Hayvan Hakları
İki Aylık Köpük’ü İşkenceyle Öldüren Kişi Tutuklu Yargılansın
By
Barış Tınay
Hayvan hakları ve özgürlüğü savunucuları, iki aylık Köpük köpeği işkenceyle öldüren kişinin hayvan barınağında çalışmakla ‘cezalandırılıp’ serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
K2 HABER | Kırklareli Coştur İşhanı’nda, iki aylık köpeğe işkence ederek öldüren kişinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına yönelik tepkiler sürüyor. 33 hayvan hakkı savunucusu örgüt Kırklareli Barosu önünde toplanarak ortak bir açıklama yaptı.
Kırklareli Barosu Hayvan Hakları Merkezi, fail Fatih Bücekler’in barınak sorumlusu gözetiminde hayvanlarla ilgilenmesi şartıyla serbest bırakılması kararına itiraz etti. İtirazı değerlendiren hakimlik, Bücekler hakkındaki barınakta çalışma şartının kaldırılmasına ve haftada üç gün karakol imza şartı getirilmesine karar verdi.
‘Hayvan Soykırımı’ Yaşanan Elazığ Barınak Davası’nda Karar Açıklandı
Hayvanların Bu Adaletsizliğe Mahkum Edilmesine İzin Vermeyeceğiz
33 örgütün ortak açıklaması şu şekilde:
“Önümüze gelen her olayda failler trajikomik bahaneler öne sürmekte, kendilerini aklamak için hayvanları suçlamaya çalışmakta, yaptıklarının cezasız kalacağı düşüncesiyle bazen pişmanlık dahi göstermemektedirler. Artık kürekle başına vurularak öldürülen, kulübesinde yakılan, Köpük gibi dakikalarca işkence edilerek öldürülen hayvanların görüntülerini izlemeye, haberlerini almaya metanetimiz kalmadı.
Köpük’e işkence edip öldüren şahsın, tüm Türkiye’de dalga dalga yayılan hayvan katliamlarını gerçekleştiren, nefret dilini yayan ve öldürme çığırtkanlığı yapan herkesin yargı önünde hesap vermesini istiyoruz. Canice hislerle iki aylık bir yavruyu hayattan koparan bu kişinin tutuklu yargılanmasını istiyoruz. Mahkemenin anlaşılamaz bir şekilde Köpük’ü öldüren bu kişi ile ilgili olarak verdiği bir diğer karar olan hayvan barınağından çalışması yönündeki karardan dönüldüğünü ise dün itibarıyla öğrenmiş bulunuyoruz. Böyle bir karardan kamuoyu baskısı ile dönülmemeliydi, böyle bir karar en başta verilmemiş olmalıydı. Ancak bu duruma da değinmeyi, başka hâkimlerin başka vakalarda da failin barınaktaki hayvanlara da aynı işkenceyi yaparak öldürmesi ihtimalini düşünmeksizin bu yönde bir karar vermesi ihtimaline karşı önemli buluyoruz.”
Bu acımasızlıkların meşruiyetini adalet sağlamakla görevli mahkemeler tarafından artık görmezden gelinmemesini isteyen aktivistler, “Hayvanların yaşayan ve hissedebilen bireyler olduğunun anlaşılmasını istiyoruz. Hak savunucuları, gönüllüler, avukatlar olarak adliyelerde çabalamaktan vazgeçmeyeceğimizi, insanlar için ve insanlar tarafından oluşturulmuş mahkemelerde hiçbir söz hakkı olamayacak olan Köpük ve diğer hayvanlar adına ses çıkarmaya çalışacağımızı, hayvanların bu adaletsizliğe ve vicdansızlığa mahkûm edilmesine izin vermeyeceğimizi kamuoyuna saygı ile bildiririz.”
İmzacılar
- Animal Save Türkiye
- Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Doğa Dostu Topluluğu
- Bağımsız Hayvan Topluluğu
- Bartın Yaşamak Hakkım Platformu
- Başka Bir Hayat Diliyorum Derneği
- Bi Pati Ver Düzce Hayvanları Koruma Derneği
- Bir Umut Derneği
- Bostancı Patileri
- Burak Özgüner Hayvan Hakları Çalışma Merkezi
- Deneye Hayır Derneği
- Doğa Dostu ve Hayvanları Koruma Derneği
- Doğa ve Hayvanseverler Derneği
- Doğanın Çocukları
- Dokuz Eylül Üniversitesinde Deneye Hayır Platformu
- Dört Ayaklı Şehir Platformu
- Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği
- Hayat Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği
- Haydos Ortaca Hayvan Dostları Derneği
- HayHakAvukat Platformu
- Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM)
- Hayvan Hakları ve Etiği Derneği
- Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi
- Hayvanlara Adalet Derneği (HAD)
- Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği (HAYKURDER)
- Kartepe Hayvan Dostları Platformu (KARTEPEHAYDOST)
- Kocaeli Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (KOHAYDER)
- Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği (PADER)
- Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı
- Türkiye Vegan Derneği (TVD)
- Umutlu Patiler Derneği
- Veganizm Özgürlüktür Platformu
- Yaşamdan Yana Derneği
- Yunuslara Özgürlük Platformu
İlginizi çekebilir
Ekoloji
Marmaris’teki Onmega Yunus Parkı Tamamen Kapatıldı
4 hafta önce
-
14 Mart 2023By
Barış Tınay
Art arda beş yunusun ölümüyle gündeme gelen Marmaris’teki Onmega Yunus Gösteri ve Terapi Merkezi bir daha açılmamak üzere kapatıldı. Tesis sahiplerine ise, denetimlerle yükümlü bakanlık tarafından hiçbir cezai yaptırım uygulanmadı. Hayvan hakları örgütleri, çok sayıda delil ile ortaya konan hak ihlalleri ve yasadışı uygulamalara karşı, ilgili bakanlık yetkilileri ve veteriner klinikleri hakkında “görevini kötüye kullanma” suçundan şikayette bulunacak.
K2 HABER | Muğla’nın Marmaris ilçesinde gösteri ve terapi amaçlı tutsak edilen beş yunusun art arda hayatını kaybettiği Onmega Dolphin Park, Yunuslara Özgürlük Platformu (YÖP) ve Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nin (HAKİM) başlattığı hukuki mücadele ve artan kamuoyu baskısı sonucu kapatıldı. Yasadışı şekilde inşa edilen platformların kaldırılması için yetkili kurumların açtığı davanın tesis aleyhine sonuçlanmasıyla da deniz içindeki tüm yapılar tamamen söküldü.
2019’dan bu yana süreci takip eden YÖP, HAKİM ile birlikte yaptığı suç duyurusunda, hayatta kalan iki yunusun acilen sağlık kontrolünden geçirilerek koruma altına alınmasını talep etmiş, ancak tesis kapatılmadan aylar önce Antalya’daki bir başka yunus gösteri merkezine gizlice götürüldüğünü öğrenmişti. Dolphinland adlı yunus parkına transfer edildiği bilinen Eva ve Daisy adlı yunusların sağlığından şüphe ediliyor.
Marmaris Onmega Dolphin Park; Fethiye ve Kaş’tan sonra, hayvan hakları savunucularının ulusal ve uluslararası oluşumlar ile beraber yürüttüğü uzun süreli toplu mücadele sayesinde Türkiye’de kapatılmasını sağladığı üçüncü yunus parkı oldu.
Sanılanın Aksine Yunus Parkları Yasaklanmadı: Kanlı Ticaret Devam Ediyor!
Delillere Rağmen Bakanlık İşletmeye Ceza Kesmedi
Hayvan hakları örgütleri geçtiğimiz yıl Ağustos ayında tesis sahipleri hakkında yaptıkları ve işletmeye gerekli yaptırımların uygulanmasını talep ettikleri suç duyurusunda, yunusların peşi sıra ölmesine ek olarak;
Hayvan sayısını artırmaya yönelik “kapasite artırımı” Hayvan Koruma Kanunu’na göre yasak olmasına rağmen, “suni dölleme” adı verilen cinsel şiddet uygulamasıyla esaret altında yunus üretimi ve doğumu yapıldığını tesis içinden edinilen görsel materyallerle kanıtlamıştı. Hatta yavrulardan birinin henüz 15 günlükken hayatını kaybettiğini ve anne yunusun ölü yavrusuyla yüzmek zorunda bırakıldığını bir video ile göstermişti. Bir başka yavru ise, henüz fetus halindeyken Marmaris’teki özel bir veteriner kliniğinde yapılan nekropside ölü annesiyle birlikte görüntülenmişti.
Sualtı görüntüleriyle kanıtlandığı üzere, hayvanların sağlık durumlarını etkileyen, deri ve göz enfeksiyonlarına sebep olan son derece kirli, bulanık ve sığ sular içerisinde ömürlerini geçirmeye mahkum edildikleri, yunus parkı altyapısının şiddetli rüzgar ve dalgalara dayanamadığı, kopan metal ve plastik parçaların yunuslara zarar verdiğini, daha sonra öldüğü ortaya çıkan Jonas adlı yunusun da bu fırtınalardan biri sonucu kopan parçalardan birini yuttuğu ve bu yabancı objenin mide ve bağırsaklarında kronik bir hasara yol açtığı belirtilmişti. Aynı zamanda yaz sezonunda tüm gün insanlar için “çalıştırılan” yunusların Marmaris gibi sıcak bir bölgede güneşten korunması için herhangi bir önlem alınmadığı da vurgulanmıştı.
Tutsak edilen yunusların gerekli bakım ve tedavilerinin deniz memelisi uzmanı veteriner hekimler tarafından yapılmadığını, hayatta kalan yunuslardan bazılarının hasta, yaralı ve bitkin olduğunu, yunuslara antibiyotik yüklemesi yapılarak hayvanların bağışıklıklarının düşürüldüğünü delil niteliğindeki görsellerle ortaya koymuştu. Aynı zamanda veteriner hekim uzmanlığı olmayan kişilerin tesis içinde yunuslara nekropsi (hayvan otopsisi) uyguladığını, tesis dışındaki özel veteriner kliniklerinin ise deniz memelisi uzmanlığı olmayan, sadece evcil hayvan odaklı çalışan veteriner hekimler aracılığıyla ölüm raporu hazırladığını bildirmişti.
Ancak Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı; fotoğraf ve video kayıtları, tanık beyanları ve başvuru sonuçlarından oluşan sayısız delile rağmen, YÖP kurucusu ve sözcüsü Öykü Yağcı’nın, Av. Tuğçe Berber’in ve Hayvan Hakları ve Etiği Derneği vekili olarak Av. Hacer Gizem Karataş’ın şikayeti üzerine başlatılan dosyada, “kovuşturmaya yer olmadığı” kararını vererek ihlaller karşısında tesise para cezası kesmedi. Nesli tükenme tehlikesi altında olan afalina türü yunusların ölümüne karşı da tesis sahiplerine cezai yaptırım uygulamadı.
Öykü Yağcı: ‘Binlerce Yunus Yakalanıp, Dünyanın Dört Bir Yanına Satılıyor’
‘Görevi Kötüye Kullanma’ Suçuna Yeni Şikayet
Yunuslara Özgürlük Platformu ve HAKİM; yetkili kurumların denetimsizlik halini gözler önüne seren, 5199 sayılı kanuna ve uluslararası sözleşmelere açık aykırılık teşkil eden fiilerin bir kez daha mahkemeler ve ilgili bakanlıklar tarafından cezasız bırakılması sebebiyle, yunus parklarını düzenli denetlemekle yükümlü olan Tarım ve Orman Bakanlığı, Marmaris İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ve yunus parkıyla işbirliği halindeki özel veteriner kliniği başta olmak üzere, süreç boyunca kanundan doğan denetim ve uygulama görevlerini kasten veya ihmal suretiyle yerine getirmeyerek suçlara konu eylemler gerçekleştiren tüm kişi, kurum ve işletmeler hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan şikayette bulunmaya hazırlanıyor.
Suç duyurusu; uygulanması gereken, ancak uygulanmayan kanun maddeleri ile bakanlık ve veteriner kliniği tarafından sunulan belgelerdeki tutarsızlıklar ışığında, şüphelilerin görevlerini açıkça ihmal ettiğini, şüphelilerin yapmakla yükümlü olduğu görevlerini yapmadığını ve/veya kanunun öngördüğü şekilde yapmadığını, geciktirdiğini ortaya koyacak şekilde düzenleniyor.
Yereldeki Mücadele
Yerel seçimlerin ardından YÖP’ün çağrısına yanıt veren Marmaris Belediyesi, 2020’nin Temmuz ayında ruhsatla ilgili bir sorun sebebiyle yunus parkına kilit vurarak tesisi mühürlemiş, ancak işletme daha sonra bilinmeyen bir nedenle tekrar açılmıştı. Bölgede faaliyet gösteren Mahakder ve Muğla Doğa ve Hayvan Hakları Platformu üyeleri de iki kez farklı tarihlerde ilçede “yunuslara özgürlük” eylemleri yapmış, tesisin kapatılması için Muğla Barosu Doğal Yaşamı Koruma ve Hayvan Hakları Komisyonu’nun desteğiyle Marmaris sakinlerinden imza toplamıştı. Marmaris Çevrecileri Derneği ise, yunus parkı çevresindeki deniz kirliliğini kayda almış ve deniz içinde hapsedilen yunusların gösteri ve terapiye zorlandığı tesisin kapatılması için dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurmuştu.
Hayvan Hakları
Skandal: Konya’da Kürekle Köpek Katleden Sanıklar Tahliye Edildi
3 ay önce
-
2 Ocak 2023By
Barış Tınay
Konya’da belediyeye ait ‘rehabilitasyon’ merkezinde köpeği kürekle döverek öldüren ve sonrasında köpeği sürükleyen iki sanık, tahliye edildi.
K2 HABER | Konya Büyükşehir Belediyesine ait ‘rehabilitasyon’ merkezinde tutulan köpeklerin kürekle vurularak ve başka şekillerde katledildiği şiddet dolu görüntülerin ardından açılan davanın ilk duruşması bugün (2 Ocak) görüldü.
Hayvan ‘Rehabilitasyon’ Merkezi’nde sağlık teknisyeni olarak görev alan Murat Bacak’ın köpeğe kürekle vurup öldürmesi ve Sefa Çakmak’ın da hayvanı sürükleyerek götürmesine ait görüntüler, sosyal medyada paylaşılmasının ardından büyük tepki oluşmuştu.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında Murat Bacak ve Sefa Çakmak, ‘bir ev hayvanı veya evcil hayvanı kasten öldürme‘ suçundan tutuklanmıştı. Bugün görülen davanın duruşmasında köpeği öldüren ve hayvanı sürükleyerek götüren zanlıların tahliyesine karar verildi. Duruşma ise 20 Ocak tarihine ertelendi.
Marmaris’teki Esaret Parkında Yunuslar Ölmeye Devam Ediyor
Komedyen Şahan Gökbakar’dan Tepki
Ünlü komedyen Şahan Gökbakar da tahliye kararına tepki gösterdi. Gökbakar, “Yani bir kürekle bir canlının kafasını ezerek öldürürsen serbest kalıyorsun. Ama bir tweet atınca iceriye atılıyorsun… O zaman düşünce, cinayetten daha büyük bir suç mu?” ifadelerini kullandı.
Yani bir kürekle bir canlının kafasını ezerek öldürürsen serbest kalıyorsun. Ama bir tweet atınca iceriye atılıyorsun… O zaman düşünce, cinayetten daha büyük bir suç mu?
— Şahan Gökbakar (@sgokbakar) January 2, 2023
Hayvan Hakları
Marmaris’teki Esaret Parkında Yunuslar Ölmeye Devam Ediyor
4 ay önce
-
19 Aralık 2022By
Barış Tınay
Marmaris Onmega Dolphin Park adlı yunus gösteri merkezinde bir yunusun daha hayatını kaybettiği öğrenildi. Tesisin, yasak olmasına rağmen ölen yunusların yerine yenilerini getirmek amacıyla izinlerin çıkarılması için Tarım ve Orman Bakanlığı ile görüştüğü açıklandı.
K2 HABER | Muğla’nın Marmaris ilçesinde faaliyet gösteren Marmaris Onmega Dolphin Park adlı yunus gösteri merkezinde Jonas adlı tutsak bir yunusun daha hayatını kaybettiği bildirildi.
Edinilen bilgilere göre bu ölümün, birkaç yıllık süre zarfında tesiste gerçekleşen beşinci yunus ölümü vakası olduğu, kalan iki yunusun ise Antalya’daki bir gösteri merkezine transfer edildiği aktarıldı.
Yunuslara Özgürlük Platformu’nun (YÖP) sosyal medya hesaplarından paylaştığı ölüm haberinde, hem tesise hem de Tarım ve Orman Bakanlığı’na karşı Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) ile birlikte yeniden yasal yollara başvurulacağı bildirildi.
Aynı zamanda işletmede ölen diğer yunuslar için yaptıkları suç duyurusundaki delilleri, fotoğraf ve video olarak paylaşacaklarını duyurdu.
‘Ukrayna’daki Savaş Bahane Ediliyor’
Platform açıklamasında, Marmaris yunus parkı tarafından basın yoluyla “dezenformasyon ve manipülasyon yapıldığını” söyledi ve tesisin “Ukrayna’daki yunusları kurtarma maskesi altında ölen yunusların yerine yenilerini getirmek için” mevcut yasayı ve yasağı delmeye çalıştığını vurguladı.
Ukrayna’dan ithal edilmeye çalışılan yunusların, Yunanistan başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde yer alan yunus rehabilitasyon merkezlerine gönderilerek doğaya yeniden dönebileceğini, adapte olamayacak durumda olanların ise insan sömürüsünden uzak bir şekilde ömürlerini ticari olmayan bu tesislerde tamamlayabileceğini belirtti. Ancak tesisin “yunusların özgürlüğü yerine ticari çıkarları uğruna kamuoyu yaratmaya, bakanlık aracılığıyla hayvanların esaretini sürdürmeye çalıştığını” belirtti.
Sanılanın Aksine Yunus Parkları Yasaklanmadı: Kanlı Ticaret Devam Ediyor!
Hayvanların Esareti Üzerinden Ticaretlerini Sürdürüyorlar
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Media On Taiji ekibi aracılığıyla, Jonas olduğu tahmin edilen hasta bir yunusun daha tesiste öldüğü ve Daisy ile Eva adlı kalan iki yunusun Antalya’daki bir yunus gösteri merkezine transfer edildiği bilgisine ulaştık.
Yaklaşık 1,5 – 2 yıl içinde tutsak edilen 5 yunusun hayatını kaybettiği Marmaris’teki hayvan hapishanesi, şu anda Antalya’da Dolphinland adlı yunus parkı ile birlikte Ukrayna’daki savaşı bahane ederek kamuoyu yaratmaya ve 5199 sayılı kanunda yasak olmasına rağmen yurtdışından yunus ithal ederek hayvanların esareti üzerinden ticaretlerini sürdürmeye çalışıyor.
Dahası, hayvan hapishanelerini denetlemekle yükümlü olan ve ‘yeni hayvan alımları yoluyla kapasite artırımını’ engellemesi gereken Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan bunun için izin almak üzere olduklarını öğrendik.
Yunus parkında çalışan bir kişiden aldığımız isimsiz ihbar ve basında çıkan güncel haberlerle desteklenen bu gelişmelere karşı yasal haklarımızı kullanacağız.
Daha önce ölümünü duyurduğumuz yunus Splash dahil olmak üzere, tesisteki diğer yunus ölümleri ve hak ihlalleri hakkında birlikte suç duyurusunda ve şikayette bulunduğumuz HAKİM ile usulsüzlüklere ve cezasızlığa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Hem yunus gösteri merkezi sahipleri hem de görevini kötüye kullanan Tarım ve Orman Bakanlığı’na karşı…”
Yeni Yunus Getirmek Yasak
Hayvanları Koruma Kanunu’nda 2021’de yapılan son değişiklikler, Türkiye’deki mevcut 9 yunus parkının hayvan sömürüsünü ve ticaretini 10 yıl daha sürdürmesine izin verdi. Ancak yasaya, mevcut tesislerin “herhangi bir nedenle eksilen hayvan sayısını tamamlama, artırma, şube açma gibi yollarla kapasite artırımına gidemez, üretim yapamaz” maddesi eklendi.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri ve ulusal mevzuatı uygulamakla yükümlü olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu maddeye rağmen Marmaris Dolphin Park ve Dolphinland yunus parkı sahipleriyle görüşmesi tepkilere neden oldu.
Öykü Yağcı: ‘Yunusla Terapi İnsan ve Hayvan Sömüren Bir Yöntem’
Ölümlere ve İhlallere Rağmen Tesis Kapatılmıyor
2020’nin Temmuz ayında Marmaris Belediyesi, ruhsatla ilgili bir sorun sebebiyle yunus parkının satış ofisine ve gösteri merkezine kilit vurmuş, tesisi mühürlemişti. Ancak tesis daha sonra bilinmeyen bir nedenle tekrar açılmıştı.
Geçtiğimiz yıllarda bölgede faaliyet gösteren Mahakder ve Muğla Doğa ve Hayvan Hakları Platformu üyeleri, iki kez ilçede “yunuslara özgürlük” eylemi yapmış, tesisin kapatılması için Muğla Barosu Doğal Yaşamı Koruma ve Hayvan Hakları Komisyonu’nun desteğiyle Marmarislilerden imza toplamıştı.
Marmaris Çevrecileri Derneği de, yunus parkı çevresindeki deniz kirliliğini kayda almış ve deniz içinde hapsedilen yunusların gösteri ve terapiye zorlandığı tesisin kapatılması için dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurmuştu.
Ağustos 2022’de YÖP ve HAKİM, tesisteki yunus ölümlerine ilişkin Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda ve Tarım Orman Bakanlığı Marmaris İlçe Müdürlüğü’ne ihbarda bulunmuş, ancak defalarca talep edilmesine ve hukuksuzluklara rağmen tesisin kapatılmadığını, hayvanların koruma altına alınmadığını açıklamıştı.

2021 yılında dillendirilen söylemle başlayan, daha sonra bu söylem üzerinden kalıbına uydururcasına bir takım yasal değişimlerle beslenen, sonrasında ise genelgeyle kanunların önüne geçildiği bir süreç içindeyiz.
AYŞEM İŞLEYİŞ OĞUZ | Bu süreç içinde yüzlerce sokak hayvanı öldürüldü, işkence edildi, yasaya aykırı toplatıldı, ıssıza atıldı ve sonuç olarak bir şekilde ortadan kaldırıldı. Bu yetmemiş olacak ki siyasi güçle desteklenen, her gün sosyal medyada, mahallemizde bu destekle şiddetlenen kanunsuzluk, İzmir’de bir aileden üç kişinin öldürülmesiyle en üst seviyeye ulaştı.
Toplumsal şiddet o kadar çok körüklendi ki, eline silahı alan sokaklarda ‘adalet’ dağıtmaya, hayvan öldürmeye başladı. Nefret dolu sosyal medya hesapları pervasızca konuşmaya devam etti, halen bu çevreler aleni bir şekilde hız kesmeden nefret söylemlerini yaymaya devam ediyor.
Sokak hayvanları üzerinden başlatılan bu Ortaçağ zihniyeti ile varılmak istenen tek bir amaç olabilir; o da bu ülkenin toplum yapısını bozarak kaos yaratmak, sağlıklı düşüncelerden uzaklaşmak, korku içinde sağlam kararlar verilmemesini sağlamaktır.
Eğer bu yaşananlar söylediğimiz gibi olmasaydı; tarafsızlığını kaybetmiş bir hukukla karşı karşıya kalmaz, hak, hukuk, adalet için veryansın etmezdik… Devlet gereken gücü gösterir, hak edene hakkını adil bir hukukla vererek adaleti teşkil ederdi.
Hangi Ülkede kişilerin Söylemi Kanunların Önünde Değerlendirilir?
Tüm bu yaşatılanların üzerine bir de geçtiğimiz hafta eklenen yeni söylem, bu ülkenin nereye gittiği sorusunu bir kez daha gündeme taşımıştır. Çalışmayan devlet kurumlarının ayıpları ortadayken, her şey kuralına ve kanuna uymuş da sonuç alınamamışçasına tüm fatura yine sokak hayvanlarının canı üzerine yüklenmiştir.
Soruyoruz hangi ülkede kişilerin söylemleri, demeçleri kanunların, yasaların, kuralların önünde değerlendirilir? Cevabı açıktır…
Bugün artık gelinen nokta durup ciddi düşünme ve değerlendirme noktasıdır. Hak ettiğimiz adaleti alamazsak, hak ve hukukumuzu koruyamazsak bu ülkedeki hiçbir canlıyı koruyamayız.
Tüm Canlılarımızla Geleceği Birlikte Var Edeceğiz?
Yasalar kişiye uymaz kişi yasalara uyar. Yasal düzenlemeler bir zümrenin veya topluluğun çıkarına değil toplumun tüm iştiraklerini içine alması gereken düzenlemeler olmalıdır. Yanlış, ters giden ve sonuç alınamayan bir düzenleme, kural, yasa varsa bu ortak akıl, güncel bilimsel adil değerlendirmelerle değiştirilir. Yaptım-söyledim oldu mantığı ile kurumlar yönetilmez.
Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik ve güçler ayrılığı ilkesiyle var olmuş, olmaya da devam edecek bir ülkedir.
Ülkemizin her bir canlısı için insanı, hayvanı, doğası için vicdanları kanatan, adaleti görmezden gelen, yaşam hakkını, yaşatılan kuralsızlıkları değerlendirmeden uygulanmaya çalışılan her düzenlemenin karşısındayız.
Bu ülke hepimizin ve bu ülkenin nereye gideceğine biz karar veririz, vereceğiz çünkü biz halkız. Bizi bölmeye, ayrıştırmaya çalışmak asla sonuç vermeyecektir.
Gelecek hepimizin, tüm canlarımızla geleceği birlikte var edeceğiz…
Zülal Kalkandelen: Sokak Köpeklerine Yasa Dışı Operasyon Hazırlığı Yapılıyor
Hayvan Hakları
Zülal Kalkandelen: Sokak Köpeklerine Yasa Dışı Operasyon Hazırlığı Yapılıyor
5 ay önce
-
20 Kasım 2022By
Barış Tınay
Cumhuriyet Yazarı ve Vegan Aktivist Zülal Kalkandelen, sokak köpeklerine yönelik yasadışı operasyonun son aşamaya geldiğini belirterek, demokratik kitle örgütlerini göreve davet etti.
Televizyonlardan sosyal medyaya kadar sokak köpeklerine yönelik organize nefret söylemi artarak devam ediyor. Hayvanlara yönelik şiddet vakaları cezasız bırakılırken, AKP iktidarının da sokak köpeklerini yasa dışı toplatmaya hazırlandığı belirtiliyor.
Zülal Kalkandelen’in Cumhuriyet’teki yazısı şu şekilde:
“AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Aralık 2021’deki açıklaması ile başlattığı operasyonu, yaklaşık bir yıl sonra son aşamaya vardırdı.
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde köpek ısırması sonucunda kuduz olduğu belirtilen 11 yaşındaki çocuğun yaşamını yitirmesinin ardından şu açıklamayı yaptı:
“Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklardır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na gerekli talimatları verdim. Bu konuda öncelikli olarak belediyeleri, barınaklar inşa ederek sahipsiz, başıboş sokak hayvanlarını toplamalı.”
Can kaybı yaşanan her olay insanı derinden üzer. Öncelikle aynı üzüntüyü paylaşarak çocuğun ailesine ve yakınlarına sabır diliyorum…
Bu konuda medyada yapılan yanlış haberleri yazmak ve gerçekleri ortaya çıkarmak ise bir gazeteci olarak görevim…
***
Adilcevaz’daki vahim olayda, köpeğin sahipli olduğu, Adilcevaz Kaymakamlığı’nın 17 Kasım’da CİMER üzerinden verdiği yanıtta ortaya çıktı. Ancak bu bilgi, medyada yer almadığı gibi, birçok olaydaki yöntem tekrarlanarak yanlış bilgi kasıtlı olarak yayıldı ve köpeğin sokak köpeği olduğu şeklinde başlıklar atıldı.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin de defalarca açıkladığı gibi, kuduz, gerekli tedbirler alındığında yani aşılama yapıldığında, yüzde yüz önlenebilir bir hastalık. Sahiplendiği köpeğin aşılarını tamamlatmayan kişiler sorumludur, aşılatılmayan köpek değil.
Ayrıca gelişmiş ülkelerde yıllardır rastlanmayan kuduz hastalığının “Yüzyılın Türkiyesi’nde” görülmesi, AKP iktidarının suçudur. Bu konuda riskli ülkeler içerisinde yer aldığımızdan, Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla AB destekli 13 milyon 750 bin Avro fon tahsis edilen bir proje uygulanıyorsa, bu sorun neden sürüyor?
***
Cumhurbaşkanının 23 Aralık 2021’de “Sokakta hayvan olmaz” demesi gibi, 17 Kasım 2022’deki beyanatı da yürürlükteki Hayvanları Koruma Yasası’na aykırıdır!
5199 sayılı yasanın 6. maddesinde belediyelerin sorumlulukları tanımlanırken sokak hayvanlarının aşılatılması, kısırlaştırılması ve bulundukları yere bırakılmaları esastır. Oysa Erdoğan’ın talimatından sonra belediyeler, sokak köpeklerini yok etme operasyonu başlattı.
1389 belediyeden yaklaşık 1200’ünde barınak yok. Çünkü yasaya göre, barınaklar, bakıma muhtaç, engelli ya da rehabilitasyona ihtiyaç duyan hayvanlar için. Bu durumda onca hayvan nereye konulacak? Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik ile görüşüp “yaşam alanı” talep eden sözde “hayvan hakları” derneklerinin temsilcileri de yasanın ihlal edilmesine aracı olmuştur.
18 yıldır yasada belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediyeler yüzünden hayvan popülasyonunun artmasının suçlusu hayvanlar değildir! Belediyelere cezai yaptırım getirmeyen iktidar partisi, suçlu olarak köpekleri hedef göstermeye devam ediyor.
Aylardır Havrita, Başıboş Köpek Platformu, Güvenli Sokaklar Derneği gibi oluşumlar, köpekler için “mekruh” diyen tarikatlar, yandaş medya ve sosyal medyadaki troll ordusu ile korkunç bir kampanya yürütülüyor.
Öyle ki bu oluşumlar, Twitter’da açılan sohbet odalarında, kendileri ön planda olsalar da iktidar desteği ile sokak köpeklerine karşı kampanyayı yürüttüklerini itiraf ettiler.
Son olarak bir odada konuşan Dr. Ahmet Toprak adlı kişi, İletişim Başkanlığı’nın bu konuya el attığını, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin sokak köpekleri konusunda çalışma yürüttüğünü, ekim ayının ilk haftasında kuduz konusunun gündeme getirildiğini ve sokak köpeklerinin toplatılması için bu konuları işlemeye devam etmeleri yönünde söz aldıklarını söylüyor.
***
İnsanların ve iktidarın hatalarından kaynaklanan sorunları, köpeklere yükleyip, yasayı ihlal ederek yapılan toplamalar hukuk dışıdır.
Daha geçen hafta Ümraniye Belediyesi’nin barınağına ait dehşet verici videolar ortaya çıktı. Sokak köpeklerini ölüm kamplarına tıkmak, sorunları çözmeyeceği gibi, toplu katliamlara giden süreci hızlandıracaktır.
Çözüm bu değildir. Yasayı uygulamak, hem insanların hem de hayvanların hayatını korumak için gereken önlemleri almak, iktidarın görevidir.
Bu yasadışı operasyona karşı, hayvan hakları savunucularının anayasal haklarını kullanarak Ankara ve İstanbul’da yapmayı düşündüğü eylemlere valilikler tarafından müdahale edileceği bildirildi.
Türkiye Barolar Birliği’ni, ilgili demokratik kitle örgütlerini gerekeni yapmak konusunda göreve davet ediyorum.”
Hayvan Hakları
Hayvan Hakları Savunucularından Çağrı: Hayvan Katliamı Durdurulsun, Yasaya Uyulsun!
6 ay önce
-
26 Eylül 2022By
Barış Tınay
Hayvan hakları savunucuları, son dönemde sokak köpekleri konusunda yaşanan olaylar ve yasal durum üzerine basın toplantısı gerçekleştirdi. İstanbul Barosu Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, gazeteci-yazar ve hayvan özgürlüğü aktivisti Zülâl Kalkandelen, Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı (HAD) avukat Hülya Yalçın, HAD Başkan Yardımcısı avukat Barış Karlı, Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği İstanbul Temsilcisi Ayşem Özleyiş Oğuz ve hayvan hakları aktivisti Banu Öztürk katıldı.
K2 HABER | Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Komisyonları adına yapılan açıklamayı Zülâl Kalkandelen’in okumasının ardından konuşan katılımcılar, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası’nın uygulanması ve hem insan hem de hayvanların yaşam yaşam hakkının korunması için belediyelerin üzerine düşem görevleri yapması için çağrıda bulundular.
Avukat Hülya Yalçın, kısırlaştırmanın düzenli bir şekilde yapılmasının sorunun çözümü için zorunlu olduğunu dile getirirken, avukat Barış Karlı ise kanunlar olsa bile uygulanmadığı için caydırıcı etkisi bulunmadığını, cezasızlık olduğunu söyledi.
Ayşem Özleyiş Oğuz’un merdiven altı üretimin durdurulması ve pet-shop kandırmacasının sona erdirilmesini için uyarıda bulunmasına ek olarak; Banu Öztürk nüfusu 25 bin ve altında olan yerler dahil olmak üzere kısırlaştırmanın aksatılmamasının önemine vurgu yaptı.
Zülal Kalkandelen: Bilimin, Aklın ve Vicdanın Sesini Dinleyip Vegan Olun
Devlet Yetkililerine ve Topluma Çağrımızdır
Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Komisyonları’nın konuyla ilgili olarak yayınladığı bildiri metni şu şekilde:
“Son aylarda sokak köpeklerine yönelik olarak birtakım çevreler tarafından başlatılan operasyon, katliam çağrıları ile devam etmekte, şiddet giderek artmaktadır. Hepimizi üzen olaylar kullanılarak köpürtülen nefret söylemleri sonucunda, yurdumuzun birçok yerinde sokak köpekleri zehirlenmekte ya da öldürülmektedir. Yasadışı oluşumlar ve onlara bağlı troll çeteleri tarafından sosyal medya üzerinde yayılan yanlış bilgilerle ve medyadaki tara$ı haberlerle toplumdaki hayvan düşmanlığı, sokak hayvanlarının yaşamını tehlikeye sokan boyutlara varmıştır.
Hayvanların ortadan kaldırılması için silahlanma çağrıları yapanlar, bu konu üzerinden toplumda kaos yaratmayı amaçlamaktadır. Bu yüzden sokak hayvanlarını gönüllü olarak besleyen gönüllülerin yaşamları da risk altına girmiştir. Nitekim İzmir Bayraklı’da aynı aileden üç kişi, gündüz saatlerinde besleme yaptıkları için sokak ortasında silahla öldürülmüş, birçok yerde gönüllüler darp edilmiştir.
Biz, hayvan hakları savunucuları olarak, hem insanların hem de sokak köpeklerinin yaşam hakkının korunması amacıyla gerekli tedbirlerin yasalara uygun olarak acilen alınması için çağrıda bulunuyoruz. Öncelikle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası’nın 6. maddesinde belirtildiği şekilde, yasanın çıkış sebebi ve temel amacına uygun olarak, belediyelerin sokak hayvanlarını “aşılayıp kısırlaştırdıktan sonra buldukları yere bırakmaları” esastır ve bu madde yürürlüktedir.
Sokak hayvanlarının yok edilmesi için paylaşım yapmak, talepte bulunmak, yasanın söz konusu maddesine aykırıdır, suça tahrik niteliği taşımaktadır. İnsanlar tarafından evcilleştirilerek sokakta yaşamak zorunda bırakılan hayvanların mağdur olduğu, her insan gibi onların da hayatta kalmak ve kendilerini korumak duygusuyla hareket ettiği bilinmelidir.
Bakıma muhtaç ya da saldırganlık gösteren hayvanlar olduğunda rehabilitasyonu için gerekli yardımın yapılmasını sağlamak da ilgili kamu kurumlarının görevleri arasındadır.
Belediyelerden yasada belirtilen sorumluluklarını yerine getirmelerini istemek dururken, hayvanların katledilmesi için talepte bulunmak, sorunu çözmediği gibi, çok daha büyük sorunlar doğmasına yol açmakta ve hukukun çiğnenmesine neden olmaktadır.
Hayvanların da içinde yaşadığımız toplumun bir unsuru olduğunu, herkesin hukuk devletinin sınırları içinde yasalara uymaya zorunlu olduğunu bir kez daha devlet yetkililerine ve tüm vatandaşlarımıza hatırlatırız.”
Ekoloji
Kafessiz Türkiye Gönüllülerinden Galata’da Tavuk Maskeli Sessiz Eylem
8 ay önce
-
31 Temmuz 2022By
Barış Tınay
Yumurtası için yetiştirilen tavukların hapsedildiği zalim ve çağdışı kafes sisteminin ortadan kaldırılması için çalışan Kafessiz Türkiye kampanyası, hâlâ kafes yumurtasını terk edeceğini açıklamayan Anemon Hotels’in Galata şubesi önünde eylem yaptı.
K2 HABER | İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan Anemon Galata şubesi önünde toplanan Kafessiz Türkiye ekibi ve gönüllüleri tavuk maskesi takarak sessiz eylem gerçekleştirdi. Tavukların kafes eziyetinde çektiği acılara dikkat çekmek için kafes kullanılan eylemde tavuk maskesi takan katılımcıların kafese girmesi çevredekilerin ilgisini çekti.
Kampanya gönüllüleri Türkiye’nin pek çok bölgesinde otellere, perakendecilere, restoranlara ve gıda imalatçılarına yönelik kafes yumurtasının terk edilmesi için eylemler gerçekleştiriyor.
Kafessiz Türkiye: ‘Kafes Yumurtası Kullanmayı Terk Edene Kadar Eylemler Sürecek!’
Eylem sırasında dağıtılan bildiride bir tavuğun kafeste yaşamaya çalıştığı alanın bildirinin basıldığı A4 kağıdı boyutunda olduğu belirtildi. Tavukların ağzından yazılan bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Yumurtası için daha küçücükken kafese hapsedilmiş bir tavuğum. Burası çok sıkışık. Kanatlarımı açacak yerim yok. Temiz hava soluyamıyorum. Gözlerim, ciğerlerim yanıyor. Toprak yerine demir tellere basıyorum. Yemeğimi teller arasından yiyorum. Tellere sürtünmekten vücudum yaralandı. Tüylerim dökülüyor. Arkadaşlarım da çok stresli. Bazen bana saldırıyorlar ve kaçacak yerim yok. Ben de bir gün güneşi görmek istiyorum. Toprakta yürümek istiyorum. Kanatlarımı germek istiyorum. Buradan çıkmamın bir yolu var…”
Kafessiz Türkiye, sessiz eylemin ardından yaptığı açıklamada Anemon Hotels kafes yumurtası kullanmayı terk edeceğinin sözünü verene kadar eylemlerini tüm Türkiye’de sürdüreceklerini belirtti.
Çığır Açan Vegan Belgeseli: The Game Changers
Nusret Önünde Vegan Protesto: ‘Yaşam Hakkına Saygı Duy’
Kafessiz Türkiye Kampanyası Nedir?
Türkiye’de yetiştirilen hayvanlar arasında en gaddarca muamele görenler tavuklardır. Hayvanların doğal davranışları en çok bu hayvancılık kolunda kısıtlanır. Ülkemizdeki yüz milyona yakın tavuk kapatıldıkları kafeslerde her an acı çeker. Olağanüstü sayıda hayvanın böyle ağır bir eziyeti çekmesi felakettir.
Kafessiz Türkiye kampanyası, sorunun en etkili şekilde perakendeciler, restoranlar, gıda imalatçıları ve sağlayıcılarını hedef alarak çözüleceğine inanıyor. Birçok firma halihazırda hayvan hakları, hayvan refahı, doğallık, çevreye saygı, sürdürülebilirlik gibi temaları reklam faaliyetlerinde kullanmaktadır. Kampanya da bu dinamikleri kaldıraç olarak kullanarak bu firmaların kafes sistemini tamamen terk etmesini hedefliyor.
Kafes karşıtı kampanyalar pek çok ülkede başarılı olmuştur. Gelişmiş ülkelerdeki saygın firmaların tamamına yakını kafesleri terk etme taahhütleri imzalamışlardır. Aynı zamanda Endonezya, Bulgaristan, Romanya ve Brezilya gibi pek çok gelişmekte olan ülkede firmalar kafes karşıtı politikalar benimsemişlerdir. Çekya gibi bazı ülkelerde kafes sistemi tamamen yasaklanmıştır.
Ekoloji
Sanılanın Aksine Yunus Parkları Yasaklanmadı: Kanlı Ticaret Devam Ediyor!
8 ay önce
-
30 Temmuz 2022By
Barış Tınay
Hayvanları Koruma Kanunu’nda geçtiğimiz yıl yapılan değişiklikler, kamuoyunda yanlış biliniyor. Yunus parkları hiç yasaklanmadı ve kapatılmadı. Yunusların esareti ve kanlı ticaret devam ediyor.
K2 HABER | Geçtiğimiz hafta Marmaris Onmega Dolphin Park yunus gösteri merkezinde, esir tutulan bir yunus daha yaşamını yitirdi. Bu ölüm, aynı tesiste yakın zamanda yaşanan 4. yunus ölümüydü. Bu ölümler kısa sürede sosyal medyada gündem oldu.
Yunuslara Özgürlük Platformu’nun bu tesis hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladıktan sonra, birçok kullanıcıdan benzer yorumlar geldi. Çünkü sanılanın aksine, insanlar yunus parklarının yasaklandığını ve mevcut parkların da kapatıldığını sanıyordu.
Hayvan sömürüsüne verdikleri desteği gizlemek için kamuoyunu yanıltmaya, kandırmaya çalışan siyasilere ve bürokratlara karşı, hayvanların sesini duyurmaya çabalayan Yunuslara Özgürlük Platformu, yunus parkları gerçeğini sosyal medya hesabından paylaştığı bilgisel ile anlatmaya çalıştı.
Öykü Yağcı: ‘Binlerce Yunus Yakalanıp, Dünyanın Dört Bir Yanına Satılıyor’
Yunus Parkları Hiç Kapatılmadı
İşte yunus parkları ile ilgili gerçekler:
1- 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda 2021 yılında yaptıkları değişiklikle, hayvan sömürüsü üzerinden sürdürdükleri kanlı ticarete 10 yıl daha süre verildi.
2- Yasaklanan tek şey yenilerinin kurulması. Güncellenen yasanın Ek Madde 2’sinde, “Hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması yasaktır.” denildi. Ancak Türkiye’de zaten 9 yunus parkı var. Avrupa’da en çok yunus parkı olan ülke Türkiye.
3- Ayrıca “Mevcut işletmeler, herhangi bir nedenle eksilen hayvan sayısını tamamlama, artırma, şube açma gibi yollarla kapasite artırımına gidemez, üretim yapamaz, Bakanlık izni olmadan işletme hakkını devredemez.” ibaresi eklendi. Ancak 12 yıldır Tarım Bakanlığı ne tutsak hayvan sayısını ve türlerini biliyor, ne de bağımsız denetim yapıyor. Yeni yunusların getirilip getirilmediği kontrol dahi edilmiyor.
4- Yasaklara uymayan hayvan hapishanelerine getirilen para cezası ise, tek bir (sözde) terapi seansından en az 4-5 bin euro alan, tek bir yunusu 150 ile 300 bin dolardan satışa çıkaran bir endüstri için caydırıcı bile değil: “Bu madde belirtilen yasaklara aykırı davrananlara hayvan başına 25.000 TL idari para cezası verilir.”
‘Yunusla Terapi İnsan ve Hayvan Sömüren Bir Yöntem’
Gündem
Bu Mamaları Kedinize Vermeyin: Purina Mamalarında Tehlikeli Kimyasal Bulundu
9 ay önce
-
16 Temmuz 2022By
Barış Tınay
Fransa’da Nestle’ye ait Purina firması tarafından üretilen üç kedi mamasının belli serileri için kimyasal madde uyarısı yapıldı ve toplatılması talep edildi.
K2 HABER | Purina ürünlerinde kimyasal kalıntı bulunması ve kedilerde ciddi sağlık sorunlarına yol açması hayvan besleyen birçok insanı tedirgin etti. Uyarı yapılan serilerin Türkiye’de de satıldığı ortaya çıktı. Toplatılma talebinin gerekçesi olarak üç mamanın belli serilerinde, tedarikçilerden biri tarafından su arıtımında kullanılan kimyasal kalıntılarına rastlanmış olması gösterildi. Uyarılar, Türkiye’de de satışta olan “Pro Plan somonlu kısır kedi maması”, “Pro Plan orijinal kitten tavuklu (bir ila 12 aylık yavru) kedi maması” ve “Purina One Junior tavuklu (Bir ila 12 aylık yavru) kedi maması” için yapıldı.
#RappelProduit
PURINA® PRO PLAN® Sterilised Adult 1+, Riche en Saumon – PRO PLAN®Risques : Autre risque
Motif : Présence de traces éventuelles d’un résidu (2-CE) issu du traitement d’eau utilisé par un de nos fournisseur d’ingrédientshttps://t.co/7ZugilKZLU pic.twitter.com/pBT4uhCNHv
— RappelConso (@RappelConso) July 8, 2022
Söz konusu mamalar ve seri numaraları Rappel Conso tarafından açıklandı. Buna göre 400 gr., 3kg ve 10kg.+2kg.’lık paketlerde satılan Purina Pro Plan Somonlu Kısır Kedi Mamasının Parti no: 1324091108, 1324091104, 1325091106 ve Son kullanma tarihi: 31.05.2023 ürünleri için Fransa’da – global düzeyde – toplatılma kararı alındı.
#RappelProduit
PURINA® PRO PLAN® Sterilised Adult 1+, Riche en Saumon – PRO PLAN®Risques : Autre risque
Motif : Présence de traces éventuelles d’un résidu (2-CE) issu du traitement d’eau utilisé par un de nos fournisseur d’ingrédientshttps://t.co/7ZugilKZLU pic.twitter.com/pBT4uhCNHv
— RappelConso (@RappelConso) July 8, 2022
Bunun yanı sıra 400 gr., 3 kg. ve 10 kg.’lık paketlerde satılan Purina Pro Plan Orijinal Kitten Tavuklu Kedi Maması’nın Parti no: 1325091108, 1351091108, 1324091104, 1325091106 ve Son kullanma tarihi: 31.05.2023, 30.06.2023, 31.05.2023, 31.05.2023 ürünlerinde de toplatılma kararı olduğu açıklandı.
#RappelProduit
PURINA ONE® Junior de 1 à 12 mois, Élaboré avec du Poulet sélectionné – PURINA ONE®Risques : Autre risque
Motif : Présence de traces éventuelles d’un résidu (2-CE) issu du traitement d’eau utilisé par un de nos fournisseurs d’ingrédientshttps://t.co/43dvKVGk6y pic.twitter.com/qoJ4nCHIBX
— RappelConso (@RappelConso) July 8, 2022
Son olarak yavru kediler için üretilen 1,5 kg. paketlerde satılan Purina One Junior Tavuklu Kedi Maması’nın Parti no: 1352091106, 1353091106 ve Son kullanma tarihi: 30.06.2023 ürünlerinde de toplatılma kararı uygulanmaya başladı.
Sınırlı Sayıda Geri Çekme Kararı Alındı
Nestle Türkiye tarafından yapılan açıklamada da söz konusu toplatılma kararı doğrulanarak Türkiye’deki ilgili ürünlerin de geri çekildiği belirtildi. Firma yetkilisi Fatma Yavuzaslan’ın yaptığı açıklamada “Fransa’da üretilen sınırlı sayıdaki ürün grubunu etkileyen bu durum üzerine hızlıca mevzuata uygun şekilde gerekli aksiyonları aldık. Tedbir amaçlı olarak, yetkili makamlarla yapılan görüşmeler çerçevesinde, Fransa’da Kediler için Purina One ve Pro Plan markalı iki ürünümüz için ülkede uygulanan yönetmelik gereği sınırlı sayıda geri çekme kararı almış bulunuyoruz.” ifade etti.
Hayvan Zulmü İle Gündeme Gelen ‘Aslan Diyarı’ İsimli Tesis Kapatılıyor
Hayvan Hakları
Suçsuzlar Hapishanesi: Ankara’da Aslanlar İçin Eziyet Diyarı
10 ay önce
-
19 Haziran 2022By
Barış Tınay
Vegan aktivist Zülal Kalkandelen, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşe yazısında Ankara’da ‘Aslan Diyarı’ adı altında faaliyet gösteren tesisteki hayvan zulmünü gündeme taşıdı.
K2 HABER | Hayvanlara yönelik şiddet ve istismar vakalarına sürekli artış gösterdiği günümüzde, Ankara’nın göbeğinde Aslan Diyarı adı altında faaliyet gösteren tesiste hayvanlara eziyet edildiği ortaya çıktı.
Cumhuriyet yazarı Zülal Kalkandelen‘in ziyaret ettiği ve ‘Suçsuzlar Hapishanesi’ başlığıyla köşe yazısına taşıdığı tesiste; yavru aslanlar annelerinden ayrı tutulurken, hayvanların kendi dışkıları içerisinde yaşamak zorunda bırakıldığı ifade edildi.
‘Hayvanlar Artık Mal Değil Can!’ Diyenler Halkı Kandırıyor
Kalkandelen’in yazısı şu şekilde:
“Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde, hayvanların köle gibi tutulduğu ufak bir yapı var. İçinde üçü yetişkin on üç aslan ile üç aslan yavrusunun yaşadığı bu tesisin adı Aslan Diyarı olsa da gerçekte birçok hayvanın sergilendiği bir hayvanat bahçesi…
Birkaç gün önce burayı ziyaret edip hayvanlara yaşatılan eziyete tanık oldum. Medyada “Ankara’nın ilk ve tek yırtıcı hayvan parkı” sloganıyla reklamı yapılan mekânda, aslan ve kaplanın yanı sıra birkaç maymun, yılan, tavşan, kuş türleri ve uçmasın diye tüyleri kesilmiş tavus kuşu, bir alageyik, bir horoz ve bir keçi de esir edilmiş.
İçeri girdiğiniz anda kesif bir koku karşılıyor sizi. Tellerin ve camların ardındaki hayvanları izleyerek yürürken bunun nedenini anlıyorsunuz. Hayvanlar kendi dışkılarının ve pisliklerin içinde debelenip duruyor. İç kısımda insan kullanımına ayrılan personel odası, mescit ve tuvaletler de kir içinde.
Yavru aslanların annelerinin yanına gidebilmek için tellere çarpa çarpa aynı yerde sürekli gidip geldiğini ve çığlıklar attığını görünce, aklıma Çekmeköy’de kapalı tutulduğu için strese girerek sürekli sonsuzluk işareti çizen kurt geldi…
Yavrularla anneler neden ayrı diye sordum: “Doğduklarından 45-50 gün sonra ayırıyoruz. Birlikte olsalar, ziyaretçilerle fotoğraf etkinliğini yapamayız” yanıtını aldım. Sırf bilet alan ziyaretçiler fotoğraf çektirebilsin diye annelerinden ayrılan aslan yavruları var bu dünyada…
🍃🎥 “Ziyaretçilerle fotoğraf etkinliği için 40 günlük aslan yavruları annelerinden zorla ayrılıyor…”
🎙 @veganzulal: “İçindeki tutsakların tümünün suçsuz olduğu bu hapishaneler açık kaldıkça, insanlık adına duyduğum utanç da artıyor!”#AslanDiyarıpic.twitter.com/ZU2CjbHhjl
— K2 TV (@k2haber) June 19, 2022
Sayıları artan aslanları görünce, tesisin ticaret sicil kaydında yazan bir madde aklıma geldi.
12 Mart 2021 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde MCB Entertainment Mimarlık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi için yayımlanan kayıtta kuruluş amaçları arasında yok yok… Organizasyondan mimar ve mühendisliğe, canlı hayvan ticaretinden gıda üretimine çok geniş bir faaliyet alanı var.
Amaçları arasında şu da yazıyor: “Kedi, köpek, kuş, kaplumbağa, timsah, yılan, kertenkele, bukalemun, aslan, kaplan gibi tüm evcil olmayan hayvanları yetiştirmek, çoğaltmak.”
Ne ilginçtir ki sekiz gün önce Resmi Gazete’de “Hayvanat Bahçelerinin ve Doğal Yaşam Parklarının Kuruluşu ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlandı…
Aslan Diyarı, 11 Ağustos 2007 tarihli eski yönetmeliğe göre, “en fazla altmış dokuz çeşit hayvan türü bulunduran hayvanat bahçesi” olarak B grubu hayvanat bahçesi ruhsatına sahip. Ancak yeni yönetmelikte tanımlanan hayvanat bahçesi gruplarına baktığımızda hiçbirine uymuyor.
Herhalde bu mekân, “Bakanlıkça belirlenen yabani memeli hayvanlardan en az bir türü bulunduran, hayvanların etolojik özellikleri göz önünde bulundurularak geniş alanlarda serbest dolaşımlarına imkân sağlanan tesis” şeklinde tanımlanan doğal yaşam parkı olarak korunacak.
Bu parklarda “Bulundurulabilecek yabani memeli hayvan türleri ve hayvanlar için gerekli asgari alanlar Bakanlıkça belirlenir” denildiği için de kendilerince sorun kalmıyor.
Hipodromlardaki İşkence: At Yarışlarında Yaşanan Sistematik Zulüm
İnsanlık Adına Duyduğum Utanç Artıyor
Elbette hayvanların, oradaki tellerin ve camların ardında, etolojilerine uygun olarak serbest dolaşımı olanaklı değil ama bu muğlak ifadelerle yutturulacak belli ki…
Üstelik öğrendiğime göre, yakında Ankara’da safari park açma girişimleri de varmış. Gölbaşı’nda, kent içinde gürültüye yol açtığı için davaya konu olan tesisin, bu amaçla başka bir yere taşınması da planlanıyor olabilir.
Geçen yıl Hayvanları Koruma Kanunu yeniden düzenlenirken “mevcut hayvanat bahçelerini kaldırmayacağız ama yenilerinin kurulmasına izin verilmeyecek” diyen iktidar temsilcilerinin…
“Hayvanlar artık mal değil can!” diye manşet atanların halkı nasıl kandırdığı bir kez daha ortaya çıkıyor.
İçindeki tutsakların tümünün suçsuz olduğu bu hapishaneler açık kaldıkça insanlık adına duyduğum utanç da artıyor!”

İki Aylık Köpük’ü İşkenceyle Öldüren Kişi Tutuklu Yargılansın

Trabzon, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nu Bağrına Bastı

Sinop’ta Ekrem İmamoğlu İzdihamı

Kılıçdaroğlu Seçim Kampanyasını Başlattı: Sana Söz Yine Baharlar Gelecek…

Kara Rapor 2022: Türkiye’nin Tüm İlleri Kirli Hava Soluyor

‘Anadolu’da Bir Kızım Var’ Bağış Sergisi Beşiktaş’ta Açıldı

Yeni IPCC Raporu Yayımlandı: İklim Krizi’nin Ciddiyetinin Altını Çiziyor

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Millet İttifakı Başkanlarını Buluşturdu

Övgün Ahmet Ercan: Deprem Bilimsel bir konudur, Kaderle İzah Edilemez

Genç Eğitimci Ersin Öztürk Meclis Yolunda

Ember: Türkiye’nin Kömür İthalatı İki Katına Çıktı

AB Yeşil Mutabakatı İlerliyor: Bu Bir İrade Meselesidir
Öne Çıkan Haberler
-
Ekoloji4 hafta önce
Kuraklık Trakya’yı Sarıyor: Susuzluk Riski Giderek Artıyor
-
Yeşil Kültür4 hafta önce
Yenilenen Kadrosuyla İstibdat Kumpanyası İzleyicisiyle Buluşuyor
-
Yerel2 hafta önce
‘Anadolu’da Bir Kızım Var’ Bağış Sergisi Beşiktaş’ta Açıldı
-
Ekoloji3 hafta önce
Ember: Türkiye’nin Kömür İthalatı İki Katına Çıktı
-
Ekoloji3 hafta önce
Yeni IPCC Raporu Yayımlandı: İklim Krizi’nin Ciddiyetinin Altını Çiziyor
-
Politika3 hafta önce
Genç Eğitimci Ersin Öztürk Meclis Yolunda
-
Ekoloji3 hafta önce
Övgün Ahmet Ercan: Deprem Bilimsel bir konudur, Kaderle İzah Edilemez
-
Ekoloji4 hafta önce
Balıkesir Manyas Kuşgölü’nü Kuraklık Vurdu