Connect with us

Politika

Ekrem İmamoğlu, Deprem İçin Seferberlik Çağrısı Yaptı

deprem seferberlik planı

İBB, İstanbul’un depreme dirençli bir kent haline getirilmesi amacıyla ‘Deprem Bilim Üst Kurulu’nun önerileri, tespitleri ve çözüm yolları doğrultusunda başlattığı seferberlik planını kamuoyu ile paylaştı.

K2 HABER |İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), şehrin depreme dirençli bir kent haline getirilmesi amacıyla başlattığı seferberlik planını kamuoyu ile paylaştı. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin bir millet olarak hepimizi harekete geçirdiğini belirten İmamoğlu, etkinliğin açılış konuşmasında, “Biz de İBB olarak, ilk günden tüm gücümüzle afet bölgesine koştuk. AFAD’ın bizi eşleştirdiği Hatay başta olmak üzere, tüm bölgede arama-kurtarmadan başlayarak, depremle ilgili tüm alanlarda elimizden geleni yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. Gücümüz yettiğince, bölgedeki 2000’İ aşkın personelimizle sürdürülebilir şekilde bu zor anlarında afetzedelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. “Bu büyük afetin ve afette yaşadıklarımızın hepimize yüklediği çok büyük bir sorumluluk var” diyen İmamoğlu, “Artık hayatımıza eskisi gibi devam edemeyiz. Bu atmosferde, on binlerce canımız hala göçük altındayken, biz normal yaşamımızı sürdüremeyiz. Hepimizin her şeyi yeni baştan düşünmeye ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Toplantıya CHP Genel Sekreter Yardımcıları Seyit Torun, Gökçe Gökçen, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, aralarında Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Celal Şengör ve Prof. Dr. Haluk Eyidoğan gibi ülkenin önde gelen yer bilimcileri de katılım gösterdi.

“İBB OLARAK İNİSİYATİF ALIYORUZ, DÜZEN DEĞİŞTİRİYORUZ”

“Eğer bu topraklarda durmadan depremler oluyor, binalar yıkılıyor, insanlarımız ölüyorsa; iktidarı, muhalefeti, bürokratı ve vatandaşıyla birlikte hepimiz, depremi Türkiye’nin birincil sorunu kabul etmeliyiz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bundan sonra deprem tartışması, fay hattı tartışması, deprem nerede olacak, ne zaman olacak, olacak mı, olmayacak mı, hangi büyüklükte olacak tartışmalarını bir tarafa bırakmalıyız. Deprem bu topraklar için bir realitedir. Nokta! Bu topraklarda milyonlarca yıl önce, depremi oluşturan mekanizmalar oluştu; milyonlarca yıl boyunca da var olmaya devam edecek. Depremleri durduramayacağımıza göre, milletçe depremde yıkılmamak için, bir devlet olarak gelecekte de ayakta kalabilmek için, deprem dirençli yerleşim alanları ve deprem dirençli kentler yaratmak zorundayız. Biz, bugün itibariyle İBB olarak inisiyatif alıyoruz, düzen değiştiriyoruz. Düzen değiştirmek, cesaret işidir. Cesur olabilmek için, önce o düzenin bir parçası olmaktan kurtulmak gerekir. İBB, 2019 Haziran’ından bugüne, ‘imar-rant-siyaset’ düzeninin bütünüyle dışındadır. Bu sebeple deprem konusunda en ileri, en cesur adımları atabilecek bir konumdayız. Bu konumumuzun gereğini ilk günden beri yerine getirdiğimiz gibi, deprem konusunda da yerine getirmek için İstanbul olarak ayağa kalkıyoruz. Deprem dirençli İstanbul için, seferberlik başlatıyoruz.”

“ŞİLİ VE JAPONYA’DA NASIL MÜMKÜN OLABİLMİŞSE, İSTANBUL’DA DA MÜMKÜN”

“Peki bu mümkün mü” sorusunu yönelten İmamoğlu, sorunun altını, “Evet; pekala mümkün. Kaliforniya, Meksika, İtalya, Endonezya, Şili ve Japonya’da nasıl mümkün olabilmişse, İstanbul’da da mümkün. İnsanlarımızı korumak için, deprem dirençli kent uygulamasını ilk kez İstanbul’da başarıp, Türkiye’ye örnek olacağız. Hedefimiz bu, seferberliğimizin amacı bu. Deprem, İstanbul için kaçınılmaz bir gerçek ve beka meselesidir. Tarih boyunca İstanbul’u nasıl vurduysa, yine vuracaktır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Eğer bu topraklarda, millet olarak neslimizi ebediyen yaşatacaksak; kısa, orta ve uzun vadede deprem dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Ve yine kimsenin kuşkusu olmasın bunu başarabiliriz. Bunun için teknik bilgilerimiz, ‘know how’ımız, gücümüz var, irademiz var, finansal gücümüz var. Bu ulusal seferberlikte, devletimizle, hükümetimizle, bilim insanlarımızla, sivil toplumumuzla ve milletimizle birlikte çalışmak ve birlikte başarmak istiyoruz. Başaracağımıza da inanıyoruz” sözleriyle doldurdu.

“GERÇEKÇİ STRATEJİLERE İHTİYACIMIZ VAR”

“Ancak inanmak tek başına yetmez. Gerçekçi stratejilere ihtiyacımız var” diyen İmamoğlu, ihtiyaç duyulanlar listesini, “Kaynağa ihtiyacımız var; çünkü sorunumuz devasa büyüklükte. İşbirliğine ihtiyacımız var; çünkü yapılması gereken çok boyutlu ve çeşitli işler var. Her kesimin harekete geçmesi ve geçirilmesi gerekiyor; çünkü devlet görevlisinden teknik personele, sağlık görevlisinden vatandaşa uzun bir zincirin kırılmadan çalışması gerekiyor. Bilime ihtiyacımız var; çünkü dün olduğu gibi, bilimin söylediklerini görmezden gelerek yolumuza devam edemeyiz. Aşamalandırılmış yol haritasına ihtiyacımız var; çünkü tüm kaynakları belirli bir zaman planına göre sürece dahil etmek zorundayız” şeklinde sıraladı. “Bugün, bu salonda, sizlerin katılımı ve şahitliğinde yeni bir başlangıç yapıyoruz. Deprem ve afetlere karşı bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi sil baştan başlatıyoruz” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:

İmamoğlu: Gençlerimizi Yurtlardan Çıkarmayacağız

“DEPREM BİLİM ÜST KURULU, 7 ALANDA GENİŞLETİLMİŞ TOPLANTILAR YAPTI”

“Bunları söylüyorum ama şunu da bilmenizi isterim ki, işbaşına geldiğimizden beri yaptığımız pek çok afet hazırlığı çalışmasını ve projesini bir araya getirerek defalarca gözden geçirdik. Bilim çevrelerine bir çağrı yaparak, hızla bir ‘Deprem Bilim Üst Kurulu’ oluşturduk. Bu kurul, ilk toplantısından sonra depremin tüm boyutlarını kapsayan 7 alanda genişletilmiş toplantılar yaptı. Depreme yönelik güçlendirmeden acil yardıma, lojistikten sağlık önlemlerine, semt örgütlenmesinden afet koordinasyon merkezimize kadar tüm boyutları mercek altına aldık. Bugün itibariyle, 7 bilimsel kuruldan gelen değerlendirme raporları elimizde. Kurullarımıza katılan tüm akademisyenlere, uzmanlara ve kurum ve kuruluş temsilcilerine İstanbullular adına buradan teşekkür ediyorum. Ekiplerimiz ve bilim insanlarımız, bundan sonra çalışmalarına devam edecek. Her aşamada çalışmalarımızı gözden geçirip, seferberliğimizin icaplarını yerine getireceğiz. Bugün itibariyle, seferberliğimizin üçüncü aşamasındayız. İBB’de depremle ilgili, ‘Neler yaptık, neler yapıyoruz’u samimi olarak paylaşacağız. Gerçek durumumuz nedir ne boyutta bir sorunla karşı karşıyayız; bunu da paylaşacağız. Göreceğiz ki, yapılması gereken devasa işler var ve işin mali boyutuyla mevzuatıyla İBB iradesinin ötesi bir durum var.  Bu durumu dikkate alan bir çıkış yolunu da son bölümde paylaşacağım.”

İBB BÜROKRATLARI EYLEM PLANLARINI ANLATTI

İmamoğlu’nun açılış konuşmasının ardından İBB bürokratları söz alarak, sorumluluk alanlarıyla ilgili çalışmaları kapsayan kısa sunumlar yaptı. Sırasıyla; İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Emrah Şahan (Deprem dirençli İstanbul için ortak akıl), İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe (Deprem dirençli İstanbul için mevzuat – Deprem dirençli ulaşım), KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt (Deprem dirençli yapı stoku), İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin (Deprem dirençli metro ve altyapı), İSKİ Genel Müdürü (Deprem dirençli su hatları), İGDAŞ Genel Müdürü Bülent Özmen (Deprem dirençli doğalgaz hatları),  İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler (Çevre ve atık yönetimi için seferberlik), İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat (Deprem dirençli tarihi miras için seferberlik) ve İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar (Deprem dirençli konutlar için finansman modeli) konularında sunumlarını gerçekleştirdi.

Bürokratların ardından yeniden söz alan İmamoğlu, “Klasik olarak bu kadar uzun konuşmalardan sonra, ‘Sabrınız için teşekkür ederiz’ denir. Ama ben, sabrınız için bu sefer teşekkür etmeyeceğim. Çünkü, buna sabretmek zorundayız ve bunu ısrarla dinlemek, ısrarla paylaşmak ve ısrarla konuşmak zorundayız. Yani bu konuda sıkılmamalısınız, sıkılmamalıyız. Dönem dönem deprem konusu, televizyonlarda konuşulur ve en az izlenen kısım, o depremle ilgili konuşmaların olduğu kısım olur. Deprem zamanı hariç, normal zamandan bahsediyorum. İşte tam da bunun tersi bir durumu, sürdürülebilir bir biçimde sorumluluk duygusu içerisinde var etmeliyiz” dedi. İstanbul Valiliği’nden dün itibariyle davetler aldıklarını aktaran İmamoğlu, “AFAD bünyesinde toplantılar var. Bu toplantılar ve sonrasında olacak bütün toplantılardan sonra kamuoyunu en üst seviyede bilgilendireceğimizi, söyleyeceklerimiz ve takip edeceklerimiz üzerinden de toplumla iş birliği yapacağımızı şimdiden duyurmak isterim” diye konuştu.

“GELİN, ‘MARMARA DEPREM KONSEYİ’ KURALIM”

“Kahramanmaraş Depremi, bu ülkenin bütün yöneticilerini bir yol ayrımına getirmiştir, getirmelidir” diyen İmamoğlu, “Artık ya hep birlikte harekete geçeceğiz ya da depreme hazırlık konusunda iş birliğine yanaşmayan kim varsa, koltuklarını bırakıp evlerine dönecek. Çok hızlı, çok net, çok kararlı olmak ve hep birlikte harekete geçmek zorundayız. Boş söze kimsenin tahammülü kalmadı. Bu boş sözü ben söylüyorsam, benim için de geçerli. Memleketin hangi makamında bulunan kişi varsa, onun için de geçerlidir. Zaman; somut çözüm, somut öneri ve somut icraat zamanıdır” dedi. İmamoğlu, bu kapsamdaki çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Gelin, İstanbul ve bütün Marmara bölgesini depreme hazırlamak üzere bir ‘Marmara Deprem Konseyi’ kuralım. Yıllardır hükümetimize yaptığım çağrıyı, bugün buradan bir kez daha tekrarlıyorum: Bakanlıklar, valilik, İBB, ilçe belediyeleri, ilgili sektörlerin meslek grupları, STK’lar ve üniversitelerle birlikte bir oluşum planlayalım. Hükümetin ve Marmara bölgesindeki tüm yerel yönetimlerin uzlaşmasıyla oluşacak bu saygın ve güçlü konseye, gerekli özerkliği ve uygun çalışma koşullarını sağlayalım. Onlar, bize ortak akılla bir yol haritası hazırlasınlar. Mühendisliğinden planlamasına, lojistiğinden sağlık stratejisine, sosyal alanda yapılması gerekenlerden yönetsel-hukuki boyutlara kadar her düzeyde yapılacak işler bilimsel yaklaşımla tanımlansın.   Hangi kurumun ne düzeyde görev alacağını belirleyelim ve hızlı bir süreç işletelim. İstanbul ve Marmara deprem seferberliğini bilimsel, planlı ve kararlı adımlarla başlatalım. İBB böyle bir organizasyon içinde üzerine düşen her görevi sonuna kadar yapmaya hazırdır. Çünkü, bu en doğru ve en sağlıklı yoldur.”

Türkiye’de Yaşanan En Büyük Depremler

“BÜTÇEMİZİ REVİZE EDECEĞİZ”

İBB olarak harekete geçmek için ideal koşulların oluşmasını beklemediklerine vurgu yapan İmamoğlu, “Uzmanlarla birlikte hazırladığımız ‘Deprem Eylem ve Müdahale Planı’yla birlikte, deprem hazırlıklarımızı bugünden itibaren daha ileri bir aşamaya taşıyoruz. Bu hareket planına uygun olarak, afet hazırlık dahil, bütçemizi revize edeceğiz. Ne kadar artırabiliyorsak, zaruri harcamalarımız bir yana konulmak şartıyla, deprem için ayıracağız. Önümüzdeki 3 ayda, içerisinde enerji, su, barınma ve atık gibi kritik ihtiyaçların hazır olduğu 30 deprem parkını daha halkımıza kazandıracağız. Tahliye yollarındaki güçlendirme faaliyetlerimiz ile afete müdahalenin etkin olmasını sağlayacağız. Birçok alanda mevzuat çalışmaları öneriyoruz. Yaklaşık 1,5 yıldır ‘İstanbul İmar Yönetmeliği’nin yenilenmesi üzerine çalışıyoruz. Belirli büyüklüklerdeki parsellere deprem konteynırı koyulması, çıkmaların sınırlandırılması, deprem izolatör sistemlerinin yapılarda kullanılmasının teşviki, dönüşüm amaçlı çatıların bağımsız bölüm olarak iskanı, açık alan ve yeşil alanlarda afet öncelikli altyapı hazırlıklarının yapılması gibi hususlar İstanbul’u afetlere hazırlamak anlamında önemli bir rol üstlenecektir” diye konuştu.

“MALİYETİNE GÜÇLENDİRME YAPACAĞIZ”

İstanbul İmar Yönetmeliği’nin revizyon çalışmasını bu ay itibariyle İBB Meclisi’ne sunacaklarını altını çizen İmamoğlu, “Bu noktada önemli bir başlık da yapıların, iskan-yapı kullanım izni verildikten sonra, belirli periyotlarda denetlenmesi konusunun bir an önce hayata geçirilmesidir. Bunun mutlaka imar mevzuatı içerisinde yer alması gerekmektedir. Tüm ilçe belediyelerimizle gerekli yazışmaları yaptık ve onları ortak eylem planı oluşturmaya davet ettik. Şayet ruhsatlı, iskanlı bir binaya sonrasında herhangi bir müdahale edilmişse, bu bir suçtur ve bizler kamusal sorumluluğumuz ile bu suça meydan vermeyeceğiz. Güçlendirme çalışmalarımıza, Meclis’e sunduğumuz yönetmelik önerisi ile başladık. ‘İstanbul Güçleniyor’ sistemi kuruyoruz. Bu sistem ile hızlı taramaya başvuran ve güçlendirme önerisi alan binalardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız. Kısmi ve kapsamlı güçlendirmeye ilişkin ayrı bir yönetmelik hazırlıyoruz. Bu yönetmelikte riskli bina analizi ve hızlı bina taraması sonuçlarına göre, güçlendirme kapsamında olacak yapılar için yapım süreci ve finansman modelleri tarif edeceğiz. Hızlı taramayı yaygınlaştıracağız” bilgilerini paylaştı.

“HIZLI TARAMA SİSTEMİNE BAŞVURAN SAYISI 110 BİNİ GEÇTİ”

Kahramanmaraş Depremi sonra hızlı tarama sistemine başvuran sayısının 110 bini geçtiğini aktaran İmamoğlu, “Bu konuda hızlı hareket edebilmek ve bu işi yaygınlaştırmak için, meslek odaları ve ilgili paydaşlarla birlikte ilerleyeceğimiz bir protokol yaptık. Bu sürecin daha da yaygınlaştırılması için, merkezi idare tarafından mevzuat çalışması yapılmasını öneriyoruz. Ruhsatsız, iskansız binalar ile ilgili acilen bir arada çalışmaya koyulmalıyız. Bütüncül konut politikaları yaklaşımı dahilinde, Mart ayında, kendi mülkiyetimizde bulunan proje ve ruhsatlandırma süreci bitmiş alanlarda, ilk etapta 5.000 birimlik sosyal kiralık konut ve ödenebilir sosyal konut yapımının temelini atıyoruz. Orta vadede, 10 bin konutun daha inşa sürecini başlatacağız. Toplanma alanları ve geçici barınma alanlarında su deposu, foseptik çukuru, güneş paneli, alet ve gereç dolabı, çöp toplama alanı, çadır yerleşim alanı gibi tüm detayları planlıyoruz. Lojistik merkezlerimizi belirledik, ihtiyaçlarımızı tespit ettik. İstanbul’un mevcutta sahip olduğu, AFAD’ın belirlediği 2.450 hektar alanı, 2,2 kat artırarak, 7.850 hektara çıkartacağız” dedi.

“4,5 MİLYON VATANDAŞ İÇİN GEÇİCİ BARINMA ALANLARI HAZIRLAYACAĞIZ”

Avrupa ve Anadolu yakalarında 4,5 milyon vatandaş için geçici barınma alanlarını hızla hazırlayacaklarını belirten İmamoğlu, “Toplanma alanları, geçici barınma alanları ve 1. derece tahliye koridorları imar planlarına işlenecektir. Bunlarla ilgili plan değişikliği ve plan tadilatları yapılmayacaktır. Alt yapı çalışmalarının geliştirilmesi ve hızlanması için, merkezi yönetim desteği ve finansal desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bunu ısrarla talep ediyoruz.  Afet anında ışıklandırma eksikliğinin önemini, geçtiğimiz depremde tekrar gördük. Elektrik ile ilgili projelendirmeye başlıyoruz. Ana arterlerde, peyder pey güneş enerjili sokak lambası projeleri gerçekleştireceğiz. İletişimin kesilmemesi, elektrik sıkıntısı yaşanmaması için kamu binalarında, gemilerde mobil baz istasyonlarının kurulması, toplanma alanlarında şarj ünitelerinin hazır edilmesi projelerimizi gerçekleştireceğiz. Erken uyarı konusunda, 50 kilometre uzunluğunda fiber optik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz. Bu hat üzerindeki 5.000 sensör ve geliştirilecek olan yapay zeka sayesinde, depreme yönelik hazırlığımızı ve müdahalemizi en üst düzeye çekeceğiz” diye konuştu.

“BEDELLİ ASKERLİK YAPACAK İNSANLARA AFET GÖNÜLLÜSÜ EĞİTİMİ VERİLSİN”

İstanbul’un her mahallesinde etkili arama-kurtarma ekipleri oluşturmak üzere bir proje başlattıklarını kaydeden İmamoğlu, “İstanbul İtfaiyesi’nde, ilçe belediyelerinin koordinasyonunda eğitimler verip, gerekli ekipmanı eğitimli kişilere sağlayacağız. Meslek örgütleriyle yapacağımız protokol ile 5 bin tane meslek insanını yetiştirip, ilgili ekipmanlarıyla tüm mahallelerde hazır edeceğiz. Bu yapacaklarımız, İstanbul’un depreme hazırlığında çok önemli bir aşamayı daha geride bırakmamızı sağlayacak ama maalesef ‘çürük binalar’ üreten bu düzeni değiştirmeye yetmeyecektir. Bunun için, TBMM’nin ve merkezi yönetimin atması gereken hayati adımlar vardır. Birçok kurumun bu konuda hazırlıklı olması ve sadece İstanbul’a dahil değil, yakın bölgedeki birçok şehirde yine bu anlamda gönüllülerin tanzimi ve yetiştirilmesi konusunda hızlı ve etkin bir çalışmanın ortaya konulması şarttır. Örneğin; yoğun bir şekilde son dönemde bedelli askerlik hakkının açıklandığı ve oluşturulduğu bir ortamda, 1 aylık askerlik yapan insanlara sadece afet gönüllüsü eğitimi verilse bile, önemli bir adım olduğunu buradan duyurmak istiyorum. Sadece askerlik görevini yapan Mehmetçiklerimiz değil, bu süreçte 1 aylık dönemde dahi afet gönüllüsü eğitimini alan yüz binlerce insanımızın yüzde 30’un, 40’ını bu sürece katabilirsek ülke çapında ne büyük kazanım olduğunu hepinize hatırlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“HER İMAR AFFI TEKLİFİNİ, GELECEĞİMİZ İÇİN BİR İHANET GİBİ GÖRMELİYİZ”

“Bu süreçte, İstanbul’a özel kanun çıkarılması bir zorunluluktur” diyen İmamoğlu, “Ama tüm ülke için de imar aflarını artık geri dönmemek üzere, hayatımızdan sonsuza kadar çıkarmalıyız. Bu ülkede bundan böyle her imar affı teklifini, geleceğimiz için bir ihanet gibi görmeliyiz. Dahası, imar aflarının yasaklanmasına ilişkin anayasal düzenleme yapmalıyız” şeklinde konuştu. “Yapı denetimi ve müteahhitlik sistemini baştan aşağı yenilemeliyiz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Denetim faaliyetleri, içerisinde güçlü yerel yönetimlerin, meslek odalarının yer aldığı bir yapıyla, kamusal bir hizmet olarak sunulmalıdır. Tüm yapıların deprem güvenlik sertifikasının belediyelerce çıkarılarak, gerek yapı üzerinde ve gerekse dijital ortamda açık veri olarak, toplumun her bir ferdinin görebilmesine izin verecek bir düzenleme yapmalıyız. Öncelikle ruhsatsız binalardan başlayarak, binaların 6 ay içerisinde güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması için ruhsat alması zorunlu hale getirilmelidir. 1 yıl içerisinde de güçlendirme veya yeniden yapılmasına yönelik inşaat başlatılmalıdır. İmar planlarında, ‘toplanma alanı ve kent içi park alanı, sağlık alanı, eğitim alanı, itfaiye alanı’ olarak belirtildiği halde, üzerinde bina bulunan yerlere yönelik, ‘Acil Kamulaştırma Programı’ hayata geçirilmelidir. Artık İstanbul’un her bir metrekaresinde üretilecek konutun, İstanbul’un depreme hazırlıklı olabilmesi adına bir amacı olması gerekmektedir. Sosyal konut üretiminden, ödenebilir konuta, boş konutların kullandırılmasından kira politikalarına kadar bütüncül bir yaklaşım dahilinde hareket edilmezse, İstanbul hiçbir şekilde depreme dayanıklı hale gelemez. Bütün bu konularda somut çalışma ve önerilerimiz vardır.  Bugün, ülkemizde imar düzenlemeleriyle ilgili cari 25 yasa, 11 yönetmelik bulunuyor. Ve uygulamada 19 farklı kurum yetkilidir. Bu karışıklığı önlemekle bile süreçler hızlanabilir.”

“SİYASETİN TOPLUMUN ÇOK GERİSİNE DÜŞTÜĞÜNE ŞAHİT OLDUK”

“Yaşadığımız yıkıcı afet, devlet yönetimi ve siyasetin esaslı bir değişimden geçmesi gerektiğini gösterdi” diyen İmamoğlu, “Kurumların krizlerde hemen harekete geçecek kadar inisiyatif sahibi olduğu, her adımında vatandaşına şeffaflıkla hesap veren, yerel yönetimleri güçlendirilmiş, katılımcı, iş birliği kültürü gelişmiş bir devlet anlayışını acilen hayata geçirmeliyiz. Toplum, afetle birlikte tüm sorunlarını bir tarafa bırakarak, güçlü bir dayanışma ortaya koyarken, iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyaset ‘zor zamanda kenetlenme’ görüntüsü veremedi. Ne acıdır ki, siyasetin toplumun çok gerisine düştüğüne şahit olduk. Bu nedenle Türkiye siyasetinin gerçek manasıyla çoğulcu olmasını sağlamak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Zira yaklaşmakta olan Marmara depremi, sadece İstanbul’u ya da Marmara Bölgesi’ni tehdit etmiyor. Türkiye’yi ve Türkiye’nin geleceğini, ekonomisini, dünyadaki yerini de tehdit ediyor. Unutmamalıyız ki, yaklaşan tehlike, milli güvenliğimizi tehdit edecek seviyede bir afettir” uyarısında bulundu.

“YENİ BİR MERKEZİ HÜKÜMET-YEREL YÖNETİM-SİVİL TOPLUM İŞ BİRLİĞİ İNŞA ETMEMİZ GEREKİYOR”

“İstanbul depreminden yıkılmadan, depreme yenilmeden çıkmak için yeni bir merkezi hükümet-yerel yönetim-sivil toplum iş birliği inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için yeni bir siyaset, dinç ve taze bir sistem kurmamız gerekiyor. Bu artık, yaşamsal bir zorunluluktur” diyen İmamoğlu, birlikte çözülmesi gereken konuları şöyle sıraladı:

“Marmara Deprem Konseyi’nin kurulması. İBB deprem bütçesinin revizyonuna destek. İstanbul’un depreme dirençli hale getirilmesi için mevzuat çalışmalarının yapılması. Yapı güçlendirme konusuna ilişkin yasal düzenleme için, merkezi yönetimle iş birliği ve finans desteği. Hızlı tarama yönteminin, mevzuata konarak yaygınlaştırılması. Boş konutların kullandırılması programına ilişkin yasal, yönetsel düzenlemeler. Deprem sonrası toplanma ve geçici barınma alanlarının tam donanımlı bir şekilde fiziki altyapılarının geliştirilmesi için merkezi idare ile eşgüdüm. İstanbul’un iletişim, elektrik, enerji gibi tüm altyapı sistemlerini depreme dirençli hale getirmek için, ilgili aktörlerle birlikte çalışma. İstanbul özelinde yasa çalışması.”

‘Depreme Hazırlanmak Yerine, Kaynakları Kanal’a Harcamak Aymazlıktır’

“KAYITSIZ ŞARTSIZ BİR İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISIDIR”

İlgili tüm kişi, kurum ve kuruluşa yönelik yaptığı seferberlik çağrısını yineleyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Kayıtsız şartsız bir iş birliği çağrısıdır. Milli Savunma Bakanlığı’ndan İçişleri Bakanlığı’na, Şehircilik Bakanlığından Ulaştırma Bakanlığı’na kadar tüm bakanlıklarımıza bir çağrıdır. Özellikle Marmara’daki tüm yerel yönetimlere, 39 ilçe belediyemize mülki ve askeri idarelere, meslek odalarımıza, iş dünyası örgütlerine ve her ölçekten ilgili tüm kurumlarımıza, şirketlerimize çağrıdır. Doğrusu depreme hazırlık ve İstanbul’un deprem dirençli bir şehir olması yolunda işbaşına geldiğimizden beri defalarca seferberlik çağrısı yaptık. Bu seferberlik davetimize icap etmeyenleri, tekrar tekrar davet ediyoruz. Kahramanmaraş depremi, istisnasız hepimiz için bir milat olmalıdır. Artık daha fazla bu konudaki sorumlulukları ihmal edemeyiz. Edersek, bu kez fatura çok daha yüksek olur. Artık eski siyaset tarzını terk etmeliyiz. Binaları yerinde dönüştürmek ve insanlarımıza yerlerinde güvenli konutlar kazandırmak, güçlendirmek yerine, adeta ev taşır gibi, milyonlarca konutu yeni alanlara taşıyacağım lafları bu şehri batırır. Vatandaşla konuşmadan, bilimin sesine ve ortak akla kulak vermeden iş yapılamaz.”

“GELİN CANLARIMIZI BİZDEN KOPARAN BU DÜZENİ HEP BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM”

“Yerel yönetimlerle iş birliği yapmadan, oldu-bittiye getirme yöntemlerinden, seçim vaadi gibi konuşmalardan vazgeçelim” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Biz, bugün itibariyle, İstanbul’u depreme dirençli bir kente dönüştürme konusunda kararlıyız, cesuruz. Biz, artık duramayız. Hepimiz biliyoruz ki; İstanbul durursa, Türkiye durur. İstanbul durursa, Türkiye diz üstü çöker. Bizim için bu, bir başlangıç. Bu amaçla, bugün itibariyle sahaya çıkıyoruz. 15 gün sonra güçlendirme başvurularını almaya başlıyoruz. Perşembe günü mahalle aralarına giriyor ve yıkımlarımıza devam ediyoruz. Nisan’da tekrar bir araya geleceğiz ve afet eylem planımızın detaylarını sizlerle paylaşacağız. Toplantılarımıza gelinmese de biz, tüm kurumlarımızın toplantılarına tam motivasyonla katıldık, katılmaya devam edeceğiz. Gelin, şehirlerimizde ağır ağır, sinsi sinsi katliamlar üreten, canlarımızı bizden koparan bu düzeni hep birlikte değiştirelim. Şimdi başlayıp, 5 yıllık plan, 10 yıllık plan ve 20 yıllık planla, tüm kentlerimizi deprem dirençli kent haline getirelim. Kaderimiz, bu topraklarda yükselip, depremle yıkılıp giden diğer medeniyetlerin kaderine benzemesin. Yaşadığımız bu kadim kenti, depreme dirençli bir şehir haline getirmek için başlattığımız seferberliğin İstanbullular adına hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, saygılarımı sunuyorum.”

Politika

İmamoğlu: Marmara Denizi İçin En Büyük İhanet Kanal İstanbul

-

Ataköy Atıksu Tüneli

İSKİ, Marmara Denizi’ni müsilaj tehdidinden korumak amacıyla projelendirdiği “Ataköy Atıksu Tüneli”nin imalatında önemli bir aşamaya geldi. 940 milyon liralık yatırımla tamamlanması planlanan tünelin kazma işlemlerini gerçekleştiren TBM cihazının, 3895 metrelik kazısını tamamlayarak Yeşilköy şantiyesine ulaşmasına tanıklık eden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Biz, İstanbul’un atık suyun Marmara Denizi’ne, hatta Karadeniz’e, o canım Boğaz’a, Haliç’e bırakılan halini tümden ortadan kaldıran bir çalışmayı yönetiyoruz. Bu haliyle Marmara Denizi’ne olan büyük kötülüğü de ortadan kaldırmış olacağız” dedi. Marmara Denizi için en büyük ihanetin ‘Kanal İstanbul’ olacağına dikkat çeken İmamoğlu, “En önemli ihaneti de Kanal İstanbul ihanetini de hep birlikte öteledik. Bugüne kadar ertelettirdik. Yaptırmadık. Şimdi de onlara konuşturtmuyoruz farkındaysanız. Bir kelime bile anamıyorlar. Niye? Oy hesabı için. Bu çok kurnazca bir aldatma yolculuğu. Görüyoruz ki ‘aldatma’ ve ‘aldatılma’, bunların anlayışlarında ve ruh hallerinde var. Bu açıdan biz ne onların aldatmalarına ne de aldatılmalarına bundan sonra müsaade etmeyeceğiz. Kanal İstanbul’un ne büyük tehdit olduğunu, üstüne basa basa milletimize anlatacağız. ‘Efendim toplumun gündeminde olmayan, bizim de gündemimizde olmaz’ cümleleriyle bu milleti uyutamazlar. Milletimizi diri tutacağız, uyanık tutacağız. Ve onların aldatmalarına müsaade etmeyeceğiz. Aldatılmalarını da müsaade etmeyeceğiz. Nasıl? Bir daha bu bir avuç insanın İstanbul’da iktidar yüzü görmemelerini sağlayarak. Onlar bir daha burada iktidar olamayacaklar. Ne aldatacaklar ne de aldatılacaklar” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentten Marmara Denizi’ne atık su akışını sona erdirecek, “Ataköy Atıksu Tüneli”nin Yeşilköy Mahallesi’ndeki şantiyesinde incelemelerde bulundu. Tünel kazma işini gerçekleştiren TBM (Tunnel Boring Machine) cihazının Yeşilköy şantiyesine ulaşmasına tanıklık eden İmamoğlu, İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa tarafından, projenin geldiği aşama ve sonrasındaki süreçle ilgili bilgilendirildi. Projenin tanıtım filmini izleyen İmamoğlu, “Bu, çok önemli bir hizmet. Aslında yer altında yapılan bu tünel çalışması, İstanbul’umuzun altyapısıyla ilgili attığımız adımların, görünmez ama, çok güçlü bir hattı. Küçükçekmece Gölü’nün doğu yakasındaki, özellikle atık su noktasında alanların toplandığı ve ön arıtmayla beraber denize deşarj edilen Küçükçekmece’deki arıtma tesisinin tümden devre dışı bırakılarak, bir sistemin kurulmasının adımları bunlar. Yani Küçükçekmece’deki ön arıtmanın yerine, Ataköy’deki ileri biyolojik arıtmamız ve Haramidere’deki ileri biyolojik arıtmamızın devreye alınması meselesi” dedi.

“ÖZENSİZ DAVRANDIĞIMIZ HER AŞAMA, MARMARA DENİZİ’NİN ÖLÜMÜNÜ HIZLANDIRIYOR”

Projenin tüm aşamalarının tamamlanmasından sonra, şehrin atık sularının tamamının, ileri biyolojik arıtmadan geçirilecek Ataköy’den Marmara Denizi’ne deşarj edileceğinin müjdesini veren İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Bu, şu anlama geliyor: Yaklaşık 3 yıl önce başlattığımız bu çalışmaların tümü, yine bu kadarlık bir zaman dilimiyle beraber, ileri biyolojik arıtma yapılmadan, bir damla atık suyun bile Marmara’ya aktarılmadığı bir sistemin hayata geçmesini sağlamış olacağız. Marmara Denizi, çok yakın zamanda oluşmuş bir iç deniz. Dolayısıyla çok özel ama bir o kadar da narin, yani korunması gereken bir alan. Bundan sonraki sürece dönük, bilim insanlarının ifadesiyle, özensiz davrandığımız her aşama, Marmara Denizi’nin ölümünü hızlandırıyor. Biz, yaptığımız her konuyu, doğayı nasıl koruyacağımız üzerinden inşa etmeye çalışıyoruz. Burada yaptığımız bu yatırımın evet planlaması, projelendirilmesi, imalatı biraz zaman alıyor. Ama keşke bu işler, bu şehrin gündeminde yıllar yıllar önce tamamlanmış ve toparlanmış olsaydı. Biz, İstanbul’un atık suyun Marmara Denizi’ne, hatta Karadeniz’e, o canım Boğaz’a, Haliç’e bırakılan halini tümden ortadan kaldıran bir çalışmayı yönetiyoruz. Bu haliyle Marmara Denizi’ne olan büyük kötülüğü de ortadan kaldırmış olacağız.”

Ataköy Atıksu Tüneli

“KANAL İSTANBUL’U BİR KELİME BİLE ANAMIYORLAR. NİYE?”

“Böyle hassas bir kent, böyle hassas bir ilçe ve yaşayanların hassas olduğu bir ortamda ifade edeyim ki; en önemli ihaneti de Kanal İstanbul ihanetini de hep birlikte öteledik. Bugüne kadar ertelettirdik. Yaptırmadık. Şimdi de onlara konuşturtmuyoruz farkındaysanız. Bir kelime bile anamıyorlar. Niye? Oy hesabı için. Bu çok kurnazca bir aldatma yolculuğu. Bu aldatma meselesi çok önemli. Hani daha önce kendilerinin ‘aldatıldık’ diye tarifledikleri psikolojiyi, aslında görüyoruz ki ‘aldatma’ ve ‘aldatılma’ bunların anlayışlarında ve ruh hallerinde var. Bu açıdan biz ne onların aldatmalarına ne de aldatılmalarına bundan sonra müsaade etmeyeceğiz. Kanal İstanbul’un ne büyük tehdit olduğunu, üstüne basa basa milletimize anlatacağız. Az önce anlattığım Marmara Denizi’nin yok olması noktasında, tabiri caizse kötülükle ilgili gaza basan ve kötüleştiren, denizi bitiren bir çalışma. Bunu bütün bilim insanları, ortaya koydukları tezlerle ispat etmiş durumdalar. Bu şekilde bunu dile getirmemeleri… ‘Efendim toplumun gündeminde olmayan, bizim de gündemimizde olmaz’ cümleleriyle bu milleti uyutamazlar. Milletimizi diri tutacağız, uyanık tutacağız. Ve onların aldatmalarına müsaade etmeyeceğiz. Aldatılmalarını da müsaade etmeyeceğiz. Nasıl? Bir daha bu bir avuç insanın İstanbul’da iktidar yüzü görmemelerini sağlayarak. Onlar bir daha burada iktidar olamayacaklar. Ne aldatacaklar ne de aldatılacaklar.”

“BİLİMİN VE AKLIN IŞIĞINDA, ÇOK ÖZENLİ BİR SÜRECİ İSTANBUL’UMUZDA VAR ETTİĞİMİZ GİBİ…”

“İnşallah bilimin ışığında, aklın ışığında, çok özenli bir süreci İstanbul’umuzda var ettiğimiz gibi, Bakırköy’de de İstanbul’un her ilçesinde de o bilim ve akıl önümüzde duracak ve o ışıkla beraber geleceğe hep beraber yürüyeceğiz. Bu yatırımımızın da İSKİ kurumumuzun, o kadim kurumumuzun… Dün de konuşmamda söyledim. Onun da -şaşırmayın ki- bizlere 90 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün hediyesi ve emaneti olduğunu, İSKİ’nin onun talimatıyla kurulduğunu da unutmayın. Bu da çok özel bir durum. O bakımdan, Cumhuriyetin bize emaneti İSKİ kurumumuzun bu özenli, çevreci ve dünyanın en nitelikli altyapı çalışmalarını yapan kurumu olması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Genel Müdürümüze, bütün yönetici ekibine, bütün çalışma arkadaşlarına ve aynı zamanda burada süreci yürüten yüklenici firmamıza, sahiplerine, çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Hızlıca inşallah Allah tamamına erdirsin. Bir an önce bu süreci sonlandıralım ve tertemiz Marmara’yı hep birlikte elde edelim.” 

MARMARA DENİZİ’NE KİRLİ SU AKIŞI ÖNLENECEK

İSKİ tarafından projelendirilen “Ataköy Atıksu Tüneli”, Marmara Denizi’nde yakın zamanda ve afet niteliğinde yaşanan müsilaj tehdidinden korunmak için yürütülen çalışmaların önemli bir aşaması. Mevcut durumda; Küçükçekmece Gölü’nün sol havzasından toplanan atık sular, Küçükçekmece Ön Arıtma Tesisi’nde ön arıtmadan geçerek, Marmara Denizi’ne karışmakta. Ataköy Atıksu Tüneli ile bölgenin atık suları Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’ne yönlendirilerek, ön arıtma yerine, ileri biyolojik olarak arıtılacak. Böylece atık suda bulunan askıda katı madde, karbon, azot ve fosfor gibi kirletici maddeler giderilerek, Marmara Denizi çevre ve halk sağlığı açısından korunmuş olacak. Proje ile mevcutta yetersiz kapasitede olan kuşaklama kolektörlerinin de yükünü azaltarak, atık su kaynaklı su baskınları da önlenecek.

Ataköy Atıksu Tüneli; Küçükçekmece Ön Arıtma Tesisi’nden başlayıp, Küçükçekmece ve Bakırköy ilçelerinden geçerek, Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’ne ulaşacak. Ø3600mm çaplı 8620 metre uzunluğundaki tünel, 6 adet tünel şaftı ve 635 metre Ø1200/1800 mm “branşman” tünelinden oluşmakta. Projenin 3895 metrelik kısmı ve 4 adet şaftı tamamlanarak, S4 numaralı şafta (İmamoğlu’nun TBM cihazının geçişine tanıklık ettiği nokta) ulaştı. Ataköy Atıksu Tüneli’nin yatırım maliyeti, yaklaşık olarak 940.000.000 TL olarak ön görülüyor.

Ekrem İmamoğlu: Daha Özgür Bir İstanbul İçin Tam Yol İleri!

Okumak için tıklayın

Ekoloji

İzmir’in Çernobil’i Gaziemir’de Hiçbir Temizleme Çalışması Yapılmamış

-

Zeynep Cangı gaziemir

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İzmir’in Gaziemir ilçesindeki akü geri kazanım fabrika sahasındaki radyoaktif kirliliğin giderilmesi için geçen yılı ağustos ayında başlanacağını belirttiği çalışmaların 2024 yılı haziran ayında tamamlanacağını söyledi.

K2 HABER | İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen Gaziemir’deki radyoaktif atıkların temizlenmesi için verilen mücadeleler devam ediyor. Konuyu daha önce de gündeme taşıyan CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın’ın, 13 yıl önce çevreye zarar verdiği için kapatılan fabrika sahasındaki radyoaktif atıkların temizlenmesine ilişkin soru önergesine yanıt veren Bakan Bayraktar, Radyoaktif Kirliliğe Maruz Kalmış alanların Çevresel İyileştirme Faaliyetlerinin Yetkilendirilmesine İlişkin Yönetmelik kapsamında söz konusu alanda radyoaktif kirliliğin giderilmesi işlemlerine 2023 yılının Ağustos ayında başlanacağı ve çalışmaların 2024 yılı Haziran ayında tamamlanacağını belirtti.

CHP’li Taşkın, konuyu 1 Ekim 2023’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşımış ve 70 dönümlük arazide bulunan ve 500 bin tondan fazla olduğu tahmin edilen radyoaktif atığın önemli bir çevre ve halk sağlığı sorunu yarattığını belirtmişti.

İnsanlığın Kendi Eliyle Yarattığı Felaket: Çernobil

yüksel taşkın gaziemir

Özel şirket, sadece bariyer çekmiş

Okumak için tıklayın

Politika

Ekrem İmamoğlu: Daha Özgür Bir İstanbul İçin Tam Yol İleri!

-

ekrem İmamoğlu

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylık tanıtım toplantısı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla gerçekleştirildi. ‘İstanbul’a Hizmette Tam Yol İleri’ başlığıyla düzenlenen toplantıda konuşan İmamoğlu, “Tüm engellemelere inat, işimize baktık. Biz işimize baktık, kazanan İstanbul oldu, kazanan Türkiye oldu. Sizlerin desteğiyle biz başardıkça, onlar, 25 yılda yaptıklarını, her gün ama acemice, hararetle bizim 4,5 yılımızla kıyaslamak zorunda kaldı. Bu başarı hepimizin başarısıdır. Başarı, İstanbul’un başarısıdır. Tüm inancımla söylüyorum ki; İstanbul olarak, hep birlikte başarmaya devam edeceğiz. 31 Mart 2024’te sizlerin iradesiyle İstanbul’u yeniden kazanacağız. Ve Allah’ın izniyle da daha büyük işler başaracağız. Çünkü engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik, tecrübe kazandık. O engelleme refleksleri toza dönüştü, küçüldü, görmüyoruz onu artık. Önümüze çıkartılan zorlukları ve engelleri aşa aşa ustalaştık” dedi. 

K2 HABER | “Mazeret yerine, marifet göstermek için var gücümüzle çalıştık” diyen İmamoğlu, “Onlar ne dedi? ‘Seni topal ördek’ yapacağız dedi. Ama dedikçe, biz atom karınca olduk. Onlar ayağımıza pranga bağladıkça, biz zincirleri kırdık. Onlar, ‘Meclis çoğunluğu bizde, sana İstanbul’u yönettirmeyeceğiz’ dedikçe, biz onların aklına gelmeyecek, ahlaklı yeni yollar bulduk. Onlar milleti bölmeye çalıştıkça, biz kucaklaşmadan yana olduk. Ve İstanbul’a hizmette tarihinin en hızlı koşucusu olduk” şeklinde konuştu. “İstanbul’da, kendimizle de yarışacağımız büyük bir ilerleme hamlesi başlatacağız” diyen İmamoğlu, “İstanbul emin ellerde yönetiliyor, yönetilmeye devam edecek. İçiniz rahat olsun. İstanbul’un muhafızı olarak, bu aziz şehre ihanet edilmesine bir daha izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul’a ihanet eden, Türkiye’ye ihanet eder. Her yaştan, her sektörden çalışanları, üreticileri, emekçileri, kadınları ve gençleri bir kez daha tarih yazmaya davet ediyorum. İstanbul, senin kalendir. Gelin, birlikte bu muhteşem şehri geleceğe taşıyalım. İstanbul, birilerinin hırsına kurban, edilmeyecek kadar değerlidir. Hep birlikte başaracağız. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (İBB) Genel Başkanı Özgür Özel, 14 Aralık 2023’te Parti Meclisi kararıyla, yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na (İBB) aday gösterilen Ekrem İmamoğlu’nun adaylık tanıtım toplantısına katıldı. Haliç Kongre Merkezi’nde “İstanbul’a Hizmette Tam Yol İleri” başlığıyla düzenlenen coşkulu tanıtım toplantısı; eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, CHP kurmayları, milletvekilleri, belediye başkanları, partililer ve vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Annesi, babası, kız kardeşi ve amcaları da yeniden İBB Başkanı adayı olan İmamoğlu’na eşlik etti. İmamoğlu Ailesi, toplantı boyunca duygusal anlar yaşadı. Toplantı öncesinde salonda, İmamoğlu’nun, sanatçı Ali Altay tarafından bestelenen yeni seçim şarkısı ve Norm Ender’in “Parla” isimli 100. Yıl Marşı çalındı. Toplantı, yoğun katılım nedeniyle gecikmeli olarak başlayabildi. Salonu dolduran vatandaşların bir bölümü, toplantıyı koridorlarda izlemek zorunda kaldı. Özel, Çelik ve İmamoğlu, katılımcıların alkışları eşliğinde salona girdi.

ÖZEL, ÇELİK VE İMAMOĞLU KONUŞTU

Toplantı; Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Özel, Çelik ve İmamoğlu, konuşmalarını İBB’nin farklı birimlerinde görev yapan çalışanların önünde yaptı. Salonda konuşmalar sırasında; “İktidar”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Korkma Erdoğan, adayını açıkla”, “Sen gözümün nuru, tükenmiş İstanbul’un umudu, Ekrem İmamoğlu”, “İstanbul bir daha İmamoğlu’yla”, “Ekrem Başkan”, “Her şey çok güzel olacak” sloganları atıldı. Toplantıda sırasıyla; Çelik, Özel ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.

ÖZEL: “CHP’Lİ BELEDİYELER İSTANBUL’DA VE TÜRKİYE’DE ÖNCÜ İŞLER YAPTI”

CHP Genel Başkanı Özel, İmamoğlu’nun aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, CHP’nin Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde öncü rol oynayan, çok partili rejimi ve parlamenter demokrasiyi getiren bir parti olduğunu vurguladı. Türkiye ve İstanbul tarihindeki sosyal demokrat belediye başkanlarının önemli hizmetlerine değinen Özel, şehirdeki kentsel dönüşüm, toplu konut projeleri, metro, hafif raylı sistemler ve biyolojik arıtma tesislerinin, sosyal demokrat belediye başkanları ve kadrolarının eseri olduğunu belirtti. İstanbul’da ilk metronun temelinin 1991’de Nurettin Sözen, İzmir’de ise 1991’de Yüksel Çakmur tarafından atıldığını hatırlatan Özel, İstanbul’da doğal gaz projeleri, süt dağıtımı, tanzim satış mağazalarının açılması gibi sosyal hizmetlerin de CHP’nin toplumcu belediyecilik anlayışının birer yansıması olduğunu dile getirdi.

“İSTANBUL’UN İMDADINA EKREM İMAMOĞLU YETİŞTİ”

Genel Başkanlık döneminde katıldığı ilk resmi açılış töreninin, 27 Kasım 2023 tarihinde, Sarıyer’deki Büyükdere Atatürk Fidanlığı olduğunu aktaran Özel, “Konum itibariyle inanılmaz bir yer. Alan 185 Bin metrekare. Sarıyer’de, denizden başlayarak giden muhteşem bir arazi. İlçe belediye başkanımız dedi ki; ‘Yıllardır bana şunu dediler: ‘Gel buraya belediye binanı yapalım, Gel buraya sana da bir konut yapalım. Bir lojman yapalım. Biz burayı yerleşime açalım.’ Ama o direndi. Belediye Meclis üyelerimiz direndi. İstanbul’un imdadına Ekrem İmamoğlu yetişti. Sarıyer’de, o denizden başlayan ve denizi gören o muhteşem arsaya, -bir Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği olsa, dün konuşuyorlar ya, ‘Yeniden Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği’ gelecekmiş- oraya tam 400  villa, 40 milyar liralık bir rant… Bütün hedef oyken, şimdi orada kreşinden meslek edindirme kurslarına kadar, Atatürk’ün emaneti Bahçıvanlık Okulundan ilave bir tek tuğla konmadan, mevcut binalarla İstanbul’a hizmet ve Sarıyer’e nefes aldıracak muhteşem bir yeşil alan var. Yani ‘Ekrem İmamoğlu geldi, Cumhuriyet Halk Partisi geldi, eskiden olan ne vardı, şimdi yok’ derseniz… Bir; her bulduğu arsaya villa yapan, ranta açan zihniyet yok. Bir de İstanbullular dinlendi biraz. Öyle pata pata pata bir helikopter geziyor ya; oradan bakıp da Katarlılara, Suudi Araplara, Birleşik Arap Emirlikleri’ne kupon arsalar pazarlıyor ya Recep Tayyip Erdoğan. İstanbul’un üstünde uçup, kupon arsa pazarlayamıyor; artık bu rant yok” dedi.

İmamoğlu: İklim Adaletini Sağlamak İçin Kolektif Bir Çaba Gerekli

ÖZEL, İMAMOĞLU’NU KÜRSÜYE DAVET ETTİ

Salonda bulunan gençlerin, “Korkma Erdoğan, adayını açıkla” sloganına kayıtsız kalmayan Özel, “Erdoğan, gençler, ‘Adayını açıkla’ diyor. Bir kez daha ertelemezse, bir-iki güne kadar adayını açıklayacak. Ama biz, açıklayacağı isimle meşgul değiliz. Biz, isimlere karşı da değiliz. Bizim karşı olduğumuz şey; bir şehrin iradesini aşıp, o şehrin bir kişinin iradesiyle o şehre hizmet etmek varken, dışarıda söz verdiği yabancı devlet adamlarına, şeyhlere, emirlere o şehrin varlıklarının peşkeş çekilmesidir. Bizim karşı olduğumuz şey; Fatih Sultan Mehmet’ten emanet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten emanet, bugüne kadar hangi siyasi partiden olursa olsun, Cumhuriyet Halk Partili, Demokrat Partili, Adalet Partili, Saadet Partili, ANAP’lı, Doğru Yollu hangi partiden olursa olsun, İstanbul’a hizmet eden, bu devlete hizmet eden, bu şehre hizmet eden belediye başkanlarımızdan emanet güzel bir şehrin, İstanbullunun iradesiyle değil, bir tek adamın iradesiyle, 16 milyon için değil, belli bir zümre için yönetilmesine itiraz ediyoruz. O yüzden ne yaparsa yapsınlar, kimi getirirlerse getirsinler, hiçbir adaydan çekincemiz yok” diye konuştu.

Özel, “İstanbul’u, İstanbullular için, bir beş yıl daha İstanbulluların yüksek teveccühleriyle yönetecek olan Ekrem İmamoğlu’nu hepinizin huzurunda buraya davet ediyorum” sözleriyle CHP İBB Başkan adayı İmamoğlu’nu konuşma yapacağı platforma çağırdı.

“BUNCA ENGELE RAĞMEN BAŞARDIKLARIMIZ, BİZE GÜVEN VE CESARET VERİYOR”

Özel tarafından konuşmasını yapmak üzere davet edilen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10. Yıl Nutku’nda böyle der: ‘Az zamanda çok ve büyük işler yaptık.’ Ve ardından şöyle devam eder: ‘Fakat asla yaptıklarımızı kafi göremeyiz. Çünkü çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.’ Hazır mıyız İstanbul? Aziz Atatürk’ten aldığımız ilhamla, her türlü engele rağmen, az zamanda çok ve büyük işler başardık. Bunca engele rağmen başardıklarımız, bize güven ve cesaret veriyor. İşte bu cesaretle, bir kez daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday tanıtım toplantısı için karşınızdayım. Beni oy birliğiyle aday ilan eden partimizin Genel Başkanı saygıdeğer Özgür Özel, PM üyelerimiz ve yetkili karar organlarında bulunan dava arkadaşlarıma gösterdikleri büyük güven ve destekleri için teşekkür ederim.”

Ekrem İmamoğlu, Deprem İçin Seferberlik Çağrısı Yaptı

“BİZ BAŞARDIKÇA, ONLAR, 25 YILDA YAPTIKLARINI BİZİM 4,5 YILIMIZLA KIYASLAMAK ZORUNDA KALDI”

“İBB Başkanlığı’na yeniden aday olabilmek için kendinize güvenmeniz yetmez. Ekibinize, partinize, örgütünüze, vizyonunuza, en başta 16 milyon İstanbulluların aklına ve vicdanına da güvenmeniz gerekir. Öncelikle bana bu güveni hissettirdiğiniz için, ayrıca teşekkür ediyorum. Sizlerin iradesiyle, 2019’da bu şehirde köklü bir değişim başardık. Sizlerin desteğiyle biz başardıkça, onlar, 25 yılda yaptıklarını, her gün ama acemice, hararetle bizim 4,5 yılımızla kıyaslamak zorunda kaldı. Bu başarı hepimizin başarısıdır. Başarı, İstanbul’un başarısıdır. Tüm inancımla söylüyorum ki; İstanbul olarak hep birlikte başarmaya devam edeceğiz. 31 Mart 2024’te sizlerin iradesiyle İstanbul’u yeniden kazanacağız. Ve Allah’ın izniyle da daha büyük işler başaracağız. Çünkü engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik, tecrübe kazandık. O engelleme refleksleri toza dönüştü, küçüldü, görmüyoruz onu artık. Önümüze çıkartılan zorlukları ve engelleri aşa aşa ustalaştık. Başarıya nasıl ulaşacağımızı artık çok daha iyi biliyoruz. İstanbul başardı. Daha çok ve daha büyük işler başarmaya devam edecek. Başarıya nasıl ulaşacağımızı artık çok daha iyi biliyoruz. Her yerde şunu söyleyin: İstanbul başardı. İstanbul daha çok ve daha büyük işler başarmaya sizlerle birlikte devam edecek, 16 milyonla birlikte devam edeceğiz. Çünkü artık, İstanbul senin. O, ‘İstanbul benim’ diyen tek kişiden kurtuldu İstanbul. 16 milyonun İstanbul. İstanbul senin. İstanbul herkesin” 

“5 YIL EVVEL YOLA ÇIKTIĞIMIZDA; İSTANBUL DURMUŞTU, BEZGİNDİ; DEĞİŞİM İSTİYORDU”

“5 yıl evvel yola çıktığımızda; İstanbul durmuştu, İstanbul bezgindi, İstanbul değişim istiyordu. İstanbul yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir vizyon istiyordu. İstanbullunun iradesi değişimle sonuçlandı. Peki işlerine gelince ‘millet iradesini’ ağızlarından düşürmeyenler ne yaptılar? Demokrasi tarihimizin en büyük utancına imza attılar. Milletin iradesini çiğnediler. 16 milyonun ‘kul hakkını’ yediler. Gelin kısaca hatırlayalım: (Gösterilen 2.30 dakikalık video ile 2019’da neler yaşandığı çarpıcı görüntülerle özetlendi.) Kesinlikle her şey çok güzel olmaya devam edecek. 16 milyon İstanbullu, bizi ikinci defa ve çok daha büyük bir farkla iş başına getirdi. Bu büyük millet, o gün sadece demokrasiye sahip çıkmadı; İstanbul’da çok güçlü bir değişim talep ettiğini de bütün dünyaya ilan etti. Biz de o günden itibaren, ‘Bir marifet, bin mazeretten iyidir’ diyerek, işe koyulduk. Mazeret yerine, marifet göstermek için var gücümüzle çalıştık. Onlar ne dedi? ‘Seni topal ördek’ yapacağız dedi. Ama dedikçe, biz atom karınca olduk. Onlar ayağımıza pranga bağladıkça, biz zincirleri kırdık. Onlar, ‘Meclis çoğunluğu bizde, sana İstanbul’u yönettirmeyeceğiz’ dedikçe, biz onların aklına gelmeyecek, ahlaklı yeni yollar bulduk. Onlar milleti bölmeye çalıştıkça biz kucaklaşmadan yana olduk. Ve İstanbul’a hizmette tarihinin en hızlı koşucusu olduk.”

“ANKARA’DA NE KADAR MÜFETTİŞ VARSA ÜZERİMİZE GÖNDERDİLER”

“Bizi durduramayacaklarını anladıkça, kızgınlıkları arttı. O kadar kızdılar ki; Ankara’da ne kadar müfettiş varsa, üzerimize gönderdiler. Onlarca yıl kapısından tek denetçi girmemiş birimlerimiz ve iştirak şirketlerimiz, müfettişlerin yeni, daimi mesai mekanı oldu. Durmadılar… Daha önce kazandığımız konularda bile, yeni davalar açtılar. Geçmişe döndüler. Beylikdüzü’ne gittiler. 35 yıllık iş yaşamımın içine girmeye çalıştılar. İçi boş gerekçelerle davalar açıp, özel görevlendirilmiş hakimlerle kararlar verdirdiler… Bakanından milletvekiline, gazetecisinden bürokratına, her gün yeni bir yalana sarıldılar… Her gün bize karşı başka bir yeni algı operasyonu yaptmaya devam ettiler. İftira üstüne iftira attılar… Her sabah kalktığımızda yen bir iftirayla uyandık. Peki, biz ne yaptık? Tüm engellemelere inat, işimize baktık. Biz işimize baktık, kazanan İstanbul oldu, kazanan Türkiye oldu. Yine de ilk başkanlık dönemimiz kolay olmadı. Görevi devraldığımızda, İstanbul neredeyse durmuştu. Bizden önceki yönetim, iktidarla aynı partiden olduğu halde, hizmet üretmekten uzaklaşmıştı. İsraf düzeni, İstanbul’un kaynaklarını tarumar etmişti. Bizim devraldığımız belediye; metro projeleri durdurulmuş, iştirak şirketleri vergi borcuna batırılmış ve ihale yasaklısıydı. Bugün o parlak isimleriyle tekrar Türkiye’nin markası haline gelen iştiraklerimiz, ne yazık ki kamu ihalesine giremiyordu. Müteahhitlere karşı boynu bükük ve otobüsüne aldığı akaryakıtın borcu icralık olmuş bir belediyeydi.”

İmamoğlu: Gençlerimizi Yurtlardan Çıkarmayacağız

“KASASINDA SADECE 6 MİLYON LİRA BIRAKILMIŞ BİR BELEDİYE TESLİM ALDIK”

“Kasasında, sadece 6 milyon lira bırakılmış bir belediye teslim aldık. Bu rakamın ne anlama geldiğini merak ediyorsanız, söyleyeyim sizlere: O tarihte 6 milyon lira, İBB’nin bir günlük değil, sadece 1 saatlik giderine tekabül ediyordu. Peki niçin 6 milyon lira kalmıştı? Bunu da size hatırlatayım. Cumhuriyet tarihinde hiç olmamış bir şekilde, 1 milyar 600 milyon lira… Her ayın sonu sizi maliye payınız yatar. Seçim ne zaman? 23 Haziran. Peki para ne zaman yatacak? Ayın sonunda yatacak. Ne yaptılar biliyor musunuz? O dönem 50 günlük bir kayyum vali atanmıştı ve 1 milyar 600 milyonu, Cumhuriyet tarihi hiç olmamış şekliyle, 16 gün önce hesaba yatırdılar, 23 Haziran’a kadar da dağıttılar. Cumhuriyet tarihinde olmuş şey değil. Sadece personel maaşı 300-350 milyon lira olan kurumumuzun kasasında, 6 milyon lira bırakmışlar. Bu şaka değil mi? Yani bu ihtimal bir iş değil. Bu söylediklerimizin içinde tek doğruları vardır; 23 Haziran’da bizim kazanacağımıza inanmaları. Nasıl bir kasa devraldığımızı anlayın.”

“YILLARIN İHMAL EDİLMİŞ MESELELERİNİ ÇÖZMEK İÇİN KOLLARI SIVADIK; ÇALIŞTIK VE BAŞARDIK”

“Ardından tüm dünya, insanlık tarihinde görülmemiş bir salgın geçirdi. Yanlış ve kasıtlı politikalarla ülkemiz, çok ağır bir ekonomik krizin içine sokuldu. Kovid salgını, ülkemiz ve şehrimizi kasıp kavururken dahi boş durmadık.  Aksine; krizi fırsata, şerri hayra, musibeti nimete çevirdik. Sokakların ve trafiğin boşalmasını fırsat bildik. İstanbul’un altyapısına, tüm zamanların en büyük yatırımını yaptık. Tam 130 noktada su baskınlarına karşı çözüm geliştirdik. Hatırlayınız; her büyük yağışta çok sayıda vatandaşımızı İstanbul’un orta yerinde sel afetine kurban verirdik. Yalnızca 2009’da yaşadığımız sel felaketinde, İkitelli ve Halkalı’da 31 vatandaşımızı sele kurban verdik. Bugün yaşadığımız afet niteliğinde yağışlara rağmen, Allah’a çok şükür, can kaybı yaşamıyoruz. Yaşamıyoruz çünkü; biz, yılların ihmal edilmiş meselelerini çözmek için kolları sıvadık. Çalıştık ve başardık.”

“ONLAR ALLAH’IN HER GÜNÜ DEVASA MEDYA GÜÇLERİYLE TEK BİR AĞIZDAN…”

“Pandemi salgınıyla başa çıkmaya çalışırken, bilimden uzaklaşan iktidarın inatla ve üst üste yaptığı hatalar yüzünden, tarihimizin en büyük ekonomik krizlerinden biri patladı. Enflasyon, döviz kurları ve işsizlik aldı başını gitti. Milletçe fakirleştik. Satın alma gücümüz ciddi biçimde düştü; düşmeye devam ediyor. Biz de İBB olarak, bu süreçte ciddi biçimde fakirleştik. Çalıştığımız her işin, yürüttüğümüz her projenin maliyeti katlandı. Ama israfı bitirdiğimiz için, bütçemizin bereketi arttı. Onların ürettiği işlerin iki katını, onların harcadıkları bütçenin yarısına bitirmeyi başardık. Onlar taksi sorununu çözmemizi engellerken; onlar 300 metrobüs satın almamız ve Beylikdüzü – Sefaköy Metrosu’nun başlatabilmemiz için 2 yıldır tek bir imza bile atmazken; onlar Allah’ın her günü devasa medya güçleriyle tek bir ağızdan, ‘İstanbul için ne yaptınız, neyi başardınız’ diye algı operasyonları yaparken; biz, İstanbul’da her gün yeni temeller attık, her gün projeler tamamladık.”

“REKORLAR KIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Çok şükür, içim rahat. Çok çalıştık ve başardık. 5 yılda İstanbul’da başlattığımız büyük atılım hamlelerimizi burada tek tek sayacak değilim. Buna vaktimiz de yok. Ama milletimizin daha kolay anlayabilmesi için bu 5 yılda yaptıklarımızı 5 başlıkta özetlemek isterim: ‘Tüm zamanların en büyük ulaşım atılımını başlattık. Bizimle birlikte İstanbul, raylı sistemlerde bir dünya rekoruna imza attı. Aynı anda 10 hat inşasıyla, tarihin en büyük atılımını başlattık. Mart ayında açacağımız 2 yeni hattımızla birlikte, göreve geldiğimizden bugüne, raylı sistemlerde 65,1 km yeni hat ve 62 istasyon tamamlamış olacağız. Bu da yıllık ortalama 13 kilometreye tekabül ediyor. Gururla ifade ediyorum ki; bizden önceki 25 yılın ortalamasının 4 katından daha fazla metro hattını her yıl İstanbul’a kazandırdık. Onun için kıskanıyorlar, çok kıskanıyorlar. Bu atılım sayesinde, bugün İstanbul’un toplu ulaşımında yolculuk sayıları bakımından, raylı sistemlerin payını yüzde 35’ten yüzde 42’ye çıkardık. 2025 yılı sonuna kadar, toplam 45,7 kilometre daha yeni hattı hizmete sunacağız. Rekorlar kırmaya devam edeceğiz.”

“MEDYA, KURBAN BAYRAMLARINDA, ‘BOĞAZ KANA BÜRÜNDÜ’ HABERLERİ YAPAMAZ OLDU”

“Karayolu ulaşımına, yaklaşık 9 milyar liralık yatırım yaptık. Trafiği rahatlatması için 155 kavşak tamamladık, 232 caddeyi sil baştan yeniledik. İstanbul’un kangrenleşmiş altyapı sorunlarını çözdük İstanbul’un altyapısına 43 milyar lira yatırımla, 3.100 kilometre içme suyu hattı, 2.290 kilometre atık su hattı tamamladık. Bu sayede medya, kurban bayramlarında, ‘Boğaz kana büründü’ haberleri yapamaz oldu. Terkos’tan aldığı ham suyu, İkitelli Arıtma Tesisi’mize taşıyan 33,6 kilometre uzunluğundaki Terkos-İkitelli İsale Hattı’nı tamamlayarak devreye aldık. Bu hat, tam 33 kilometrelik bir metro tüneli gibi hattır. Aralarında ileri biyolojik arıtma tesisi, biyolojik atik su arıtma tesisi, içme suyu arıtma tesisleri olan 6 büyük altyapı tesisini hizmete açtık.”

“İSTANBUL’UN DAHA ADİL BİR ŞEHİR OLMASINI SAĞLADIK”

“İstanbul’un daha adil bir şehir olmasını sağladık. İlk kez bizim başlattığımız ‘Halk Süt’ uygulamasıyla, 257 bin çocuğa 24 milyon litre süt dağıttık. “Nerede sütler” diye sordu ya! Biz o sütü, hiç kimse görmeden, ailelerin evlerine getirip bıraktık. Anneleriyle çocuklarıyla muhatap olduk. 388 bin dar gelirli aileye nakdi destek verdik. İlk kez bizim başlattığımız ‘Anne Kart’ hizmetimizle, 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye ücretsiz ulaşım hakkı tanıdık. (Konuşmanın burasında salondan ‘Ceketi çıkar’ sesleri yükseldi. Talebe kayıtsız kalmayan İmamoğlu, ‘Sayın Genel Başkanım, 6 Mayıs’ta çıkarttığınız o ceketi hiç giymedik. Türkiye’de iktidar olana kadar hiç girmeyeceğiz’ diyerek, ceketini çıkarıp, gömleğinin kollarını sıvadı.) İlk kez bizim dönemimizde 300 bin üniversiteliye burs, 350 bin ilk ve orta öğretim öğrencisine eğitim desteği verdik. Yine ilk kez bizim açtığımız 14 yurtta, 5 binden fazla üniversiteliye, güvenli ve sağlıklı barınma hizmeti vermeye başladık. Yıllarca dediler ya, ‘CHP bizim burs vermemizi engelliyor!’ İki türlü yalan konuşuyor. Birincisini söyleyeyim: ‘Hayır, engellemiyorlar.’ Vallahi verdiler. Burs verdiler. Ama nasıl verdiler? Onlar çok şanslı insanlara güç verdiler. Bazı insanlara 200 bin dolar, 250 bin dolar verip, sonra onları milletvekili veya parti yöneticisi yaptılar. Biz ise, sadece bu yıl 100 bin kişiye, kişi başı 7500 liradan, 750 milyon lirayı anasının ak sütü gibi milletimize verdik.”

“İSTANBUL’UN DAHA YEŞİL BİR ŞEHİR OLMASI İÇİN DEV YATIRIMLAR BAŞLATTIK”

“Halk ekmek üretimi konusunda dev bir adım attık. Dünyanın en büyük ekmek fabrikalarından, ‘Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası’nı hizmete açtık. Bugün İstanbul’a, günlük 1,8 milyon Halk Ekmek üretiyoruz. İstanbul’un daha yeşil bir şehir olması için dev yatırımlar başlattık. 2019’dan bugüne İstanbul’a, halkın kullanabildiği 8 milyon 830 bin metrekare yeni yeşil alan kazandırdık. Sadece kent ormanlarımız değil, Eminönü- Alibeyköy hattında Haliç’e kazandırdığımız yeşil alan, tarihimizin en büyük hizmetlerinden biri oldu. İstanbul’a tam 10 yeni ‘Yaşam Vadisi’ kazandırdık, 11 tanesinin ise imalatı devam ediyor.  ‘Yeşil Çözüm’ adını verdiğimiz çevre dostu yatırımlarımıza 1 milyar dolarlık çok büyük bir bütçe ayırdık. Kemerburgaz’da Avrupa’nın en büyük katı atık yakma ve enerji üretim tesisini biz açtık. Atıktan enerji üretimini 3 katına çıkardık; bugün 2,5 milyon insanın elektriği çöpten karşılanıyor.”

“BEN ADAYI HİÇ MERAK ETMİYORUM, SİZ NEDEN EDİYORSUNUZ?”

“İstanbul’un krizlere ve afetlere direncini artırdık. 4 yılda 91 nazım imar planı güncelledik. Bu sayede binlerce vatandaşımız, 40-50 yıldır bekledikleri tapularına kavuştu. Böylece depreme dayanıklı yapılaşma süreçleri de buralarda başlamış oldu. 36 ilçemizde vatandaşlarımızın imar haklarını koruyarak, binalarını dönüştürmenin önünü açtık. İBB ve iştirak şirketleri, bu zamana kadar 19 milyar liralık yatırımla, 52 projesini tamamladı. İştirak şirketimiz KİPTAŞ, 4 yılda 9 bin 498 konutu tamamladı, 7 bin 949 konutun inşaat ve proje aşaması devam ediyor. (İmamoğlu, salondan gelen, ‘Erdoğan adayını açıkla’ tezahüratına, ‘Ben adayı hiç merak etmiyorum, siz neden ediyorsunuz’ şeklinde esprili bir yanıt verdi.) Toplamda, vatandaşımıza 18 bine yakın yeni konut kazandırdık. Listemiz böyle uzar gider. Özetle; yeni bir hizmet, yeni bir fayda sunmadığımız, geçmişte almakta olduğu hizmetin kalitesini ve miktarını artırmadığımız tek bir yurttaşımız kalmadı. Hangi kriterle bakarsanız bakın, her alanda bizden önceki 25 yıllık dönemin ortalamasından çok daha fazla yatırım ve çok daha hızlı icraat yaptık… Çok daha az bütçeyle, bu şehrin her ilçesine, her mahallesine çok daha fazla çözüm ürettik. Bütün bunlar, Türkiye tarihinde benzeri görülmemiş adil, halkçı ve demokrat uygulamalar oldu. Yaptığımız her işte, aldığımız her kararda İstanbul’un muhafızı olma bilinciyle hareket ettik.”

“2019’DA BİZ SEÇİLMEMİŞ OLSAYDIK, NELER OLURDU BİR DÜŞÜNÜN…”

“2019’da biz seçilmemiş olsaydık, neler olurdu bir düşünün… Bu şehrin halka çevrilmiş kaynakları, israf düzeni temsilcilerinin ceplerine akmaya devam ederdi… Bu şehrin gurur kaynağı olan halkçı belediyecilik yerine, ‘Ben yaptım, oldu’ belediyeciliği çevreyi talan etmeye devam ederdi… Biz seçilmemiş olsaydık, bu halkın çocukları ücretsiz Halk Süt içebilir miydi? Hayır. Bu milletin evlatları, 300 bin evladı burs alabilir miydi? Hayır. Bu milletin gencecik evlatları pırıl pırıl yurtlarda yatabilir miydi? Hayır. 10 binin üzerinde çocuğumuz kreşlere gidebilir miydi? Hayır. İşte şu kamusal desteklerden mahrum kalırdı. İstanbullu kendi hakkına sahip çıkmasaydı; şimdiye bunlar çoktan ‘Beton Kanal’ ile İstanbul’u baştan başa yarmış, temiz su kaynaklarımızı kirletmiş, İstanbul’un Trakya’yla bağlarını koparmış, kentimizi kocaman yalnız bir ada haline getirmek için yola çıkmış olurlardı. Sadece bununla da kalmaz; kamu kaynaklarını, atalarının emanetini saçıp savuran bir mirasyedi gibi, har vurup harman savururlardı. İstanbul’da kamucu, halkçı, sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla bir ‘İstanbul Modeli’ geliştirdik ve büyük bir değişimin temellerini attık.”

“İSTANBUL MODELİ, ADİL HİZMET BELEDİYECİLİĞİDİR”

“İstanbul Modeli, sadece hizmet değil, adil hizmet belediyeciliğidir. İstanbul Modeli, sadaka dağıtan değil, her vatandaşa haysiyetli yaşam sürme imkanları üreten belediyeciliktir. İstanbul Modeli, günübirlik değil, kalıcı çözüm üreten belediyeciliktir. İstanbul Modeli, mağdurlar yaratan ve çevreyi katleden bir kalkınma anlayışı yerine, her insanı eşit derecede önemseyen, doğayı ve insani kalkınmayı esas alan belediyeciliktir.  Başlattığımız halkçı ve emekçi dostu belediyecilik, darda olanın yardımına koşan, herkese adil ve erişilebilir çözümler üreten anlayıştır. Bizim anlayışımız; devasa, akıl dışı inşaat projeleriyle kaynakları israf etmek yerine, hizmeti vatandaşın ayağına kadar götürme anlayışıdır.”

“GLOBAL MUTLULUK ENDEKSİ ARAŞTIRMALARINDA TÜRKİYE SÜREKLİ GERİLERKEN, İSTANBUL SÜREKLİ YÜKSELİYOR”

“5 yıla yakın bir süredir, İstanbul’un dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz sayısız projeyle, katılımcı, planlı halkçı bir kalkınma programı uyguluyor, şehrimizi ve insanımızı güçlendiriyoruz. Bu anlayış, sadece yaşam kalitesini değil, şehrimizde bireysel mutluluğu da artıran bir anlayıştır. O nedenledir ki, son yıllarda yapılan global mutluluk endeksi araştırmalarında Türkiye sürekli gerilerken, İstanbul sürekli yükseliyor. 5 yılın özeti olarak büyük bir gururla diyoruz ki, İstanbul’da israfı bitirdik, hizmeti getirdik… İstanbul, başardı. İstanbul’a adalet ve bereket geldi. İstanbul yatırımlarla güçlenmeye, geleceğe güvenle bakmaya başladı. Bu, hiçbir kimsenin, hiçbir kurumun tek başına üstlenemeyeceği kadar büyük bir başarıdır. Bu, hepimizin başarısıdır, 16 milyon İstanbullunun başarısıdır.”

“İLK DÖNEM, ÖNEMLİ BİR DEĞİŞİM VE BAŞARIYLA SONUÇLANDI”

“Bizim için ilk dönem, önemli bir değişim ve başarıyla sonuçlandı. 31 Mart 2024’te oylarınızla, İBB’ye yönelik engellemelerin yol açtığı israfı da bitireceksiniz. İnanıyorum ki; büyük bir çoğunlukla, bize yeniden ve çok güçlü bir onay vereceksiniz. İBB Meclisi’nde iş yapmamızı kolaylaştıracak bir çoğunluğu bize verdiğinizde, daha fazla ilçeyi bizim yönetmemizi sağladığınızda, İBB ile ilçenizin belediyesi ortaklaşa ve çok daha hızlı çözüm üretecek, proje tamamlayacak. İstanbul’da hizmet ziyafeti başlayacak. Sizlerin kararlı iradesi görüldükten sonra iktidar, vatandaşla daha fazla inatlaşamayacak. Biz de hiçbir komplekse kapılmadan, hiçbir siyasi hesabı düşünmeden, zaten ilk günden beri talep ettiğimiz şeyi yapacağız: Hükümetle birlikte, daha yakın ve daha çok çalışacağız. Bu işin başka bir yolu yok. Hiçbir iktidar, ülkenin en büyük şehrinin açık ve net iradesini yok sayamaz. Sayamayacak. Yok sayarlarsa, millet de onları yok sayacak. Onun için bizlerle çalışacaklar.”

“İKTİDAR, YETİŞMİŞ İNSAN KAYNAĞIMIZ VE MİLLETİN ORTAK DEĞERLERİYLE KAVGA İÇİNDE”

“Biz siyasetçiler, bu milletin hizmetkarlarıyız. Ben, Belediye Başkanı olarak tüm milletime, tüm İstanbul’a hizmet ediyorum. Ve halka hizmet etmenin Hakk’a hizmet etmek olduğuna -inançlı bir ananın-babanın inançlı bir evladı olarak- yürekten inanıyorum. İktidar, bugün yetişmiş insan kaynağımız ve milletin ortak değerleriyle kavga içinde. Milletin yetişmiş evlatlarını elitlikle suçlayıp, milli olmamakla ötekileştirirken, ülkemiz yetersiz insan kaynağı ile yönetilmeye mahkûm ediliyor. Türkiye bunu hak etmiyor Çağımızda bir şehri aklınıza estiği gibi tek başınıza aldığınız kararlarla yönetemezsiniz. Hele İstanbul’u hiç yönetemezsiniz. Önce şehrinizi nereye taşıyacağınıza karar vermelisiniz. Biz, şehrimizi stratejik bir plan dahilinde yönetiyoruz.”

“İSTANBUL HEM BU ÜLKENİN HEM DE DÜNYANIN GÖZDESİ”

“Dünya krizde. Bölgemiz krizde. Ülkemiz siyasal, ekonomik ve toplumsal olarak krizde. Yanı başımızda Filistinliler, katlediliyorlar. Bundan 100 yıl önce Atatürk ve arkadaşları, muasır medeniyeti hedeflerken, elimizde bir model, örnek vardı. Şimdi muasır medeniyet de krizde. Bizim iddiamız, yalnızca İstanbul için değil; dünyaya, bölgeye ve ülkeye örnek ve öncü bir İstanbul vizyonu hayata geçirmektir. Çünkü İstanbul hem bu ülkenin hem de dünyanın gözdesi. İstanbul Planlama Ajansı’nı (İPA) bunun için kurduk. Biz, yalnızca bugünün acil sorunlarına çözüm bulmak ve günü kurtarmakla ilgilenmiyoruz. Biz, çocuklarımıza bırakacağımız bir şehri güçlü bir şekilde planlıyoruz.  31 Mart 2024, İstanbul’da 5 yıl önce başlattığımız büyük yolculuğun hızlanacağı, yepyeni bir dönemin başlangıcı olarak, gelecek güzel günlere doğru daha sağlam, daha kararlı, daha hızlı adımlarla yürüyeceğiz. 2019’da çıktığımız bu yolculuğun hedefi, İstanbul’u 2050’ye taşımaktır.”

“GÜNÜBİRLİK KARARLARLA GÜNÜ KURTARANLAR, GELECEĞİ KARŞILAYAMAZLAR”

“Biz, 5 yıldır İstanbul’un yalnızca bugününü değil, geleceğini de gözeten bir anlayışla çalışıyoruz. Şehrin yol haritasını belirleyerek, geleceğimizi planlayarak, projelendirerek hareket ediyoruz. Bir dönem daha İstanbul’u yönetme kararlılığıyla yola koyulurken, benim gündemimde ‘İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi’ni hayata geçirmek var. Bizim gayet güçlü bir İstanbul vizyonumuz Bilimsel ilkelere dayalı bir yönetimimiz, ihtiyaçlara dayalı bir icraat anlayışımız var. Bizim için vizyon, bugünden geleceğe bakmak değildir. Bizim için vizyon, olası bir gelecek senaryosundan bugüne bakmaktır. Bugünü, o geleceğe göre tasarlamaktır. Gelecekte neler olup biteceğini öngöremeyenler, bugünü tasarlayamazlar. Günübirlik kararlarla günü kurtaranlar, geleceği karşılayamazlar.”

“İSTANBUL’DA, KENDİMİZLE DE YARIŞACAĞIMIZ BÜYÜK İLERLEME HAMLESİ BAŞLATACAĞIZ”

“2050 Strateji Belgesi’ni, farklı uzmanlık alanlarından bilim insanları, sivil toplum örgütleri kamu ve özel sektör temsilcileri ile, gündeminde İstanbul olan çok çeşitli paydaşların katılımıyla, 2 yıldan uzun bir sürede hazırladık. 20.000’den fazla İstanbullunun emeği var bu yol haritasında. Her ilçeden ve her uzmanlıktan İstanbulluların bizzat kendilerinin belirlediği öncelikler var. Tam anlamıyla katılımcı, ortak akla ve rızaya dayanan bu vizyon; küresel rekabette İstanbul’u güçlendirecek, İstanbulluların refahı ve mutluluğunu artıracak hedefler çalışması oldu. Dünyanın en gelişmiş şehirleri geleceklerini nasıl şekillendiriyorsa, biz de öyle şekillendireceğiz. İstanbul’da, kendimizle de yarışacağımız büyük bir ilerleme hamlesi başlatacağız. 

YENİ DÖNEMİN ANA HEDEFLERİNİ AÇIKLADI

“‘İstanbul’a Hizmette Tam Yol İleri’ diye tarif ettiğimiz ana hedeflerimiz şunlar olacak:

‘Daha adil İstanbul için; tam yol ileri, diyoruz. Yeni dönemde İstanbul, ihtiyaç sahiplerini daha çok gözeten, yoksullukla daha kapsamlı mücadele eden, herkes için adil fırsatlar sunan bir kent olacak. Gençlerimiz ve kadınlarımız için İstanbul; daha adil, daha güvenli ve daha sosyal bir şehir olacak. Yoksullara, yaşlılara, bakıma muhtaç olanlara ve çocuklara kamunun şefkatli ve sürdürülebilir desteğini hissettirecek. Şehrimizde yaşayan her bir vatandaşımızın insan haysiyetine yaraşır biçimde hayat sürdürebilmesi için çözümler üreteceğiz. ‘Daha yeşil İstanbul için tam yol ileri.’ Bizim önceliğimiz; İstanbul’u aktif yeşil alanlarıyla yaşanabilir bir kente çevirmektir. Devam eden yaşam vadilerimizi etap etap tamamlayıp, yenilerini de ekleyerek, 2029 yılına kadar şehrimize 10 milyon metrekare daha aktif yeşil alan kazandıracağız. İstanbul’un yeşil alanlarının talan edilmesine fırsat vermeyeceğiz. Bu alanlarda aileler, gençler, yaşlılar, tüm İstanbullular temiz hava alacak, sporunu yapacak ve sevdikleriyle kaliteli zaman geçirecek. İstanbul, bundan böyle doğayı iyileştiren, mümkün olan her alanda doğayla barışık uygulamalar geliştiren bir şehir olacak. Önümüzdeki haftalarda Anadolu yakasında hizmete açacağımız, ‘Şile Kömürcüoda Çöp Sızıntı Arıtma Tesisi’, alanında dünyanın en hızlı tamamlanmış tesisi olacak. İBB olarak açacağımız bu tesis, Avrupa’nın ikinci en büyük tesisi olacak. Bu sayede, her gün 400 ton atıktan yakıt türetecek ve çöpten enerji üretme kapasitemizi tam iki katına çıkaracağız.”

“DAHA ÖZGÜR İSTANBUL İÇİN; TAM YOL İLERİ”

“‘Daha özgür İstanbul için tam yol ileri.’ Yeni dönemde İstanbul, yerel demokrasinin her geçen gün güçlendirildiği, birbirini dinleyen, birlikte üreten, birlikte kendini güçlü hisseden bireylerin şehri olacak. Milli bayramları da birlikte yaşayan, dini bayramları da birlikte yaşayan bu şehir, yaşayan herkesin şehri olacak. Bu şehir, gayrimüslimlerin de şehri. Bu şehir, Kürtlerin de şehri. Bu şehir, bu şehirde yaşayan Caferilerin de şehri. Boşnakların da şehri. Bu şehirde yaşayan herkesin şehri olacak. Bu şehir, hepimizin şehri. Aynen 86 milyon insanımızın şehri olduğu gibi. Bu şehirde yaşayan herkesi bu şehrin sahibi olacak. İstanbul’u yönetirken, demokratik katılım kanallarının sonuna kadar geliştirildiği, her fikrin ve sesin şehrin yönetime katılabildiği kalıcı çözümler geliştireceğiz. ‘Daha ulaşılabilir İstanbul için tam yol ileri.’ İstanbul’un altını demir ağlarla örmeye devam edeceğiz. İstanbul’u bir uçtan bir uca bağlayacak, yeni nesil ekspres metro hattı HIZRAY projemizi hayata geçireceğiz. Sabiha Gökçen Havalimanı – Beylikdüzü arasındaki 74,5 kilometrelik mesafede, 13 istasyonla hizmet verecek bu yeni nesil ekspres metro hattı ile 20 noktada diğer metro hatlarımıza entegrasyon sağlayacağız. HIZRAY projesi hayata geçtiğinde, İstanbul raylı sistem ağının ana arteri olacak. Çevreci, hızlı, konforlu ve dakik bu sistemle İstanbul’da trafik ve ulaşım çilesi sona erecek. HIZRAY sayesinde, İstanbulluların zamandan tasarruf etmesi sağlanacak ve İstanbul daha konforlu ve daha yaşanabilir bir şehir haline gelecek.”

“2029’DA TOPLU ULAŞIMDA RAYLI SİSTEMLERİN PAYINI, YÜZDE 50’NİN ÜZERİNE ÇIKARACAĞIZ”

“Ayrıca Sefaköy-Beylikdüzü Tüyap metro hattı, Yenidoğan-Çekmeköy-Söğütlüçeşme metro hattı, Eyüpsultan-Bayrampaşa Tramvay hattı ve Kadıköy-Maltepe-Cevizli tramvay hattı gibi birçok yeni raylı sistem projelerini başlatacağız. 2029’da toplu ulaşımda raylı sistemlerin payını, yüzde 50’nin üzerine çıkaracağız. Metro hatlarını kullanan vatandaşlarımızın çeşitli ihtiyaçlarını giderebilecekleri çok daha fazla alan, meydan ve yeşil alanlar, park et devam et istasyonları, otoparklar yapacağız. Böylece İstanbul’da kent içi ulaşım daha ucuz, daha konforlu ve daha kolay hale gelecek. Bugün daha fazla projelere girmek istemiyorum, ama ‘Bulut’ adını verdiğimiz yeni projelerimizle; Gayrettepe, Esentepe, Levazım ve Balmumcu gibi keşmekeşe dönmüş alanlarda, yollar üstü yaya kaldırım sistemi kuracağız. Yaya teması kopmuş tüm hatları birbirine bağlayacak, tüneller, geçitler, asansörler ve köprülerin yarattığı kaos yerine yoğun bölgelerde hayatı kolaylaştıracağız.”

“KRİZLERE VE AFETLERE DAHA DAYANIKLI İSTANBUL İÇİN TAM YOL İLERİ”

“’Krizlere ve afetlere daha dayanıklı İstanbul için; tam yol ileri.’ Yeni dönemde kentsel dayanıklılığı artırmak için, bir taraftan bireysel çözümler üretirken, diğer taraftan kalıcı ve her ilçeyi kapsayıcı çözümler getireceğiz. Kriz anlarında toplumsal dayanışmayı hızla örgütleyecek, birlikte mücadele kurumlarımızı ve kültürümüzü güçlendireceğiz. Deprem ve afet konusunda önerdiğimiz, başta İstanbul’a özel afet yasası olmak üzere, politikaların hayata geçmesi için hükümetimizle çalışacağız. ‘Girişimciliğin ve yaratıcılığın merkezi İstanbul için tam yol ileri.’ 8 bin yıldır insanlığın gözde şehirlerinden biri olmayı başarmış eşsiz İstanbul’u, uluslararası yatırımlar için güçlü bir çekim merkezi haline getireceğiz. İlk dönemimizde, İstanbul’un yaratıcılığını açığa çıkaracak projelere istediğimiz kadar ağırlık veremedik. Yeni dönemde öncelikli hedeflerimiz arasında bu da var.”

“TARİHİ MİRASA EN ÇOK YATIRIM YAPAN YÖNETİM BİZ OLDUK”

“Dünyanın yaratıcı sermayesinin bir kısmının İstanbul’a akması için çalışacağız. Bugüne dek 165 bin vatandaşımızın yararlandığı ‘Bölgesel İstihdam Ofislerimizi’ yaygınlaştıracağız. 2027 Avrupa Oyunları ve 2036 Olimpiyatları başta olmak üzere, İstanbul’u her alanda bölgesel ve küresel etkinliklerin merkezi haline getireceğiz. ’Tarihi mirasa sahip çıkan İstanbul için tam yol ileri.’ İstanbul tarihinde, tarihi mirasa en çok yatırım yapan yönetim biz olduk. Yerebatan Sarnıcı, Müze Gazhane ve Yedikule Gazhanesi başta olmak üzere; 25 ilçede, 42 rotada, 1.321 kültür varlığımızı; müze, sanat eseri, çeşme ve tarihi eseri değerine kavuşturduk. Yeni dönemde, İstanbul’un pek çok yerinde unutulmuş ve yok olmaya yüz tutmuş pek çok mirası kurtaracak; endüstriyel alanların dönüşümünü tamamlayacak ve şehrimizi dünyanın en önemli çekim merkezlerinden biri haline getireceğiz. ‘Gençlere eşit fırsatlar sunan İstanbul için tam yol ileri.’ Biz, gençleri ve çocukları, en önemli yatırım alanı ve kamusal görev alanı olarak kabul ediyoruz. İstanbul’da gençleri karar mekanizmalarının ve kentsel organizasyonların çok daha önemli bir paydaşı yapacak ve gençlerin sesine çok daha fazla kulak vereceğiz. Bu nedenle yeni dönemde İstanbul’u yönetirken, yurtlar, burslar ve kütüphaneler gibi gençlere yönelik hizmetlerimizi kat kat artıracak, gençlerimizi dünyadaki akranlarıyla her alanda yarışabilecek donanımlarını güçlendireceğiz.”

“İSTANBUL’A İHANET ETTİK’ DİYENLER O MAKAMLARA BİR DAHA OTURAMAYACAK”

“Biz, İstanbul’da geride bıraktığımız bu 5 yılda işleri rayına oturttuk. İstanbul, bu sağlam raylar üstünde ilerliyor, daha da ilerleyecek. Yolundan sapmayacak. İstanbul’a ihanet ettirmeyeceğiz. ‘‘İstanbul’a ihanet ettik’ diyenleri ve o zihniyete sahip olanlar, o makamlara bir daha oturamayacak. Çünkü biz, başarısı sınanmış, denenmiş bilimsel ilkelerle çalışıyoruz. Biz, ‘tensipleriyle’ değil, milletimizin aklıyla çalışıyoruz. Şehrimizi ortak akılla yönetiyoruz. İkinci dönemimizde daha kolay başaracağız ve çok daha büyük işler başaracağız. İkinci dönemimiz, İstanbul’un her anlamda yükseleceği, güçleneceği bir dönem olacak. Önümüzdeki günlerde bu vizyon çerçevesinde hazırladığımız somut projelerimizi detaylarıyla sizlerle paylaşacağız. O zaman göreceksiniz ki; İstanbul’u yönetmek için çok hazırlıklı ve çok kararlıyız. Bizim bir farkımız var: Biz adaletli, halkçı, Atatürk milliyetçisiyiz. Biz, bu ülkeye yurttaşlık bağlarıyla bağlı her vatandaşımızı aynı derecede eşit, onurlu ve saygın kabul eden insanlarız. Biz, söz verip yapanlardanız. Biz, 7-8 yıldır, ‘Ha bu yıl şahlanıyoruz, ha öteki yıl şahlanıyoruz, olmadı daha ertesi yıl şahlanıyoruz’ diyenlerden değiliz. Son şahlanış da 2024’e kaldı malumunuz!”

“İTİBAR SUİKASTI YAPMAK VE İSTANBUL’UN KAYNAKLARINA GÖZ KOYMAK YERİNE; GELİN ÖNCE ŞU EKONOMİYİ DÜZELTİN”

“Ama onlardan bir isteğim var: İsraf düzeni olarak bize engel olmak, itibar suikastı yapmak ve İstanbul’un kaynaklarına göz koymak yerine; gelin, lütfen, Allah aşkına önce şu ekonomiyi düzeltin, enflasyonu düşürün. On milyonlarca vatandaşımızı inim inim inleten şu derin yoksulluğa son verin. İlaçtan tedaviye kadar, alarm veren sağlık sistemini düzeltin. Gelin hukukun üstünlüğünü yeniden hakim kılın. Adaletsiz uygulamalarınızdan vazgeçin. Bu ülkeye adaleti geri getirin. Suçsuz yere içeri attığınız muhalifleri serbest bırakın. Sırf maddi nedenlerle ailesini, okulunu, ülkesini ve geleceğini terk eden gençlere gelecek borcunuz var. Siz, önce bu borçlarınızı ödeyin. Hiçbir şey yapamıyorsanız, gelin Türkiye’nin güvenlik ve sığınmacı sorununu el birliğiyle çözelim. Her sabah bakıyorum; bizim polisimiz araçlarıyla vızır vızır çalışıyorlar. Zaten çalışıyorlardı. Her gün bir operasyon; şu mafya, bu mafya… Dünyadaki bütün mafyaların isimlerini öğrendik. Ya bunlar bu memlekete ne zaman geldi? Son 150 gündür bu kadar mafya, bu kadar çete, bu kadar operasyon yapıldı. Geçmiş dönem makamlarına, yetkililerine, valilerine, dava açılacak mı? Uyuyorlar mıydı, görmüyorlar mı?   

“SİZ, KENDİ İŞİNİZE BAKIN VE HALKA HİZMET İŞİNİ EHLİNE BIRAKIN”

“Beş yıl önce olduğu gibi; bizim yine büyük hayallerimiz var. Bizim hayalimiz; ana gibi merhametli, ana gibi şefkatli, ana gibi adaletli, ana yüreği gibi temiz, ana kucağı gibi huzurlu, anamızın gönlü gibi zengin bir İstanbul’dur… O Ana ki; bize, önce atamız Fatih Sultan Mehmet’in, sonra da büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. İstanbul’u; başımızı yasladığımız annemizin sinesi kadar huzurlu, çocuklarının mürüvvetini görmüş annemiz kadar mutlu etmek vazifemizdir. İstanbul, hepimizin evidir ve evi olmaya devam edecek. Ey aziz İstanbul sana söz; biz yeni dönemde de durmadan, dinlenmeden, atom karıncayı geçecek şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Ey aziz İstanbul sana söz; seni refahın ve adil paylaşımın huzur ve mutluluk dolu şehri yapacağız. Sevgili Peygamberimiz, ‘İşi ehline bırakınız’ demiş. Siz, kendi işinize bakın ve halka hizmet işini bize bırakın. O bizim işimiz. İstanbul emin ellerde yönetiliyor, yönetilmeye devam edecek. İçiniz rahat olsun. İstanbul’un muhafızı olarak, bu aziz şehre ihanet edilmesine bir daha izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul’a ihanet eden, Türkiye’ye ihanet eder.”

“KADINLARI, GENÇLERİ, ESNAFLARI, İŞ İNSANLARINI BU TARİHİ YOLCULUĞA DESTEK OLMAYA DAVET EDİYORUM”

“Sözlerime son verirken; başta benim partim CHP olmak üzere, her siyasi partiye üye olan, her siyasi görüşten İstanbulluları bir kez daha liyakati ve İstanbul’u ileriye taşıyacak ekibi seçmeye davet ediyorum. Kadınları, gençleri, esnafları, iş insanlarını bu tarihi yolculuğa destek olmaya davet ediyorum. Her yaştan, her sektörden çalışanları, üreticileri, emekçileri, kadınları ve gençleri bir kez daha tarih yazmaya davet ediyorum. İstanbul, senin kalendir. Gelin, birlikte bu muhteşem şehri geleceğe taşıyalım. İstanbul senindir. İstanbul, birilerinin hırsına kurban, edilmeyecek kadar değerlidir. Hep birlikte başaracağız. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak.”

Okumak için tıklayın

Ekoloji

İBB, Ata Yadigarı Büyükdere Fidanlığı’nı Canlandırdı

-

Büyükdere Fidanlığı ve bahçıvanlık okulu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 1928 yılında kurulan, 1997’ye kadar faaliyetlerini sürdüren, o tarihten bu yana da kaderine terk edilen Büyükdere Fidanlığı ve Bahçıvanlık Okulu’nu yeniden canlandırdı.

K2 HABER | Atıl durumundan hak ettiği yeni görünümüne kavuşan Ata mirası Büyükdere Atatürk Fidanlığı; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, CHP’nin parti toplantısı için İstanbul’da bulunan 80 il başkanı, milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri ile vatandaşların katılımıyla yeniden açıldı.

Soğuk ve yağışlı havaya rağmen yoğun katılımın olduğu açılışta, sırasıyla; Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, İmamoğlu ve Özel birer konuşma yaptı.

ÖZEL: EKREM İMAMOĞLU’NUN ÖNEMLİ ŞEHİRCİLİK VİZYONU VAR

CHP Genel Başkanı sıfatıyla ilk kez bir açılış törenine katıldığını belirten Özel, özetle şunları söyledi:

“O kadar gönlüme göre oldu ki. Açacağımız yer, bir kere bir emanet. Atatürk’ten emanet. Adında Atatürk var. Açacağımız yer, öyle beton değil. Bir fidanlık. Açacağımız yerin içinde bir okul var. Atatürk’ün o büyük, yüzyıl önceki vizyonunu devam ettirerek, yine bir bahçıvan. okulu var. İçinde bir kreş var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadının sosyal hayata, çalışma hayatına katılması için, ayrıca çocuğun erken yaşta eğitimi için olmazsa olmaz gördüğü, çok çağdaş bir hizmet var. Meslek edindirmeye yönelik, İstanbul Büyükşehir’in gurur duyduğumuz bir hizmet alanının, burada da bir boyutla bir şubesi var. Geri kazanılmış bir yer var doğa için. Geri kazanılmış binalar, geri kazanılmış hizmet alanları var. Ve uzun yıllar süren bir mücadelenin sonunda, -biraz önce Sarıyer Belediye Başkanımız içeride anlattı- ‘Buraya bir şeyler yapalım. Gelin size de yeni belediye binası yapalım. Biz de burayı imara açalım. Rıza gösterin’ deyip, uzun süre belediye meclis üyelerimizin, Başkanımızın, örgütümüzün burada gösterdiği bir direnç var. Ve o yüzyıl önceki büyük vizyonu takip edip, burayı kente kazandırıp, burayı yeniden fidanlık yapan, biraz önce saydığım tüm alanları kente kazandıran Ekrem İmamoğlu’nun önemli şehircilik vizyonu var. Hepsini tebrik ediyorum, yürekten alkışlıyorum.”

büyükdere fidanlık ve bahçıvanlık okulu

“CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARINA OY VERENLER, VERDİKLERİ OYUN KARŞILIĞINI BETON OLARAK DEĞİL; AĞAÇ VE OKSİJEN OLARAK GERİYE ALDILAR”

“81 il başkanının bir açılışa katıldığı da herhalde daha önce olmadı. Bu açıdan il başkanlarım için de anlamlı. Onlar, gittikleri her yerde, Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliğini anlatmaya ve bunun kendi illerine, kendi ilçelerine, kendi beldelerine de taşınmasına katkı sağlamaya gayret gösteriyorlar. Önümüzde yerel seçimler var. Bu yerel seçimlerde şöyle bir hissiyatın hâkim olacağını görüyorum. Umuyorum ve bundan heyecanlanıyorum. Daha önce bize oy verenler, Ekrem Başkan’a oy verenler, İstanbul’daki 14 ilçe belediye başkanımıza oy verenler, Türkiye’deki 247 belde, ilçe, il belediye başkanımıza, Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına oy verenler şu hissiyatta buluncaklar: ‘Yine vereyim. İyi ki vermişim ki, mesela bu alana villa yapmadılar, AVM yapmadılar, fidanlık yaptılar. Helali hoş olsun’ diyecekler. 180 bin metrekare yeşil alan, 250 bin metrekarelik bir alanı, kamunun üstün yararlanımına burada sunuyoruz. Peki Türkiye’de ne oldu? 247 belediye başkanımız, seçildikleri günden bugüne kadar, son dönemlerinde 4 bin 206 tane park açtılar. Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına oy verenler, verdikleri oyun karşılığını, beton olarak, kötü yapılaşma olarak, çarpık yapılaşma olarak değil, 4 bin 100’ün üzerinde park olarak, ağaç olarak, oksijen olarak geriye aldılar. Belediye başkanlarımızın onlara teşekkürü böyle oldu. Tüm engellemelere rağmen çok önemli işler yaptılar. Yapmaya devam edecekler.”

“HELİKOPTERLE GEZİP, YABANCI ÜLKELERE KUPON ARSA PAZARLAYANLARIN YERİNE…”

“Bu belediyeleri ve İstanbul’da sadece CHP’lilerin oylarıyla kazanmadık. Ekrem Başkan’ın tanımıyla, ‘İstanbul İttifakı’yla kazandık. İttifak ortaklarımız var. Gönül birlikteliğiyle bizimle birlikte olanlar var. Ama görüyoruz ki İstanbul’da bu birliktelik, İstanbul’a iyi geldi. Hepimize iyi geldi. Türkiye’de önemli birliktelikler yapıldı. O sürece katkı sağlayan, geçmiş dönemde genel başkanlığımızı yapan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na buradan bir selam ve teşekkür iletelim. Onunla birlikte bu iradeyi ortaya koyan Sayın Meral Akşener Hanımefendi’ye, o dönemdeki ittifak ortaklarımıza ve bundan sonra belki kelime yoruldu, belki kulağa, zihne, ağır geliyor, ondan artık ‘ittifak’ yerine, bu yerel seçimlerde örgütlerimizin, teşkilatların önerileriyle, en doğru iş birliklerini yaparak, yani bizim kazanacağımız, sizin, Türkiye’nin kazanacağı ama rantın ve rantçıların kaybedeceği bir süreç için önümüzdeki süreçte birbirine saygılı, birbirinin hakkını hukukunu gözeten ve birbirine kazandıran, Türkiye’ye kazandıran, Türkiye ve İstanbul üzerinde eski günlerini arayanların helikopterle gezip, yabancı ülkelere, Katar’a, Birleşik Arap Emirlikleri’ne kupon arsa pazarlayanların yerine, biraz önce ifade edildiği gibi, -ki yürekten teşekkür ediyoruz- milletin parasını millete harcayanların yeniden yetkilendirileceği bir süreci yaşayacağız. Ekrem Başkan’ın dediği; İstanbul’da oldu, olmaya devam edecek ve bütün Türkiye’de her şey çok güzel olacak.”

Barış Terkoğlu: İmamoğlu’nu Ortadan Kaldırmaya Hazırlanıyorlar

İMAMOĞLU: BUGÜN, SADECE BİR AÇILIŞ YAPMIYORUZ…

“Bugün, sadece bir açılış yapmıyoruz” diyen İmamoğlu da “Bugün aslında, bir yerel yönetim derinliğimizin ve felsefemizin, sosyal demokrat belediyeciliğin mesajını veriyoruz. İstanbul olarak yaptığımız her hizmetin içerisinde, bence bunları bulabilirsiniz. Tarihine sahip çıkmak ve geleceğe bir vizyon koymak, geçmişin değerlerine sahip çıkmak, bugünün ihtiyaçlarını karşılamak kadar, geleceği de düşünerek hareket etmek… Bugün Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü derinden anlayıp, hissedebileceğimiz özel mekânlardan birisindeyiz: Büyükdere Fidanlığı. Bu topraklara sevgiyle ve özenle, akılla, bilimle sahip çıkmanın en güzel örneklerinden birisinin mekânındayız. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarına damga vurmuş o güçlü umudun, o azim ve gayretin simgelerinden birisidir Büyükdere’deki bu fidanlık. Cumhuriyetle birlikte başlattığımız topyekün kalkınma seferberliğinin özetidir bu fidanlık. Atatürk’ün emriyle 1928 yılında kurulan Büyükdere Fidanlığı, Türkiye’nin ilk meyve bahçesi ve fidanlığı olma niteliği de taşıyor. Bu fidanlık, İstanbul’un ağaçlandırma çalışmalarına büyük katkılar sunuyor o dönemde. Yurt içinden ve yurt dışından getirilen meyve türleri üzerinde, burada ıslah çalışmaları yapılıyor ve üretilen meyve fidanları halka dağıtılıyor. Daha sonra 1936 yılında, Meyve Bahçıvanı Yetiştirme Yurdu burada açılıyor” bilgilerini paylaştı.

“FİDANLIK ÇOCUKLARI”NI ALKIŞLATTI

Atatürk’ün o dönemde konusunda uzman isimleri yurt dışından Türkiye’ye davet ettiğini aktaran İmamoğlu, “Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş çocuklar, bu yatılı bahçıvanlık okulunda bir meslek öğrenmekle de kalmıyorlar. Burada yeni bir ülke kurmayı ve ona sahip çıkmayı da öğreniyorlar. Ve onların adı ‘fidanlık çocukları’ oluyor” dedi. Açılış törenine katılanlar arasında ‘fidanlık çocukları’ olarak nitelenen, dönemin Bahçıvanlık Okulu mezunlarının da bulunduğunu kaydeden İmamoğlu, “Onlar, bize yüce Atatürk’ün emanetleridir. Kaç kuşak geçerse geçsin, onlar hep fidanlık çocukları olarak, bu milletin gönlündeki o saygın yerini koruyacaklar. Kıymetli büyüklerim, çok kıymetli fidanlık çocukları; varlığınızla bizleri onurlandırdınız. Hepinize teşekkür ediyorum. Aramızda bulunan fidanlık çocuklarını alkışlamanızı istiyorum. Hizmetleriniz için de şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

“BÜYÜKDERE FİDANLIĞI, BİR ATATÜRK VE CUMHURİYET PROJESİDİR”

“Büyükdere Fidanlığı, kelimenin tam anlamıyla bir Atatürk ve Cumhuriyet projesidir” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Cumhuriyetimizin değerlerine, kazanımlarına niçin tam bir süreklilik içinde sahip çıkamıyoruz? Büyüklere Fidanlığı ve Bahçıvanlık Okulu gibi tarihsel değerleri tahrip eden, yok sayan o zihniyete niçin izin veriyoruz? Her yüz yılda bir, Cumhuriyetin kurumlarını yeni baştan mı açmak geliştirmek ve geleceğe taşımak zorundayız? Bunlar, cesaretle ve samimiyetle hep birlikte yüzleşmek zorunda olduğumuz sorulardır. Bu Cumhuriyete ve büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sevgiyle, saygıyla bağlı herkes, görev ve sorumluluklarını bilmek ve ona göre davranmak mecburiyetindedir. Cumhuriyetin değerlerini, kazanımlarını koruyup geliştirmek, bu ülkeyi daha ileriye taşımak, lafla değil, iş ve icraatla mümkündür. Polemik ve kutuplaştırma siyasetiyle asla değil, ortak akıl ve ortak menfaatlere odaklanmış çözüm hedefli, bütünleştirici, güçlü karakterli bir siyasetle mümkündür. Biz, 4,5 yıldır İstanbul’da tam da bu anlayışla çalışıyoruz. Ve gayretle çalışmaya da devam edeceğiz. İstanbul’un kadim tarihine, doğasına, kültürüne, maddi-manevi tüm mirasına özenle sahip çıkıyoruz. Bu şehrin bütün değer ve güzelliklerini, bütün maddi kaynaklarını 16 milyon İstanbulluya adil paylaştırma kararlılığıyla çalışıyoruz. Aslında çok farklı, çok yeni bir şey yapmıyoruz. Elbette ki dünyayı yeniden keşfetmiyoruz. Cumhuriyet bize ne öğrettiyse, Atatürk bize ne öğrettiyse, tam da onun başöğretmenliğine layık öğrenciler olarak onları yapıyoruz.”

‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’

FİDANLIĞA DAVET, EKREM TEKÇE’YE RAHMET, BOYSANOĞLU AİLESİ’NE TEŞEKKÜR

Bütün İstanbulluları ve yolu Sarıyer’e düşen herkesi Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nı ziyaret etmeye davet eden İmamoğlu, “Gelin burada Cumhuriyetimizin değerlerini, Atatürk’ümüzün büyüklüğünü bir kez daha görün ve hissedin” dedi. Eski CHP Sarıyer Belediyesi Meclis Üyesi ve Sarıyer Kars-Ardahan Dernek Başkanı merhum Ekrem Tekçe’nin fidanlığın imara açılmamasıyla ilgili yoğun uğraşlar verdiğini aktaran İmamoğlu, “Şükrü Genç Başkanımız da çok iyi bilir. Burayı özenle dile getirmiş. Sayın Genel Başkanım, ‘Bura niye böyle metruk duruyor’ demiş; ‘Niye değiştirmiyorsunuz’ diye her toplantıda ifade etmiş. Buraya gelmiş, kapılarından fotoğraf çektirmiş. Ama ne yazık ki açılışına bir hafta kala, çok genç yaşta, 57 yaşında hayatını kaybetti. Allah’tan rahmet diliyorum. Onun da bir duygusunu burada yerine getirmenin ayrıca gururunu yaşıyorum. Mekanı cennet olsun” şeklinde konuştu. Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nın, İBB’nin kasasından tek kuruş çıkmadan, MESA şirketiyle yapılan bir protokolle yapıldığını kaydeden İmamoğlu, şirket sahibi Boysanoğlu Ailesi’ne de teşekkürlerini iletti.

“MİLLETİN PARASINI MİLLETE DAĞITMAYA DEVAM EDİYORUZ”

İBB olarak hayata geçirdikleri 0-4 yaş arası bebeği olan annelere, toplu taşıma araçlarında ücretsiz yolculuk hizmeti verdiklerini hatırlatan İmamoğlu, “Bunu dediğimde, Sayın Cumhurbaşkanı o zaman da ilçe ilçe gezip miting yapıyordu İstanbul’da. ‘Kimin parasını kime dağıtıyorsun? Bunu yapamazsın’ diye bize meydandan gönderme yaptı. Ben de ‘Milletin parasını millete dağıtacağız’ demiştim. Biz hala, milletin parasını millete dağıtmaya devam ediyoruz. Milletin parasını millete dağıtma konusunda da kararlı bir yönetimiz. O bakımdan bizim bu anlamda yaptığımız usul ve yöntemlerle, inanınız ki bütçemize bereket geldi. Bu kadar sıkıştırmaya, bu kadar engellemeye rağmen, kıymetli Başkanımız da Sarıyer’deki hizmetlerimizi ifade etti, bir farkla ifade etti; geçmişte unutulan Sarıyer yerine, şu anda hatırlanan ve hiç unutulmayan İstanbul’un 39 ilçesine eşit hizmet yapan bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi var. Burada şahitlerimiz çok. O bakımdan biz, bu yönüyle de çok değerli bir iş yaptığımızın ve bütçesine bereket getirdiğimiz İstanbul’da çok değerli işlere imza attığımızın altını çizelim” şeklinde konuştu.

“BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK’ÜN İYİ BİR ÖĞRENCİSİ OLMA KONUSUNDA KARARLIYIZ”

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine hala öğretmeye devam ettiğine vurgu yapan İmamoğlu, “Onun iyi bir öğrencisi olma konusunda da kararlıyız. Aynen, bize ne öğütlediyse, onu yapıyoruz ve çok iyi yapma konusunda da kararlıyız. En iyisini, en doğrusunu yapmak konusunda kararlıyız. Bunu yaparken, Cumhuriyetimizi ve Atatürk’ün büyük vizyonunu da yüzüncü yılından itibaren, iddiayla söylüyorum ki, ihya ediyoruz. Cumhuriyetin bir medeniyet projesi olduğu kadar, bir tabiat-insan ilişkisi olduğunu da biliyoruz. Aynı zamanda tabiat-insan uyumu projesi olduğunu da biliyoruz. Tam da bugün, dünya ekseninde iklim değişikliğinin yoğun bir şekilde tartışıldığı bir ortamda; demokrasinin, Cumhuriyetin iklim değişikliği mücadelesinde nasıl bir güçlü zemin oluşturduğunu da buradan ispat ediyoruz. Bu yönüyle sizlerle birlikte yaptığımız ve inşallah Allah’ın izniyle uzun yıllar boyu da yapmaya kararlı olduğumuz İstanbul mücadelemizde hepimize başarılar diliyorum. Bu kadar çok boyutlu, çok değerli bir projenin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

FİDANLIKTA RENKLİ İNCELEME 

Konuşmaların ardından, Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nın resmi açılışı, Özel, İmamoğlu, 81 il başkanı, milletvekilleri, belediye başkanları ve ‘fidanlık çocukları’ tarafından kesildi. Kurdele kesiminin ardından Özel, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, sırasıyla; Anı Köşesi, İSMEK, Beltur, İstanbul Vakfı, Kütüphane, İş Sanat ve Çocuk Atölyesi ile Bahçıvanlık Okulu’nu gezip, incelemelerde bulundu. Özel ve İmamoğlu, incelemeleri sırasında Atatürk’ün o dönemde taktığı kasketin benzerini giydi. Fidanlık içerisinde sunulan ikramlardan tadan Özel ve İmamoğlu, kestane yiyip, soğuk havada salep içerek ısındı. Robert Koleji öğrencileriyle fidan diken Özel ve İmamoğlu, Bahçıvanlık Okulu’nun eski mezunları, ‘fidanlık çocukları’ lakaplı emekçilerle sohbet etti. Fidanlık içerisindeki kütüphaneye “Manisa Tarzanı” olarak bilinen Ahmet Bedevi’nin adının verildiğini gören Özel, İmamoğlu ve yanındaki heyetle Bedevi ile olan anılarını paylaştı.

BÜYÜKDERE FİDANLIĞI’NIN HİKÂYESİ

Atatürk’ün isteği ile 1928 yılında kurulan Büyükdere Fidanlığı ve 1936’da açılan Bahçıvanlık Okulu, 1997 yılına kadar faaliyetlerini sürdürdü. Faaliyetleri duran okul yapıları ve fidanlık alan, yıllar içinde büyük tahribatlara uğradı ve kullanılamayan bir vaziyete büründü. 2013 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi mülkiyetine geçen alan; 2022 yılında bahçıvanlık okulu işlevinin yanı sıra farklı fonksiyonlar da eklenerek projelendirildi. 180.000 metrekare alanda tasarlanmış proje kapsamında, Büyükdere Fidanlığı’nın tarihi değerlerini koruyan, kentsel üretim fonksiyonlarının da içinde bulunduğu yeni yeşil alan kazandıran bir tasarım geliştirildi. Söz konusu amaçlar doğrultusunda; eğitim, AR-GE, rekreasyon ve üretim alanlarında hizmet verebilecek yapıların oluşturulması hedeflendi. Bu yapılar sayesinde, Ata yadigârı korundu.

Proje içeriğinde şu birimler yer alıyor:

●         Bahçıvanlık Okulu

●         Doğa Bilimleri Kütüphanesi

●         Yuvam İstanbul Eğitim Kampüsü

●         İSMEK Eğitim Binası

●         Tohum Merkezi

●         İstanbul Vakfı Binası

●         Kafeterya, restoran

●         Çocuk oyun alanı

●         Etkinlik alanı

●         Kaykay pisti

●         Basketbol sahası

●         Bisiklet-yaya yolları

●         Otopark

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Gülşah Deniz Atalar Kimdir? Eğitimi, Hayatı ve Siyasi Mücadelesi

-

gülşah deniz atalar kimdir

Gülşah Deniz Atalar kimdir? 1982 doğumlu olan CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan sorumlu MYK üyesi Atalar’ın, Fikri Mülkiyet Hakları, Teknoloji Politikaları ve İnovasyon Yönetimi üzerine yüksek lisans tezi bulunmaktadır.

K2 HABER | 1982 Ankara doğumlu olan Gülşah Deniz Atalar, 2007 seçim çalışmaları sırasında CHP’ye katılmıştır. Şu an CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan sorumlu olan Atalar,  İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği’nde Yönetim Kurulu üyesidir.

Özgür Özel’den Gölge Kabine: CHP’de Yeni MYK Belli Oldu

Gülşah Deniz Atalar Kimdir?

Gülşah Deniz Atalar, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Yüksek Lisansını yine Ankara Üniversitesi’nde Fikri Mülkiyet Hakları, Teknoloji Politikaları ve İnovasyon Yönetimi Ana Bilim Dalında “İnovasyon Ve Girişimcilik Kavramları Çerçevesinde Türkiye’de Sosyal İnovasyon Ve Başvurulacak Hukuk” bitirme projesi ile tamamlamıştır.

2003 yılı itibariyle 2005 yılına kadar Türkiye’de gençlik sivil toplum kuruluşlarının (STK) şemsiye örgütü olarak konumlanması planlanan ve Türkiye çapında düzenlenen toplantılarla farkındalık çalışmaları yapılan “Ulusal Gençlik Konseyi”nin kurulması projesinde üyesi olduğu STK adına Proje Asistanı ve Eğitmen olarak görev yapmıştır.

Ankara Barosu içerisinde çeşitli çalışma kurullarında yer almış olan Atalar, İnternette ifade özgürlüğü, bilişim, teknoloji, adli bilişim, inovasyon, fikri mülkiyetin ticarileştirilmesi ve yapay zeka konuları başta olmak üzere teknoloji hukuku ve politikaları alanında uzmanlaşmıştır.

2012 – 2016 yılları arasında Türkiye Voleybol Federasyonu’nda da Hukuk Kurulu Üyesi olarak görev yapan Atalar, İngiltere Büyükelçiliği’nin “Eşitlik İçin Çalışan Kadınlar” destek programı çerçevesinde desteklediği kadınlar arasında yer almaktadır.

2007 ve 2008 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkez Gençlik Kolları toplantılarına ve seçim çalışmalarına katılmış, Genç Söylev dergisi için yapılan çalışmalar içerisinde yer almış ve 2008 yılında parti üyesi olmuştur.

Atalar, Yenimahalle ilçe örgütünde 2014 yılında Mahalle Delegeliği, 2016 yılında CHP Kadın Kolları Ankara İl Delegeliği yapmış, 27. Dönem Genel Seçimlerinde Ankara 3.Bölge Milletvekili Adayı olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi 37.Olağan Kurultayında da Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi seçilmiştir.

Evli olan Gülşah Deniz Atalar, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Okumak için tıklayın

Politika

Özgür Özel’den Gölge Kabine: CHP’de Yeni MYK Belli Oldu

-

yeni myk

CHP’de yeni genel başkan yardımcıları belli oldu. Yayımlanan listede, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, adeta bir gölge kabine kurdu.

K2 HABER | CHP’de Merkez Yürütme Kurulu (MYK) belli olurken, Genel Başkan Özgür Özel’in yardımcıları da netleşti. 38’inci Olağan Kurultay’ın ardından yapılan ilk Parti Meclisi (PM) toplantısında Özel’in A takımı belli oldu.

Özel, Kurultay’da partisini koronavirüs salgınında Sağlıktan Sorumlu, Ukrayna-Rusya krizinde ise Dışişlerinden Sorumlu Genel Başkan yardımcısı bulunmamasıyla eleştirmişti. Yapılan toplantının ardından CHP’de adeta bir ‘gölge kabine’ kuruldu. Dışişlerinden, sağlığa birçok alanda genel başkan yardımcısı belirlendi.

İşte Yeni MYK

Milli Savunmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu

Enerji Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz

Hazine Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe

İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan

Adalet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen

Çevre Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalay

Dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel

Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç

Kültür Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koza Yardımcı

Ticaret Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir

Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz

Sanayi ve Teknoloji Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Pınar Uzun

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş

Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Edem

Ulaştırma ve Altyapı Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu

 

Okumak için tıklayın

Politika

CHP’nin 8’inci Genel Başkanı Özgür Özel Oldu

-

özgür özel chp kurultay

K2 HABER | Cumhuriyet Halk Partisi‘nin (CHP) 38’inci Olağan Kurultayı, “İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı” sloganı ile Ankara Spor Salonu’nda toplandı. Kurultay’da iki tur yapılan seçimlerin ardından 8’inci CHP Genel Başkanı Özgür Özel oldu.

Yapılan seçimde parti genel başkanlığı için Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu yarıştı. 1366 delegesi bulunan partide oy sayımı sonucu Özgür Özel 682 oy, Kemal Kılıçdaroğlu 664 oy aldı. 18 oy geçersiz, iki oy ise boş çıktı. Genel başkan seçilmek için gerekli olan salt çoğunluk sağlanamaması nedeniyle oylama ikinci tura kaldı.

Özel ikinci turda oylarını 130 artırarak 812 oyla CHP’nin yeni genel başkanı oldu. Kılıçdaroğlu’nun oyları ise 536’ya geriledi. Bu sonuç, ilk turda Kılıçdaroğlu’na oy veren 130’ya yakın delegenin, ikinci turda Özel’e oy verdiğini ortaya koydu.

Murat Karayalçın’dan Seçim Çıkışı: Ciddi Bir Başarısızlık

Özel: Yerel seçimler için seferberlik ilan ediyorum

Özel, genel başkan seçilmesinin ardından şunları söyledi:

“Sayın Divan Başkanım, hayatımın en büyük gururunu, en büyük onurunu yaşıyorum. Bunu CHP’nin hatta Türkiye‘nin 100’üncü yılında kurulan ilk sandığında, ikinci yüzyıla yön verecek partimizin kurultayında oy birliğiyle ve hepimizin yürekten desteklediği şekilde şahsınıza verilen bu onurlu görevi layıkıyla yerine getirdiğiniz için tüm CHP’liler adına size teşekkür ediyorum.”

CHP Genel Başkanı seçilen Özgür Özel, teşekkür konuşması için kürsüye çıktığında 1366 delegenin hepsinin oyunu kendine vermiş kabul ettiğini belirterek “Bu salondan dışarıya hiçbir kırgınlık çıkarmayacağıma kendi adıma söz veriyorum” dedi.

“Hayatımın en büyük onurunu, en büyük gururunu yaşıyorum” diyen Özel, Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederken, “Sırtıma yüklediğiniz sorumluluğun farkındayım” diye konuştu.

“Örgüte verdiğim bütün sözleri tutacağım” diyen Özel, ön seçimin esas alınacağı tüzük değişikliğini de hayata geçireceğini söyledi. Özel, sabah saat 09.30’da parti meclisi adaylarını belirlemek için 81 il başkanını toplantıya davet etti.

CHP’nin yeni lideri, ilk ziyaretini 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraşmerkezli depremlerden ağır etkilenen Hatay’a, ikinci ziyaretini de “ikinci memleketim” dediği Osmaniye’ye yapacağını söyledi.

Özel sözlerini, “CHP de genel başkanın demokratik seçimlerle değişebileceğini hep birlikte gösterdik. Bugün burada zafer CHP’den bir adayın, ekibin değil. Bugünkü zaferin galibi bütün CHP’lilerdir. Yolumuz, yolunuz açık olsun” diyerek tamamladı.

Okumak için tıklayın

Politika

Kılıçdaroğlu’ndan İstanbul İl Kongresi İçin Net Mesaj

-

Haluk Pekşen chp

 CHP’de parti içi kongre süreçleri devam ediyor. Gözler, en çok kurultay delegesinin belirlendiği ve 8 Ekim Pazar günü gerçekleştirilecek olan İstanbul İl Kongresi’ne çevrildi.

K2 HABER |14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra başlayan ve ‘değişim’ tartışmalarının sürdüğü CHP’de ilçe kongrelerinden sonra il kongreleri süreci de başladı. CHP’nin en çok üyesinin ve kurultay delegesinin olduğu İstanbul’da iki adaylı bir kongre bekleniyor.

Geçtiğimiz günlerde 27 ilçe başkanının desteğiyle İl Başkanlığına adaylığını açıklayan Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik ile eski il başkanı Cemal Canpolat arasında geçmesi beklenen kongre için kulisler de devam ediyor.

İşte Tarih Tarih CHP Kongre Takvimi

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Tarafsızlık’ ve ‘Parti’ Vurgusu

Kulislerde, Kılıçdaroğlu’nun kongrede taraf olacağı iddia ediliyordu. Fakat bugün yapılan Parti Meclisi toplantısında bu iddianın doğru olmadığı ortaya çıktı.

Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısında konuya ilişkin çok net ifadeler kullandı:

“İki adayı da çağırdım. İki adaya da yolunuz açık olsun dedim, başarılar diledim. İkisiyle de aynı yerde fotoğraf çekildim. İkisine de kimsenin adayı olmayın, CHP’nin adayı olun dedim. İkinizi de görevi, Ekrem İmamoğlu’na seçim kazandırmak, Türkiye’de de CHP’yi iktidar yapmak dedim.”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun il kongrelerinde taraf olmadığı ve özellikle büyükşehirlerde aday olan partililere başarılar dileyerek, yerel seçim vurgusu yaptığı biliniyor. Kılıçdaroğlu, İstanbul kongresi için de iki adayla geçtiğimiz günlerde bire bir görüşmüş ve aynı yerden fotoğraf kareleri basına yansımıştı.

Gazeteci Şaban Sevinç de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi konuşması ile parti içerisinde dillendirilen ‘Cemal Canpolat, Kılıçdaroğlu’nun adayı’ iddialarının doğru olmadığının anlaşıldığını belirtti.

Okumak için tıklayın

Politika

CHP Beyoğlu’nda İkinci Muharrem Bulut Dönemi

-

Muharrem Bulut İsmail Hakkı Atal CHP ulusal yas Nuri Cengiz chp Antalya

CHP Beyoğlu İlçesi 38. Olağan Kongresi bugün gerçekleştirildi. İki adayın yarıştığı kongrenin kazananı Muharrem Bulut oldu. 

K2 HABER | CHP’de, 38. Olağan Kurultay takvimi süreci işliyor. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen kongrenin divan başkanlığını CHP Eski Milletvekili Çetin Sosyal üstlendi. Kongrenin kazananı Muharrem Bulut oldu. İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Gökan Zeybek ve Yüksel Mansur Kılınç da kongreye katılım gösterdi. Kongrede Bulut 266 oy alırken, diğer aday Tuba Güçtekin 66 oy aldı.

Açıklanan takvime göre, 3 Eylül tarihine kadar tüm ilçe kongre süreçlerinin tamamlanması gerekiyor. 16 Eylül – 15 Ekim tarihleri arasında il kongreleri gerçekleştirilecek.

Büyük kurultayın ise Ekim sonu ya da Kasım ayı başında yapılması bekleniyor.

chp Beyoğlu

Kazanan Liste

chp Beyoğlu Muharrem Bulut

CHP Beyoğlu’ndan ‘Örnektepe’ Eylemi: Hangi Yandaşa Vermek İstiyorsunuz?

Muharrem Bulut

Muharrem Bulut kimdir?

Muharrem Bulut 1972 yılı, Sivas doğumludur. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İşletme Bölümü mezunudur. 2002-2004 yılları arasında serbest muhasebecilik yapmıştır. 2004-2017 yılları arasında Topuzoğlu İnşaat şirketinde Genel Müdür olarak çalışmıştır. Vodafone, Turkcell ve İss-Telekom İstanbul altyapı bağlantı kurulumu üzerinde şirket çalışmaları gerçekleştirmiştir.

2000 yılında CHP üyesi olarak siyasete başlayan Bulut, iki dönem İlçe Saymanlığı görevinde bulunmuş, 2015-2016 döneminde de CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı görevini üstlenmiştir.

CHP’de Kongre Süreci: Beyoğlu’nda İlk Aday Belli Oldu

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Çevre Davalarında Bilirkişi Ücretleri Hak Arama Hürriyetini Kısıtlıyor

-

kirazlıyayla mahkeme yargı

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, çevre davalarında talep edilen bilirkişi ücretlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

K2 HABER | CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, çevre davalarında talep edilen bilirkişi ücretleri hakkında “Kanal İstanbul projesi için plan değişikliği yapan, rezerv alanı ilan edilen işlemler için 150 bin TL bilirkişi ücreti istenildi. Bilirkişi ücretlerinin bu kadar yüksek olması, hak arama hürriyetini kısıtlıyor. Yurttaşı dava açmaktan vazgeçirme amacına hizmet ediyor” dedi.

CHP MYK Üyeleri Belli Oldu: İşte Kılıçdaroğlu’nun Yeni A Takımı

“BİLİRKİŞİ ÜCRETLERİNİN BU KADAR YÜKSEK OLMASI, HAK ARAMA HÜRRİYETİNİ KISITLIYOR”

Dinçer, şunları kaydetti:

“Rize İkizdere’de Cengiz İnşaat eliyle işletilen taş ocağının ÇED Gerekli Değildir kararının iptali talebiyle ilgili davada, verilen karar Danıştay’dan dönünce, ikinci kez keşif yapmak için yurttaşlardan 60 Bin TL daha alındı. Kanal İstanbul projesi için plan değişikliği yapan, rezerv alanı ilan edilen işlemler için 150 Bin TL bilirkişi ücreti istenildi. Bilirkişi ücretlerinin bu kadar yüksek olması, hak arama hürriyetini kısıtlıyor. Yurttaşı dava açmaktan vazgeçirme amacına hizmet ediyor.

“MAHKEMELER YURTTAŞ KATILIMCILIĞINI ENGELLİYOR”

Amasya’da bir yurttaşımız koyunlarını satıp bilirkişi ücretini ödedi. Geçmişte Rizeli bir yurttaşımız ineklerini satmak zorunda kalmıştı. Bu kişilerin yoksullaşmalarına yol açan bu ödemeleri yaptıkları davalar, kendi şahsi menfaatleri için değil, kamunun, toplumun, doğanın, yaşam alanlarının menfaatine açılmış davalar. Kamu kurumlarının yapmadıkları denetimleri, yurttaşlar bu davalar eliyle etkin kılmaya çalışıyor. Mahkemeler, yurttaş katılımcılığını da engelliyor. Dünyada birçok yerde, kamu menfaati için açılan bu davalarda, dava masrafları hiçbir şekilde davacılara yüklenmiyor. Altılı mutabakat metnimizde de bu yönde bir vaadimiz vardı. Kent ve çevre davalarına harç muafiyeti düşünüyorduk. Doğanın, kentlerimizin, yaşam alanlarımızın korunması için açılan davalar önündeki engellerin kaldırılması, hak arama özgürlüğünün, adil yargılama ilkesinin teminatı olacaktır.”

İşte Tarih Tarih CHP Kongre Takvimi

Okumak için tıklayın

Öne Çıkan Haberler