Connect with us

Politika

Karanfilköy’de 60 Yıllık Kördüğüm Çözüldü

karanfilköy

İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin en önemli kentsel dönüşüm projelerinden KİPTAŞ Karanfilköy Kentsel Dönüşüm Projesinin temel atma törenine katıldı. Uzlaşıyla, kördüğüm olmuş  dönüşüm sorununu çözdüklerine belirten İmamoğlu, “Bugün atılacak temel öyle fıkralardaki temel değil. O yukarıdan beton dökülünce sallanan demirler de değil. Biz gerçekten temelimizi atıyoruz ve başlıyoruz. Temeli atıyorum deyip ortada proje, ihale yok denilen projelerden de değil. İşimizi düzgün yaparız” dedi.

K2 HABER | İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki KİPTAŞ; Beşiktaş’ın Karanfilköy bölgesinde 60 yıllık mülkiyet problemini uzlaşı ile çözdü.   Bölge insanının yıllardır beklediği kentsel dönüşüm sorununu mutlu sona ulaştırdı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, riskli yapıların yerine inşa edilecek olan depreme karşı güvenli evler için temel atma törenine katıldı. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel ile siyasi parti temsilcileri de programda yer aldı. ‘300 Günde 300 Proje’ hizmet maratonunda bir projeyi daha İstanbul’a kazandıran İmamoğlu’nun konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle oldu:

ŞEFFAF OLDUK

“Kentsel dönüşümün nasıl gerçekleştiğini ya da nasıl gerçekleştirmek gerektiğini açıkçası biz dört yıldır ortaya koyduğumuz özenli çalışmalarla başka bir döneme çevirdik. Biz mahalle aralarına kadar girdik. Tek yapı dönüştürme düzeyine kadar insanlarımızın evlerini sağlamlaştırma konusunda çok özenli bir çalışma yürütüyoruz. Karanfilköy, uzun yıllardır dönüşüm bekliyordu. İştiraklerimiz KİPTAŞ ve İMAR AŞ’nin gündemindeydi. Arkadaşlarımla ilk göreve geldiğimizde bir brifing aldık ve süreci hızlıca başlattık. 695 konut, 79 dükkandan oluşan bölgede saha tespit çalışmaları yapıldı. Görüşmelerimizi hep şeffaf yaptık. Hiçbir konuyu perde arkası bir mesele haline getirmedik. Tahliyeleri yaptık, insanlarla uzlaştık. Hemen yıkımına başladık. Şu anda bildiğim kadarıyla uzlaşı oranı yüzde 96’ya erişti.”

BU ÜLKEYİ BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞTURACAĞIZ

Başarılı olmamızın en önemli  sebebi, sisteme dair adalet ve liyakat üzerine kurulu bir süreç yönettik. İstanbul’da özellikle bugüne kadar yaptığımız her işin altında yatan başarı tam da bu. Gururla 150 Günde 150 Projeyi 2022 sonuna kadar tamamlayacakken biz bir anda bunu 300 Günde 300  Projeye çıkarttık. Mayıs sonuna kadar bunu bitiren bir yönetim olacağız. Bu hız kesmeden yoluna devam etme kararlılığı, tamamen insanına hizmete dayalı bir süreç yönetimidir. İstanbul’da, Ankara’da hakim kıldığımız bu anlayışı belediyelerimiz üzerinden inşallah bütün Türkiye hep birlikte yaşatacağız. Rantı, karı değil, milletin sesi ve vicdanı olmayı tercih eden, hukuk, adalet mücadelesinin öncüsü ve simgesi haline gelen inşallah Sayın Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu, 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanı seçeceğiz. Bu bakışla ortak akılla toplumsal barışla, demokrasiyle hukuka inanan bir yönetimle göreceksiniz bu ülkeyi başarıdan başarıya koşturacağız.”

TÜRKİYE’Yİ BU MİLLETİN LİYAKATLİ EVLATLARIYLA YÖNETECEĞİZ

“Sizleri inşallah sadece bugün mutlu etmeyeceğiz. 15 Mayıs’tan sonra bütün Türkiye’de, her gün mutlu edeceğiz. Biz göreve hazır bir ekibiz. Göreve hazır bir ekibiz. Millet ittifakı güçlü bir dayanışma ekibi, 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde liyakatli yönetim anlayışıyla İstanbul’u ve Türkiye’yi bu milletin liyakatli evlatlarıyla yöneteceğiz, bir avuç insanın değil. Bu milletin evlatlarıyla yönlendireceğiz.  Göreceksiniz özellikle yaşanan bu deprem sonrası kentlerimizin bir daha ele alınması meselesini güçlü bir şekilde masaya yatırıp önümüzdeki 100 yılın kentlerini, memleketin her köşesinde birlikte hızlıca temelini atıyor olacağız.”

“SİNEKTEN YAĞ ÇIKARACAĞIZ”

“Burada insanlar yıllardır bekledikleri dönüşümü yaşayacaklar. Mutlu, huzurlu evlerine kavuşacaklar. Ama bu proje İstanbul’a da farklı faydalar da üretti. Büyüklere Fidanlığı bu projenin kaynaklarıyla hayata geçecek. Ve yıllardır ihmal edilmiş 300 bin metrekarelik muazzam bir parkı da hemen yanı başımızda Büyükdere’de, İstanbullulara kazandırmış oluyoruz. Yine   bir orman parkımızı, içinde oteliyle hizmet verecek güçlü bir orman parkımızı açacağız. İnsanlarımız, çok ucuza Adalar kıyılarında denize girme fırsatı veren yaklaşık 30 bin metrekarelik alanı da yine buradan oluşturduğumuz bir kaynakla Büyükada’da vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Biz rantı şunu bunu unuttuk, milletin rantını düşünüyoruz, millete kazandırmayı düşünüyoruz. Sinekten yağ çıkaracağız.”

“GERÇEKTEN TEMELİMİZİ ATIYORUZ VE BAŞLIYORUZ”

“Memleketin nimeti ne var ise bu memleketin İstanbul’un nimeti ne var ise göreceksiniz bu memleketin 86 milyon insanına bu güzel canım ülkenin çocuklarına o küçücük evlatlarımıza bebeklerimize, kızlarımıza, oğullarımıza pırıl pırıl gelecek bekleyen gençlerimize gururla dağıtacağız. Hepinizin huzurunda söz veriyorum; Bunu Allah şahit, sizler de şahit olun. Bugün atılacak temel öyle fıkralardaki temel değil. O yukarıdan beton dökülünce sallanan demirler de değil. Biz gerçekten temelimizi atıyoruz ve başlıyoruz. Temeli atıyorum deyip ortada proje, ihale yok denilen projelerden de değil. İşimizi düzgün yaparız. Kimin kim olduğuna bakmayız. İşini nasıl yapıyor? İşinin ehli mi? İşinin takip ediyor mu ona bakarız. İnsan da ayırt etmeyeceğiz. ‘O partiye oy verdi, bu partiye oy verdi…’ Buna da bakmayacağız. Size söz, bu ittifakın ve 13.  Cumhurbaşkanımızın en büyük projesi ne biliyor musunuz? 86 milyon insanı buluşturmak, barıştırmak, uzlaştırmak, kucaklaştırmak aynı masaya oturtabilmek. Bunu başaracağız.”

ÇOK KIYMETLİ PROJELERİ HEP BERABER İZLİYORUZ

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat konuşmasında ilçesinin çok şanslı günlerini yaşadığını belirterek, “İBB’nin Beşiktaş’ta yaptığı çok kıymetli projeleri hep beraber izliyoruz.  Beşiktaş Meydanımızın düzenlenmesi başladı. Vapur kafemiz hizmete açıldı. Ortaköy Yaşam Vadisi projemiz temeli atıldı… Beşiktaş halkı olarak yanında olduğumuzu ve bugünden sonra da yanında olacağımızı ifade etmek istiyorum” dedi.

ASBEST YOĞUNLUĞUNDA TÜRKİYE’NİN EN RİSKLİ BÖLGELERİNDEN BİRİYDİ

KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt da projeyle ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Yaklaşık 3.000 insanımızın yaşadığı bir gecekondu bölgesinde büyük bir uzlaşıyla, sıfır olayla yıkım yapan ve bugün ilk temeli atan yönetim olduğumuz için gururluyuz. Bulunduğumuz bölge yıllardır çözüm bekleyen bir gecekondu alanıydı. Asbest yoğunluğu bakımından. Türkiye’nin en riskli bölgelerinden biriydi.  Dakikalar içerisinde yıkılacak bir yapı stoğuna sahipti. 40 yıldır burada yıkım yapmak için burayı çözmek için uğraşanlar oldu. Ancak kimse bizim kadar başarılı olamadı.”

Politika

İşte Kesinleşmiş CHP Milletvekili Aday Listesi

-

tekin bingöl melih bulu CHP'de gelecek için sol kanat chp milletvekili aday listesi

CHP Parti Meclisi’nde (PM) 14 Mayıs’ta düzenlenecek seçimde milletvekili adayı olarak gösterilecek isimlerle ilgili görüşmeler tamamlandı; listeler, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslim edildi.

K2 HABER | Ana muhalefet partisi CHP’de son çalışmalar, gece saatlerinde yaşanan hareketliliğin ardından bu sabah saat 07.00’de başladı ve öğle saatlerine dek sürdü. Kamuoyunda temsil ettikleri değerler itibariyle ‘sembol’ olarak anılan isimlerin seçilebilecek sıralardan aday gösterilmeleri dikkati çekti.

2015’te Sur ilçesinde öldürülen eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi ile Gezi eylemleri sırasında Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nde görev yapan ve Gezi direnişi sırasında “camide bira içtiler” iddiasını “Din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek reddeden müezzin Fuat Yıldırım, İstanbul’dan aday gösterildi.

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, İstanbul 3. bölgede 6. sıradan aday gösterildi. Yeneroğlu’nun seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo ise İzmir 2. bölgeden 8. sırada aday gösterildi. 8. sıra İzmir için kritik görülüyor.

CHP’nin listelerinde DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’ye de belli kontenjanlarda yer açıldı. Bunlara ek olarak İstanbul’da yarışa dahil olanlar arasında İYİ Parti kurucuları Ahmet Ersagun, Berna Sukas ve Onur Aydın‘ın da yer alması dikkati çekti.

Listelerde göze çarpan bir diğer isim de, çoğunda CHP mensubu olarak 15 yıl Şişli Belediye Başkanı olarak görev yapan, ancak daha sonra partiden ayrılarak TDP’yi kuran Mustafa Sarıgül oldu. Sarıgül, Erzincan’dan aday gösterildi.

Kesinleşen listeler şu şekilde:

Chp milletvekili aday listesi

Okumak için tıklayın

Politika

Trabzon, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nu Bağrına Bastı

-

trabzon miting

Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Millet Buluşması için Trabzon’daydı.

K2 HABER | Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Trabzon Atatürk Meydanı’nda düzenlenen “Millet Buluşmaları”na katıldı. Meydanı hınca hınç dolduran coşkulu kalabalık, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, kendilerine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşlara, elleriyle kalp işareti yaparak karşılık verdi. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun konuşmaları öncesinde, mikrofondan deprem felaketinden etkilenen iller sayıldı. Vatandaşlar, her il anonsunda “Burada” diyerek karşılık verdi. Kılıçdaroğlu’nu konuşma yapacağı mikrofona İmamoğlu anons etti. İmamoğlu, “ev sahibi” sıfatıyla Kılıçdaroğlu’na 13 numaralı Trabzonspor forması, atkısı ve kasket sundu.

KILIÇDAROĞLU: “ÇADIRA ENGEL ÇIKARDILAR, BÖYLE FIRTINANIN DOĞMASINA SEBEP OLDULAR”

“Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu” tezahüratlarıyla platforma çıkan Kılıçdaroğlu, konuşmasına, “Millet Buluşmaları” için Trabzon’da kurmak istedikleri çadıra engel olunması ve vatandaşlara AFAD tarafından yollanan “fırtına uyarısı” mesajlarına gönderme yaparak başladı. Kılıçdaroğlu, “AFAD’ın dediği kadar var. Bir fırtına var. Öyle görünüyor. Biz, salı toplantılarını halkla beraber yapalım dedik. ‘Çadır olsun, orada yapalım’ dedik. Fakat çadıra engel çıkardılar. Sağ olsunlar, böyle fırtınanın doğmasına sebep oldular. Onlara da teşekkür ederim. Rahmetli babam derdi ki ‘Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur’. Vallahi, billahi de öyle. Doğru dur, eğri belasını buluyor. Ekrem Başkan, İstanbul’u gerçekten de hem Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hem Fatih Sultan Mehmet’in öngördüğü İstanbul yapacak aynı zamanda Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görevini yapacak. Önündeki tüm bürokratik engelleri kaldıracak. Bu ülkede kavgadan bıkmadık mı? 85 milyonu kucaklaştıracağım. Bir arada olacağız ve güzel Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.

“BAY KEMAL, O PARANIN TAMAMINI BULACAK”

İktidar olmaları durumunda emeklilere güzel haberleri olacağını aktaran Kılıçdaroğlu, “Emeklilere Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nda verilecek ikramiye, asgari ücret kadar olsun dedik. 8 bin 500 TL. Eksik verdiler. Cumhurbaşkanı seçildiğimde, önümüzdeki bayram, emeklilerin hesabında 15 bin TL yatacak. Göreceksiniz. Diyecekler ki; ‘Parayı nereden bulacaksın.’ Söz. Bay Kemal, o paranın tamamını bulacak. 5’li çeteye, uyuşturucu baronuna para var, milyon dolarlar dönüyor, 5 yerden 6 yerden maaş alana para var; emekliye gelince para yok. Para var; alacağım, vereceğim. 418 milyar dolarlık bir hortum var. O paranın tamamını alacağım ve bu milletin cebine koyacağım. Kim ne götürdüyse kuruşu kuruşuna biliyorum. İktidara gelirsek, 1 ay içinde esnafın pandemi döneminde çektiği kredilerin faizini sileceğiz. Esnaf rahat nefes alacak. Stopaj vergisini sıfırlayacağız. Zincir mağazalardan en çok esnaf şikayet ediyor. Sana söz, o beladan kurtaracağım esnafı” dedi.

Sinop’ta Ekrem İmamoğlu İzdihamı

“SARAY’A DEĞİL, HALKA ÇALIŞACAĞIZ”

Atatürk Meydanı’nı dolduran Trabzonlulara seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Biz, beraberiz. Altı lider, beraberiz. Altı lideri bir araya getiren; demokrasidir, yolsuzlukla mücadeledir. Altı Masa’yı bir araya getiren; bu ülkede adaletin artık olmamasıdır. Biz, bir araya geldik. Bu ülkeye adaleti getireceğiz. Kadın haklarını getireceğiz. Gençlerin isteklerini yapacağız. Saray’a değil, halka çalışacağız. Trabzon’da güçlü milliyetçi damarın olduğunu biliyorum. Kimse unutmasın; gerçek milliyetçi arıyorsanız, o da biziz. Allah nasip eder Cumhurbaşkanlığına geldiğimizde, Süleyman Şah Türbesi’ni alacağım, vatan toprağına getireceğim. Yandaşlara euro veya dolarla ihale yapıyorlar. Ne yapıyorlarsa yabancı parayla. Hani Türk Lirası vardı. Hani milliyetçiydik? Bunların milliyetçiliğini gördünüz mü? Bay Kemal’in sözü var. O dolarlı ihalelerin tamamını Türk Lirası’na çevireceğim. Bizim milliyetçiliğimizi saraydakiler değil, tüm dünya bilecek. Ne diyordu rahmetli Ecevit, ‘Bizim milliyetçiliğimiz Akdeniz sularındadır’ diyordu. ‘Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen’ diyordu Ecevit. Bu düzeni getireceğiz.

“SANIYORLAR Kİ EKREM İMAMOĞLU’NU YERİZ”

Mustafa Kemal Atatürk’ün Trabzon’daki demiryolu hayalini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Mustafa Kemal Atatürk, 100 yıl önce söyledi: ‘Demiryolunu Gürcistan’dan geçirerek bunu hayata geçireceğiz.’ Her seçim döneminde, ‘2023’te bitireceğiz’ dediler. Şimdi, ‘2053’ diyorlar. Türkiye’ye söz, Trabzon’a söz; bunu bitireceğiz. Hafif raylı sistem konusunda sorun var. 10 Trabzonlu var, 4’ü bakan. 10 Trabzonlu, hafif raylı sistemi yapamıyor. Ama bir Trabzonlu, dünyada olmayan 10 büyük metro inşaatını yapıyor. Öyle değil mi başkan? Ben demiyorum. Hayat öyle, gerçek öyle. Çalışıyor, yapıyor. Üstelik bütün engellemelere rağmen yapıyor. Sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu’nu yeriz. Dedim, ‘Sakın böyle bir şeye tevessül etmeyin. Ekrem İmamoğlu, büyük lokmadır, size yedirmeyiz.’ Ekrem Başkanımız, Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Göreceksiniz. Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak.”

“ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN VE OYUNUZU ÖYLE KULLANIN”

“Altılı Masa liderleriyle birlik içinde çalışıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, “Biz iktidara geldiğimizde; neyi, ne zaman, nasıl yapacağımızı biliyoruz. Karşı taraf neyi nasıl yapacağını biliyor mu? Biz hazırız. Elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Haktan, hukuktan, evlatlarınızdan, ormanlarınızdan yana oyunuzu kullanın. Kul hakkı yiyenlerden yana değil, malı götürenlerden yana değil, beşli çetelerden yana değil, uyuşturucu baronlarından yana değil; halktan yana, vatandaştan yana, esnaftan yana, çiftçiden yana olanlara oy verin. Gelin, gerçekten güzel bir Türkiye’yi beraber inşa edelim. Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz, başımın üstü. Siyaset geçicidir, devlet bakidir. Devletin yeniden ayağa kalkması lazım. Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde haksızlık olur, kargaşa olur. Devleti yeniden inşa edeceğiz. Sandık başına giderken, elinizi vicdanınıza koyun. Kul hakkı yiyene asla prim vermeyin. Geleceğiz, bütün dünya görecek. Türkiye nasıl şahlanır tüm dünya görecek” şeklinde konuştu.

İMAMOĞLU: “TRABZON’UN MEYDANINDA COŞMAYA GELDİM”

Konuşmasına, “Ben bugün her karış toprağına, bu taşların her birisine basan bir hemşehrimiz olarak, Trabzon’un meydanında coşmaya geldim” sözleriyle başlayan İmamoğlu, “Bu coşkuyla, memleketimizin her köşesine güzel, yiğit Trabzonlunun selamını alıp götürmeye geldim. Benim için bu güzel meydanın anıları var. Ben, ilk Cumhuriyet Bayramı’nı ilkokul öğrencisi olarak tam burada, okulun önünde yürüyerek kutlamıştım. Sonra lise öğrencisi, ortaokul öğrencisi olarak yine burada nice bayramları kutladım. Allah nasip etti; Trabzon’un simgesi, ışığı, enerjisi 35. yıl dönümünde Trabzonspor’un yöneticisi olarak, anıta çelenk koyan bir genç oldum. Ve yine bu meydanda, hukuksuz bir şekilde seçimleri iptal eden, 2019 yılında demokrasiye hançer saplamak için uğraşan iktidara karşı, tarihinin en kalabalık mitingini yine Mayıs ayında burada, bu meydanda sizlerle yaptık. Onun için Trabzon’un bu canım meydanında nice tarihler yazılmış. Bugün de bir tarih yazacağız” şeklinde konuştu.

“TEVAZU SAHİBİ BİR İKTİDARIN İNŞASI İÇİN BURADAYIZ”

“Bugün, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla geldim” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Kıymetli hemşehrilerim, sevgili Trabzonlular, Karadenizliler, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler, güzel çocuklar… Burada Ekrem abiniz var. Burada Ekrem kardeşiniz var. Burada oğlunuz Ekrem var. Trabzonlu siyasetçi olmak öyle kolay değil. Trabzonlu siyasetçi, Trabzonluya layık olacak. Trabzonluya ahlakıyla, davranışıyla, tutumuyla, dik duruşuyla layık olacak. ‘Trabzonlu siyasetçi’ deyince aklıma Adnan Kahveci geliyor. Aklıma Recep Yazıcıoğlu geliyor. Devlet insanıdır bunlar. Aklıma, nikah şahidim Necmettin Karaduman geliyor. Aklıma İsmet Paşa’nın yanında Lozan kahramanı Hasan Saka geliyor. Memleketimin çok kıymetli siyasileri var edebiyle, ahlakıyla, devletin her kuruşunu namusu görerek işini yapan. İşte ben de Trabzon’a layık olmak için çalışıyorum. Tevazu sahibi bir iktidarın inşası için buradayız. Çok değerli Genel Başkanım, işte bu tevazuu hayat boyu taşıyan, hukuktan, adaletten milim sapmadan, memleketi için her şeyini canını ortaya koyan ve her zaman doğrudan yana olan 13. Cumhurbaşkanımız olacak. Onlara layık olmak için bugün buradayız.”

“VEREN ELİ ALAN EL GÖRMEYECEK”

Çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının Trabzon’da geçtiğini hatırlatan İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Hem okudum hem ailemin Maraş Caddesi üzerindeki iş yerinde çalıştım. Hemen babamın dükkanının hemen yanında, rahmetli dedemin keresteci dükkanı vardı. Sabahın erken saatinde dükkan açmaya, rahmetli dedemizle gelirdik. Dedemiz bir sağa bir sola selam verirdi. Esnaf ahlakı, komşuluk ahlakı, insanı insan olduğu için sevme ahlakı, hiç kimseyi birbirinden ayırt etmeme ahlakı… İşte ben o ahlakı, çocuklukta Pazarkapı Mahallesi’nde, Ortahisar’da, Trabzon’da aldım. İşte o ahlakın içerisinde ben büyüten, sadece ailem değildi. Beni büyüten, Trabzon’da yaşayan herkes idi. Bakın bu meydanda şurada sıralı dizili ayakkabı boyayan esnaflar vardı. Onlar, size gerçekten iyi ahlakı öğretir. Hemen arkada, sıra mağazalar vardır. Her esnafa girin, esnaf terbiyesini size öğretir. Ben size bir şey söyleyeyim. Mesela; aleni, eline bir tomar para alıp çocuğa para dağıtılmaz. Mesela; ben çocuklara diyorum ki, ‘Bu şekilde para dağıtandan harçlık alınmaz.’ Biz böyle biliyoruz. Milletçe böyle biliyoruz. Sevgili hemşerilerim; öbür türlüsü insanı rencide eder. Olmaz. Veren eli alan el görmeyecek. Rahmetli dedem bile gizliden parayı cebime koyardı. Parayı göstermek ayıptır. Öyle değil mi? Hoş milletin cebinde gösterecek para da bırakmadılar, o ayrı.”

KILIÇDAROĞLU’NA “ADAYLIK” TEŞEKKÜRÜ

Mevcut iktidarın, 31 Mart 2019 seçimlerini ellerinden almak için çeşitli yollar denediğini hatırlatan İmamoğlu, “Milletimiz biz demokrasi tokadı attı, 13 bin 500 oy, 806 bin oy farka dönüştü. Ondan sonra 4 yıldır bu iktidar, sabah kalkıyor İmamoğlu, akşam yatıyor İmamoğlu. Ben buradan Sayın Genel Başkanım, 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Niye biliyor musunuz? Beni sağlıklı düşünerek, sağlıklı tartışarak, rasyonalitesine bakarak, bir süreci yöneterek İstanbul’a aday yaptığı için teşekkür ediyorum kendisine. Belki bilmiyorsunuz; İstanbul tarihinde ilk kez bir Trabzonlu Belediye Başkanı var. Başka bir güzel tarafı daha var. Ben, Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği Trabzon’da doğdum. Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği İstanbul’da Belediye Başkanı oldum. Beni Genel Başkanımız layık gördü. Partimiz layık gördü. Ben, aynı zamanda sonsuz desteğini ortaya koyan İYİ Parti’ye ve Sayın Meral Akşener’e de teşekkür ediyorum. Peki ne oldu? Soruşturmalar, davalar… Sayın Genel Başkanım, 13. Cumhurbaşkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizi layık gördü. 16 milyon İstanbullu oy verdi. Trabzonlu Ekrem İmamoğlu, İstanbul’a Belediye Başkanı oldu. Ama bunlar, uydurma davayla Trabzonlu Ekrem İmamoğlu’nu oradan indirmeye kalktılar. Ama bilmiyorlar ki, burada horonu dik oynayan Ekrem İmamoğlu var. Halkıyla bütünleşen, insanı birbirinden ayırmayan, sizin kardeşiniz, hemşehriniz, oğlunuz var. Arkasında kocaman Trabzon var, Karadeniz var, Türkiye var. Onun için alamazlar. Hukuksuzluğa karşı en büyük desteği veren milletin arkasında olduğu bir makamı alaşağı edemez. Kim edemez? Bir avuç insan” ifadelerini kullandı.

“ARTIK 86 MİLYON MİLLETİN KAZANMA DÖNEMİ BAŞLIYOR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder” sözlerine atıfta bulunan İmamoğlu, “Vallahi biz demedik. Ben, Sinoplu hemşehrilerimle beraberken dedim ki, ‘Seni gidi seni, o günden anladın seçimi kaybedeceğini.’ Kaybedecekler. Çünkü artık bir avuç insanın kazanma dönemi bitti. Artık 86 milyon milletin kazanma dönemi başlıyor. Millet kazanacak. Milletin ittifakı kazanacak. Birleşerek kazanacağız sevgili hemşehrilerim. Ayrışmak yok. Birliğin gücüyle kazanacağız. Birleşe birleşe kazanacağız. Sevgili gençler, sizden tam destek istiyoruz. Sizlerle beraber, her şeyin çok güzel olacağı bir dönemi başlatmak istiyoruz. Tabii ki çok güçlü bir Altılı Masa var. Lideri ve kurucusu, Sayın 13.  Cumhurbaşkanımız bu süreci yönetti ve bugüne geldik. Dedi ki, ‘Bize siz de ekleneceksiniz ve çok çalışacaksınız.’ Ne yaptı? Beni davet etti, İstanbul Belediye Başkanı olarak. Size selamlarını getirdim, Ankara Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş’ı da davet etti. Ve hep birlikte yola çıktık. Sizlere söz veriyoruz: Çok çalışacağız. Milletimize layık olacağız. Önce seçimi kazanacağız. Sonra hep birlikte memleketimizi çok güzel günlere kavuşturacağız” diye konuştu.

“ŞİMDİ BİRAZ GÜLÜMSEYELİM…”

Vatandaşlarla, AFAD’ın Trabzon özelinde yolladığı bir mesajı paylaşan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

“Güzel AFAD, kıymetli AFAD; kurban olayım. Memleketimin acı yaşamış bölgesindeyiz. Orada gel bizimle iş birliği yap. İstanbul’a Trabzon’a güzel hizmetler sun. Ama bari milleti orada aldattın, Trabzon’da aldatma. Şimdi biraz gülümseyelim. Size bir mesaj okuyacağım. ‘Meteorolojiye göre, yarın Trabzon’da kuvvetli fırtına bekleniyor.’ Ama burası doğru. Diyor ki; ‘Ağaç, direk ve çatı devrilmesi, çatı uçması, hatta baca gazı zehirlenmesi olabilir.’ Biz Temel fıkrası anlatırız, ama ya bizim fıkralarımız akıllıca olur, zekice olur. Böyle aptalca olmaz. Böyle olmaz. Ama bir konuda bir konuda tutturdular. Bugün Trabzon’da, Karadeniz’de fırtına var. Trabzon’da biz ‘Karadeniz Fırtınası’nı biliriz. Onun adı; Trabzonspor’dur. Ama bugün 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu fırtınası var. Sizlerle, sizlerle hep birlikte, omuz omuza yanında duracağımız, Sayın Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu davet ediyorum. Buluşturuyorum.”

ÖNCE ŞEHİTLİK, SONRA KADIN KOOPERATİF PAZARI ZİYARETİ

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve beraberindeki heyet, halk buluşmasının ardından, 1 Nolu Asri Mezarlığı’ndaki şehitliğe geçti. Şehitlerin aziz ruhu için dualar eden heyetin mezarlıktan sonraki durağı, Yomra ilçesine geçen heyet, Kaşüstü Ulu Cami altında kurulan “Kadın Kooperatifi Pazarı”nı ziyaret etti. Esnaf ve vatandaşla sohbet edip, fotoğraf çektiren ikili ile yurttaşlar arasında samimi diyaloglar yaşandı.

KADIN ESNAF: “BAŞKANIM, BOŞ ÇIKMAK YOK”

Bir vatandaş çocuğuna, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nu, “Bu Kemal Amca, bu da Ekrem Amca” sözleriyle tanıştırdı. İmamoğlu, yakalarındaki Türk bayrağı rozetine talip olan miniğe, yardımcılarından aldığı rozeti hediye etti. Bu sırada bazı vatandaşların Kılıçdaroğlu’na, “Sayın Cumhurbaşkanım…” şeklinde hitap etmesi dikkat çekti. Bir esnafın, “Başkanım, boş çıkmak yok. Bizi ziyarete geldiniz” sözleri gülüşmelere neden oldu. İmamoğlu’nun esnafa yanıtı, “Tamam. Genel Başkanımın gelini Akçaabatlı. Gelinine… Ondan sonra ikiz torunları var. Bir kız, bir oğlan. Onlara bir şey siz tavsiye edin de alalım” oldu. Kılıçdaroğlu da esnafa, eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nu hatırlattı. Bu sırada esnaf araya girerek, “E Dilek Hanım’a…” deyince, Kılıçdaroğlu, “Bu daha başlangıç”; İmamoğlu ise, “Devam edeceğiz. Ben ev sahibiyim” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, esnafın, “Bu da mütevazi mutfağınıza çok yakışacak” sözlerini, “Bir dahaki kamerada koyacağız bunu” şeklinde yanıtladı. Bir kadın üreticinin, “Bizim kadınlara ne kadar destek verirseniz, o kadar üretirler” sözlerine ise Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, “Kırsalda kadının ve gençlerin sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek” yanıtını verdi.

Okumak için tıklayın

Politika

Sinop’ta Ekrem İmamoğlu İzdihamı

-

Sinop

İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Sinop’ta coşkuyla karşılandı. İmamoğlu, Sakarya Caddesi’nde yapmak istedikleri esnaf ziyaretlerini, vatandaşların izdihama varan ilgisi nedeniyle gerçekleştiremedi. 

K2 HABER | CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay ile stanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Gerze ve Erfelek’te başlayan Sinop ziyaretinin ikinci bölümüne il merkezinde devam etti. Eşleri Fatoş Altay ve Dilek İmamoğlu’nun da destek verdiği Altay ile İmamoğlu, yalnızca kadın üreticilerin hizmet verdiği Gelincik Pazaryeri’nde vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Esnaftan ve vatandaşlardan gelen sorunları dinleyen ikili, gelen bütün fotoğraf çektirme isteklerini yerine getirdi. İmamoğlu, üretici kadınlara, iktidara gelmeleri durumunda tarıma verecekleri destekler konusunda bilgilendirmelerde bulundu. İmamoğlu vatandaşlarla sohbet ederken, eşi Dilek İmamoğlu da pazar alışverişini yaptı. Altay ve İmamoğlu’nun Sakarya Caddesi üzerindeki esnafa yapmak istediği ziyaretler, vatandaşların izdihama varan ilgisi nedeniyle yapılamadı. Vatandaşlar, Sakarya Caddesi’nden Uğur Mumcu Meydanı’na kadar olan yaklaşık 2 kilometrelik mesafeyi, kalabalıktan dolayı yavaş ilerlemek zorunda kalan İmamoğlu’nun aracıyla birlikte kat etti. Altay, İmamoğlu ve Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, Uğur Mumcu Meydanı’nı hınca hınç dolduran coşkulu kalabalığa hitap etti.

“MİLLETÇE AYAĞA KALKACAĞIZ”

Tüm Türkiye’ye ve Karadenizli hemşehrilerine mahcup olmayacağını kaydeden İmamoğlu, “Sizlere, hep gurur duyacağınız işleri gösterecek. Her zaman adaletten yana, doğruluktan yana, hesap veren, devletinin vicdanını, o güzel yüreğini insanıyla paylaşan, devletin vatandaşa olan şefkatini güzel şekilde, en mütevazı şekilde her zaman hissettirmeye devam edecek” dedi. Millet İttifakı olarak büyük bir yolculuğa çıktıklarını belirten İmamoğlu, “Biz, diler ve isterdik ki, Cumhuriyet’imizi, milletimizin 100’ncü yılı çok güzel başlasın. Ancak ne yazık ki, büyük bir acı yaşadık. 11 ilimizin etkilendiği depremlerde, ne yazık ki canlarımızı yitirdik. Çok üzgünüz. Canımız yanıyor. Ama milletçe ayağa kalkacağız. Milletçe oradaki 14 milyon vatandaşımızın tekrar bizlerle eşitlenip, memleketimde mutlu olmaları için, hep birlikte çalışacağız” diye konuştu.

“BUGÜNÜN İKTİDARI, HATTA BİR KİŞİ, ‘HER ŞEYİ BEN BİLİRİM’ DİYOR”

14 Mayıs’ın çok önemli bir tarih olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, şunları söyledi:

“Cumhuriyet’in 100’ncü yılında biz isterdik ki, dünyanın en öndeki teknolojisini konuşalım. Dünyanın en önde yaratıcı fikirlerinin olduğu bir memleketi konuşalım. Çocuklarımızın ve gençlerimizin en nitelikli eğitimle eğitim aldığı ve geleceğe umutla baktığı bir memlekette umutla konuşalım. Biz isterdik ki, Cumhuriyet’imizin 100’ncü yılında adaleti, hak ve hukuku en üstün şekliyle, gururla anlatalım. Ama ne yazık ki, bütün bu dediklerimin tam tersini yaşıyoruz. Ne yazık ki, bir akıl tutulması var. Ne yazık ki, bugünün iktidarı ‘Her şeyi ben bilirim’ diyor. ‘Her şeyin sahibi de benim’ diyor. Hatta iktidar da değil, sadece -farkında mısınız- bir kişi diyor. Ben size desem ki; bir futbol takımı düşünün. Teknik direktörü ben. Başkanı da ben. Yetmedi; yöneticisi de hatta kalecisi de santraforu da ben. Orta sahası da ben. Daha da yetmedi, taraftarı da ben. Ben oğlu ben. Gülmez misiniz? Gülersiniz. Ama biz, size, ortak aklın takımını kurarak geliyoruz.”

KILIÇDAROĞLU, AKŞENER VE ALTILI MASA’NIN SELAMLARINI PAYLAŞTI

Millet İttifakı içerisinde toplumun bütün katmanlarının bulunduğunun altını çizen İmamoğlu, “2017’den beri, bir ittifak arayışı var. Bu ittifak, milletin ittifakı. Bu ittifakın içinde hepimiz var. Hep biriz orada. Birliğin gücüyüz. O ittifakta her görüş var. Çünkü, siyaset üstü bir zamanı yaşıyoruz. Biz temel ihtiyaçlarımızı çözmeliyiz. Az önce sıraladım. Onun yanına ekonomideki sorunları konuşabiliriz. Onun yanında tarımla ilgili sorunlarımızı konuşabiliriz. İşte bütün bunların yapılabilmesi için, bu karma yapının, düzeninin kurulması için, 2017’de o bir kişi yola çıktı. Ve bir ittifak kurulması adına bu yolculuğu başlattı. Ben sizlere, o yolculuğu başlatan ve 15 Mayıs sabahı Türkiye’nin 13’ncü Cumhurbaşkanı yapacağımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını getirdim” ifadelerini kullandı. İstanbul’da bu ittifak ruhuyla seçimi kazandıklarını hatırlatan İmamoğlu, “İstanbul’da kazanırken ne dedik biz? ‘İstanbul’da 16 milyon insan için kazanıyoruz’ dedik. İşte o birlik, beraberliği, o ittifakı sağlayan Sayın Meral Akşener hanımefendinin de de selamını getirdim sizlere. İttifakın içinde olan bütün liderlerin selamlarını getirdik” şeklinde konuştu.

“14 MAYIS’TAN SONRA BİR TÜRKİYE HAYAL EDİYORUM…”

“14 Mayıs’tan sonra bir Türkiye hayal ediyorum” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“81 ilin her birisinde, bütün mahkemeler adalet ve hukuk için çalışıyor. 81 ilinde hiçbirinde; bir vali, hiçbir bürokrat, tek bir ağzın ne dediğine bakmıyor. Devletin valisi, devletin bürokratı oluyor. Ve işini yapıyor. Biz, bu memleketin evlatlarına güveniyoruz. Bizim en büyük kaynağımız, bu memleketin evlatları. İşte bu güzel kızlar, bu yakışıklı gençler, bu değerli hanımefendiler, beyefendiler. Memleketimizin 15-30 yaş arası 21 milyon genci var. Diyorlar ki; hep umutlu konuşuyorsun, hep yüzün gülüyor, hep pozitifsin, hep ‘Her şey çok güzel olacak’ diyorsun. Niye? Çünkü ben sırtımı, o 15-30 yaş arası 21 milyon gence yasladım. Benim arkam sağlam. Aynı zamanda milletimizin de geleceği sağlam. İşte onun için gençlerimiz, 81 ilde eşit eğitim alacak. Bu ülkenin bir şehrinde gelir 10 lirayken, Sinop’ta 5 lira olmayacak. Devletin gücünü, milletin ittifakıyla, vatandaşını azarlayan değil, vatandaşına şefkat eli gösteren, devletin gücünü, vatandaşını ötekileştiren değil, vatandaşını birleştiren bir dönemi başlatacağız. Ayrıcalıklı kesimlerin hükümeti asla olmayacak. Ayrıcalıklı kesimlerin değil, bir avuç insanın değil, 86 milyon insanımızın hükümeti olacak. Bu ülkede yozlaşmış, ne yazık ki darbeye uğramış, ne yazık ki yok sayılmış demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz. Bu ülkenin olmazsa olmazı, özgürlükler olacak. Üniversitedeki gençler konuşacak, anlatacak, fikrini paylaşacak. Bu ülkenin gençleri, Twitter’da twet atarken korkmayacak. Yazacak be kardeşim. Bu kadar basit.”

“PARTİZANLIĞI BU MEMLEKETTEN SÖKÜP ATACAĞIZ”

“Partizanlığı bu memleketten söküp atacağız” diyen İmamoğlu, “Bu dediklerim aslında hiçbirinize yabancı gelmeyecek. Eminim ki, hepinizin aynı şekilde aileleri vardır. Bakın benim ailemde Cumhuriyet Halk Partili de vardı. Geçmişte Demokrat Partili, Adalet Partili de vardı. Sonra benim çocukluğumda ANAP’lı, Doğru Yol’lu, MHP’li de vardı. Diyeceksiniz ki; ‘Nasıl bir aile?’ Vallahi de öyleydi, billahi de öyleydi. Benim ailem öyleydi. Sinop’ta da sizlerin aileleri öyleydi. Ama hiçbir dönem, bu kadar ayrışmamıştık. Herkes birbirine saygıyla bakardı. Şimdi ne yapacağız? İşte bu partizanlık denen illeti, memleketin bütün kurumlarından, devletin bütün kurumlarından, aynen İstanbul’da olduğu gibi, söküp atacağız” şeklinde konuştu. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının en önemli unsurunun her ili kalkındırmak olacağına vurgu yapan İmamoğlu, “Sadece İstanbul’dan ibaret değil Türkiye. Memleketimizin her köşesini İstanbul yapacağız. Memleketimizin her köşesini İstanbul’un bir semti gibi yapacağız. Yapmalıyız. Bunu da hak ediyor. Sinop’un değerli filozofunun dediği gibi; vatandaşlarının güneşine yeter ki yöneticiler gölge etmesin. Ankara’ya sesleniyorum: En fazla 43 gün daha gölge edersin. Ondan sonra, güle güle” ifadelerini kullandı.

“ARTIK YENİ ‘KAZANANLAR KULÜBÜ’ BİR AVUÇ İNSAN DEĞİL”

“31 Mart’ın ertesi günü, 1 Nisan’da ‘kazananlar kulübü’ devreye girdi” diyen İmamoğlu, konuşmasını, “Artık yeni ‘kazananlar kulübü’, bir avuç insan değil. Artık milletimiz kazanmaya başladı. Ne demişti? ‘İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder’ demişti. Seni gidi seni. O günden anladı, o günden anladı. ‘İstanbul’u kazanan, Türkiye’yi kazanır’ demişti. Seni gidi seni. Bizim aklımıza hiç gelmemişti. Ama biz, İstanbul’u da millet için kazandık, bu seçimi de millet için kazanacağız. İstanbul’un o güzel sesini. İstanbul’un o güzel sloganını cennet vatanının her köşesine yayacağız. Bu memlekete adalet, güzellik, pırıl pırıl bir bahar gelecek. Benim güzel hemşehrilerim, sevgili Karadenizliler, sevgili Sinoplular, ‘Her şey her şey çok güzel olacak.’  Sizlerle olacak, çocuklarla, gençlerle Sinoplularla olacak. Hepinizi çok seviyorum. Kalın sağlıcakla” sözleriyle tamamladı.

Okumak için tıklayın

Politika

Kılıçdaroğlu Seçim Kampanyasını Başlattı: Sana Söz Yine Baharlar Gelecek…

-

sana söz

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim çalışmalarını yayınladığı bir ‘Sana Söz’ videosu ile resmen başlattı.

K2 HABER | Sosyal medya hesabından yayınladığı video ile kampanyanın başladığını duyuran Kemal Kılıçdaroğlu, “#SanaSöz yine baharlar gelecek…” notunu düştü.

Millet İttifakı’nın beş genel başkanı ile birlikte kayıtlara geçen görüntülerin de birleştirdiği videoyu Kılıçdaroğlu, “Bay Kemal sözünden dönmeyecek” ifadeleriyle bitirdi.

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Millet İttifakı Başkanlarını Buluşturdu

Sana Söz Yine Baharlar Gelecek

Adaylık kampanyası olan videoda Kılıçdaroğlu, şu ifadelerle seslendi:

“Sana söz, birbini incitmeyen, farklı olanı olduğu gibi seven, sayan; uzaklaşan değil, kucaklaşan bir Türkiye.

Karnı tok, gönlü bol, yaşamayı seven bir Türkiye. Bilime, sanata, geleceğe inanan; ayakları yere sağlam basan, uzmanlığa saygı duyan bir Türkiye.

Seyirci kalmayan, korkusundan susmayan, sözü dinlenen, kıymeti bilinen; en güzel şarkıları bağıra çağıra söyleyebilen, neşesi çocukların gözünden okunan bir Türkiye için geliyoruz.

Sana söz, yine baharlar gelecek”

Okumak için tıklayın

Politika

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Millet İttifakı Başkanlarını Buluşturdu

-

iktisat kongresi

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, beşinci gününde Millet İttifakı Başkanlar Buluşması’na ev sahipliği yaptı. 

K2 HABER | CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu “Böylesine anlamlı bir toplantıyı gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ederim. İkinci yüzyılı birlikte inşa edeceğiz” dedi. Başkan Tunç Soyer ise “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Millet İttifakı’nın attığı tarihi adımlara İzmir’den yaptığımız gönülden bir katkıdır” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin “Değişime Davet” temasıyla düzenlenen beşinci gününde Millet İttifakı Başkanlar Buluşması düzenlendi. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğindeki programda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener adına Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal katıldı. Programın sunuculuğunu ise Duygu Demirağ yaptı.

Kılıçdaroğlu’ndan Başkan Soyer’e Teşekkür

CHP Genel Başkanı ve 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasına, “Böylesine anlamlı bir toplantıyı gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ederim. İkinci yüzyılı birlikte inşa edeceğiz” diyerek başladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, “İşimizin çok kolay olduğunu kimse düşünmesin ama birinci yüzyılın kongresinde de o dönemin liderleri işlerinin çok kolay olmadığını biliyorlardı. Güzel bir Türkiye, barış içinde bir Türkiye, kalkınan ve büyüyen, bölgesinde ve dünyada saygınlığı olan bir Türkiye. Hepimizin idealinde olan bir Türkiye. Zor zamanlardan geçtiğimizin farkındayım. Atatürk’ü hep iki temel ilkeyle anarım. Biri siyasi bağımsızlık. ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ der. ‘Bayrağımın altında özgürce yaşamak isterim’ der. İkinci ilkesi ise ekonomik bağımsızlıktır. İzmir’de 100 yıl önce yapılan kongrede Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle söyler: ‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisat zaferleriyle taçlandırılmazlarsa elde edilen zaferler sür üp gidemez, söner.’ Yani siyasi bağımsızlığın kalıcılığını sağlayan temel unsur ekonomik bağımsızlıktır. Bugüne kadar büyük sıkıntılar çektiğimizi biliyoruz. Ama öyle bir sistem kuralım ki kim iktidara gelirse gelsin bu tür krizlerle Türkiye karşı karşıya kalmasın” dedi.

Övgün Ahmet Ercan’den İzmir Depremi Hakkında Açıklama

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

“İktidar sahipleri gelecek TBMM’de hesabını verecek”

Dört ayaklı bir stratejiden söz eden Kılıçdaroğlu, “Birinci ayak güçlü bir demokrasidir. Güçlü bir parlamenter sistem. Dünyaya baktığınızda kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerin tümünde güzel bir demokrasi anlayışı ve geleneği vardır. Biz de demokrasimizi geliştirmek zorundayız. Sağlıklı işleyen hiçbir demokraside denetimsiz alan yoktur. TBMM mi? O da denetlenir. Siyaset kurumunun halkına hesap vermesi gerekir. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerken, bunu vaat ederken Millet İttifakı olarak dedik ki Ulusal Vergi Konseyi kuracağız. 85 milyondan toplanan vergilerin nerelere harcandığını herkes bilecek. Siyasi etik kanunu çıkaracağız diye 6 lider altına imza attık. Önemli bir karar daha aldık. TBMM’de plan ve bütçe komisyonu dışında bir de kesin hesap komisyonu kuracağız dedik. Yani 1 yıl önceki bütçenin kaynakların ın nerelere harcandığının hesabını verelim diye. Ve bir şey daha yaptık. Bizim tarihimizde bir ilk. Kesin hesap komisyonu başkanı ana muhalefet partisinden olacak. Yani iktidar sahipleri gelecek TBMM’de hesabını verecek” diye konuştu.

Bilgi ekonomisi vurgusu

İkinci olarak üreten bir ülke inşa edileceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin üretmesi lazım. Herkes üretim zincirinin önemli bir halkası olacak. Herkesin ürettiği Türkiye güçlü, dışarıya el avuç açmayan bir Türkiye’dir. Neyi nasıl üreteceğimizi çok iyi bilmek zorundayız. 21’inci yüzyıl ekonomisi artık bilgi ekonomisidir. Hangi ülke bilgi üretirse o ülke hızla kalkınır. Nerede üreteceğiz? Üniversitelerde. Bizim iktidarımızda üniversiteler bilgi üretecek. Biz katma değeri yüksek ürün üretmek zorundayız. Katma değeri yüksek ürün üretmenin yolu üniversitenin bilgi üretmesi, sanayicinin üretilen bilgiyi metaya dönüştürmesidir. 20’nci yüzyıl petrol yüzyılıydı ve petrol savaşları vardı. 21’inci yüzyıl çip savaşlarıdır. &Cced il;ipi kim üretecek? 21’inci yüzyılının Türkiye’sinin temel hedefi bilimde, sanayide, teknolojide çip üreten bir ülke olmaktır” dedi.

“Sosyal devlet yara aldı bunu düzeltmek bize nasip olacak”

Stratejilerinin üçüncü ayağının sosyal devlet inşa etmek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Güçlü bir sosyal devlet inşa edemezseniz istediğiniz kadar üretin. Hakça bölüşmezseniz, toplumun bir kesimi yoksul bir kesimi varsıl olursa orada huzur, bereket olmaz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye’yi demokrasiyle, sosyal devletle yeniden inşa edebiliriz. Bugün Türkiye’de sosyal devlet büyük yara almıştır. Bunu düzeltmek bize nasip olacak. Bunu da yapacağız” dedi.

“Biz ayak uydurmak istemiyoruz biz yapalım onlar bizi izlesinler”

Sürdürülebilirliğe ve liyakate değinen Kılıçdaroğlu, “Durduğunuz andan itibaren geriye gidersiniz. Dünya hızla değişiyor. Siz bu değişime ayak uydurmak zorundasınız. Sürdürülebilirliğin kilit anahtarı devlette liyakattir. Yani birikimli insanların devlet yönetiminde olmasıdır. Üreten insanların üniversitelerde olmasıdır. Değişime ayak mı uyduracağız? Değişime öncülük mü yapacağız? Biz ayak uydurmak istemiyoruz. Değişime, dönüşüme, atılıma öncülük yapan bir Türkiye’yi inşa etmek istiyoruz. Sürdürülebilirliğin temel anahtarlarından birisi de eğitimdir. Eğitimin yeniliğe açık olması, merak duygusunu büyütmesi lazım. Biz eğitim sisteminde de köklü değişiklikler yapacağız” ifadelerini kullandı.

Tunç Soyer: İzmir’de Gelecek Yıl Koku Sorunu Yaşanmayacak

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

Başkan Soyer: “İyi tasarlanmış bir geleceği miras bırakmak istedik”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise sözlerine Kılıçdaroğlu’nu, “Müstakbel Cumhurbaşkanım” şeklinde selamlayarak başladı. Başkan Tunç Soyer, konuşmasında 1923 yılında İzmir’de yapılan İktisat Kongresi’nden bahsederek başladı. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ni bu mirasla düzenlediklerini söyleyen Başkan Soyer, “Tüm bu çalışmaları yaparken bize ilham veren Atatürk’ün bu kongre için izlediği yol ve kurduğu model oldu. Yola çıkarken sadece ortak akılla inşa etmekle ilgili bir kararımız vardı. Bunun sonucunda oluşacak içerikle ilgili bir fikrimiz yoktu. Gördük ki ortak akılla inşa edilen bu süreç, ortaya çok güçlü bir içerik çıkardı. Hiçbir sorunun tek başına çözülemeyeceğini ve ancak uzlaşmayla topyekûn ve sürdürülebilir &cced il;özümler üretilebileceğini gördük. İki gün sonra tüm paydaşlarımızın katıldığı kapanış oturumunda ortaya çıkacak ilkeler, geleceğin Türkiye’sinin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynayacak. Biz bugünün siyasal ikliminde bugünün sorunlarına çözüm aramak için değil, bugünün siyasal ikliminde geleceğin Türkiye’sine katkı sağlamak için yola çıktık. Sadece yolları, köprüleri ve binaları değil, iyi tasarlanmış bir geleceği miras bırakmak istedik” diye konuştu.

“İktisat Kongresi Millet İttifakı’na İzmir’den yaptığımız gönülden bir katkıdır”

Başkan Soyer, “Bugün Millet İttifakı’nın değerli liderleri olarak siz genel başkanlarımızın izlediği yol da farklı değil aslında. Toplumun kılcallarından beslenen ve farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği toplumsal mutabakatla ortaya konulan bir gelecek Türkiye’si inşa ediyorsunuz. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Millet İttifakı’nın attığı tarihi adımlara İzmir’den yaptığımız gönülden bir katkıdır. Katkımızın içine binlerce işçinin, çiftçinin, iş insanının alın terini ve ruhunu koyduk. Yüzlerce uzmanın birikimini koyduk. Umarım kabul buyurursunuz. Bir şey değişecek, her şey değişecek” dedi.

Millet İttifakı’nın ‘Ortak Politikalar Metni’ Açıklandı: İşte Önemli Maddeler

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

Ali Babacan: “Ne kadar çok demokrasi o kadar ekonomi”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise şunları söyledi: “100 sene sonra yeniden ülkemizde demokrasiyi inşa eden iktisadı konuşuyoruz. Ekonomi için olmazsa olmaz temel kavramlar hukuk ve eğitim. Türkiye’nin zirvede olduğu yıllarda bundan çok bahsediyorduk. Eğer eğitim ve hukukta gerekeni yapmazsak bu ülke orta gelir tuzağına düşer demiştik. Ve maalesef bu tuzağa düştük. Bu tuzaktan nasıl çıkabileceğimizi biliyoruz. Ne kadar çok demokrasi o kadar ekonomi. Ne kadar adalet o kadar ekonomi. Ne kadar liyakat o kadar ekonomi. Ne kadar eğitim o kadar ekonomi.”

“Adalet fırsat eşitliğidir”

“Dünya bugün çok net, çok keskin bir yere doğru gidiyor. Bugün ülkemizde otokrat yönetime karşı haysiyet mücadelesi var. Bu ülkenin sorunlarının çözümü hukuktan, adaletten, eşitlikten, insan haklarından geçiyor. Bunlardan vazgeçerseniz bu memleketi düştüğü çukurdan çıkaramazsınız. Otokratik bir yönetimde toplumun topyekûn zenginleşmesinden söz edilemez. Kuralların zayıfladığı bir ülkede eşitlikten bahsedilemez. Çünkü adalet fırsat eşitliğidir aynı zamanda. Sadece son iki yılda milli gelirden alınan pay yüzde 37’den 25’e düşmüş. Türkiye’de orta direk çökmüş. Peki, ne yapacağız? Dünyayı anlamadan, içerisinden geçtiği zor dönemi anlamadan Türkiye’yi anlamak kolay olmaz. Hemen kuzeyimiz savaş halinde, güneyimizde 10 yıldır devam eden i&cce dil; savaş var, lojistik tedarik zinciri tamamen değişti. Küresel ısınma kapımızda. Gıda krizi yepyeni bir tarım politikasının yapılmasını gerektiriyor. Dünyada refah yeteri kadar artmadı.”

“Demokrasi tarihi yazıyoruz”

“Yeni ekonomik modelimiz 4 sütunda sağlam yere basacak. Bu işin püf noktası ne diye sorarsanız özgürlükler derim. Biz buradan başlayacağız. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı… Yapılacak çok iş var. Endişe etmeye gerek yok. Daha zor şartlarda 1923’te Cumhuriyet’i biz kurduk. Yine yapacağız, yine başaracağız. Ekonomik krizi, sağlık krizini, gıda krizini çözecek takım burada. Bu enkazı hep beraber millet olarak kaldıracağız. Hiç endişeniz olmasın.  14 Mayıs’ta kazanacağımız zafer demokrasi mücadelesi verenlere umut olacak. Dünyanın bütün demokratları için ilham kaynağı olacağız.”

200 Binden Fazla Vatandaş Saraçhane’yi Doldurdu, İmamoğlu’na Sahip Çıktı

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

Gültekin Uysal: “Bir kez başaranlar bir kere daha başaracaktır”

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, şöyle konuştu: “Bir tarihi kongreyi gerçekleştiriyoruz. Bu tür kongreleri bir muhasebe yapmak açsından çok değerli buluyorum. 100 yıllık bir muhasebeyi yapmak mecburiyetindeyiz. Başta aziz Atatürk ve tüm delegasyonun kararları bir mücadelenin sonucuydu. İzmir İktisat Kongresi’nden 100 yıl bir ay sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen kongrenin 100 yıl önce olduğu gibi yeni bir atılım için başlangıç olmasını temenni ediyorum. İki asırlık modernleşme çizgisi içerisinde hangi tarihi eşikte yeni bir boyut ve derinlik katmak gerekiyorsa, devlet adamları onun gereğini yapmıştır. Büyük Atatürk de 100 yıl nefes almamızı sağlayan şartları ortaya koymuştur. Çok önemli mesafeler almışız. Büyük milletlerin tarihinde, tarihi bir vesika vardır. Bir kez başaranlar, bir kez daha başaracaktır. İşte bunun için varız” şeklinde konuştu.

“Burada yeşeren umudu daha da büyütmek mecburiyetindeyiz”

“Atatürk’ün bize kazandırdığı zamanın sonuna geldik. İkinci yüzyılın başında yeniden büyük bir iradeyle beraber farklı siyasi partiler olarak milletimizin umudunu yeşertmek için mücadele veriyoruz. Burada yeşeren umudu daha da büyütmek mecburiyetindeyiz. 14 Mayıs 1950’de kavgasız dövüşsüz iktidarı değiştirebilme tecrübesini ortaya koymuş Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti birlikteliğini yeniden anlamlandırmak için irade koyduk. Bu iradeyi 14 Mayıs 2023’te yeniden milletin kendi kaderine hakim olacağı gün olarak ifade etmek istiyoruz. Bir tarihi muhasebeye imkân veren İktisat Kongresi’nde bulunmaktan onur duyuyorum. Bu süreçte güçlendirilmiş parlamenter sistem ve mutabakat metniyle bu büyük kongrede çıkacak fikirlerin buluşacağını biliyorum.”

‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

Ahmet Davutoğlu: “İzmir milletimizin ufuk şehridir”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise şunları kaydetti: “İzmir, bizim milletimizin ufuk şehridir. Doğudan batıya, Asya’dan Avrupa’ya doğru gerilmiş bir yayın Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanmasıdır İzmir. Tarihimizin Akdeniz medeniyetiyle buluşması yanında bütün İktisat tarihimizin en merkez şehirlerinden biridir. İzmir’in tarihiyle milletimizin tarihi ayrıştırılamaz, özellikle de iktisat tarihi. Şimdi yeni bir eşikteyiz. Dördüncü büyük dönüşümün içindeyiz. İleride bu tarihi yazanlar bu kongreyi kaydettiklerinde bizim Birinci İktisat Kongresi gibi bir güzel hatıra olarak anmalı. Her görüşü, her siyasi akımı bir masa etrafında toplandı ve hakimiyeti milliye için hakimiyeti iktisadiye kararı aldılar demeliler bugün için. Keşke dedelerimiz daha doğru yön çizseydi diyecekler ya da işte bugün deyip o nesillerin önünü a&c cedil;acağız. Biz o nesillerin önünü açmak için 6 siyasi lider bir araya geldik, bu nesillerin önünü kapatmak isteyenlere karşı bir araya geldik.”

“Siyasi ahlak kanunu mutlaka çıkacak”

“Toplumu kutuplaştıranlara karşı, toplumu buluşturanlar her kesimi, tekleştirmeye karşı toplumu birleştirmeye çalışan bir heyetiz biz. Yetkileri değil sorumlulukları paylaşmaya ve omuzlamaya adamışız kendimizi. Ortak politikalar metninin ruhu siyasi ahlaktır. Çünkü eğer hesap vermeye hazır olmayan bir yönetim ülke yönetiyorsa, bilin ki dikta ya da otoriterlik kaçınılmaz. Ekonomik kriz tek başına tanımlayamaz bu krizi. Burada bir devlet, ahlak, toplumsal barış krizi var. Ekonomiyi temizlemek istiyorsak şu anda yaşayan bütün cumhurbaşkanları, başbakanlar ve başta ben olmak üzere ve ilgili bakanların tümü mal varlığı beyanında bulunmalıdırlar. Hesap vermeye hazırım ama herkes hesap vermeye hazır olacak. Siyasi ahlak kanunu mutlaka çıkacak. Bir daha bu ülkede hiç kimse sahip olduğu pozisyon dolayısıyla mal ve mülkünü servetini asla artıramayacak…”
“Yeni bir dünya kuruluyor. Yepyeni bir dünya… Eski alışkanlıklarla yeni dünyaya uyum sağlayamayız. Sadece uyum sağlamak değil, önüne geçmek durumundayız bu değişimin, öznesi olmak zorundayız tarihin. Tarihin akışına kapılıp gitmek değil, öznesi olmak için ekonomimizi yeni zihniyetle kurmak durumundayız. Bu zihniyetin iki ayağı var; millet vicdanı, devlet aklı. 15 Mayıs sabahı yeni bir cumhurbaşkanı, kadrosu ve yepyeni bir dönem başlayacak.”

Akşener ve İmamoğlu, Depremzedelerin Acılarına Ortak Oldu

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

Ümit Özlale: Batıya kafa tutarmış gibi yapan iktidar emek göçünü durduramadı

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale şöyle konuştu: “Daha iyi ekonomik fırsatlar, çalışma koşulları ve yaşam kalitesi arayışı ile binlerce insan batı kentlerine göç etti. Arkalarında da ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler’ diyen iktidar, bu ülkenin kaynakları ile yetişen ve belki de yetişmesi en zor olan gelişmiş insan kaynağını, bir kez daha başka ülkelerin yaratacağı ekonomik mucizeye hediye etti… Batıya kafa tutarmış gibi yapan bu iktidarın, bilerek veya bilmeyerek çanak tuttuğu şey, küresel güç dengesizliğine katkıda bulunmaktı. Kendi ülkesini yetenek ve donanım açısından kurak toprak haline dönüştürmekti. Batıya kafa tutarmış gibi yapan bu iktidar, bu büyük nitelikli emek göçünü durduracak hiç bir şey yapmadı… 20. yüzyılın başında bundan 100 yıl önce burada İktisat Kongresi’ni d&uu ml;zenleyen bağımsızlıkçı ruh, Türkiye’yi geriye götürecek bu zihniyetin tam 100 yıl önce farkına varmış. Cumhuriyetin bize en büyük kazançlarından biri dünyanın her yerinde çalışabilecek, mesleğini dünya kalitesinde yapan insanlar yetiştirmek olduk. Ama ne yazık ki onları ülkemizde tutamadık, tutamamaya devam ediyoruz. Hem bir birey olarak hem de ulus olarak sahip olduğumuz en değerli becerinin bilgi olduğu bir dünyada yaşıyoruz… Kontrol edemediğimiz, etkilerini derinden hissettiğimiz değişimler bizi dünyaya çok hızlı şekilde ayak uydurmak zorunda bırakıyor. Artık içimize kapanarak dünyayı kendimizden ibaret sanarak, yaşayamayız. Dünyadaki değişimi öngörmek ve bu değişime uyum sağlamak değil, onu yönetmek zorundayız. Dünyadaki değişimi seyretmek değil, bu değişimi yönetmek zorundayız. Bu değişimi yönetmek sadece büyük bir devlet olmanın gereği değil, aynı zamanda bu ülkenin insanlarına hak ettikleri yaşama şansını veren bir devlet de olmak gerekiyor. İşte biz de Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 21. yüzyıla mesleğini, hayatını, ülkesini, bayrağını gururla taşıyan, tökezlediğinde yanında bu devletin olduğunu bilen yeni bir toplumsal sözleşme yazmalıyız.”

“Bu zihniyet yaşatamaz”

“Devlet yaşatmak için vardır. Daha kırkını yeni çıkardığımız büyük deprem felaketi, devletin yaşatma vaadini yerine getiremediğini güçlü bir şekilde gösterdi. Depremde milyonlarca insanın evi yıkıldı. Geçim kaynakları yok oldu. Temel sorumluluğu vatandaşlarına değil piyasaya duyan bu zihniyet, yaşatmaz, yaşatamayacak da. O nedenle bir yandan yasımızı tutarken, diğer taraftan da bu kaybı, ana sorumluluğu yaşatmak olan, insanların yasını hissedebilen bir devlet modelini yeniden inşa etmek için kullanmalıyız. Yıkılan şehirleri, 21. yüzyılın temel sorunu olan salgınlara, afetlere hazırlıklı, yaşanabilir kentleri inşa etmek için kullanmalıyız. 21. yüzyılda yeni toplumsal sözleşmemizin ikinci unsuru ise fırsat eşitliğidir. Bugün cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rizeli bir kaptanın çocuğu ile Dersimli yedi çocuklu bir ailenin çocuğu arasında seçim yapacaksak, bu cumhu riyetin bize sunduğu fırsat eşitliği sayesindedir. Fırsat eşitliği, sosyal hareketliliği teşvik etmek için elimizdeki en temel kamusal araç ise eğitimdir. Tüm çocukların içinde doğduğu ailenin ekonomik koşullarına bakılmaksızın kaliteli bir eğitim sağlanması, yoksullukla mücadele ve kalkınmada en temel kuralımız olmalı”

Başkan Soyer: Biz Hürriyetimize Aşığız!

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

Temel Karamollaoğlu: “Atatürk ve arkadaşlarını şükranla anıyorum”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise şöyle konuştu: “Tam 100 yıl olmuş İstiklal Harbi’ni tamamlamışız. Savaş bitmiş, savaşın yaralarını sarmak gibi işlerle uğraşırken birdenbire iktisat öne çıkmış. Uzun bir kongre yapılmış İzmir’de. Ülkemizin her yerinden uzmanlar gelmişler. Bu kongreyi o zaman tertip eden başta Atatürk ve arkadaşları olmak üzere hepsini şükranla anmayı bir görev biliyorum. Birinci İktisat Kongresi’nin maddelerini mutlaka bulun ve okuyun. 9 madde 12 başlık var. Bunları okumakta fayda var. O kongreden sonra Türkiye’de ciddi bir hamle başlamış. Maalesef Osmanlı’nın son dönemlerinde bir takım iktisadi faaliyetler başladı ama ülkemizi ayağa kaldıracak hale gelmedi. İzmir İktisat Kongresi’nden sonra oluşturulan hava neticesinde bir hamle başladı. Hangi fabrikalar kurulacak, hangi finans müesseseleri hayata geçirilecek? Bunlara karar verilmiş. Bug& uuml;n Türkiye’de yapılması gereken en önemli işlerden bir tanesi uçak sanayinin tesisidir. İşin garibi o dönemde bu en önemli mesele olarak gündeme getirilmiş, uçak fabrikasının temeli hemen atılmış, imalatına hemen başlanmış. Ne zaman? 1920’ler. Biz neredeyiz şimdi? Havanda su dövüyoruz. O kadar uçmayın deniyor, bazı konular gündeme getirildiğinde. Ne uçması? Biz başka ülkelerin imal ettiği uçakları alarak ancak seyahat edebiliyoruz. Ne uçması?”

“Adalet olmadan hiçbir şey yapamazsınız”

“Bugüne kadar biz bir şey yapamamışız ki. Kendi içimize kapanmış, çekişmelerle uğraşmışız. Aslında ülkemizin ayağa kalkması, yaşanabilir bir ülke haline gelmesi için iktisaden kalkınması şart. Nereden başlayacağız derken herkes ittifak etti; adalet! Bir ülkede adalet olmadan siz hiçbir şey yapamazsınız. Devlet adalet üzerine inşa edilir. Adalet mülkün temelidir. Güven duygusu, dürüstlük, işin ehline verilmesi… Siz işi ehline vermezseniz o iş hiçbir zaman istenildiği gibi inşa edilemez ki. İlk ele alacağımız hususlar bunlar.”

Okumak için tıklayın

Politika

Genç Eğitimci Ersin Öztürk Meclis Yolunda

-

Ersin Öztürk

Eğitim camiasında bilimsel, laik ve çağdaşlaşma hedefiyle önemli çalışmalara imza atan Ersin Öztürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekilliği aday adaylığı için başvuru yaptı.

K2 HABER | Seçim takviminin başlamasının ardından siyasi partilerden milletvekili olmak isteyenler aday adaylığı için başvurdu. CHP’de gençlik kollarından beri aktif siyasetin içinde yer alan Ardahanlı genç iş insanı ve eğitimci Ersin Öztürk de 28. Dönem Milletvekilliği Seçimleri için aday adaylık başvurusunu yaptı.

Eğitimci kimliğinin yanı sıra Ardahan ilinin gelişimi ve çocuklarla gençlerin eğitim olanaklarından kesintisiz yararlanması için çok sayıda sosyal farkındalık projesinin aktivisti olan Öztürk, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan seçimde doğduğu, büyüdüğü yer olan memleketi Ardahan’dan milletvekili aday adayı oldu.

Öztürk, “Anadolu’nun Kemal’i, halkımızın umudu, millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde ülkemizi refaha çıkarmak, milletimizin yüzünü güldürmek ve yarınlarımıza aydınlıklar, güzellikler getirmek; eğitimde, adalette, hukukta, sağlıkta, ekonomide, toplumsal yaşamda huzur ve fırsat eşitliğini yaratmak için genel seçimlerde CHP Ardahan Milletvekili Aday Adayı olmak üzere bu onurlu, şeref dolu yola yoldaş oldum. Yüreğimdeki Cumhuriyet, vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevdasıyla çıktığım bu yolun ülkem ve memleketim için hayırlı olmasını diliyorum.” açıklamasıyla aday adaylığını duyurdu.

SODEV’in Yeni Başkanı Seçildi

Ersin Öztürk Kimdir?

1984 yılında Ardahan’da doğdu.

Çocukluğu Ardahan’da geçti. Memur bir anne ve babanın çocuğu olmasından dolayı gençlik yıllarından itibaren yaşamını Ankara’da sürdürdü.

AÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümü mezunu olan Öztürk, dezavantajlı Ardahanlı çocukların eğitim hayatlarına katkı sunmak için farkındalık projelerinde öncü olarak memleketi Ardahan’la ve Ardahanlı hemşerileri ile bağını hiç koparmadı.

Evli ve 1 çocuk babası olan Öztürk, eğitimin öncü kurumlarından olan bir yayınevinin sahibidir.

Okumak için tıklayın

Politika

Akşener ve İmamoğlu, Depremzedelerin Acılarına Ortak Oldu

-

Hatay

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hatay ve İskenderun’da depremzede vatandaşlarla bir araya geldi. Konteyner kentlerden sahra hastanesine, çadır kentlerden İBB’nin İskenderun Limanı’nda demirli Orhangazi gemisine kadar birçok noktayı ziyaret eden Akşener ve İmamoğlu, vatandaşların acılarına ortak oldu. 

K2 HABER | İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, basına yaptıkları açıklamaların ardından Hatay ve ilçelerinde depremzedelerle bir araya geldi. Akşener ve İmamoğlu, sırasıyla; Antakya’da “İYİ Kent” konteyner kent, İskenderun’da da İYİ Parti Sahra Hastanesi ve çadır kenti ile İBB’nin depremzedelere revirden psikolojik desteğe, barınmadan kreş hizmetine kadar birçok konuda hizmet veren İskenderun Limanı’nda demirli Orhangazi gemisine ziyaretler gerçekleştirdi. İBB Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Önder Yüksel Eryiğit’ten hizmetlerle ilgili bilgi alan Akşener ve İmamoğlu, depremzedelerle sohbet edip, sorunlarını dinledi.

İmamoğlu: Gençlerimizi Yurtlardan Çıkarmayacağız

Depremzede Vatandaş Konteyner İstedi

Gemi içerisindeki hastanede yatan Bekir Cila, Akşener ve İmamoğlu için yazdığı şiiri okudu. İmamoğlu, “Betonlardan artık psikolojim bozuldu, ben sizden bir konteyner olursa istiyorum” diyen Cila’ya, “Hallederiz, sen endişe etme” yanıtını verdi. Gemideki günlerini resim çizerek geçirdiğini söyleyen bir depremzede vatandaş da Akşener ve İmamoğlu’na, “Gemi çiziyordum. Bilmiyordum, hastaydım ben. İçeride yatıyordum. Hoş geldiniz. İyi ki varsınız. Elimizden tuttunuz. Rabbim elinizden tutsun. Ama bilseydim hazırlayacaktım” diyerek, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ressam depremzedeye İmamoğlu’nun yanıtı, “Ne demek, ne demek anacığım. Kurban olurum, yine hazırlarsın. Biz buradayız. Acele etme sen. Birkaç gün sonra da verirsin, bize ulaşır” oldu. Gemide barınan çocuklar için oluşturulan “Yuvamız İskenderun” kreşini de ziyaret eden Akşener ve İmamoğlu’na, minik depremzedeler tarafından kağıttan yapılmış teşekkür çiçeği sunuldu.

Hatay

Ekrem İmamoğlu, Deprem İçin Seferberlik Çağrısı Yaptı

Depremzededen ‘Sesimizi Duyun’ Feryadı

Depremde kaybettiği yakınlarının fotoğrafını gösteren bir başka depremzedenin feryatları ise yürekleri dağladı. Depremzede vatandaşın, “Sabaha kadar yağmurun altında kaldım. Bir Allah’ın kulu gelip bana, ‘Al şu suyu iç demedi. Ben suyunda da değilim. Bana canlarımı verselerdi yeterdi. Onu bile yapmadılar. Sizden ricam, sesimizi duyurun. Yakınlarımızın sesini duyuyorduk. ‘Ölmek istemiyoruz’ dediler. Bebeğimizin sesini duyduk, ama bir şey yapamadık. Kimse bize yardımcı olmadı” sözlerine kayıtsız kalmayan İmamoğlu, “Her devlet görevlisi dinlemek zorunda” yanıtını verdi. Akşener de “Ben de hukuki faslının, diğer fasıllarının, herkesin huzurunda söz veriyorum, takipçisi olacağım” diyerek, depremzede kardeşlere sarıldı.

Okumak için tıklayın

Politika

CHP’li Alaaddin Güncer: Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı Halka Umut Oldu

-

Balkan Masası CHP Alaaddin Güncer

CHP’li Alaaddin Güncer, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olmasının halk nezdinde büyük umut yarattığını ifade etti.

K2 HABER | CHP Milletvekili A. Adayı ve önceki dönem Kırklareli İl Başkanı Av. Alaaddin Güncer, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine yönelik açıklamalarda bulundu. Güncer, “Büyük onur ve gurur duyuyoruz. Ülkemize hayırlı olsun. Genel Başkanımızın adaylığı ile birlikte Cumhuriyetimizin temelinde var olan fırsat eşitliği de hayat bulmuş oldu. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsedir’ sözüyle tanımladığı Cumhuriyetimizin milyonlarca köy çocuğuna da bir kez daha büyük umut oldu.” vurgusunu yaptı.

CHP’li Güncer: ‘Türkiye, Bu Düzene Mahkum Değil!’

Türkiye’nin Birleştirici Gücü Kılıçdaroğlu

Kılıçdaroğlu’nun tartışmasız Türkiye’nin birleştirici gücü olduğunu vurgulayan Güncer’in açıklamaları şu şekilde devam etti:

“Türkiye demokrasi tarihi açısından önemli bir güne tanıklık ettik. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildiği 2010 yılından beri halkın iktidarını kurmak için büyük bir çaba sarf etti. Yeri geldiğinde kendi adaylığından feragat etti, yeri geldi dünya görüşleri farklı siyasi partilerle bir araya gelerek dayanışma örneği sergiledi. Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki sayın genel başkanımızın her yaştan, her görüşten vatandaşımızın sempatisini kazandığını görüyoruz. Üç yıl Kırklareli İl Başkanlığı görevinde bulundum, üç yıl boyunca köylerimizden kent merkezlerimize kadar her gittiğimiz yerde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ciddi bir ilgiyle karşılaştık. Özellikle de genel başkanımızın ‘helalleşme’ çağrısı toplumun her kesiminde samimiyetle karşılandı. CHP’nin Türkiye’nin sorunlarına yönelik çözüm önerileri halk tarafından özümsendi. Tüm bunları sahada birebir gözlemledik. Gözlemlerimi genel merkezimize birçok kez ilettik.”

CHP’li Güncer’den İnce’ye Sert Tepki: ‘Faik Öztrak Trakya’nın Gururudur’

Köy Çocuklarına Umut Oldu

“Bugün geldiğimiz noktada genel başkanımızın adaylığı ile birlikte Cumhuriyetimizin fırsat eşitliği de hayat bulmuş oldu. Genel Başkanımızın Cumhurbaşkanlığı adaylığından dolayı büyük onur ve gurur duyuyoruz. Ülkemize hayırlı olsun. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsedir’ sözüyle tanımladığı cumhuriyet rejimi milyonlarca köyde – kentte yaşayan çocuğa bir kez daha umut oldu. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 7 çocuklu fakir bir ailenin 4. çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Zor şartlarda eğitim gördü, üniversite eğitimini tamamladı. Devlet memuru olarak uzun yıllar devletimize hizmet etti. Sonrasında emekli olup, kenara çekilmedi! Ülkemize siyasi alanda hizmet etmek istedi. Cumhuriyet Halk Partisi’nde Parti Meclisi üyesi oldu, milletvekili oldu, Grup Başkanvekilliği görevlerinde bulundu. Grup Başkanvekili olduğu dönemde açıkladığı önemli belgelerle bazı kesimlerin korkulu rüyası oldu. Halkın yararına olan her şeyin üzerine gitti. Partimizin Genel Başkanı olarak 2010 yılından beri demokrasi mücadelesine ana muhalefet lideri olarak öncülük ediyor. Hak, hukuk ve adalet mücadelesinde adaletsizliğe karşı dik duruşundan asla taviz vermedi. Ankara’dan İstanbul’a doğru Adalet Yürüyüşünü gerçekleştirerek, dünyanın en barışçıl eylemini gerçekleştirerek, tarihe geçti. Farklı siyasi partilerin bir araya gelmesine öncülük etti. Millet İttifakı’nın kurulmasında özveriyle çaba sarf etti. Büyükşehir belediyelerimizin kazanılması için önemli kararlar aldı. Ve başarıya ulaşmasını bildi. 25 yıl sonra İstanbul ve Ankara Büyükşehirlerinin kazanılmasında büyük emeği var. Cumhuriyet Halk Partimizi ve ülkemizi Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılına hazırlarken ‘İkinci Yüz Yıla Çağrı Beyannamesini’ yayımladı. Beyannamemiz yarının Türkiyesi için önemli bir yol haritasıdır. Ve birçok kez ‘Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız’ diyerek demokrasiye olan inancını yineledi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıdaroğlu mağdurların ve mazlumların umudu olmuştur. Sayın Kemal Kılıdaroğlu, Türkiye’nin birleştirici gücüdür. Partimize ve ülkemize bir kez daha hayırlı olsun.”

Okumak için tıklayın

Politika

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu

-

kemal Kılıçdaroğlu

Millet İttifakı’nda cumhurbaşkanı adayı krizi çözüldü. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in de katılımıyla yapılan 6’lı masa toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası ittifakın adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu açıklandı.

K2 HABER | Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı beklenildiği gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi durumunda Millet İttifakı’nın diğer genel başkanları, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritasının açıklandığı metinde ise İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanabileceği ifadesi yer aldı.

Kılıçdaroğlu’nun Adaylığını Karamollaoğlu Duyurdu

Cumhurbaşkanı adayının ilanı öncesi Millet İttifakı kanadında yoğun bir görüşme trafiği yaşandı. Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti Genel Merkezini ziyaret etti. Bu ziyarette İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iki başkana cumhurbaşkanı yardımcısı olma önerisini iletti.

Ardından Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu, bir otelde bir araya geldi. Yaklaşık 15 dakika süren görüşmede Akşener, önerisini Kılıçdaroğlu’na aktardı. Daha önceden Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz ederek masadan kalkan Akşener’in altılı masa toplantısına katılacağı duyuruldu. Saat 14.00’te başlaması planlanan altılı masa toplantısı, yoğun görüşme trafiği nedeniyle iki saatlik gecikmeyle başladı.

Yaklaşık 4,5 saat süren toplantı sonrası 6 lider açıklama yapmak üzere Saadet Partisi Genel Merkezi önüne geldi. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını açıklamak üzere Temel Karamollaoğlu söz aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olduğunu duyuran Karamollaoğlu, “Bu görevin hayırlı olmasını diliyor, inşallah seçimlerin ardından da kendisine başarılar temennisinde bulunuyorum.” dedi.

Güncer: Ortak Politikalar Metni Tarımda Kalkınmamızı Sağlayacaktır

Kılıçdaroğlu: ‘Millet İttifakı olarak Türkiye’yi istişare ve uzlaşıyla yöneteceğiz’

Ardından kürsüye Kılıçdaroğlu geldi. Partilerin genel başkanlarına teşekkür eden Kılıçdaroğlu, Yunus Emre’nin “Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.” sözlerini hatırlattı, bu sözden aldıkları ilhamla Türkiye’nin bütün renklerini aynı sofrada buluşturmak için yola çıktıklarını belirtti.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Bu sofra Halil İbrahim Sofrası’dır. Halil İbrahim Sofrası, komşusu açken tok yatmamaktır, Halil İbrahim Sofrası tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmemesidir. Halil İbrahim Sofrası, zulmün sona ermesi, hakkın, hukukun ve adaletin hakim kılınması demektir. Bizim soframız barışın ve kardeşliğin sofrasıdır. En büyük gayemiz Türkiye’yi bereketli, huzurlu ve neşeli günlere taşımaktır. Allah’ın izniyle bunu hep birlikte başaracağız. Biz Millet İttifakı olarak Türkiye’yi istişare ve uzlaşıyla yöneteceğiz.

Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin genel başkanları olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin yol haritası üzerinde de mutabık kalmış bulunuyoruz, 11 madde… Az önce içeride sonuçlandı ve onu basın mensuplarıyla paylaşacağız. Bu kapsamda parlamenter sisteme geçiş sürecinde Millet İttifakı’na dahil diğer partilerimizin sayın genel başkanları cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktır. Şunu da belirtmek isterim, Millet İttifakı’nın kapısı, ortak Türkiye hayalimizi paylaşan herkese sonuna kadar açıktır. İnanç, düşünce, ideoloji, kimlik ayırt etmeksizin 85 milyon insanımızı yürekten selamlıyoruz.”

Ekrem İmamoğlu, Deprem İçin Seferberlik Çağrısı Yaptı

12 Maddelik Ortak Mutabakat Metni

Millet İttifakı’nın yol haritasının açıklandığı metinde ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili bir ayrıntı yer aldı.

12 maddede, “İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacaktır.” denildi.

6 liderin imzaladığı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritasının tam metni şöyle:

1. Geçiş Sürecinde Türkiye’yi; Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilke ve hedefleri ile mutabakata vardığımız referans metinleri doğrultusunda anayasa, yasa, kuvvetler ayrılığı denge ve denetleme esasları çerçevesinde, istişare ve uzlaşıyla yöneteceğiz,

2. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişiyle ilgili Anayasa değişiklikleri, genel seçimde ortaya çıkan TBMM yapısının mümkün kıldığı en kısa sürede tamamlayacak ve yürürlüğe girecektir.

3. Geçiş Sürecinde Millet İttifakına dahil diğer partilerin genel başkanları Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaktır.

4. Bakanlık dağılımı, Millet İttifakını oluşturan siyasi partilerin milletvekili genel seçiminde çıkardığı milletvekili sayısına göre belirlenecektir. İttifak partilerinin her biri kabinede en az bir bakan ile temsil edilecektir. Bakanlıklara paralel olarak kurulmuş Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Politika Kurulları ve ofisleri lağvedilecektir.

5. Bakanların atanma ve görevden alınmaları, mensup oldukları siyasi partinin genel başkanıyla uzlaşı içinde Cumhurbaşkanı tarafından yapılacaktır.

6. Geçiş sürecinde Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisini ve görevini katılımcılık anlayışı, istişare ve uzlaşı esaslarına göre kullanacaktır.

7. Cumhurbaşkanlığı kabinesi (Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar) yetki ve görev dağılımı, Anayasa ve yasalar çerçevesinde çıkarılacak Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenecektir.

8. Cumhurbaşkanı; seçimlerin yenilenmesi, OHAL ilanı, milli güvenlik politikalar, Cumhurbaşkanlığı Kararları, Kararnameleri ve genel nitelikteki düzenleyici işlemler ile üst düzey atamalarda Millet İttifakı’na dahil partilerin genel başkanlarıyla uzlaşı içinde karar alacaktır.

9. Geçiş Sürecinde yasama faaliyetlerinin iş birliği içinde gerçekleşmesi koordine edecek mekanizmalar oluşturulacaktır.

10. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin tamamlanmasıyla birlikte, mevcut Cumhurbaşkanının -var ise- siyasi parti üteliği sona erecektir.

11. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçildikten sonra yeni bir seçime gerek olmaksızın 13. Cumhurbaşkanı ve TBMM görev sürecini tamamlayacaktır.

12. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacaktır.

Okumak için tıklayın

Politika

Ekrem İmamoğlu, Deprem İçin Seferberlik Çağrısı Yaptı

-

deprem seferberlik planı

İBB, İstanbul’un depreme dirençli bir kent haline getirilmesi amacıyla ‘Deprem Bilim Üst Kurulu’nun önerileri, tespitleri ve çözüm yolları doğrultusunda başlattığı seferberlik planını kamuoyu ile paylaştı.

K2 HABER |İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), şehrin depreme dirençli bir kent haline getirilmesi amacıyla başlattığı seferberlik planını kamuoyu ile paylaştı. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin bir millet olarak hepimizi harekete geçirdiğini belirten İmamoğlu, etkinliğin açılış konuşmasında, “Biz de İBB olarak, ilk günden tüm gücümüzle afet bölgesine koştuk. AFAD’ın bizi eşleştirdiği Hatay başta olmak üzere, tüm bölgede arama-kurtarmadan başlayarak, depremle ilgili tüm alanlarda elimizden geleni yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. Gücümüz yettiğince, bölgedeki 2000’İ aşkın personelimizle sürdürülebilir şekilde bu zor anlarında afetzedelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. “Bu büyük afetin ve afette yaşadıklarımızın hepimize yüklediği çok büyük bir sorumluluk var” diyen İmamoğlu, “Artık hayatımıza eskisi gibi devam edemeyiz. Bu atmosferde, on binlerce canımız hala göçük altındayken, biz normal yaşamımızı sürdüremeyiz. Hepimizin her şeyi yeni baştan düşünmeye ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Toplantıya CHP Genel Sekreter Yardımcıları Seyit Torun, Gökçe Gökçen, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, aralarında Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Celal Şengör ve Prof. Dr. Haluk Eyidoğan gibi ülkenin önde gelen yer bilimcileri de katılım gösterdi.

“İBB OLARAK İNİSİYATİF ALIYORUZ, DÜZEN DEĞİŞTİRİYORUZ”

“Eğer bu topraklarda durmadan depremler oluyor, binalar yıkılıyor, insanlarımız ölüyorsa; iktidarı, muhalefeti, bürokratı ve vatandaşıyla birlikte hepimiz, depremi Türkiye’nin birincil sorunu kabul etmeliyiz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bundan sonra deprem tartışması, fay hattı tartışması, deprem nerede olacak, ne zaman olacak, olacak mı, olmayacak mı, hangi büyüklükte olacak tartışmalarını bir tarafa bırakmalıyız. Deprem bu topraklar için bir realitedir. Nokta! Bu topraklarda milyonlarca yıl önce, depremi oluşturan mekanizmalar oluştu; milyonlarca yıl boyunca da var olmaya devam edecek. Depremleri durduramayacağımıza göre, milletçe depremde yıkılmamak için, bir devlet olarak gelecekte de ayakta kalabilmek için, deprem dirençli yerleşim alanları ve deprem dirençli kentler yaratmak zorundayız. Biz, bugün itibariyle İBB olarak inisiyatif alıyoruz, düzen değiştiriyoruz. Düzen değiştirmek, cesaret işidir. Cesur olabilmek için, önce o düzenin bir parçası olmaktan kurtulmak gerekir. İBB, 2019 Haziran’ından bugüne, ‘imar-rant-siyaset’ düzeninin bütünüyle dışındadır. Bu sebeple deprem konusunda en ileri, en cesur adımları atabilecek bir konumdayız. Bu konumumuzun gereğini ilk günden beri yerine getirdiğimiz gibi, deprem konusunda da yerine getirmek için İstanbul olarak ayağa kalkıyoruz. Deprem dirençli İstanbul için, seferberlik başlatıyoruz.”

“ŞİLİ VE JAPONYA’DA NASIL MÜMKÜN OLABİLMİŞSE, İSTANBUL’DA DA MÜMKÜN”

“Peki bu mümkün mü” sorusunu yönelten İmamoğlu, sorunun altını, “Evet; pekala mümkün. Kaliforniya, Meksika, İtalya, Endonezya, Şili ve Japonya’da nasıl mümkün olabilmişse, İstanbul’da da mümkün. İnsanlarımızı korumak için, deprem dirençli kent uygulamasını ilk kez İstanbul’da başarıp, Türkiye’ye örnek olacağız. Hedefimiz bu, seferberliğimizin amacı bu. Deprem, İstanbul için kaçınılmaz bir gerçek ve beka meselesidir. Tarih boyunca İstanbul’u nasıl vurduysa, yine vuracaktır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Eğer bu topraklarda, millet olarak neslimizi ebediyen yaşatacaksak; kısa, orta ve uzun vadede deprem dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Ve yine kimsenin kuşkusu olmasın bunu başarabiliriz. Bunun için teknik bilgilerimiz, ‘know how’ımız, gücümüz var, irademiz var, finansal gücümüz var. Bu ulusal seferberlikte, devletimizle, hükümetimizle, bilim insanlarımızla, sivil toplumumuzla ve milletimizle birlikte çalışmak ve birlikte başarmak istiyoruz. Başaracağımıza da inanıyoruz” sözleriyle doldurdu.

“GERÇEKÇİ STRATEJİLERE İHTİYACIMIZ VAR”

“Ancak inanmak tek başına yetmez. Gerçekçi stratejilere ihtiyacımız var” diyen İmamoğlu, ihtiyaç duyulanlar listesini, “Kaynağa ihtiyacımız var; çünkü sorunumuz devasa büyüklükte. İşbirliğine ihtiyacımız var; çünkü yapılması gereken çok boyutlu ve çeşitli işler var. Her kesimin harekete geçmesi ve geçirilmesi gerekiyor; çünkü devlet görevlisinden teknik personele, sağlık görevlisinden vatandaşa uzun bir zincirin kırılmadan çalışması gerekiyor. Bilime ihtiyacımız var; çünkü dün olduğu gibi, bilimin söylediklerini görmezden gelerek yolumuza devam edemeyiz. Aşamalandırılmış yol haritasına ihtiyacımız var; çünkü tüm kaynakları belirli bir zaman planına göre sürece dahil etmek zorundayız” şeklinde sıraladı. “Bugün, bu salonda, sizlerin katılımı ve şahitliğinde yeni bir başlangıç yapıyoruz. Deprem ve afetlere karşı bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi sil baştan başlatıyoruz” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:

İmamoğlu: Gençlerimizi Yurtlardan Çıkarmayacağız

“DEPREM BİLİM ÜST KURULU, 7 ALANDA GENİŞLETİLMİŞ TOPLANTILAR YAPTI”

“Bunları söylüyorum ama şunu da bilmenizi isterim ki, işbaşına geldiğimizden beri yaptığımız pek çok afet hazırlığı çalışmasını ve projesini bir araya getirerek defalarca gözden geçirdik. Bilim çevrelerine bir çağrı yaparak, hızla bir ‘Deprem Bilim Üst Kurulu’ oluşturduk. Bu kurul, ilk toplantısından sonra depremin tüm boyutlarını kapsayan 7 alanda genişletilmiş toplantılar yaptı. Depreme yönelik güçlendirmeden acil yardıma, lojistikten sağlık önlemlerine, semt örgütlenmesinden afet koordinasyon merkezimize kadar tüm boyutları mercek altına aldık. Bugün itibariyle, 7 bilimsel kuruldan gelen değerlendirme raporları elimizde. Kurullarımıza katılan tüm akademisyenlere, uzmanlara ve kurum ve kuruluş temsilcilerine İstanbullular adına buradan teşekkür ediyorum. Ekiplerimiz ve bilim insanlarımız, bundan sonra çalışmalarına devam edecek. Her aşamada çalışmalarımızı gözden geçirip, seferberliğimizin icaplarını yerine getireceğiz. Bugün itibariyle, seferberliğimizin üçüncü aşamasındayız. İBB’de depremle ilgili, ‘Neler yaptık, neler yapıyoruz’u samimi olarak paylaşacağız. Gerçek durumumuz nedir ne boyutta bir sorunla karşı karşıyayız; bunu da paylaşacağız. Göreceğiz ki, yapılması gereken devasa işler var ve işin mali boyutuyla mevzuatıyla İBB iradesinin ötesi bir durum var.  Bu durumu dikkate alan bir çıkış yolunu da son bölümde paylaşacağım.”

İBB BÜROKRATLARI EYLEM PLANLARINI ANLATTI

İmamoğlu’nun açılış konuşmasının ardından İBB bürokratları söz alarak, sorumluluk alanlarıyla ilgili çalışmaları kapsayan kısa sunumlar yaptı. Sırasıyla; İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Emrah Şahan (Deprem dirençli İstanbul için ortak akıl), İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe (Deprem dirençli İstanbul için mevzuat – Deprem dirençli ulaşım), KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt (Deprem dirençli yapı stoku), İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin (Deprem dirençli metro ve altyapı), İSKİ Genel Müdürü (Deprem dirençli su hatları), İGDAŞ Genel Müdürü Bülent Özmen (Deprem dirençli doğalgaz hatları),  İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler (Çevre ve atık yönetimi için seferberlik), İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat (Deprem dirençli tarihi miras için seferberlik) ve İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar (Deprem dirençli konutlar için finansman modeli) konularında sunumlarını gerçekleştirdi.

Bürokratların ardından yeniden söz alan İmamoğlu, “Klasik olarak bu kadar uzun konuşmalardan sonra, ‘Sabrınız için teşekkür ederiz’ denir. Ama ben, sabrınız için bu sefer teşekkür etmeyeceğim. Çünkü, buna sabretmek zorundayız ve bunu ısrarla dinlemek, ısrarla paylaşmak ve ısrarla konuşmak zorundayız. Yani bu konuda sıkılmamalısınız, sıkılmamalıyız. Dönem dönem deprem konusu, televizyonlarda konuşulur ve en az izlenen kısım, o depremle ilgili konuşmaların olduğu kısım olur. Deprem zamanı hariç, normal zamandan bahsediyorum. İşte tam da bunun tersi bir durumu, sürdürülebilir bir biçimde sorumluluk duygusu içerisinde var etmeliyiz” dedi. İstanbul Valiliği’nden dün itibariyle davetler aldıklarını aktaran İmamoğlu, “AFAD bünyesinde toplantılar var. Bu toplantılar ve sonrasında olacak bütün toplantılardan sonra kamuoyunu en üst seviyede bilgilendireceğimizi, söyleyeceklerimiz ve takip edeceklerimiz üzerinden de toplumla iş birliği yapacağımızı şimdiden duyurmak isterim” diye konuştu.

“GELİN, ‘MARMARA DEPREM KONSEYİ’ KURALIM”

“Kahramanmaraş Depremi, bu ülkenin bütün yöneticilerini bir yol ayrımına getirmiştir, getirmelidir” diyen İmamoğlu, “Artık ya hep birlikte harekete geçeceğiz ya da depreme hazırlık konusunda iş birliğine yanaşmayan kim varsa, koltuklarını bırakıp evlerine dönecek. Çok hızlı, çok net, çok kararlı olmak ve hep birlikte harekete geçmek zorundayız. Boş söze kimsenin tahammülü kalmadı. Bu boş sözü ben söylüyorsam, benim için de geçerli. Memleketin hangi makamında bulunan kişi varsa, onun için de geçerlidir. Zaman; somut çözüm, somut öneri ve somut icraat zamanıdır” dedi. İmamoğlu, bu kapsamdaki çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Gelin, İstanbul ve bütün Marmara bölgesini depreme hazırlamak üzere bir ‘Marmara Deprem Konseyi’ kuralım. Yıllardır hükümetimize yaptığım çağrıyı, bugün buradan bir kez daha tekrarlıyorum: Bakanlıklar, valilik, İBB, ilçe belediyeleri, ilgili sektörlerin meslek grupları, STK’lar ve üniversitelerle birlikte bir oluşum planlayalım. Hükümetin ve Marmara bölgesindeki tüm yerel yönetimlerin uzlaşmasıyla oluşacak bu saygın ve güçlü konseye, gerekli özerkliği ve uygun çalışma koşullarını sağlayalım. Onlar, bize ortak akılla bir yol haritası hazırlasınlar. Mühendisliğinden planlamasına, lojistiğinden sağlık stratejisine, sosyal alanda yapılması gerekenlerden yönetsel-hukuki boyutlara kadar her düzeyde yapılacak işler bilimsel yaklaşımla tanımlansın.   Hangi kurumun ne düzeyde görev alacağını belirleyelim ve hızlı bir süreç işletelim. İstanbul ve Marmara deprem seferberliğini bilimsel, planlı ve kararlı adımlarla başlatalım. İBB böyle bir organizasyon içinde üzerine düşen her görevi sonuna kadar yapmaya hazırdır. Çünkü, bu en doğru ve en sağlıklı yoldur.”

Türkiye’de Yaşanan En Büyük Depremler

“BÜTÇEMİZİ REVİZE EDECEĞİZ”

İBB olarak harekete geçmek için ideal koşulların oluşmasını beklemediklerine vurgu yapan İmamoğlu, “Uzmanlarla birlikte hazırladığımız ‘Deprem Eylem ve Müdahale Planı’yla birlikte, deprem hazırlıklarımızı bugünden itibaren daha ileri bir aşamaya taşıyoruz. Bu hareket planına uygun olarak, afet hazırlık dahil, bütçemizi revize edeceğiz. Ne kadar artırabiliyorsak, zaruri harcamalarımız bir yana konulmak şartıyla, deprem için ayıracağız. Önümüzdeki 3 ayda, içerisinde enerji, su, barınma ve atık gibi kritik ihtiyaçların hazır olduğu 30 deprem parkını daha halkımıza kazandıracağız. Tahliye yollarındaki güçlendirme faaliyetlerimiz ile afete müdahalenin etkin olmasını sağlayacağız. Birçok alanda mevzuat çalışmaları öneriyoruz. Yaklaşık 1,5 yıldır ‘İstanbul İmar Yönetmeliği’nin yenilenmesi üzerine çalışıyoruz. Belirli büyüklüklerdeki parsellere deprem konteynırı koyulması, çıkmaların sınırlandırılması, deprem izolatör sistemlerinin yapılarda kullanılmasının teşviki, dönüşüm amaçlı çatıların bağımsız bölüm olarak iskanı, açık alan ve yeşil alanlarda afet öncelikli altyapı hazırlıklarının yapılması gibi hususlar İstanbul’u afetlere hazırlamak anlamında önemli bir rol üstlenecektir” diye konuştu.

“MALİYETİNE GÜÇLENDİRME YAPACAĞIZ”

İstanbul İmar Yönetmeliği’nin revizyon çalışmasını bu ay itibariyle İBB Meclisi’ne sunacaklarını altını çizen İmamoğlu, “Bu noktada önemli bir başlık da yapıların, iskan-yapı kullanım izni verildikten sonra, belirli periyotlarda denetlenmesi konusunun bir an önce hayata geçirilmesidir. Bunun mutlaka imar mevzuatı içerisinde yer alması gerekmektedir. Tüm ilçe belediyelerimizle gerekli yazışmaları yaptık ve onları ortak eylem planı oluşturmaya davet ettik. Şayet ruhsatlı, iskanlı bir binaya sonrasında herhangi bir müdahale edilmişse, bu bir suçtur ve bizler kamusal sorumluluğumuz ile bu suça meydan vermeyeceğiz. Güçlendirme çalışmalarımıza, Meclis’e sunduğumuz yönetmelik önerisi ile başladık. ‘İstanbul Güçleniyor’ sistemi kuruyoruz. Bu sistem ile hızlı taramaya başvuran ve güçlendirme önerisi alan binalardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız. Kısmi ve kapsamlı güçlendirmeye ilişkin ayrı bir yönetmelik hazırlıyoruz. Bu yönetmelikte riskli bina analizi ve hızlı bina taraması sonuçlarına göre, güçlendirme kapsamında olacak yapılar için yapım süreci ve finansman modelleri tarif edeceğiz. Hızlı taramayı yaygınlaştıracağız” bilgilerini paylaştı.

“HIZLI TARAMA SİSTEMİNE BAŞVURAN SAYISI 110 BİNİ GEÇTİ”

Kahramanmaraş Depremi sonra hızlı tarama sistemine başvuran sayısının 110 bini geçtiğini aktaran İmamoğlu, “Bu konuda hızlı hareket edebilmek ve bu işi yaygınlaştırmak için, meslek odaları ve ilgili paydaşlarla birlikte ilerleyeceğimiz bir protokol yaptık. Bu sürecin daha da yaygınlaştırılması için, merkezi idare tarafından mevzuat çalışması yapılmasını öneriyoruz. Ruhsatsız, iskansız binalar ile ilgili acilen bir arada çalışmaya koyulmalıyız. Bütüncül konut politikaları yaklaşımı dahilinde, Mart ayında, kendi mülkiyetimizde bulunan proje ve ruhsatlandırma süreci bitmiş alanlarda, ilk etapta 5.000 birimlik sosyal kiralık konut ve ödenebilir sosyal konut yapımının temelini atıyoruz. Orta vadede, 10 bin konutun daha inşa sürecini başlatacağız. Toplanma alanları ve geçici barınma alanlarında su deposu, foseptik çukuru, güneş paneli, alet ve gereç dolabı, çöp toplama alanı, çadır yerleşim alanı gibi tüm detayları planlıyoruz. Lojistik merkezlerimizi belirledik, ihtiyaçlarımızı tespit ettik. İstanbul’un mevcutta sahip olduğu, AFAD’ın belirlediği 2.450 hektar alanı, 2,2 kat artırarak, 7.850 hektara çıkartacağız” dedi.

“4,5 MİLYON VATANDAŞ İÇİN GEÇİCİ BARINMA ALANLARI HAZIRLAYACAĞIZ”

Avrupa ve Anadolu yakalarında 4,5 milyon vatandaş için geçici barınma alanlarını hızla hazırlayacaklarını belirten İmamoğlu, “Toplanma alanları, geçici barınma alanları ve 1. derece tahliye koridorları imar planlarına işlenecektir. Bunlarla ilgili plan değişikliği ve plan tadilatları yapılmayacaktır. Alt yapı çalışmalarının geliştirilmesi ve hızlanması için, merkezi yönetim desteği ve finansal desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bunu ısrarla talep ediyoruz.  Afet anında ışıklandırma eksikliğinin önemini, geçtiğimiz depremde tekrar gördük. Elektrik ile ilgili projelendirmeye başlıyoruz. Ana arterlerde, peyder pey güneş enerjili sokak lambası projeleri gerçekleştireceğiz. İletişimin kesilmemesi, elektrik sıkıntısı yaşanmaması için kamu binalarında, gemilerde mobil baz istasyonlarının kurulması, toplanma alanlarında şarj ünitelerinin hazır edilmesi projelerimizi gerçekleştireceğiz. Erken uyarı konusunda, 50 kilometre uzunluğunda fiber optik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz. Bu hat üzerindeki 5.000 sensör ve geliştirilecek olan yapay zeka sayesinde, depreme yönelik hazırlığımızı ve müdahalemizi en üst düzeye çekeceğiz” diye konuştu.

“BEDELLİ ASKERLİK YAPACAK İNSANLARA AFET GÖNÜLLÜSÜ EĞİTİMİ VERİLSİN”

İstanbul’un her mahallesinde etkili arama-kurtarma ekipleri oluşturmak üzere bir proje başlattıklarını kaydeden İmamoğlu, “İstanbul İtfaiyesi’nde, ilçe belediyelerinin koordinasyonunda eğitimler verip, gerekli ekipmanı eğitimli kişilere sağlayacağız. Meslek örgütleriyle yapacağımız protokol ile 5 bin tane meslek insanını yetiştirip, ilgili ekipmanlarıyla tüm mahallelerde hazır edeceğiz. Bu yapacaklarımız, İstanbul’un depreme hazırlığında çok önemli bir aşamayı daha geride bırakmamızı sağlayacak ama maalesef ‘çürük binalar’ üreten bu düzeni değiştirmeye yetmeyecektir. Bunun için, TBMM’nin ve merkezi yönetimin atması gereken hayati adımlar vardır. Birçok kurumun bu konuda hazırlıklı olması ve sadece İstanbul’a dahil değil, yakın bölgedeki birçok şehirde yine bu anlamda gönüllülerin tanzimi ve yetiştirilmesi konusunda hızlı ve etkin bir çalışmanın ortaya konulması şarttır. Örneğin; yoğun bir şekilde son dönemde bedelli askerlik hakkının açıklandığı ve oluşturulduğu bir ortamda, 1 aylık askerlik yapan insanlara sadece afet gönüllüsü eğitimi verilse bile, önemli bir adım olduğunu buradan duyurmak istiyorum. Sadece askerlik görevini yapan Mehmetçiklerimiz değil, bu süreçte 1 aylık dönemde dahi afet gönüllüsü eğitimini alan yüz binlerce insanımızın yüzde 30’un, 40’ını bu sürece katabilirsek ülke çapında ne büyük kazanım olduğunu hepinize hatırlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“HER İMAR AFFI TEKLİFİNİ, GELECEĞİMİZ İÇİN BİR İHANET GİBİ GÖRMELİYİZ”

“Bu süreçte, İstanbul’a özel kanun çıkarılması bir zorunluluktur” diyen İmamoğlu, “Ama tüm ülke için de imar aflarını artık geri dönmemek üzere, hayatımızdan sonsuza kadar çıkarmalıyız. Bu ülkede bundan böyle her imar affı teklifini, geleceğimiz için bir ihanet gibi görmeliyiz. Dahası, imar aflarının yasaklanmasına ilişkin anayasal düzenleme yapmalıyız” şeklinde konuştu. “Yapı denetimi ve müteahhitlik sistemini baştan aşağı yenilemeliyiz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Denetim faaliyetleri, içerisinde güçlü yerel yönetimlerin, meslek odalarının yer aldığı bir yapıyla, kamusal bir hizmet olarak sunulmalıdır. Tüm yapıların deprem güvenlik sertifikasının belediyelerce çıkarılarak, gerek yapı üzerinde ve gerekse dijital ortamda açık veri olarak, toplumun her bir ferdinin görebilmesine izin verecek bir düzenleme yapmalıyız. Öncelikle ruhsatsız binalardan başlayarak, binaların 6 ay içerisinde güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması için ruhsat alması zorunlu hale getirilmelidir. 1 yıl içerisinde de güçlendirme veya yeniden yapılmasına yönelik inşaat başlatılmalıdır. İmar planlarında, ‘toplanma alanı ve kent içi park alanı, sağlık alanı, eğitim alanı, itfaiye alanı’ olarak belirtildiği halde, üzerinde bina bulunan yerlere yönelik, ‘Acil Kamulaştırma Programı’ hayata geçirilmelidir. Artık İstanbul’un her bir metrekaresinde üretilecek konutun, İstanbul’un depreme hazırlıklı olabilmesi adına bir amacı olması gerekmektedir. Sosyal konut üretiminden, ödenebilir konuta, boş konutların kullandırılmasından kira politikalarına kadar bütüncül bir yaklaşım dahilinde hareket edilmezse, İstanbul hiçbir şekilde depreme dayanıklı hale gelemez. Bütün bu konularda somut çalışma ve önerilerimiz vardır.  Bugün, ülkemizde imar düzenlemeleriyle ilgili cari 25 yasa, 11 yönetmelik bulunuyor. Ve uygulamada 19 farklı kurum yetkilidir. Bu karışıklığı önlemekle bile süreçler hızlanabilir.”

“SİYASETİN TOPLUMUN ÇOK GERİSİNE DÜŞTÜĞÜNE ŞAHİT OLDUK”

“Yaşadığımız yıkıcı afet, devlet yönetimi ve siyasetin esaslı bir değişimden geçmesi gerektiğini gösterdi” diyen İmamoğlu, “Kurumların krizlerde hemen harekete geçecek kadar inisiyatif sahibi olduğu, her adımında vatandaşına şeffaflıkla hesap veren, yerel yönetimleri güçlendirilmiş, katılımcı, iş birliği kültürü gelişmiş bir devlet anlayışını acilen hayata geçirmeliyiz. Toplum, afetle birlikte tüm sorunlarını bir tarafa bırakarak, güçlü bir dayanışma ortaya koyarken, iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyaset ‘zor zamanda kenetlenme’ görüntüsü veremedi. Ne acıdır ki, siyasetin toplumun çok gerisine düştüğüne şahit olduk. Bu nedenle Türkiye siyasetinin gerçek manasıyla çoğulcu olmasını sağlamak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Zira yaklaşmakta olan Marmara depremi, sadece İstanbul’u ya da Marmara Bölgesi’ni tehdit etmiyor. Türkiye’yi ve Türkiye’nin geleceğini, ekonomisini, dünyadaki yerini de tehdit ediyor. Unutmamalıyız ki, yaklaşan tehlike, milli güvenliğimizi tehdit edecek seviyede bir afettir” uyarısında bulundu.

“YENİ BİR MERKEZİ HÜKÜMET-YEREL YÖNETİM-SİVİL TOPLUM İŞ BİRLİĞİ İNŞA ETMEMİZ GEREKİYOR”

“İstanbul depreminden yıkılmadan, depreme yenilmeden çıkmak için yeni bir merkezi hükümet-yerel yönetim-sivil toplum iş birliği inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için yeni bir siyaset, dinç ve taze bir sistem kurmamız gerekiyor. Bu artık, yaşamsal bir zorunluluktur” diyen İmamoğlu, birlikte çözülmesi gereken konuları şöyle sıraladı:

“Marmara Deprem Konseyi’nin kurulması. İBB deprem bütçesinin revizyonuna destek. İstanbul’un depreme dirençli hale getirilmesi için mevzuat çalışmalarının yapılması. Yapı güçlendirme konusuna ilişkin yasal düzenleme için, merkezi yönetimle iş birliği ve finans desteği. Hızlı tarama yönteminin, mevzuata konarak yaygınlaştırılması. Boş konutların kullandırılması programına ilişkin yasal, yönetsel düzenlemeler. Deprem sonrası toplanma ve geçici barınma alanlarının tam donanımlı bir şekilde fiziki altyapılarının geliştirilmesi için merkezi idare ile eşgüdüm. İstanbul’un iletişim, elektrik, enerji gibi tüm altyapı sistemlerini depreme dirençli hale getirmek için, ilgili aktörlerle birlikte çalışma. İstanbul özelinde yasa çalışması.”

‘Depreme Hazırlanmak Yerine, Kaynakları Kanal’a Harcamak Aymazlıktır’

“KAYITSIZ ŞARTSIZ BİR İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISIDIR”

İlgili tüm kişi, kurum ve kuruluşa yönelik yaptığı seferberlik çağrısını yineleyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Kayıtsız şartsız bir iş birliği çağrısıdır. Milli Savunma Bakanlığı’ndan İçişleri Bakanlığı’na, Şehircilik Bakanlığından Ulaştırma Bakanlığı’na kadar tüm bakanlıklarımıza bir çağrıdır. Özellikle Marmara’daki tüm yerel yönetimlere, 39 ilçe belediyemize mülki ve askeri idarelere, meslek odalarımıza, iş dünyası örgütlerine ve her ölçekten ilgili tüm kurumlarımıza, şirketlerimize çağrıdır. Doğrusu depreme hazırlık ve İstanbul’un deprem dirençli bir şehir olması yolunda işbaşına geldiğimizden beri defalarca seferberlik çağrısı yaptık. Bu seferberlik davetimize icap etmeyenleri, tekrar tekrar davet ediyoruz. Kahramanmaraş depremi, istisnasız hepimiz için bir milat olmalıdır. Artık daha fazla bu konudaki sorumlulukları ihmal edemeyiz. Edersek, bu kez fatura çok daha yüksek olur. Artık eski siyaset tarzını terk etmeliyiz. Binaları yerinde dönüştürmek ve insanlarımıza yerlerinde güvenli konutlar kazandırmak, güçlendirmek yerine, adeta ev taşır gibi, milyonlarca konutu yeni alanlara taşıyacağım lafları bu şehri batırır. Vatandaşla konuşmadan, bilimin sesine ve ortak akla kulak vermeden iş yapılamaz.”

“GELİN CANLARIMIZI BİZDEN KOPARAN BU DÜZENİ HEP BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM”

“Yerel yönetimlerle iş birliği yapmadan, oldu-bittiye getirme yöntemlerinden, seçim vaadi gibi konuşmalardan vazgeçelim” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Biz, bugün itibariyle, İstanbul’u depreme dirençli bir kente dönüştürme konusunda kararlıyız, cesuruz. Biz, artık duramayız. Hepimiz biliyoruz ki; İstanbul durursa, Türkiye durur. İstanbul durursa, Türkiye diz üstü çöker. Bizim için bu, bir başlangıç. Bu amaçla, bugün itibariyle sahaya çıkıyoruz. 15 gün sonra güçlendirme başvurularını almaya başlıyoruz. Perşembe günü mahalle aralarına giriyor ve yıkımlarımıza devam ediyoruz. Nisan’da tekrar bir araya geleceğiz ve afet eylem planımızın detaylarını sizlerle paylaşacağız. Toplantılarımıza gelinmese de biz, tüm kurumlarımızın toplantılarına tam motivasyonla katıldık, katılmaya devam edeceğiz. Gelin, şehirlerimizde ağır ağır, sinsi sinsi katliamlar üreten, canlarımızı bizden koparan bu düzeni hep birlikte değiştirelim. Şimdi başlayıp, 5 yıllık plan, 10 yıllık plan ve 20 yıllık planla, tüm kentlerimizi deprem dirençli kent haline getirelim. Kaderimiz, bu topraklarda yükselip, depremle yıkılıp giden diğer medeniyetlerin kaderine benzemesin. Yaşadığımız bu kadim kenti, depreme dirençli bir şehir haline getirmek için başlattığımız seferberliğin İstanbullular adına hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, saygılarımı sunuyorum.”

Okumak için tıklayın

Öne Çıkan Haberler