Connect with us

Ekoloji

Hayvan Özgürlüğü Aktivistlerinden Ortak Basın Açıklaması

yaşam nöbeti

Atlı faytonların kaldırılması için hayvan özgürlüğü aktivistleri tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde gerçekleştirilen ‘Yaşam Nöbeti’ giderek büyüyor. Nöbete destek veren dernek, topluluk ve aktivistlerin yayınladığı son basın açıklamasında, “Bugün faytonlarda çalıştırılan atlar, yaşamı paylaştığımız birer canlı olarak ele alınmayarak, Tarım ve Orman Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İBB ve Faytoncular Odası yönetimi arasındaki görüşmelere göre durumları belirlenen “köle pazarlığı” nesneleri haline gelmiş durumdadırlar.” ifadeleri kullanıldı.

Yaşam Nöbeti: Atlı Fayton Tazminat Pazarlıklarına Terk Edilemez

Yapılan basın açıklaması ve ortak metin şu şekilde:

“Atların yaşamı, “köle pazarlığı”nın konusu olamaz!
Atlar fayton ve tazminat pazarlıklarına terk edilemez!

Bilimin, Aklın ve Vicdanın Sesini Dinleyip Vegan Olun

İstanbul’un Adalar ilçesinde 19 Aralık 2019 tarihinde, faytonlarda çalıştırılan 81 atın İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından ruam teşhisi koyularak öldürülmesi ve ardından 20 Aralık 2019 tarihinde İstanbul Valiliği tarafından Adalar’da fayton kullanımının 3 ay süreyle yasaklaması ve atların ahırlarına geri dönmesiyle başlayan süreç, belirsizliğini korumaktadır.

Bugün de ruam (+) şüphesiyle ölümü bekleyen çok sayıda atın yanı sıra hâlihazırda sayıları 1000’e yaklaşan Adalar’daki fayton atları, sağlık, tedavi, bakım ve denetim koşulları şüpheli olduğu bilinen kapalı ahırlarda tutulmaktadır.

20 Aralık 2019 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ve belediye yetkilileriyle yaptığımız görüşmede “İstanbul ve Adalar sınırları içinde hayvan çalıştırmanın ve faytonculuğun tümüyle yasaklanması,” “Çalıştırılan atların en kısa zamanda sahiplerinden alınarak İBB güvencesinde bakım ve rehabilitasyon şatları sağlanmış güvenli alanlara yerleştirilmesi,” yönündeki taleplerimiz karşılık bulmamıştır. Bu nedenle İBB önünde hayvan özgürlüğü aktivistleri olarak yürüttüğümüz “yaşam nöbeti” devam etmektedir.

Çığır Açan Vegan Belgeseli: The Game Changers 

Atların Yaşamından Endişeliyiz!

Biz aşağıda imzası bulunan hayvan hakları savunucuları ve hayvan özgürlüğü aktivistleri olarak, gerek İBB’yle gerekse diğer kurumlarla yapılan görüşmelerde Adalar’daki atların durumuna ve geleceğine ilişkin kaygılarımızı defalarca gündeme getirmemize rağmen, bugüne kadar ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne de İstanbul Valiliği “atları ahırlara kapatmak” dışında somut bir adım atmamıştır.

Şeffaf olmayan bir süreçte ruam testlerini ve at ölümlerini gerçekleştiren İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İstanbul Valiliği, İBB yönetimi ve Adalar Belediyesi, bugün de salgın hastalığın yayılma ve bulaşma tehlikesini arttıran uygulamalar yapmaktadır. Adalar’daki faytoncular, atların şu anki sağlık durumları, ruam salgını tehlikesi ve atların geleceği konusunda kendilerine de sağlıklı bilgi ve belge verilmediğini açıklamaktadırlar. Bugün karantina ve tedavi koşullarına aykırı, veterinerlik hizmetlerinden yoksun bir ilçe olan Adalar’daki atlar, 19 Aralık 2019 tarihinde olduğu gibi yine bir gece yarısı operasyonuyla toplu katliam tehlikesiyle yüz yüze, uzun süre kapalı ahırlarda kalmanın getireceği fiziki tahribata ve sömürüye açık, beslenme ve tedavi olanakları şüpheli şartlarla karşı karşıyadır. Valiliğin aldığı kararların nasıl uygulanacağı ve atların durumu tümüyle belirsizliğini korumaktadır.

Dünya Vegan Günü: İnsanlar Neden Vegan Oluyorlar?

Bugün faytonlarda çalıştırılan atlar, yaşamı paylaştığımız birer canlı olarak ele alınmayarak, Tarım ve Orman Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İBB ve Faytoncular Odası yönetimi arasındaki görüşmelere göre durumları belirlenen “köle pazarlığı” nesneleri haline gelmiş durumdadırlar.

Tarım ve Orman Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve İBB yönetimi başta olmak üzere tüm yetkililerden, ilgili kurum ve kuruluşlardan;

– Faytonlarda çalışan atların son durumunun, Adalar’daki kaçak ya da kayıtlı atların toplam sayısının, hastalık bulaşan ya da Mallein Testi sonucunda ruam (+) şüphesi altında gözlem altında tutulan atlara dair bilgi ve raporların şeffaf bir şekilde paylaşılmasını,

– İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve İBB veterinerlik birimlerinin duruma derhal el koymasını ve ilgili ekiplerin Adalar’a yönlendirilmesini, hayvan hakları savunucularıyla birlikte Adalar’daki atlar için bakım ve rehabilitasyon şartlarının sağlanmasını,

Peki, Bu Veganlık Dedikleri Nedir?

– Hâlihazırda faytonların çalışmayacağı 3 aylık süreçte ve faytonların tasfiyesi döneminde atların sağlık, tedavi ve bakım koşullarının nasıl sağlanacağına ilişkin somut planın hayvan hakları savunucularıyla istişare edilerek hazırlanmasını ve onların geri bildirimleri alınarak tatbik edilmesini,

– Atlı faytonların Adalar’da tümüyle engellenmesini ve hayvan çalıştırmanın yasaklanmasını istiyoruz.

Atların yaşamının, kâr, rant, siyaset ve fayton pazarlıklarının konusu haline getirilemeyeceğini, her şart ve koşul altında yaşamı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha söylüyoruz!”

İMZACILAR

Yaşam Nöbetleri
Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi
Adalar Savunması
Dört Ayaklı Şehir
Hayvan Hakları İzleme Komitesi
İstanbul Vegan İnisiyatifi
Yunuslara Özgürlük Platformu
Kuzey Ormanları Savunması
Hayvanlara Adalet Derneği
Hayvan Hakları ve Etiği Derneği
Hayvan Özgürlüğü Kolektifi
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
Deneye Hayır Derneği
Faytona Binme Atlar Ölüyor
VEGvorous
İTÜ Vegan Topluluğu
YTU Vegan ve Vejetaryen Topluluğu
Veganizm Özgürlüktür
Vegan Ankara
Hayvan Özgürlüğü Kolektifi
Vegfest Didim
Kent Enstitüleri
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri
İzmir Vegan İnisiyatifi
Alakır Nehri Kardeşliği
Heybeliada Hayvan Hakları Grubu
Afyon Hayvan Hakları Dayanışma
Anamur Hayvan Hakları Dayanışma
Anamur Dostlar Grubu
ADIYAMAN Hayvan Hakları Dayanışma
Alpullu Hayvan Hakları Dayanışma
Ankara Animal Save
Antalya Hayvan Hakları Dayanışma
Antalya Demre Hayvan Hakları Dayanışma
Alanya Hayvanlar Eşittir Yaşam Derneği
Antalya Konyaaltı Hayvan Hakları Dayanışma
Ankara Ortadoğu Teknik Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
Ankara Gazi Üniversitesi – Sokak Hayvanlarını ve Doğayı Koruma Topluluğu
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi – – Hayvanları Koruma Kulübü
Antalya Akdeniz Üniversitesi – Hayvan Severler Topluluğu
AnadoluFed Ankara Temsilciği
AnadoluFed Ankara Temsilciliği
AnadoluFed Niksar Temsilciliği
AnadoluFed Turhal Temsilciliği
AnadoluFed Eskişehir Temsilciliği
AnadoluFed Nevşehir Temsilciliği
AnadoluFed Siirt Temsilciliği
AnadoluFed Kilis Temsilciliği
AnadoluFed Arsuz Temsilciliği
AnadoluFed Tarsus Temsilciliği
AnadoluFed Ünye Temsilciliği
AnadoluFed Sivas Temsilciliği
AnadoluFed Şebinkarahisar Temsilciliği
AnadoluFed Samsun Temsilciliği
AnadoluFed Karaman Temsilciliği
AnadoluFed Batman Temsilciliği
AnadoluFed Şanlıurfa Temsilciliği
AnadoluFed Kırşehir Çiçekdağı Temsilciliği
AnadoluFed Mersin Temsilciliği
AnadoluFed Yozgat Temsilciliği
AnadoluFed Adıyaman Temsilciliği
AnadoluFed Karabük Temsilciliği
AnadoluFed Osmaniye Temsilciliği
AnadoluFed Gümüşhane Temsilciliği
AnadoluFed Antalya Temsilciliği
AnadoluFed Denizli Temsilciliği
AnadoluFed Çınarcık Temsilciliği
AnadoluFed Giresun Temsilciliği
AFHAYDER (Afyon)
Amasya Doğal Hayatı ve Hayvan Haklarını Koruma Derneği
Adana Çukurova Üniversitesi – Hayvan Dostlar
Anadolufed Alanya Hayvan Hakları Gençlik Grubu
Ankapati Derneği
Antalya Pati Koruma Derneği
Avcılar Hayvan Hakları
Adana Hayvan Sahiplendirme Platformu
Antakya – Hatay Dayanışma
Akcakoca Dayanışma – Düzce
Anamur Hayvanları Koruma Derneği
Ankara Çayyolu Doğayı ve hayvanları Koruma Derneği
Afyonkarahisar Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği
Ankara Bağımsız Hayvan Hakları Grubu
Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu
Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği
Beşiktaş SOKAK Hayvanları Grubu
Bir Can Bir Umut Hayvan Hakları Platformu.
BİYEDER ( ADANA)
Biktuder Hayvan Hakları Komisyonu
Bafra Turizm Derneği
Bafra Yamaç Paraşütü Kulübü ve Derneği
Bafra Hayvan Hakları ve Eğitim Derneği
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Hayvanları Koruma Kulübü
Burdur Hayvan Dostları Derneği – BURHAYKO
BULDAN Hayvan Hakları Dayanışma
BìLECİK Hayvan Hakları Dayanışma
BURDUR Hayvan Hakları Dayanışma
BALIKESİR Hayvan Hakları Dayanışma
BUCAK Hayvan Hakları Dayanışma
Bursa Teknik Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi – Hayvanları Koruma Topluluğu
Balıkesir Sokak Hayvanlarını Düşünüyor
Balıkesir Karesi Doğayı ve Hayvanları Koruma Konseyi
Balıkesir Sındırgı – Çevhayko
Bornova Dayanışma – İzmir
Bilecik Hayvanları Koruma Derneği
Bozhayko Bozüyük Doğayı ve Hayvanları Koruma Grubu
BİR.ONE. Hayvan Hakları Platformu
Boğaziçi Üniversitesi Hayvan Hakları Topluluğu BUHAY
Beşiktaş Dayanışma
Balıkesir Dayanışma
Büyükçekmece Dayanışma
Batıkent Hayvanseverler Grubu – Ankara
Bitez: Bodrum Sokak Çocukları (Muğla)
Çeşme – Alaçatı Sokak Hayvanları ve Barınağı Yardımlaşma Platformu
Çanakkale Hayvan Hakları Dayanışma
Çatalca Hayvan Hakları Dayanışma
Çivril Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği
Çanakkale – Dost Patiler Derneği
Çesal Doğa Ve Hayvanseverler Derneği
Çeşme Dayanışma
Çankaya Dayanışma
Casper Barınak – Arnavutköy
Çorlu Dayanışma – Tekirdağ
Çorlu Doğa ve Hayvanları Sevenler Derneği (DOHAS)
Çorum Dayanışma
Dayanışma Hayvan Hakları Konfederasyonu ( DayanışmaFed )
DAYANIŞMAFed – Tunceli İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Elazığ İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Çankırı İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Kars İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Tokat İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFEd – Bursa İl Temsilcilik Ve Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Lüleburgaz İlçe Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Büyükkarıştıran İlçe Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Çanakkale İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Aydın İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Yalova İl Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Gemlik İlçe Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Malatya Danışmanlığı
DAYANIŞMAFed – Malkara Danışmanlığı
Datça Hayvanseverler Derneği
Datça Kent Konseyi Sokak Hayvanları Çalışma Grubu
Deneye Hayır Derneği
DOHAS – Doğa ve Hayvanseverler Derneği
Dört Ayaklı Şehir
Doğayı Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği – DOHAYKO (Adana)
Doğa, Hayvan, İnsan, Hepsi Can Derneği -Dohaycan
Doğa ve Çevreyi Koruma, Yaşatma Derneği (DOĞÇEV)
DOHAKDER Doğayı Hayvanları Koruma Derneği
DENİZLİ/ Sarayköy Hayvan Hakları Dayanışma
DENİZLİ BULDAN Hayvan Hakları Dayanışma
DENİZLİ PAMUK DAYANIŞMA
Hayvanlar Olmadan Asla
Denizli Hayvan Dostları Derneği
Denizli Çivril Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği
Didim Dayanışma
Devrek Dayanışma – Zonguldak
Denizli Dayanışma
Ege Hayvan Hakları Federasyonu
Edirne Doğayı Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği
Empati Hayvan Hakları Eğitimi ve Şiddetsizlik Derneği
Esenyurt Hayvan Hakları Dayanışma Grubu
Erzurum Atatürk Üniversitesi Hayvanseverler Kulübü
Erdek Hayvan Hakları Dayanışma
EGE FİKİR ORTAKLIĞI DERNEĞİ- EFODER /BUCA
EDREMİT ve BELDELERİ SOKAK HAYVANLARINI KORUMA DERNEĞİ
Elazığ Fırat Üniversitesi – Hayvanları Koruma Topluluğu (FÜHAK
ECEABAT SOKAK HAYVANLARINI KORUMA VE YAŞATMA DERNEĞİ – Ecehayder
Erzurum Atatürk Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
ENEZ DOĞA DER ( Edirne.)
Empati Derneği
Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği
Eskişehir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu
Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi
Erdohay – ( Erzincan )
Ferizli Dayanışma – Sakarya.
Etlik Dayanışma. – Ankara.
Erenköy Dayanışma – Kadıköy.
Eryaman Dayanışma – Ankara,
Göktürk Hayvanseverler Derneği
Göcek Doğa ve Hayvan Dostları Derneği Datça Hayvanseverler derneği
Gelibolu Dost Patiler Sokak Hayvanları Koruma Derneği
Göksun Dayanışma – Kahramanmaraş.
Gündüzkondu Prefabrik Yapı Gönüllüleri.
Gökçebey Sokak Hayvanları Koruma Derneği ( GÖHAKDER ) Zonguldak
Hayvan Hakları İzleme Komitesi – HAKİM
Hayvanlara Adalet Derneği – HAD
Hayvan Hakları ve Etiği Derneği
Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu -HayKonfed
Hatay Doğa Ve Yaşam Derneği(do-Ya)
Hopa Doğa ve Hayvan Koruma Derneği
Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği
Haysader- Manisa Sokak Hayvanlarını Sahiplendirme Derneği
Hatay Hayvan Hakları Dayanışma
Hakkari Hayvan Hakları Dayanışma
Haçhider
HAYKURDER – Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği
Hasta Haklarını Çevre Hayvan ve İnsan Haklarını Koruma Derneği ( Antalya )
Hayvan Özgürlüğü Kolektifi
Isparta Hayvan Koruma Derneği – Ishayko
ISPARTA Hayvan Hakları Dayanışma
İnegöl Doğal Hayatı ve Hayvanları Koruma Derneği -İDOHA
İstanbul Hayvan Hakları Komisyonu
İstanbul Hayvan Hakları Derneği
İstanbul Vegan İnisiyatifi
İskenderun Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği
İZMİR – Kızıltepeliler Der.Mardin.
İçmeler Kedileri Koruma Kurtarma ve Barındırma Derneği
İSTANBUL VALİDEBAĞ Hayvan Hakları Dayanışma
İSTANBUL SANCAKTEPE Hayvan Hakları Dayanışma
İSTANBUL ZEKERİYAKÖY Hayvan Hakları Dayanışma
İstanbul EYÜP Hayvan Hakları Yasal Dayanışma
İSTANBUL G.O.P Hayvan Hakları Dayanışma
İSTANBUL ESENYURT Hayvan Hakları Dayanışma
İSTANBUL Beykoz Hayvan Hakları Dayanışma
İSTANBUL BAKIRKÖY GÜÇ BİRLİĢİ Dayanışma
İstanbul Çekmeköy Hayvan Hakları Dayanışma
İstanbul Küçükçekmece Hayvan Hakları Dayanışma
İstanbul Arnavutköy Hayvan Hakları Dayanışma
İstanbul Piri Reis Üniversitesi – Hayvanları ve Doğal Yaşamı Koruma Kulübü
İstanbul Yeditepe Üniversitesi – Hayvanları ve Doğayı Koruma Kulübü
İstanbul Gedik Üniversitesi – Hayvan Hakları Kulübü
İstanbul Bilgi Üniversitesi – Hayvan ve Hayvan Haklarını Koruma Kulübü
İstanbul Özyeğin Üniversitesi – Doğal Yaşamı Koruma Kulübü
İstanbul Sabancı Üniversitesi – Doğal Yaşamı Koruma Kulübü
İstanbul Beykent Üniversitesi – Hayvan Hakları Kulübü
İstanbul MEF Üniversitesi – Hayvanları ve Doğayı Koruma Kulübü
İstanbul Kültür Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Medeniyet Üniversitesi -Hayvanları ve Doğayı Koruma Kulübü
İstanbul Aydın Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Marmara Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü MÜHAK
İstanbul Şehir Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Okan Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi – YTÜ Hayvan Hakları Kulübü
İstanbul Teknik Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi – Hayvan Hakları Kolu
İstanbul Doğuş Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Galatasaray Üniversitesi – Sokak Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Koç Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Işık Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Üniversitesi – İ.Ü Hayvanları ve Hayvan Haklarını Koruma Kulübü
İstanbul Arel Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İstanbul Üsküdar Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İZMİR KİRAZ Yaşam Grubu Dayanışma
İZMİR BUCA Hayvan Hakları Dayanışma
İZMİR Efoder Derneği
İzmir Ege Üniversitesi – Hayvanları Koruma Kulübü
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hayvan Dostları Öğrenci Topluluğu
İstanbul Haliç Üniversitesi Hayvanları Koruma Kulübü
İzmit Dayanışma – Kocaeli
Kepez Hayvanları Koruma Derneği
Kırklareli Doğayı Hayvanları Koruma Derneği
Ke-Hayko Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği
Karabük Hayvanseverler ve Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği (KAHAYDER)
Kars Kafkas Üniversitesi Hayvanları Koruma Kulübü
K-E-Ç-İ kültür eğitim çevre imece derneği
Karadeniz Hayvan Hakları Federasyonu Kurucu Kurulu
KAYSERİ Hayvan Hakları Dayanışma
Kayhakder Kayseri Hayvanları Koruma Derneği
KARS KAĞIZMAN Hayvan Hakları Dayanışma
KARAMAN Hayvan Hakları Dayanışma
Kocaeli Üniversitesi – Doğa ve Hayvan Dostları Kulübü
Kastamonu Üniversitesi – Doğa Ve Hayvanları Koruma Öğrenci Topluluğu
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi – Hayvan Hakları Koruma Topluluğu
KEMER Hayvan Hakları Dayanışma
KONYA AKŞEHİR Hayvan Hakları Dayanışma
KONYA Hayvan Hakları Dayanışma
KAZDAĞLARI HAYVAN HAKLARI İNİSİYATİFİ
KIRKLARELİ Hayvan Hakları Dayanışma
KAYSERİ HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ – KAYHAKDER
Karabük Üniversitesi – KBÜ Hayvan Hakları Kulübü
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi – – Hayvanları Koruma Kulübü
Küçükçekmece Dayanışma
Kadıköy Dayanışma.
Küre Dayanışma – Kastamonu.
Kozlu Dayanışma Zonguldak
Konyaaltı Dayanışma – Antalya
Körfez Dayanışma – Kocaeli.
Keçiören Dayanışma – Ankara
Konak Dayanışma – İzmir
Karşıyaka Dayanışma – İzmir
Kocaeli Lgbti + İnisiyatifi
Kalkan Sokak Hayvanlar Koruma Derneği – ( Kapsa )- Kaş – Antalya.
Kdz. Ereğli Gönülden Hayvan Sevenler Derneği.
Kağıthane Belediyesi Hayvansever Meclisi Sahiplendirme.
Lapseki Ve Çardak Hayvanları Koruma Derneği
Malatya Hayvanları Koruma Derneği (MAHAYKOD)
Muğla Street Animals Grubu
Muğla Bodrum Yalıkavak Gökçebel Grubu
Muğla Doğa ve Hayvan Hakları Platformu
Muğla doğayı ve hayvanları koruma derneği
MARMARİS HAYVAN HAKLARI DERNEĞİ,
MARMARİS- İÇMELER DOĞA VE HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ
Mersin Çağ Üniversitesi – Hayvanları Koruma Ve Yaşatma Kulübü
MİLAS Hayvan Hakları Dayanışma
MANİSA Hayvan Hakları Dayanışma
Mersin Anamur Hayvanları Koruma Derneği
MERSİN Hayvan Hakları Dayanışma
MUĞLA Hayvan Hakları Dayanışma
Manisa- Salihli Haykoder
Manisa – Sokak Hayvanlarini Sahiplendirme Derneği – Haysader
Manisa Celal Bayar Üniversitesi,- Hayvanları Koruma Kulübü
MERSİN ANAMUR HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ
Muğla Dalyan Sokak Hayvanları Derneği – Dohakder
Manavgat Dayanışma – Antalya
MARMARİS HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ – MAHAYKO
Muğla Hayvan Hakları Dayanışma.
Marmaris Dayanışma – Muğla
Muratpaşa Dayanışma – Antalya.
Muğla Doğa ve HAYVAN Hakları Platformu
Masum Hayvan Arama Kurtarma Derneği – İzmir
Nazilli Hayvan Hakları Dayanışma
Niğde Besleme Grubu
Nilüfer Dayanışma – Bursa
Okan Üniversitesi Hayvan Hakları Topluluğu
Onlar da Can Hayvanları Koruma Derneği
Onlar Bize Emanet Hayvanları Koruma Derneği
Orman Çocukları Grubu
Ortaköy Dayanışma İstanbul
Okan Üniversitesi Hayvan Hakları Topluluğu
Pamukkale Üniversitesi – Doğayı ve Hayvanları Koruma Topluluğu
Paylaşım Çemberi Derneği
Polatlı Doğa ve Hayvan Dostları Derneği
Pati Sever Dostlar
Pendik Dayanışma
PADER – Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği – Ankara
Patilibahçe Sokak hayvanlarını koruma derneği
Rehber Köpekler Derneği
Silivri Hayvan Hakları Derneği – SİHAYDER
Sokaktaki Canlılar için El Ele Derneği
Sultandere Sokak Hayvanlarını Besleme Topluluğu.
Susurluk Hayvan Hakları Dayanışma
SOKAĞIN PATİ İZLERİ GRUBU
Sakarya Üniversitesi – Doğa ve Hayvan Hakları Topluluğu
Siirt Üniversitesi Hayvan Hakları Kulübü.
Siirt Hayvan Hakları Grubu
Sosyal Haklar Derneği Hayvan Hakları Çalışma Grubu
SİMORG- Sokak Hayvanları İçin Mücadele ve Organizasyon Derneği – Ankara.
Sakarya Dayanışma.
Şişli Dayanışma.
Söke Dayanışma – Aydın.
Sapanca Hayvan Hakları Grubu
ŞARKÖY HAYVAN DOSTLARI DERNEĞİ –
Trakya Üniversitesi Hayvan Dostları Topluluğu – TÜHAD
Trabzon Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği -Trahayko
TOB Üniversitesi Hayvan Hakları Kulübü (Ankara)
TURUNÇ KEDİLERİ KORUMA KURTARMA VE BARINDIRMA DERNEĞI
Trabzon Avrasya Üniversitesi –Sokak Hayvanlarını Koruma Topluluğu
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi — Hayvanları Koruma Kulübü
Türkeli Sahipsiz Hayvanlar İçin Yaşam ve Özgürlük Derneği
Tepebaşı Dayanışma – Eskişehir
Türkiye Hayvanları Koruma Derneği (THKD)
Uzunköprü Doğayı Hayvanları Koruma Derneği
Üniversiteler Hayvan Hakları Kulüpleri Birliği
ÜNİHAK – Üniversiteler Arası Hayvanları Koruma Topluluğu
Terme Sokak Hayvanlarını Koruma ve Haklarını Savunma Derneği
Üsküdar Patiler Platformu
Üsküdar Dayanışma
Ünye Dayanışma – Ordu
Van Hayvan Hakları Dayanışma
Vize Hayvan Hakları Dayanışma
Yozgat Hayvan Hakları Dayanışma
Yozgat Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği
Yalova Hayvan Hakları Dayanışma
Yenice Kalkım Bıga Hayvan Hakları Dayanışma
Yarım Ada Sev Beni Yasat Beni Hayvanları Ve Doğayı Koruma Derneği ( Kuşadası )
Yeni Foca Dayanışma
Yunuslara Özgürlük Platformu
Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği (WARF)
Zonguldak Hayvan Hakları Platformu.
Zonguldak Dayanışma.
100.Yıl Hayvanseverler Topluluğu
Düzce Hayvanları Koruma Derneği

Ekoloji kategorisindeki diğer haberler için: http://k2haber.com.tr/category/ekoloji/

Ekoloji

Ekoloji Örgütleri Meclis’te: Kömürden 2030 Yılına Kadar ‘Adil Çıkış’ İstiyoruz 

-

kömürden adil çıkış

Türkiye’nin farklı illerinden ekoloji örgütleri, yerel seçimler öncesinde, mevcut kömürlü termik santrallerin 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılmasını talep eden ‘‘Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030’’ bildirisini Meclis’te yaptıkları ziyaretlerde partilerle paylaştı.

Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi ve Saadet Partisi ile yapılan görüşmelerde kömür madenciliği ve kömürlü termik santraller nedeniyle bölgede yaşayanların ya köylerini terk ettiği ya madene inmek zorunda kaldığı, ya da kirli hava soluyup kirli gıda tüketerek kansere yakalandığı belirtildi.

Görüşmelerde, kömürün artık vadesinin dolduğuna dikkat çekilerek toplumun gerçek enerji ihtiyacına yönelik bir enerji dönüşümünün 2030’a kadar mümkün olduğu ifade edildi.

Karar alıcılardan, kimsenin işsiz, güvencesiz, sağlıksız, enerjisiz kalmadığı planlı ve kademeli bir kömürden çıkış planı hazırlanmasını talep eden örgütler, bu planın ekolojik, ekonomik ve sosyal açıdan adil bir geçişi temin etmesinin şart olduğunu vurguladı.

Geçtiğimiz sene Muğla, Kahramanmaraş, Çanakkale, Antalya, İzmir, Denizli, Sivas, Adana, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Hatay ve  Karaman’da yıllardır kömüre karşı mücadele eden 17 kurum bir araya gelerek ‘‘Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030’’ talebini içeren bir bildiri yayınlamıştı.

Meclis’te partilerle yapılan görüşmelerde bu bildiri ve Türkiye’deki kömürün mevcut durumu ve dünyadan adil geçiş örneklerinin yer aldığı bir bilgi notu, Muğla Çevre Platformu, Çanakkale-Çan Çevre Derneği, Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu, Ege Çevre Platformu, Çevre ve Tüketici Koruma Derneği, İklim İçin 350 Derneği, Temiz Hava Hakkı Platformu temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından parti temsilcileriyle paylaşıldı.

“Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030” ortak bildirisindeki talepler şöyle:

  • Mevcut kömürlü termik santraller bugünden başlayarak 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılsın. 

  • Yeni kömür santralleri ve kömür madenleri için verilmiş izinler istisnasız iptal edilsin.

  • Kömür madeni genişletmeleri durdurulsun.

  • Kömür arama çalışmaları durdurulsun.

  • Kömür madenlerinde ve termik santrallerde çalışan tüm emekçiler özlük haklarını ve geleceklerini güvence altına alacak programlarla desteklensin.

  • Kömür bölgelerinde yaşanan ağır ekolojik yıkım ve buna bağlı insan sağlığındaki ve yerel ekonomideki çöküşün onarılması için etkilenen tüm ekosistemleri ve halkı kapsayan iyileştirme programları hayata geçirilsin. 

  • Krizlere karşı dirençli  bir toplumu inşa etmek için şirketlerin çıkarlarını değil, kamu yararını, bilimi önceleyen politikalar geliştirilsin. 

Heyet, yarın da Demokrasi ve Atılım Partisi ve diğer partilerle görüşecek.

Okumak için tıklayın

Ekoloji

İzmir’in Çernobil’i Gaziemir’de Hiçbir Temizleme Çalışması Yapılmamış

-

Zeynep Cangı gaziemir

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İzmir’in Gaziemir ilçesindeki akü geri kazanım fabrika sahasındaki radyoaktif kirliliğin giderilmesi için geçen yılı ağustos ayında başlanacağını belirttiği çalışmaların 2024 yılı haziran ayında tamamlanacağını söyledi.

K2 HABER | İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen Gaziemir’deki radyoaktif atıkların temizlenmesi için verilen mücadeleler devam ediyor. Konuyu daha önce de gündeme taşıyan CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın’ın, 13 yıl önce çevreye zarar verdiği için kapatılan fabrika sahasındaki radyoaktif atıkların temizlenmesine ilişkin soru önergesine yanıt veren Bakan Bayraktar, Radyoaktif Kirliliğe Maruz Kalmış alanların Çevresel İyileştirme Faaliyetlerinin Yetkilendirilmesine İlişkin Yönetmelik kapsamında söz konusu alanda radyoaktif kirliliğin giderilmesi işlemlerine 2023 yılının Ağustos ayında başlanacağı ve çalışmaların 2024 yılı Haziran ayında tamamlanacağını belirtti.

CHP’li Taşkın, konuyu 1 Ekim 2023’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşımış ve 70 dönümlük arazide bulunan ve 500 bin tondan fazla olduğu tahmin edilen radyoaktif atığın önemli bir çevre ve halk sağlığı sorunu yarattığını belirtmişti.

İnsanlığın Kendi Eliyle Yarattığı Felaket: Çernobil

yüksel taşkın gaziemir

Özel şirket, sadece bariyer çekmiş

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Avrupa’nın Çöpünü Yine Türkiye Aldı: Bir Yılda 12,4 Ton!

-

plastik atık ithalatı polietilen eurostat

Türkiye, AB ülkelerinin atık/çöp ihraç ettiği ülkeler sıralamasında 12,4 ton atık satın alarak 1’inci oldu.

K2 HABER | Merkezi Lüksemburg’da bulunan Avrupa Birliği İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre Avrupa Birliği (AB) ülkeleri 2022 yılında Birlik dışına toplam 32 milyon 100 bin ton atık ihraç etti. Bu miktar bir önceki yıla göre yüzde 3’lük bir düşüş göstermiştir. AB üyesi olmayan ülkelerden atık ithalatı ise 2021’den bu yana yüzde 5 azalarak 18.7 milyon tona geriledi.

AB dışına yollanan atıkların yarısından fazlasını 17,8 milyon tonla demir ve çelik oluşturdu. Bunların yaklaşık üçte ikisini işlemek için Türkiye satın aldı.

AB’DEN İHRAÇ EDİLEN ATIKLARIN EN BÜYÜK ALICISI TÜRKİYE

Türkiye, madeni olmayan geri dönüştürülebilir maddelerle birlikte Avrupa’dan toplam 12,4 milyon ton atık satın aldı. Bu rakam AB’nin toplam atık ihracının yüzde 39’unu oluşturuyor.

Alıcılar sıralamasında Türkiye 1’inci olurkan ardından 3,5 milyon ton atıkla Hindistan geldi. Hindistan tek başına Avrupa’daki atık kağıtların yüzde 30’unu satın alarak dönüştürüyor. Hindistan’ın ardından, Birleşik Krallık 2 milyon, İsviçre 1,6 milyon, Norveç 1,6 milyon, Mısır 1,6 milyon, Pakistan 1,2 milyon, Endonezya 1,1 milyon, Fas ve Amerika Birleşik Devletleri her ikisi de 0,8 milyon ton atık ile takip etti.

Mevzu Biraz ‘Pis’: Türkiye, Neden Avrupa’nın Çöpünü Topluyor?

AB’DE EN BÜYÜK ATIK İHRACATÇISI HOLLANDA

AB’nin en büyük atık ihracatçısı 6,4 milyon ton ile Hollanda oldu. Belçika 3,9 milyon ton ile ikinci sırada yer aldı. Üçüncü sıradaki Almanya ise 3,3 milyon ton ile AB atık ihracatının onda birini gerçekleştirdi. Almanya 2011 yılında 5,8 milyon ton atık ihraç ederek zirvede yer almıştı. Ancak Almanya ihracatındaki düşüş nedeniyle birinci sıradaki yerini koruyamadı.

TÜRKİYE 2022’DE DE 1. OLMUŞTU

2022’de birlik ülkeleri 1,1 milyon ton geri dönüştürülebilir plastiği AB dışındaki ülkelere ihraç etti.

Türkiye, AB dışına gönderilen tüm geri dönüştürülebilir plastiğin 319 bin tonunu ithal etti. Bu miktar, gönderilen toplam plastik atığın yaklaşık yüzde 29’una karşılık geliyor.

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Boğaziçi Çevre Ödülleri Sahiplerini Bekliyor

-

Boğaziçi Üniversitesi Elektroteknoloji Kulübü ve IEEE Öğrenci Kolu, çevre ve sürdürülebilirlik alanında gerçekleştirdikleri etkili çalışmalarla öne çıkan adayları kutlamak üzere 3. Boğaziçi Çevre Ödülleri etkinliğini düzenliyor.

K2 HABER | Çevre dostu uygulamalara katkıda bulunan ve başarılarıyla dikkat çeken adayları ödüllendirmeyi amaçlayan Boğaziçi Çevre Ödülleri, çevre ve sürdürülebilirliğe olan bakış açısını güçlendirmeyi miras olarak aktarmaktadır. Halk da oylamaya katılarak çevre ve sürdürülebilirlik konusunda söz sahibi olabilmekte, böylece etkinlik genel bilincin artması hakkında bir etkiye sahip olmaktadır.

Program Detayları

Bu yılki ödül töreni, geçirdiği yıllarda olduğu gibi, çevre ve sürdürülebilirlik konularında gösterilen çabaları kutlamak ve ödüllendirmek üzere tasarlandı.

Ödül için aday olan şirketler, kurumlar ve bireyler; çevresel etki, yenilik, ölçülebilir sonuçlar ve toplumsal katkı gibi kriterlere göre belirlendi. Adayların kim oldukları ve yaptıkları projeler, daha önce 1 Aralık tarihinde yapılan sosyal medya duyurusu ile kamuoyuna duyurulmuştu.

COP28 Sonrası İklim Uzmanlarından Tepkiler: Yetersiz

Ödül Töreni

Kazananlar, 22 Aralık tarihinde düzenlenecek olan Boğaziçi Çevre Ödülleri’nde etkinlik günü açıklanacak ve ödüller de aynı gün takdim edilecektir. Ödül töreni, Boğaziçi Üniversitesi’nin Güney Kampüsü’ndeki Albert Long Hall’de gerçekleştirilecek. 

Oylamaya Katılmak İçin

Yılın çevrecilerini belirlemede söz sahibi olmak ve bilet almak için oylamaya katılabilirsiniz:

Oylama için: https://buec.com.tr/oylama/

Bilet linki: https://www.biletimgo.com/etkinlik/bogazici-cevre-odulleri-5338

Instagram: https://www.instagram.com/bogazicicevreodulleri/

Okumak için tıklayın

Ekoloji

COP28 Sonrası İklim Uzmanlarından Tepkiler: Yetersiz

-

COP26 Nedir oxford

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28), Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde bugün sona erdi. Konferansın sona ermesinden sonra ise iklim uzmanlarından tepkiler geldi.

İklim müzakerelerinin yaklaşık 30 yıllık tarihinde ilk kez “fosil yakıtlara” referans verilen final metninde, sıcaklık artışını sınırlandırmak için “fosil yakıtlardan uzaklaşma” çağrısı yer aldı. İklim uzmanları ise sonuç metninde fosil yakıtlara doğrudan atıf yapılmasını başarı ama metnin yetersiz olduğunu vurguluyor.

Ümit Şahin: Bizi En Aza Razı Ediyorlar

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin sosyal medya hesabından, “Dubai’de uzatmalar da bitti COP28 kararları kabul edildi. Taslaklarda olan fosil yakıtların terk edilmesi de yerini yenilenebilir enerjinin alacağı da çıkarılmış. Zayıf bir fosil yakıtlardan uzaklaşma ifadesinin karara girmiş olması zafer sayılmaz. Bizi en aza razı ediyorlar. Üstelik en kirli ve en tehlikeli enerji olan nükleer çözümler arasında sayılıyor. Geçiş yakıtı ifadesiyle fosil gaza referans veriliyor. CCS’e defalarca vurgu var. Bunlar büyük skandal. Şimdi enerji dönüşümüne akmayan finansmanın bunlara gitmesinin önü açılacak. Finansman yetersizliği vurgulandığı halde artırılmasına ilişkin dişe dokunur bir ifade yok. Batı iklim borcunu kabul etmemekte direniyor ve gelişmekte olan ülkelerin ve petrol devletlerinin ayak sürümesini kolaylaştırıyor. Çin, Hindistan vb savunma yapmaktan oynamıyor. + 1,5 derece hedefinden sonra 2021’de önce kömürün ve şimdi de bütün fosil yakıtların üstü kapalı da olsa sorunun kaynağı olarak COP kararına girmesi, Paris Anlaşması’nı genişlettiği için olumlu. Bu gelişme küresel iklim hareketinin başarısı. Ama çok yavaş ve yetersiz.” açıklamasını gerçekleştirdi.

Özgür Gürbüz: Tarihsiz Bir Çağrı Yetersiz

Gazeteci Özgür Gürbüz, COP28’de açıklanan Fosil Yakıtlardan Uzaklaşma metnini yetersiz olarak ifade etti: “BM İklim Konferansı COP28′den “fosil yakıtları kullanmayı bırakma çağrısı” çıktı . Başta AB ülkeleri olmak üzere bazı liderler bunu bir başarı gibi anlatıyor. Ne yazık ki bu doğru değil. Bilim bu kadar net, zaman bu kadar azken kesinlik içermeyen, tarihsiz bir çağrı yetersiz.”

Manuel Pulgar-Vidal: Yine De Fosil Yakıtlardan Uzaklaşma Kararı Önemli Bir Sonuç

WWF Küresel İklim ve Enerji Lideri ve COP20 Başkanı Manuel Pulgar-Vidal, müzakerelerin ardından yaptığı değerlendirmede, ülkelerin fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda anlaştığını söyleyerek şöyle dedi:

“Ülkeler bunu kabul ederken, COP28’de kömür, petrol ve gazın tamamen kullanımdan kaldırılması konusunda uzlaşmaya varılamadı. Ancak yine de fosil yakıtlardan uzaklaşma kararı önemli bir sonuç. 30 yıldır devam eden BM iklim müzakerelerinde ülkeler nihayet odak noktasını iklim krizine yol açan kirletici fosil yakıtlara kaydırdı. Bu sonuç fosil yakıt dönemi için sonun başlangıcına işaret etmelidir. Yaşanabilir bir gezegen için tüm fosil yakıtların tamamen ortadan kaldırılmasına ihtiyacımız var.”

Marcio Astrini: Kutlanmayacak Bir Sonuç

Brezilya merkezli İklim Gözlemevi Yönetici Sekreteri Marcio Astrini, COP28 sonucunun “sinyaller açısından güçlü ancak içerik bakımından zayıf” olduğunu dile getirerek, “Gerçek anlamda harekete geçilmediği takdirde Dubai’den çıkan sonuç, dünyanın dört bir yanında aşırı iklim olaylarından zarar gören topluluklar açısından kutlanmayacak bir sonuç,” dedi.

Türkiye, COP28’de 8 girişime imza attı

Türkiye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çerçevesinde çalışan İklim Değişikliği Başkanlığı, sekiz girişime katıldığını duyurdu. Girişimlerin listesi şu şekilde:

  • İklim Kulübü,
  • Kritik Ham Maddeler Kulübü,
  • Dayanıklı Gıda Sistemleri, Sürdürülebilir Tarım ve İklim Eylemine ilişkin Emirlik Deklarasyonu,
  • Buzul Dostları Grubu,
  • Çimentoda Atılım,
  • İklim İçin Mangrov İttifakı,
  • COP28’de Eğitim ve İklim Değişikliği Ortak Gündemi Bildirgesi,
  • İklim ve Sağlık Deklarasyonu,
  • İklim Eylemi İçin Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu’na (CHAMP) imzacı oldu.

Okumak için tıklayın

Ekoloji

#COP28 ‘Fosil Yakıtlardan Uzaklaşma’ Çağrısının Yapıldığı Anlaşmayla Sona Erdi

-

cop28

30 Kasım’da başlayan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28), Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde bugün sona erdi.

Zirve, müzakerecilerin final metni üzerinde anlaşmaya varamaması nedeniyle resmî tarihinden bir gün sonra tamamlanabildi.

Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, iklim müzakerelerinin yaklaşık 30 yıllık tarihinde ilk kez “fosil yakıtlara” referans verilen final metninde, sıcaklık artışını sınırlandırmak için “fosil yakıtlardan uzaklaşma” çağrısı yer aldı.

Atıflar ve boşluklar

BM nezdinde “çağrı”, tarafların “davet edilmesi veya taraflardan ricada bulunmak” anlamına geldiği için, müzakereleri takip eden uzmanlar fosil yakıtlardan uzaklaşma çağrısının zayıf bir sonuç olduğunu ve küresel ısıtmayı sınırlandırmak için emisyonları keskin şekilde düşürmenin sağlanamayacağını belirtiyor.

Taraflar küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 itibarı ile üç katına ve enerji verimliliğindeki ilerleme hızının iki katına çıkarılması hedeflerini kabul ederken, Kayıp Zarar Fonu’nun etkin hale gelmesi de final metninde yer aldı.

Final metninde, gelişmekte olan ülkelerin iklim finansmanına ihtiyaç duyduğu ve iklim krizinin etkilerine uyum için gereken finansmana atıfta bulunulsa da, uyum finansmanının nasıl ölçeklendirileceği ve takvimine ilişkin boşluklar var.

COP28 Başkanı Al Jaber: Tarihi başarı

Final metninin kabul edilmesinin ardından kapanış oturumunda konuşan COP28 Başkanı Sultan Ahmed Al Jaber, müzakerelerin sonucunu “tarihi bir başarı” olarak nitelendirerek, şöyle dedi:

“Dünyanın yeni bir yol bulması gerekiyordu ve kuzey yıldızımızı takip ederek biz bu yeni yolu bulduk. Gerçeklerle yüzleştik ve dünyayı doğru yöne yönlendirdik. Bu doğrultuda, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefini ulaşılabilir kılmak için bir eylem planı hazırladık.

“Bunu ortak zemin üzerine inşa ettik, işbirliğiyle pekiştirdik. Bu, iklim eylemini hızlandırmak için hata yapmamak üzere geliştirilmiş dengeli, tarihi bir pakettir.”

  • BAE’nin devlet petrol şirketi ADNOC’un CEO’su olan Sultan Ahmed Al Jaber’in COP 28’e başkanlık etmesi, kararlaştırıldığından bu yana tepki topluyordu. ADNOC’un, üretim kapasitesini 2027 yılında günde beş milyon varile çıkarmayı hedeflediği biliniyor.

İklim Uzmanlarından Tepkiler

WWF Küresel İklim ve Enerji Lideri ve COP20 Başkanı Manuel Pulgar-Vidal, müzakerelerin ardından yaptığı değerlendirmede, ülkelerin fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda anlaştığını söyleyerek şöyle dedi:

“Ülkeler bunu kabul ederken, COP28’de kömür, petrol ve gazın tamamen kullanımdan kaldırılması konusunda uzlaşmaya varılamadı. Ancak yine de fosil yakıtlardan uzaklaşma kararı önemli bir sonuç. 30 yıldır devam eden BM iklim müzakerelerinde ülkeler nihayet odak noktasını iklim krizine yol açan kirletici fosil yakıtlara kaydırdı. Bu sonuç fosil yakıt dönemi için sonun başlangıcına işaret etmelidir.

“Yaşanabilir bir gezegen için tüm fosil yakıtların tamamen ortadan kaldırılmasına ihtiyacımız var.”

Brezilya merkezli İklim Gözlemevi Yönetici Sekreteri Marcio Astrini, COP28 sonucunun “sinyaller açısından güçlü ancak içerik bakımından zayıf” olduğunu dile getirerek, “Gerçek anlamda harekete geçilmediği takdirde Dubai’den çıkan sonuç, dünyanın dört bir yanında aşırı iklim olaylarından zarar gören topluluklar açısından kutlanmayacak bir sonuç,” dedi.

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Halilağa’da ÇED Raporu Yerle Bir Edildi

-

halilağa bakır madeni

Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni Projesi için 2. kez verilen “ÇED Olumlu” kararının iptali için Tema Vakfı, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çan Çevre Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve yörede yaşayan 90 yurttaşın açtığı davanın bilirkişi keşfi gerçekleşti. Davacılar ve yaşam savunucuları, ‘Defol Cengiz, Köyümüzde Maden İstemiyoruz, Kazdağları’nın Üstü Altından Değerlidir’ yazılı pankartlarıyla keşifin başlangıç noktası Muratlar köyü girişinde toplandı.

K2 HABER | Şahin ATEŞOĞLU – @SahinAtesoglu / Ekoloji örgütlerinin ve bölge halkının, Halilağa Bakır Madeni projesine karşı açtıkları davanın bilirkişi keşfi gerçekleştirildi. Keşif, Muratlar Köyü’nde keşif hakiminin beyanları alması ile başladı. Maden yüksek mühendisi ve Kazdağı Derneği yönetim kurulu üyesi Esenay Hacıosmanoğlu, ÇED raporunun madencilik açısından eksik ve hatalı yönlerini anlattı. ÇED kapsamında çıkarılacak cevherin sadece bakır değil altın da içerdiği, başka bir projede altının da zenginleştirilmesinin planlandığı açıkladı. Dernek yetkililerinden yapılan açıklamada, keşif sırasında yapılan beyanların özeti şu şekilde yapıldı:

– Maden işletme projesinde bakır, altın, altın+bakır kompleks, feldispat ve kuvars madenciliği planlanırken, ÇED’in sadece bakır üretimine yönelik olduğu; ÇED projesinin maden işletme projesine uygun hazırlanması gerektiği halde iki projenin uyumlu olmadığı karşılaştırma yaparak açıklandı.
– ÇED’in aksine, maden işletme projesinde zenginleştirme ve atık depolamanın bulunmadığı belirtildi.
– Maden işletme projesine göre ÇED atık depolama tesisinin rezerv alanında kaldığı, dolayısıyla kaynak kaybına sebebiyet verebileceği açıklandı.
– İşletme projelerinin sadece görünür rezerve göre yapılması gerektiği ancak ÇED kapsamında tüm maden kaynağının işletilmesinin planlandığı gösterildi.
– Atık depolama tesisinin son derece geniş alana yayıldığı, olumsuz çevresel etkiyi azaltacak depolama alternatiflerinin ÇED kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
– Atık depolama tesisinin açık ocak patlatması limit alanında kaldığı gösterildi.
– Rapor içinde 3 farklı atık depolama tasarımı bulunduğu gösterildi.
– Gerekli depolama kapasitesini sağlayabilmek için kazı yapılması gerektiği, bunun sonucunda atık depolama tabanının yeraltı suyu seviyesinin altına düşeceği açıklandı.
– Taban teşkili için gerekli kota alma çalışmasını ve kapasiteyi karşılamak için yapılacak kazıyı içermeyen etüt ve kesitlerden bahsedildi.
– Maden su ihtiyacının eski ocak göllerinden karşılanması alternatifinin ÇED kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
– Duyarlılık analizlerinin kümülatif kesitler üzerinden yapılmadığı gösterildi.
– Yeraltı suyu seviyesi altında gerçekleşecek büyük boyutlu (derin açık ocak, geniş ADT) ve patlatmalı madencilik faaliyetlerinin, yüksek asit üretme potansiyeli ve kirletici etkisi olan malzemeden oluşan ocak ve pasa şevleri ile bu birimlerde oluşacak ocak gölünün, sahanın zaten hassas ve kırılgan olduğu görülen dengesini kontrol edilemez şekilde bozacağı, proje alanı ve çevresindeki su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği, akış örüntülerine önemli ölçüde zarar vereceği açıklandı.
– Kümülatif değerlendirmede, gerek ruhsat sahası gerekse etki alanı içindeki diğer projelerin doğru ve eksiksiz bir şekilde ele alınmadığı gösterildi.

Kazdağları Ekoloji Platformu: ‘Cengiz’e Geçit Vermeyeceğiz!’

Halilağa Bakır Madeni Projesinde Kamu Yararı Yok

TEMA’dan Çevre Mühendisi Onur Küçük, bölgedeki aynı şirkete ait çok sayıda maden projesinin varlığından söz ederek, kümülatif etki konusuna vurgu yaptı. Davacıların avukatı Cem Altıparmak, şirketin ÇED süreci yürütmeden DSİ ile protokol kapsamında yapmaya başladıkları ve bölgenin su kaynaklarına el koyacak olan gölet projelerinden, Kocabaş Çayı’na yapılmak istenen derivasyon kanalından bahsetti ve ÇED raporundaki eksiklere dikkat çekti. ‘Onlarca köyün su kaynağına, tarım alanlarına el koyan bu projede kamu yararı yoktur’ dedi.

Çan İlçesi Tarım Yapılamaz Hale Gelecek

Ziraat Mühendisi Hicri Nalbant, projenin bölgenin tarımını yok edeceğini, tarım için gerekli olan suyun madene verileceğini söyledi. Orman mühendisi Hasan Basri Avcı, projenin kocaman bir orman ekosistemini yok edeceğini söyleyerek, idarenin ve ÇED raporunun ormana kereste gözü ile baktığını belirtti. Hacıbekirler köylülerinden Gülferit Güven, köylerinin proje alanının çok yakınında olduğunu ve madenden olumsuz etkileneceklerini, tarım ve hayvancılık yapamaz hale geleceklerini belirterek madeni istemediklerini söyledi. Çan Çevre Derneği avukatı Ümran Aydın, Çan’ın 55 köyünün tek su kaynağı Kocabaş çayının madene verildiğinde, yöre insanının susuzluğa terk edileceğini, artık Çan ilçesinde tarımın yapılamacağını anlattı.

Alamos’un Kirazlı Ruhsatı Tarihe Gömülmüştür’

Yöre İnsanı Kanser Riskiyle Yaşamak İstemiyor

Diğer avukatlar tarafından proje alanındaki ve yakınlarındaki arkeolojik buluntular ve sit alanları hakkında da bilgiler verildi. Daha sonra hakim davalı idare Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı avukatına ve müdahil şirket avukatına söz vererek beyanlarını aldı. Beyanların ardından keşif alanına geçildi, projede öngörülen açık ocak, atık havuzu alanları ve arkeolojik buluntular bilirkişilerle birlikte incelendi. Keşfin sonunda davacılardan bölgede yaşayan Emel Yalçın ve Ferzan Aktaş da söz alarak projenin tarım alanlarına ve yaşam alanlarına verecekleri zararları anlatarak, yöre insanının kanser riskiyle yaşamak istemediği belirterek projenin iptal edilmesini istediler.

Keşfe Kazdağları Ekoloji Platformu, Edremit, Altınoluk, Küçükkuyu, Çanakkale’den doğa koruma örgütleri ve emek ve demokrasi örgütleri de destek verdi.

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Uzmanlar, COP28 İklim Zirvesi’ndeki Son Gelişmeleri Değerlendirdi

-

cop28 Dubai iklim zirvesi

COP28 İklim Zirvesi’nin 3. günü olan 2 Aralık 2023’te Dr. Sultan Al Jaber tarafından açıklanan Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü ile, 1,5°C’yi ulaşılabilir kılmak için 2030 yılına kadar küresel kurulu yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin 3 katına, enerji verimliliği hızının 3 katına çıkarılması hedeflendi.

K2 HABER | 2 Aralık itibarıyla 118 ülke, farklı başlangıç noktaları ve ulusal koşulları dikkate alarak, 2030 yılına kadar dünyanın mevcut yenilenebilir enerji üretim kapasitesini en az 11.000 GW’a çıkarmak için birlikte çalışma taahhüdünde bulundu. Ayrıca, 2030 yılına kadar her yıl, enerji verimliliğindeki küresel ortalama yıllık artış oranını iki katına çıkarmayı taahhüt etti. ABD, Avustralya, Brezilya, Polonya ve Meksika gibi fosil yakıta dayalı bir enerji sistemi olan ülkeler bildirgeye imza atarken Çin, Hindistan ve Türkiye’nin yokluğu dikkat çekti.

Türkiye’den uzmanlar, küresel çapta yenilenebilir enerji konusunda atılan bu adımı ve Türkiye’nin durumunu değerlendirdi.

Kömürün Politik Ekonomisi: Temiz Enerji Geçişinin Önündeki Engeller

Ümit Şahin: Türkiye’nin Bu Bildirgeyi İmzalaması Gerekirdi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Koordinatörü Ümit Şahin ise alınan kararı şöyle yorumladı: “Türkiye’nin COP28’de iki pozisyonunu gördük. Birincisi, Küresel Durum Değerlendirmesi kapsamında fosil yakıtların azaltılmasına ve fosil yakıttan çıkışa karşı olduğunu bildirmesi ve ABD’nin de yer aldığını açıkladığı Kömürden Çıkış Koalisyonu’na katılmamasıydı. İkinci olarak, küresel yenilenebilir kapasitesinin üç katına çıkarılmasını taahhüt eden 118 ülke arasında Türkiye’yi göremedik. Halbuki, Azerbaycan ve bazı körfez ülkeleri bile bu taahhüdün altına imza attı. Kaldı ki, Türkiye’nin geçen yıl yayınladığı Ulusal Enerji Planı’nda güneş ve rüzgârı artırma hedefi zaten 3 kata yakın, dolayısıyla Türkiye’nin bu bildirgeyi imzalaması gerekirdi.”

Volkan Yiğit: Türkiye, Kömürlü Termik Santralleri Ekonomik Ömrü Bitene Kadar Açık Tutmak İstiyor

A Plus Enerji Kurucu Ortağı Volkan Yiğit ise küresel hedeflerin halihazırda Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’yla paralel olduğunu ve Türkiye’nin zaten bu hedeflere kolaylıkla ulaşabileceğinin altını çizdi ve “Ulusal Enerji Planı’nda şu an 11,2 GW olan güneş kapasitemizi 2035 sonunda 53 GW seviyesine yani neredeyse 5 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Rüzgâr tarafında bu kadar yüksek olmasa da 11,6 GW kapasitemizi 2035’te 29 GW seviyesine çıkarmayı planlıyoruz. Bu da 2,5 kat bir artış anlamına geliyor. Her iki hedefin toplamına baktığımızda 2035’te güneş ve rüzgâr kurulu gücümüzü zaten 3,6 katına çıkarmayı planlıyoruz aslında.” dedi.

Yiğit, şöyle devam etti: “Türkiye’nin imzacı olmamasının sebebi, taahhüdün içinde geçen kömürlü termik santrallerin aşamalı olarak kapatılması ibaresi olmalı; çünkü Türkiye tüm kömürlü termik santralleri ekonomik ömrü bitene kadar açık tutmak istiyor. Burada aslında işi piyasaya bırakmak lazım; piyasa koşulları, karbon fiyatlaması, farklı taahhüt ve gereksinimler çerçevesinde bizim de yaptığımız projeksiyonlar kömür santrallerinin üretimdeki payının her yıl gittikçe azalacağını gösteriyor. Ekonomik ve teknolojik koşullar, Türkiye’de yerli kömürün bitmesi, yeni kömür alanlarına girmenin zorlaşması, kömür finansmanının azalması zaten bizi bu taahhüde götürecektir. Ben karamsar değilim; önümüzdeki yıllarda bu küresel taahhüdün daha geliştirilmiş hali ve belki hidroelektriğin kapsam dışı bırakıldığı bir versiyonuna, yani sadece güneş ve rüzgâr gibi yeni teknoloji yenilenebilir enerji hedeflerinin yer aldığı haline, imza atabileceğimizi düşünüyorum ve zaten Ulusal Enerji Planı’nın da buna paralel olduğunu görüyorum.”

Gençler, Karbonsuz Gelecek İçin ‘Kömürden Çıkış Planı’ İstiyor

Bengisu Özenç: Türkiye, İklim Diplomasisinde Daha Yapıcı Rol Oynamalı

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye’nin 2021’de açıkladığı 2053 net-sıfır hedefinin olumlu  başlangıç olduğunu ancak kısa ve orta vadeli hedeflerin henüz söz konusu 2053 hedefiyle uyumlu olmadığına dikkat çekti: “Ne yazık ki, kısa vadeli hedeflerin eksikliği bu patikada önemli rol oynayabilecek yatırımcı gibi aktörlerin yanlış sinyal almasına sebep olabiliyor. Aslında Türkiye önümüzdeki 10-15 yıl boyunca süregelen durumu devam ettireceğini söylüyor. Halbuki, çok daha fazlasını yapacak kapasitemiz var. 2017’de açıklanan güneş enerjisi kurulum hedeflerini yalnızca beş yıl içinde 3 katına çıkarmış bir ülkeyiz. Türkiye, hem iklim diplomasisinde daha yapıcı bir rol oynamayı, hem de 2053 net-sıfır hedefine ulaşmada daha kolaylaştırıcı bir pozisyon almayı kendisi için hedeflemeli.”

Bahadır Turhan: COP28’deki Duruşumuz Hedefler İle Tam Tutarlılık Sergilemiyor

Solar 3GW Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan ise kararı şöyle yorumladı: “Kömürden çıkışımız hem 2053 Net Karbon sıfır hem enerjide bağımsızlık hem de sürekli ucuz elektrik hedeflerimiz açısından birinci şart. Bu çıkışın adil bir çerçevede olması için de somut adımlarla detaylıca planlanması ve planın bir an önce hayata geçirilmesi elzem. Ancak COP28’deki duruşumuz maalesef bu hedefler ile tam tutarlılık sergilemiyor. Bu durum bizim geleceğin gelişmiş ülkeleri arasındaki yerimizi riske atıyor, çünkü ucuz enerjinin sağlayacağı imkan ve verimlilikten mahrum kalıyoruz.”

Güncel gelişmeler ışığında, Türkiye’deki güneş ve rüzgar enerjisi potansiyelinin önemli bir avantaj sağladığını ifade eden Turhan şöyle devam etti: “Fosil yakıt açısından fakir ancak güneş açısından zengin bir ülkeyiz. Bu, diğer ülkelere kıyasla en kolaylıkla yararlanabileceğimiz kaldıraç, bize hem maliyet hem de zaman konusunda avantaj sunuyor. Dolayısıyla fosil yakıtlardan çıkışımızı geciktiren her hareket, güneşimizden yeterince faydalanamamıza ve de ekonomik açıdan geri düşmemize neden oluyor. Artık geçmiş yüzyılın teknolojilerini geride bırakıp, tamamen yeni teknolojilere yüzümüzü çevirme zamanı. Son teknolojik gelişmeler ile GES’lerin ve batarya depolamanın ilk yatırım maliyetleri sadece son bir yılda %40 ucuzladı. Batarya depolama ile desteklenen GES’ler ise bugün şebeke işletme güvenliği açısından termik santrallere olan ihtiyacı her gün azaltıyor. Tüm bunların üzerine bir de son bir yılda yaklaşık 30 GWh’lik batarya kapasiteli GES ve RES’lere önlisans da vermişken, artık fosil yakıtlardan çıkışımızı daha hızlı ve emin adımlarla gerçekleştirebiliriz.”

Türkiye’de Kömür Düşüşte Ancak Emisyonlar Azalmıyor

Ufuk Alparslan: Türkiye’nin İmzasının Olmamasının Nedenini Politik Buluyorum

Bu kararın emisyon azaltımı konusunda dünyanın iki kutbunu karşı karşıya getirdiğini söyleyen Ember Türkiye, Ukrayna ve Batı Balkanlar Bölge Lideri Ufuk Alparslan şöyle dedi:

“Bu karara imza atan 118 ülkenin dışında kalan ülkeler, küresel sera gazı emisyonunun yarısından fazlasından sorumlu. İmza atmayan ülkeler arasında Çin, Hindistan, Güney Afrika, Endonezya, Rusya ya da Orta Doğu ülkeleri gibi yenilenebilir enerjinin esas artış göstermesi gereken yerler bulunuyor. Bu nedenle kararın beni çok heyecanlandırdığını söyleyemeyeceğim. Türkiye açısından değerlendirdiğimizde ise, resmi planlarda dahi buna yakın hedefler açıklandığı için kararın altında Türkiye’nin imzasının olmamasının nedenini politik buluyorum. Nitekim, imzacı ve imzacı olmayan ülkelere bakıldığında -birkaç istisna dışında- dünyanın iki ayrı kutbunu yansıttığını görüyoruz.”

Okumak için tıklayın

Ekoloji

İzmir’de Deniz 1 Metre Yükseldi

-

deniz kabarması Karşıyaka konak sel yağış

Konak ve Karşıyaka’da denizin 1 metreden fazla yükselmesi nedeniyle sahil kesimindeki birçok sokak deniz sularının altında kaldı.

K2 HABER | İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan hava basıncı, rüzgâr ve yağış verilerine göre şehirde deniz kabarması yaşanabileceği yönündeki uyarılar gerçekleşti. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi ve İZSU Genel Müdürlüğü ekipleri 24 saatten fazla süredir kesintisiz mesai yaparak vatandaşların yardımına koştu.

İzmir’de meteorolojik koşulların yarattığı etkiye bağlı olarak deniz taşkını yaşandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü ve İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, deniz seviyesinin 1 metre yükseldiği taşkına karşı, tüm personel ve ekipmanıyla halkın can ve mal güvenliğini sağlamak için özverili bir mücadele yürütüyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, 25 Kasım Cumartesi günü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden aldığı verilere dayanarak, deniz kabarması ve aşır yağıştan kaynaklı deniz taşkını yaşanabileceğini belirterek vatandaşı uyarmıştı. Günün ilerleyen saatlerinde deniz seviyesi 1 metre yükseldi, Alsancak Kordon, Karşıyaka Yelken Kulübü ve Mavişehir’de deniz taşkını yaşandı. Taşkında zarar gören elektrik trafolarından kaynaklanan bölgesel elektrik kesintileri yaşandı.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün hava tahmin modellerine göre ikinci bir yükselme ihtimalinin düşük olduğu belirtildi. Alınan verilere göre, rüzgârın öğle saatlerinde etkisini kaybetmesiyle birlikte deniz çekilmeye başlayacak.

Tunç Soyer: Karbon 0 – Dünya 1 Kampanyasına Destek Veriyorum

Tsunami Etkisi Yarattı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, deniz kabarması olarak adlandırılan durumun bir tsunami etkisi yarattığını ve denizin karadan yüzlerce metre içerilere ilerlediğini belirterek “1200 mesai arkadaşımız, 250 iş makinesi ile geceden beri su tahliyesi yapıyor. Vatandaşlarımızın bu durumdan en az etkilenmesi için İZSU, İtfaiye ve Fen İşleri ekiplerimizle canla başla çalışıyoruz” dedi.

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Alexandra Cousteau: Okyanusları Geri Kazanmak İçin 10 Yılımız Var

-

Alexandra Cousteau

Yılın en büyük inovasyon buluşması Türkiye Innovation Week, sürdürülebilirlik aktivisti Alexandra Cousteau ismini ağırladı. Dünya üzerindeki plastik atıkların korkutucu boyutlara ulaştığını hatırlatan Cousteau, “Okyanusları geri kazanmak için önümüzde 10 yılımız var” değerlendirmesinde bulundu.

K2 HABER | Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonunda düzenlenen ve bölgenin en büyük inovasyon buluşması olan Türkiye Innovation Week (TIW), İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı.

Etkinlik kapsamında değerlendirmelerde bulunan Fransız okyanus uzmanı ve kâşif Jacques-Yves Cousteau, bizim bildiğimiz adıyla Kaptan Cousteau’nun torunu Alexandra Cousteau, okyanusları geri kazanmak için dünya halklarının 10 yılı olduğunu belirtti.

Cousteau açıklamasında, “Önümüzdeki on yıl, tek küresel okyanusumuzun geleceğini belirleyecek. Artık farklılıklarımızın ötesine bakmamız ve iddialı ve yenilikçi çözümleri benimsememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Mikroplastiklerin zararlarına da değinen Alexandra Cousteau, “Mikroplastikler artık yediğimiz balıklarda, hatta yemeğimize serptiğimiz deniz tuzunda bile mevcut. Mevcut eğilimler devam ederse 2050 yılında okyanuslar trajik derecede üzücü, kirli ve boş bir yer olacak” diye konuştu.

Araştırmalara göre dünyanın yaklaşık yüzde 70’ini kaplayan okyanuslarda tahmini 171 trilyondan fazla plastik parça bulunuyor. Bilim insanları, okyanuslardaki plastik yoğunluğuna ilişkin önlem alınmadığı takdirde 2040’a kadar atıkların neredeyse 3 kat artabileceği uyarısında bulunuyor.

Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay Mikroplastik Tehlikesini Yazdı

Okumak için tıklayın

Öne Çıkan Haberler