulunmadı.
GSR 2022, ülkelerin net sıfır taahhütlerini yerine getirmenin büyük çabalar gerektireceğini ve COVID-19 ile ilişkili momentumun kullanılmadığını açıkça ortaya koyuyor. Birçok ülkedeki önemli yeşil toparlanma önlemlerine rağmen, 2021’deki güçlü ekonomik toparlanma – küresel reel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) %5,9 büyümesiyle – nihai enerji tüketiminde %4’lük bir artışa katkıda bulunarak yenilenebilir enerjideki büyümeyi dengeledi. Yalnızca Çin’de, nihai enerji tüketimi 2009 ile 2019 arasında %36 arttı. 2021’de küresel enerji kullanımındaki artışın çoğu fosil yakıtlar tarafından karşılandı ve dünya çapında 2 milyar tonun üzerinde karbondioksit emisyonuyla tarihteki en büyük artışa neden oldu.
Eski Enerji Düzeninin Çöküşü Küresel Ekonomiyi Tehdit Ediyor
2021 yılı aynı zamanda, 1973 petrol krizinden bu yana enerji fiyatlarındaki en büyük artışla birlikte, ucuz fosil yakıtlar çağının da sonu oldu. Yıl sonuna kadar, doğal gaz fiyatları Avrupa ve Asya’da 2020 seviyelerinin yaklaşık on katına ulaştı ve ABD’de üç katına çıkarak 2021’in sonunda büyük pazarlarda toptan elektrik fiyatlarında bir artışa yol açtı. Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’yı işgali ortaya çıkan enerji krizini iyice şiddetlendirerek, küresel ekonomik büyüme üzerinde ağır bir baskı oluşturan ve fosil yakıt ithalatına bağımlı 136’dan fazla ülkeyi sarsan eşi görülmemiş bir emtia şok dalgasına neden oldu.
Adib, “Eski enerji rejimi ve onunla birlikte küresel ekonomi gözlerimizin önünde çöküyor” dedi. “Yine de krize müdahale ve iklim hedefleri çatışma içinde olmamalıdır. Yenilenebilir kaynaklar, enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların üstesinden gelmek için en uygun fiyatlı ve en iyi çözümdür. Yenilenebilir kaynakların payını artırmalı ve onları ekonomik ve endüstriyel politikanın bir önceliği haline getirmeliyiz. Bir yangına daha fazla ateşle müdahale edemeyiz.”
Türkiye’de Kömür Düşüşte Ancak Emisyonlar Azalmıyor
Yenilenebilir Enerji, Daha Fazla Adalet ve Enerji Bağımsızlığı Şansı Sunuyor
Rusya’nın, özellikle Avrupa’ya kritik doğal gaz ve petrol ihracatını durdurma tehdidi, yenilenebilir enerjiye geçişin aciliyetinin altını çizdi. Krizle mücadele etmek için Avrupa Birliği ve ulusal ve yerel yönetimler temiz enerji hedeflerini güncellediler ve enerji geçişini hızlandırmak için çok sayıda önlem aldılar, ancak aynı zamanda eski reçetelere başvurmaya devam ediyorlar. Birleşik Krallık gibi bazı ülkeler, yeni vergiler açıklamış olsa da, çoğu ülke aynı anda fosil yakıtlar üzerinde yeni sübvansiyonlar yürürlüğe koydu. Kömür, petrol ve doğal gaz endüstrileri, enerji krizinden ve hükümetlerin tepkilerinden hem kâr hem de nüfuz elde ederek başlıca yararlananlar oldu.
GSR 2022, iklim eylemine yönelik yenilenen taahhütlere rağmen, hükümetlerin yine de fosil yakıt üretimi için sübvansiyon sağlamayı ve enerji krizinin etkilerini azaltmak için ilk tercihleri olarak kullanmayı tercih ettiğini belgeliyor. 2018 ve 2020 yılları arasında hükümetler, fosil yakıt sübvansiyonlarına 18 trilyon ABD doları – 2020’de küresel GSYİH’nın %7’si kadar harcadı. Bazı durumlarda (Hindistan’da olduğu gibi) yenilenebilir kaynaklara verilen desteği azaltarak bunu gerçekleştirdi. Bu eğilim, iddialı iklim hedefleri ve eylemler arasında endişe verici bir boşluk olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, yerelleştirilmiş enerji üretimi ve değer zincirleri yoluyla daha çeşitli ve kapsayıcı enerji yönetişimi de dahil olmak üzere, yenilenebilir tabanlı bir ekonomiye ve topluma geçişin birçok fırsatını ve faydasını görmezden geliyor. Toplam enerji tüketiminde daha yüksek yenilenebilir paya sahip ülkeler, daha fazla enerji bağımsızlığı ve güvenliğinden fayda sağlıyor.
Adib, “Yenilenebilir kaynakları ikinci plana atmak ve insanların enerji faturalarını azaltmak için fosil yakıt sübvansiyonlarına güvenmek yerine, hükümetler, olumsuz etkilere maruz kalacak evlerde yenilenebilir enerji teknolojilerinin kurulumunu doğrudan finanse etmelidir. Sonunda, ön yatırıma rağmen yenilenebilir enerji yolu daha ucuza çıkacak” dedi.
REN21 Başkanı Arthouros Zervos, “Fosil yakıtlar için net bitiş tarihleri ile birlikte yenilenebilir enerjiye geçiş için kısa ve uzun vadeli hedefler ve planlar için çağrıda bulunuyoruz” dedi. “Yenilenebilir enerji kaynaklarının artışı, tüm ekonomik sektörlerde kilit bir performans göstergesi olmalıdır.”
İspanya Başkan Yardımcısı ve Ekolojik Geçiş ve Demografik Mücadele Bakanı Teresa Ribera, “Enerji geçişi bizim yaşam çizgimizdir” dedi. “Yenilikçi iş modellerini ve organizasyon biçimlerini mümkün kılacak, değer zincirlerini dönüştürecek, ekonomik gücü yeniden dağıtacak ve yönetimi daha insan merkezli yeni yollarla şekillendirecek. Teknolojiye yapılan doğru yatırımlar ile, yenilenebilir enerji, dünyadaki her ülkeye daha fazla enerji özerkliği ve güvenliği için bir şans sunan tek enerji kaynağıdır.”
Rüzgar ve Güneş Son 12 Ayda 7 Milyar Dolarlık Enerji İthalatına Engel Oldu
REN21 ve 2022 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu Hakkında
REN21, tüm yenilenebilir enerji sektörlerinde bilim, akademi, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve endüstriden yenilenebilir enerji aktörlerinden oluşan tek küresel topluluktur. Topluluğumuz, veri ve raporlama kültürümüzün merkezinde yer alır. 2022 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu da dahil olmak üzere tüm bilgi faaliyetlerimiz, REN21’in küresel olarak tarafsız bir veri ve bilgi uzmanı olarak tanınmasına izin veren benzersiz bir raporlama sürecini takip eder. REN21 damgasını taşıyan tüm REN21 belgeleri, altı sac ayaklı bir sürece göre üretildi:
- Farklı sektörlerden küresel, çok paydaşlı bir uzmanlar topluluğu üzerine kurulu veri toplama yöntemleri geliştirmek, sıklıkla konsolide edilmeyen ve toplanması zor olan dağınık veri ve bilgilere erişimi mümkün kılmak.
- Çok çeşitli kaynaklardan toplanan resmi ve gayri resmi verileri işbirlikçi ve şeffaf bir şekilde (örneğin, kapsamlı referanslar kullanarak) birleştirmek.
- Açık bir bilimsel gözden geçirme süreci içerisinde veri ve bilgileri tamamlamak ve doğrulamak.
- REN21 ekibi ve yazarlar arasındaki görüşmeler ve kişisel iletişim yoluyla hedef yıldaki yenilenebilir enerji eğilimleri hakkında uzman girdisi elde etmek.
- Gerçeklere dayalı kanıtlar sağlamak ve enerji geçişi konusundaki küresel ve bölgesel tartışmayı şekillendirmek, gelişmeleri izlemek ve karar süreçlerini bilgilendirmek amacıyla destekleyici bir anlatı geliştirmek için doğrulanmış veri ve bilgileri kullanmak.
- Verileri ve bilgileri açıkça erişilebilir kılmak ve kaynaklarımızı şeffaf hale getirmek, böylece insanlar tarafından çalışmalarında yenilenebilir enerjiyi savunmak için kullanılmasını sağlamak.
650’den fazla uzman, uluslararası bir yazarlık ekibi ve REN21 Sekreterliği ile birlikte çalışarak GSR 2022’ye katkıda bulundu.
Genel
Ataol Behramoğlu’nun İkinci Kırk Yaşı Beşiktaş’ta Özel Bir Etkinlikle Kutlandı
3 yıl önce
-
16 Mayıs 2022By
Barış TınayBeşiktaş Belediyesi’nin ev sahipliğinde Ataol Behramoğlu’nun ikinci kırk yaşı anlamlı bir etkinlik ile kutlandı. Behramoğlu’nun ‘Suçlusunuz’ ve ‘Cezaevi Güncesi’ adlı iki yeni kitabı ile kutlanan doğum günü programına Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve çok sayıda ünlü isim katıldı.
K2 HABER | Beşiktaş Belediyesi ve Tekin Yayınevi ev sahipliğinde Ataol Behramoğlu’nun 80. yaşı Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen özel bir etkinlik ile kutlandı. Meltem Cumbul ve Levent Üzümcü’nün sunduğu program Nebil Özgentürk’ün Ataol Behramoğlu adına hazırladığı belgesel film gösterimiyle başladı. Behramoğlu’nun ‘Suçlusunuz’ ve ‘Cezaevi Güncesi’ adlı iki yeni kitabı ile kutlanan gecede Orhan Aydın ‘Ne çok Hain’ şiirini okudu.
Gazeteci-Yazar Barış Terkoğlu ve İsmail Saymaz Behramoğlu’nun cezaevi günlüklerinden kesitler okurken CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da ‘Beyaz ipek gibi yağdı kar’ şiirini okudu.
Başkan Rıza Akpolat: ‘Beşiktaş’ın En Büyük İkinci Markasını Yaratacağız’
Başkan Rıza Akpolat: ‘Ataol Behramoğlu’nun Güzel Anlarına Tanıklık Etmek Bizim İçin Ayrı Bir Gurur’
Programda bir konuşma gerçekleştiren Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, sözlerine sanatı ve sanatçıyı görünür kılmak, sanatı Beşiktaş’ın kılcal damarlarına yaymak için bir çaba içerisindeyiz. Sizleri burada ağırlıyor olmaktan büyük bir mutluluk ve onur duyuyorum diyerek başladı ve konuşmasını şöyle sürdürdü.
“Böyle zamanlarda ifade etmenin en önemli alanlarından biri olan şiirin Türkiye’deki bana göre en önemli temsilcilerinden biri olan Ataol Behramoğlu’nun güzel anlarına tanıklık etmek bizim için ayrı bir gurur vesilesi o anlamda kendisine bize paydaş olmayı kabul ettiği için tekrar teşekkür ediyorum.
Behramoğlu’nun özgürlük aşkına, cezaevinde çocuklarına duyduğu özleme, hukuksuzca esaret altında tutulmasına rağmen besleyip büyüttüğü sabrına, onun anlamlı satırlarından tanıklık edeceğiz. Behramoğlu’nun Özgürlük ve Onur Üzerine şiirinde dediği gibi;
Özgürlük ve onur için verilen savaşım
Kavgaların en kutsalıdır.
(…) Gerçekten insan olabilme uğraşıdır.
Bizler bu ülkede, düşüncenin özgür olduğu, insanların düşüncelerinden dolayı yargılanmadığı, tutsak edilmediği, herkesin hür ve onurlu bir yaşam sürebildiği bir düzen kurulana kadar mücadelemizden, bu kutsal kavgamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Yaşamı boyunca bu mücadeleyi vermiş Ataol Behramoğlu’nun ikinci 40’ıncı yaşını kutluyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Türkiye’de Bir İlk: Beşiktaş Belediyesi’nde 65+ Yaşam Ofisi Açıldı
‘İyi Ki Bu Günlükleri Tutmuşum, Çok Mutluyum’
Program sonunda sahneye çıkan Ataol Behramoğlu Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve tüm katılımcılara tek tek teşekkür ederek şunları söyledi.
“Her şey bu ülke içindir, vatanımız içindir, Türkiye içindir, Türkçemiz içindir. Elden gelen her şeyi biz vatanımız için yapıyoruz. Şimdi bu buluşmanın asıl gerekçesi Barış Derneği’nin duruşmasının 40. yılında ‘Cezaevi Güncesi’dir. 1960’lı yıllardan beri tutuyorum ben bu günceleri. Bu günceleri tutarken bunların bir gün yayınlanacağı aklımın ucundan bile geçmedi. Bunlar benim kendimle baş başa kalışımın sonuçlarıdır. Ama mutluyum iyi ki bunu yazmışım. Çünkü kişisel olarak o günleri bir kez daha yaşıyor gibiyim.
Çok yoğun ilginin olduğu gecede Nebil Özgentürk, Gökmen Karadağ, Pelin Batu, Tuna Kiremitçi, Ekrem Ataer, Haluk Çetin, Selçuk Korku, Ayşegül Tözeren, Ayşen Şahin, Cansu Fırıncı, Nihat Behram ve Senan Kara sahne aldı.
Başkan Akpolat: ‘Ortaköy Vadisi Projesini Hayata Geçireceğiz’
Genel
İzmir, 2022 Avrupa Ödülü’nü Kazandı: ‘Umut, Bu Topraklarda Hep Vardı’
3 yıl önce
-
27 Nisan 2022By
Barış TınayAvrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından her yıl verilen Avrupa Ödülü, bu yıl İzmir’in oldu. İkinci turda beş kenti geride bırakan İzmir, ödülü almaya hak kazandı. Haberi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabından duyurdu.
K2 HABER | İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’i dünyaya açma vizyonu karşılık buldu. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından her yıl verilen Avrupa Ödülü’ne bu yıl İzmir layık görüldü.
Avrupa değerlerini en aktif şekilde benimseyen ve yaygınlaştırılmasını üstlenen şehirlere verilen ödül, bu anlamda verilen en üst düzeydeki ödül olarak tanımlanıyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından her yıl verilen Avrupa Ödülü’nü bu yıl İzmir, ikinci turda beş kenti geride bırakarak almaya hak kazandı.
Tunç Soyer: ‘Umut Bu Topraklarda Hep Vardı Yitirmeyin’
İzmir’in Avrupa Ödülü’nü kazandığının haberini, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer kendi sosyal medya hesabından duyurdu. Soyer paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Güzel İzmirim, bu gurur hepimizin! Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından Avrupa değerlerini en iyi temsil eden kent seçilerek ‘2022 Avrupa Ödülü’nü’ kazandık. Gençler, umut bu topraklarda hep vardı, yitirmeyin. Beraber yeşerteceğiz.”
Güzel İzmirim, bu gurur hepimizin!
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından Avrupa değerlerini en iyi temsil eden kent seçilerek “2022 Avrupa Ödülü’nü” kazandık.
Gençler, umut bu topraklarda hep vardı, yitirmeyin. Beraber yeşerteceğiz. pic.twitter.com/FTA8E4LqeQ
— Tunç Soyer (@tuncsoyer) April 26, 2022
İzmir’in Kanal İstanbul’u ‘Yarımada Projesi’nde İzmirlilere Yer Yok
İzmir’in Bir Dayanışma Kenti Olmasına Vurgu
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi de konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada İzmir’in yurtdışındaki belediyelerle siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda işbirliğine verdiği öneme dikkat çekilerek İzmir Enternasyonal Fuarı, Balkan Halk Dansları Festivali, Uluslararası İktisat Kongresi gibi büyük etkinliklerin kentte her yıl düzenlediği ifade edildi. Ayrıca açıklamada İzmir’in birçok önemli uluslararası etkinliğe yaptığı ev sahipliğinden ve her yıl çeşitli etkinliklerle Avrupa Günü’nün kutladığından söz edildi. Pandemiye rağmen şehirde Sanal Maraton, İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali, Avrupa Müzik Günü, 5. İzmir Edebiyat Festivali gibi birçok uluslararası kültür ve spor faaliyetinin düzenlenmesinin altı çizildi. İzmir’in bir dayanışma kenti olduğu vurgulandı. Bunların yanı sıra EUROCITIES, MedCities, UCLG gibi çok sayıda uluslararası yerel yönetim çatı kuruluşunda İzmir’in aldığı aktif role de dikkat çekildi.
En Üst Seviyedeki Ödül
1955’ten bu yana verilen Avrupa Ödülü, Avrupa vatandaşları arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için en önemli araç olmanın yanı sıra Avrupa ideallerinin de yaygınlaştırılmasını sağlayan en üst seviyedeki ödül olarak tanımlanıyor. Ödülü alan kentlerin uluslararası görünürlüğü ve diğer belediyelerle iletişimi artıyor. Avrupa Ödülü, daha önce Şeref Bayrağı ve Şeref Plaketi kazanan başvuru sahipleri arasından her yıl bir veya iki belediyeye veriliyor.
Burası 2022 Avrupa Ödüllü, 8500 yıllık kadim kültürüyle; tarihin, felsefenin, medeniyetin başladığı, eşsiz kent.
Burası Cumhuriyetin, Demokrasinin kalesi İzmir. pic.twitter.com/Dswvr0rP06
— Tunç Soyer (@tuncsoyer) April 27, 2022
Karşıyaka Belediyesi’nden İklim Krizi Mesajı: ‘Bir Felaketin Ortasındayız’
İzmir, Şeref Bayrağı ve Şeref Plaketi Almıştı
1970’te “Şeref Bayrağı”, 2014’te ise “Şeref Plaketi” ödülüne layık görülen İzmir, uluslararası organizasyonlara üyeliklerini, yurt dışındaki kentlerle işbirliklerini, proje ortaklıklarını ve uluslararası faaliyetlerini anlattığı bir dosya ile 15 Ocak 2022’de Avrupa Ödülü’ne başvuru yapmıştı. İzmir Almanya’dan Bamberg ve Ingolstadt, Litvanya’dan Palanga, Polonya’dan Bolesławiec ve Ukrayna’dan Ternopil ile kısa listeye kalmıştı.