Connect with us

Politika

27.Dönem Milletvekilleri Belli Oldu: Partilerin İl İl Tam Listesi

27. dönem milletvekilleri listesi

24 Haziran’da gerçekleştirilen Milletvekili Genel Seçimi’nin kesin olmayan sonuçlarına göre, 27.Dönem Milletvekilleri belli oldu.

AK Parti 293, CHP 146, HDP 67, MHP 50, İYİ Parti 44 milletvekili ile TBMM’de temsil edilecek.

27.Dönem Milletvekilleri 8 Temmuz 2018 tarihinde, TBMM’de yemin ederek görevlerine başlayacaklar.

Partilerin İl, İl 27.Dönem Milletvekilleri

ADANA

AKP: Jülide Sarıeroğlu, Tamer Dağlı, Mehmet Şükrü Erdinç, Ahmet Zenbilci, Abdullah Doğru

MHP: Muharrem Varlı, Ayşe Sibel Ersoy

CHP: Ayhan Barut, Orhan Sümer, Müzeyyen Şevkin, Burhanettin Bulut

İYİ Parti: İsmail Koncuk, Mehmet Metanet Çulhaoğlu

HDP: Tülay Hatımoğulları Oruç, Kemal Peköz

ADIYAMAN

AKP: Ahmet Aydın, İbrahim Halil Fırat, Muhammed Fatih Toprak, Yakup Taş

CHP: Abdurrahman Tutdere

AFYONKARAHİSAR

AKP: Veysel Eroğlu, Ali Özkaya, İbrahim Yurdunuseven

MHP: Mehmet Taytak

CHP: Burcu Köksal

İYİ Parti: Gültekin Uysal

AĞRI

AKP: Ekrem Çelebi

HDP: Berdan Öztürk, Dirayet Dilan Taşdemir, Abdullah Koç

AMASYA

AKP: Mustafa Levent Karahocagil, Hasan Çilez

CHP: Mustafa Tuncer

ANKARA 1. Bölge

AKP: Yıldırım Tuğrul Türkeş, Fatih Şahin, Yalçın Akdoğan, Ali İhsan Arslan

MHP: Mevlüt Karakaya

CHP: Tekin Bingöl, Levent Gök, Ali Haydar Hakverdi, Bülent Kuşoğlu, Gamze Taşcıer

İYİ Parti: Koray Aydın, İbrahim Halil Oral

HDP: Filiz Kerestecioğlu Demir

ANKARA 2. Bölge

AKP: Mustafa Destici, Lütfiye Selva Çam, Emrullah İşler, Orhan Yegin, Arife Polat Düzgün, Zeynep Yıldız

MHP: Sadir Durmaz, Nevin Taşlıçay

CHP: Murat Emir, Yıldırım Kaya

İYİ Parti: Şenol Bal

ANKARA 3. Bölge

AKP: Mehmet Naci Bostancı, Asuman Erdoğan, Nevzat Ceylan, Barış Aydın, Hacı Turan

MHP: Yaşar Yıldırım, Erkan Haberal

CHP: Ahmet Haluk Koç, Nihat Yeşil, Servet Ünsal

İYİ Parti: Durmuş Yılmaz, Ayhan Altıntaş

ANTALYA

AKP: Mevlüt Çavuşoğlu, Mustafa Köse, Sena Nur Çelik, İbrahim Aydın, Atay Uslu, Kemal Çelik

MHP: Abdurrahman Başkan

CHP: Deniz Baykal, Çetin Osman Budak, Rafet Zeybek, Aydın Özer, Cavit Arı

İYİ Parti: Feridun Bahşi, Hasan Subaşı, Tuba Vural Çokal

HDP: Kemal Bülbül

ARTVİN

AKP: Ertunç Erkan Balta

CHP: Uğur Bayraktutan

AYDIN

AKP: Mustafa Savaş, Bekir Kuvvet Erim, Metin Yavuz

MHP: Deniz Depboylu

CHP: Bülent Tezcan, Hüseyin Yıldız, Süleyman Bülbül

İYİ Parti: Aydın Adnan Sezgin

BALIKESİR

AKP: Adil Çelik, Belgin Uygur, Yavuz Subaşı, Mustafa Canbey, Pakize Mutlu Aydemir,

CHP: Ahmet Akın, Fikret Şahin, Ensar Aytekin

İYİ Parti: İsmail Ok

BİLECİK

AKP: Selim Yağcı

CHP: Yaşar Tüzün

BİNGÖL

AKP: Cevdet Yılmaz, Feyzi Berdibek

HDP: Erdal Aydemir

BİTLİS

AKP: Cemal Taşar, Vahit Kiler

HDP: Mahmut Celadet Gaydalı

BOLU

AKP: Arzu Aydın, Fehmi Küpçü

CHP: Tanju Özcan

BURDUR

AKP: Bayram Özçelik, Yasin Uğur

CHP: Mehmet Göker

BURSA 1. Bölge

AKP: Hakan Çavuşoğlu, Mustafa Esgin, Refik Özen, Emine Yavuz Gözgeç, Ahmet Kılıç

MHP: İsmet Büyükataman

CHP: Lale Karabıyık, Erkan Aydın, Nurhayat Altaca Kayışoğlu

İYİ Parti: İsmail Tatlıoğlu

BURSA 2. Bölge

AKP: Efkan Ala, Osman Mesten, Vildan Yılmaz Gürel, Zafer Işık, Muhammet Müfit Aydın, Atilla Ödünç

MHP: Mustafa Hidayet Vahapoğlu

CHP: Orhan Sarıbal, Yüksel Özkan

İYİ Parti: Ahmet Kamil Erozan

ÇANAKKALE

AKP: Bülent Turan, Jülide İskenderoğlu

CHP: Muharrem Erkek, Özgür Ceylan

ÇANKIRI

AKP: Muhammet Emin Akbaşoğlu, Salim Çivitcioğlu

ÇORUM

AKP: Ahmet Sami Ceylan, Oğuzhan Kaya, Erol Kavuncu

CHP: Tufan Köse

DENİZLİ

AKP: Cahit Özkan, Şahin Tin, Ahmet Yıldız, Nilgün Ök

CHP: Gülizar Biçer Karaca, Kazım Arslan, Haşim Teoman Sancar

İYİ Parti: Yasin Öztürk

DİYARBAKIR

AKP: Mehmet Mehdi Eker, Ebubekir Bal, Oya Eronat

HDP: Adnan Selçuk Mızraklı, Salihe Aydeniz, İmam Taşçıer, Remziye Tosun, Hişyar Özsoy, Semra Güzel, Garo Paylan, Dersim Dağ, Musa Farisoğulları

EDİRNE

AKP: Fatma Aksal

CHP: Okan Gaytancıoğlu, Erdin Bircan

İYİ Parti: Orhan Çakırlar

ELAZIĞ

AKP: Metin Bulut, Sermin Balık, Zülfü Tolga Ağar, Zülfü Demirbağ

CHP: Gürsel Erol

ERZİNCAN

AKP: Süleyman Karaman, Burhan Çakır

ERZURUM

AKP: Recep Akdağ, Zehra Taşkesenlioğlu, Selami Altınok, İbrahim Aydemir

MHP: Kamil Aydın

İYİ Parti: Muhammet Naci Cinisli

ESKİŞEHİR

AKP: Nabi Avcı, Harun Karacan, Emine Nur Günay

MHP: Metin Nurullah Sazak

CHP: Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü

İYİ Parti: Arslan Kabukcuoğlu

ANTEP

AKP: Abdulhamit Gül, Ahmet Uzer, Mehmet Erdoğan, Abdullah Nejat Koçer, Derya Bakbak, Ali Şahin, Müslüm Yüksel, Mehmet Sait Kirazoğlu

MHP: Ali Muhittin Taşdoğan, Sermet Atay

CHP: Bayram Yılmazkaya, İrfan Kaplan

İYİ Parti: İmam Hüseyin Filiz

HDP: Mahmut Toğrul

GİRESUN

AKP: Cemal Öztürk, Kadir Aydın, Sabri Öztürk

CHP: Necati Tığlı

GÜMÜŞHANE

AKP: Hacı Osman Akgül, Cihan Pektaş

HAKKARİ

HDP: Leyla Güven, Sait Dede, Özgür Zeydanoğlu

HATAY

AKP: Hacı Bayram Türkoğlu, Hüseyin Yayman, Abdulkadir Özel, Hüseyin Şanverdi

MHP: Lütfi Kaşıkçı, İbrahim Gül

CHP: Mehmet Güzelmansur, Suzan Şahin, Serkan Topal, İsmet Tokdemir

HDP: Barış Atay Mengüllüoğlu

ISPARTA

AKP: Süreyya Sadi Bilgiç, Recep Özel, Mehmet Uğur Gökgöz

İYİ Parti: Aylin Cesur

MERSİN

AKP: Lütfi Elvan, Ali Cumhur Taşkın, Zeynep Gül Yılmaz, Hacı Özkan

MHP: Olcay Kılavuz, Baki Şimşek

CHP: Cengiz Gökçel, Alpay Antmen, Ali Mahir Başarır

İYİ Parti: Behiç Çelik, Zeki Hakan Sıdalı

HDP: Fatma Kurtulan, Rıdvan Turan

İSTANBUL 1. Bölge

AKP: Berat Albayrak, Nurettin Canikli, Mustafa Ataş, Erol Kaya, Vedat Demiröz, Ravza Kavakcı Kan,  Osman Boyraz, İsmet Uçma, Mihrimah Belma Satır, Ahmet Berat Çonkar, Hulusi Şentürk, Müşerref Pervin Tuba Durgut, Eyüp Özsoy, Serkan Bayram, Fatih Süleyman Denizolgun

MHP: Edip Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter

CHP: İbrahim Özden Kaboğlu, Mehmet Akif Hamzaçebi, Gamze Akkuş İlgezdi, Onursal Adıgüzel, Fethi Açıkel, Gürsel Tekin, İlhan Kesici, Oğuz Kaan Salıcı, Mahmut Tanal, Saliha Sera Kadıgil Sütlü, Hüseyin Emre Bağce

İYİ Parti: Hayrettin Nuhoğlu, Ahmet Çelika, Yavuz Ağıralioğlu

HDP: Pervin Buldan, Musa Piroğlu, Erkan Baş, Erol Katırcıoğlu

İSTANBUL 2. Bölge

AKP: Süleyman Soylu, Fatma Betül Sayan Kaya, Volkan Bozkır, Abdullah Güler, Hasan Turan, Serap Yaşar, Aziz Babuşcu, Şirin Ünal, Canan Kalsın, Ahmet Hamdi Çamlı, Markar Eseyan, Mustafa Demir, İffet Polat

MHP: Celal Adan, Cemal Çetin

CHP: Kadri Enis Berberoğlu, Aykut Erdoğdu, Ahmet Ünal Çeviköz, Mustafa Sezgin Tanrıkulu, Yüksel Mansur Kılınç, Yunus Emre, Gökan Zeybek, Ali Şeker

İYİ Parti: Ümit Özdağ, Fatih Mehmet Şeker

HDP: Ahmet Şık, Oya Ersoy, Hüda Kaya

İSTANBUL 3. Bölge

AKP: Numan Kurtulmuş, Mehmet Muş, Akif Çağatay Kılıç, Mehmet Doğan Kubat, Tülay Kaynarca, Halis Dalkılıç, Emine Sare Aydın Yılmaz, Nevzat Şatıroğlu, Zafer Sırakaya, Rümeysa Kadak, Ahmet Mücahit Arınç, Mustafa Yeneroğlu, Erkan Kandemir, Şamil Ayrım, Alev Dedegil

MHP: Feti Yıldız, İsmail Faruk Aksu, Arzu Erdem

CHP: Engin Altay, Erdoğan Toprak, Mehmet Bekaroğlu, Zeynel Emre, Sibel Özdemir, Özgür Karabat, Turan Aydoğan, Emine Gülizar Emecan, Nazır Cihangir İslam

İYİ Parti: Abdul Ahat Andican, Ümit Beyaz, Hayati Arkaz

HDP: Zeynel Özen, Dilşat Canbaz Kaya, Hakkı Saruhan Oluç, Ali Kenanoğlu, Züleyha Gülüm

İZMİR 1. Bölge

AKP: Binali Yıldırım, Mahmut Atilla Kaya, Ceyda Bölünmez Çankırı, Cemal Bekle

MHP: Hasan Kalyoncu

CHP: Ahmet Tuncay Özkan, Murat Bakan, Özcan Purçu, Kani Beko, Mehmet Ali Çelebi, Tacettin Bayır, Ednan Arslan

İYİ Parti: Dursun Müsavat Dervişoğlu

HDP: Serpil Kemalbay Pekgözegü

İZMİR 2. Bölge

AKP: Hamza Dağ, Fehmi Alpay Özalan, Necip Nasır, Yaşar Kırkpınar

MHP: Tamer Osmanağaoğlu

CHP: Kemal Kılıçdaroğlu, Selin Sayek Böke, Kamil Okyay Sındır, Atila Sertel, Sevda Erdan Kılıç, Mahir Polat, Bedri Serter

İYİ Parti: Aytun Çıray

HDP: Murat Çepni

KARS

AKP: Ahmet Arslan, Yunus Kılıç

HDP: Ayhan Bilgen

KASTAMONU

AKP: Hakkı Köylü, Metin Çelik

CHP: Hasan Baltacı,

KAYSERİ

AKP: Mehmet Özhaseki, Mustafa Elitaş, Taner Yıldız, İsmail Emrah Karayel, İsmail Tamer, Hülya Nergis

MHP: İsmail Özdemir, Mustafa Baki Ersoy

CHP: Çetin Arık

İYİ Parti: Dursun Ataş

KIRKLARELİ

AKP: Selahattin Minsolmaz

CHP: Türabi Kayan, Vecdi Gündoğdu

KIRŞEHİR

AKP: Mustafa Kendirli

CHP: Metin İlhan

KOCAELİ

AKP: Fikri Işık, İlyas Şeker, Radiye Sezer Katırcıoğlu, Mehmet Akif Yılmaz, Sami Çakır, Cemil Yaman, Emine Zeybek

MHP: Saffet Sancaklı

CHP: Fatma Kaplan Hürriyet, Haydar Akar, Tahsin Tarhan

İYİ Parti: Lütfü Türkkan

HDP: Ömer Faruk Gergerlioğlu

KONYA

AKP: Ahmet Sorgun, Tahir Akyürek, Orhan Erdem, Leyla Şahin Usta, Ziya Altunyaldız, Hacı Ahmet Özdemir, Gülay Samancı, Abdullah Ağralı, Selman Özboyacı, Halil Etyemez

MHP: Mustafa Kalaycı, Esin Kara

CHP: Abdullatif Şener, Abdulkadir Karaduman

İYİ Parti: Fahrettin Yokuş

KÜTAHYA

AKP: Ahmet Tan, İshak Gazel, Ceyda Çetin Erenler

MHP: Ahmet Erbaş

CHP: Ali Fazıl Kasap

MALATYA

AKP: Bülent Tüfenkci, Öznur Çalık, Ahmet Çakır, Hakan Kahtalı

MHP: Mehmet Celal Fendoğlu

CHP: Veli Ağbaba

MANİSA

AKP: Murat Baybatur, Uğur Aydemir, İsmail Bilen, Semra Kaplan Kıvırcık, Mehmet Ali Özkan

MHP: Erkan Akçay

CHP: Özgür Özel, Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen

İYİ Parti: Tamer Akkal

MARAŞ

AKP: Mahir Ünal, Ahmet Özdemir, Celalettin Güvenç, İmran Kılıç, Mehmet Cihat Sezal, Habibe Öçal

MHP: Sefer Aycan

İYİ Parti: Faruk Atlı

MARDİN

AKP: Şeyhmus Dinçel, Cengiz Demirkaya

HDP: Mithat Sancar, Pero Dundar, Tuma Çelik, Ebrü Günay

MUĞLA

AKP: Mehmet Yavuz Demir, Yelda Erol Gökcan

CHP: Mürsel Alban, Suat Özcan, Burak Erbay, Süleyman Girgin

İYİ Parti: Metin Ergun

MUŞ

AKP: Mehmet Emin Şimşek, Abdulselam Er

HDP: Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Mensur Işık

NEVŞEHİR

AKP: Mustafa Açıkgöz, Yücel Menekşe

CHP: Faruk Sarıaslan

NİĞDE

AKP: Yavuz Ergun, Selim Gültekin

CHP: Ömer Fethi Gürer

ORDU

AKP: Şenel Yediyıldız, Ergün Taşcı, Metin Gündoğdu

MHP: Cemal Enginyurt

CHP: Seyit Torun, Mustafa Adıgüzel

RİZE

AKP: Hayati Yazıcı, Osman Aşkın Bak, Muhammed Avcı

SAKARYA

AKP: Ali İhsan Yavuz, Recep Uncuoğlu, Kenan Sofuoğlu, Çiğdem Erdoğan Atabek

MHP: Muhammed Levent Bülbül

CHP: Engin Özkoç

İYİ Parti: Ümit Dikbayır

SAMSUN

AKP: Ahmet Demircan, Yusuf Ziya Yılmaz, Çiğdem Karaaslan, Fuat Köktaş, Orhan Kırcalı

MHP: Erhan Usta

CHP: Kemal Zeybek, Neslihan Hancıoğlu

İYİ Parti: Bedri Yaşar

SİİRT

AKP: Osman Ören

HDP: Meral Danış Beştaş, Sıdık Taş

SİNOP

AKP: Nazım Maviş

CHP: Barış Karadeniz

SİVAS

AKP: İsmet Yılmaz, Mehmet Habib Soluk, Semiha Ekinci

MHP: Ahmet Özyürek

CHP: Ulaş Karasu

TEKİRDAĞ

AKP: Mustafa Şentop, Mustafa Yel, Çiğdem Koncagül

CHP: Faik Öztrak, İlhami Özcan Aygun, Candan Yüceer

İYİ Parti: Enez Kaplan

TOKAT

AKP: Yusuf Beyazıt, Mustafa Arslan, Özlem Zengin

MHP: Yücel Bulut

CHP: Kadim Durmaz

TRABZON

AKP: Muhammet Balta, Adnan Günnar, Bahar Ayvazoğlu, Salih Cora

CHP: Ahmet Kaya

İYİ Parti: Hüseyin Örs

TUNCELİ

CHP: Polat Şaroğlu

HDP: Alican Önlü

URFA

AKP: Ahmet Eşref Fakıbaba, Mehmet Kasım Gülpınar, Halil Özcan, Zemzem Gülender Açanal, Mehmet Ali Cevheri, İbrahim Halil Yıldız, Halil Özşavlı, Ahmet Akay

MHP: İbrahim Özyavuz

CHP: Aziz Aydınlık

HDP: Nimetullah Erdoğmuş, Ayşe Sürücü, Nusrettin Maçin, Ömer Öcalan

UŞAK

AKP: Mehmet Altay, İsmail Güneş

CHP: Özkan Yalım

VAN

AKP: Osman Nuri Gülaçar, İrfan Kartal, Abdulahat Arvas

HDP: Sezai Temelli, Bedia Özgökçe Ertan, Murat Sarısaç, Muazzez Orhan, Tayip Temel

YOZGAT

AKP: Bekir Bozdağ, Yusuf Başer

MHP: İbrahim Ethem Sadef

CHP: Ali Keven

ZONGULDAK

AKP: Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu, Hamdi Uçar

CHP: Ünal Demirtaş, Deniz Yavuzyılmaz

AKSARAY

AKP: İlknur İnceöz, Cengiz Aydoğdu

MHP: Ramazan Kaşlı

İYİ Parti: Ayhan Erel

BAYBURT

AKP: Fetani Battal

KARAMAN

AKP: Recep Şeker, Selman Oğuzhan Eser

CHP: İsmail Atakan Ünver

KIRIKKALE

AKP: Ramazan Can

MHP: Halil Öztürk

CHP: Ahmet Önal

BATMAN

AKP: Ziver Özdemir

HDP: Feleknas Uca, Necdet İpekyüz, Ayşe Acar Başaran, Mehmet Ruştu Tiryaki

ŞIRNAK

AKP: Rizgin Birlik

HDP: Hasan Özgüneş, Nuran İmir, Hüseyin Kaçmaz

BARTIN

AKP: Yılmaz Tunç

CHP: Aysu Bankoğlu

ARDAHAN

AKP: Orhan Atalay

CHP: Öztürk Yılmaz

IĞDIR

MHP: Yaşar Karadağ

HDP: Habip Eksik

YALOVA

AKP: Ahmet Büyükgümüş, Meliha Akyol

CHP: Özcan Özel

KARABÜK

AKP: Cumhur Ünal, Niyazi Güneş

CHP: Hüseyin Avni Aksoy

KİLİS

AKP: Mustafa Hilmi Dülger, Ahmet Salih Dal

OSMANİYE

AKP: Mücahit Durmuşoğlu, İsmail Kaya

MHP: Devlet Bahçeli

CHP: Baha Ünlü

DÜZCE

AKP: Fahri Çakır, Ayşe Keşir

MHP: Ümit Yılmaz

Politika kategorisindeki diğer haberler için: http://k2haber.com.tr/category/politika/

Politika

200 Binden Fazla Vatandaş Saraçhane’yi Doldurdu, İmamoğlu’na Sahip Çıktı

-

altılı masa ekrem imamoğlu saraçhane mitingi

Altılı Masa’nın liderleri, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek için Saraçhane’de yüz binlerce İstanbullu ile buluştu. Konuşmalarında ‘Adalet’ vurgusu yapan liderler, milli iradeye set çekilemeyeceğinin altını çizdi. 

K2 HABER | Altılı Masa liderleri; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yerel mahkemece 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilen ve siyasi yasaklı olmasına hükmedilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek için Saraçhane’de buluştu. Sağlık sorunu nedeniyle buluşmaya katılamayan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu’na, Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir vekalet etti. “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” adıyla düzenlenen etkinliğe, Millet İttifakı’nın büyükşehir belediye başkanları, ilçe belediye başkanları, Altılı Masa İstanbul il başkanları ve siyasi parti temsilcileri destek verdi. İBB Başkanı’na destek verenler arasında İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ile büyük oğlu Selim İmamoğlu da yer aldı. Tarihi ana tanıklık etmek isteyen yaklaşık 200 bin vatandaş, ellerindeki Türk bayraklarıyla Saraçhane’deki İBB ana yerleşkesinin önündeki cadde ve meydanı hınca hınç doldurdu. İmamoğlu, Altılı Masa liderlerini İBB önünde tek tek karşıladı ve makam odasında ağırladı. Etkinlikte, sırasıyla; Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu, Meral Akşener ve Sabri Tekir birer konuşma yaptı.

KILIÇDAROĞLU: “ALTILI MASA OLARAK ADALETİ BU ÜLKEYE MUTLAKA GETİRECEĞİZ”

“İktidar” sloganları altında mikrofona gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“İktidar olacağız, hiç endişe etmeyin. 11 madde halinde düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. 1; Mevlana der ki, ‘Adalet, kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur ve kainat onun etrafında döner.’ Bugün bizi buraya getiren, yaşadığımız adaletsizliktir. Ama hepinizin huzurunda söz veriyorum: Adalet ya gelecek, ya gelecek. 2; adaleti dağıtacak kişi, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bir daha ifade edeyim. Adalet dağıtacak olan kişi, yani yargıç, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde, adaletsizlik olur. 3; adaleti dağıtacak kişi, kralın sofrasına, sultanın sofrasına, sarayın sofrasına asla oturmaz. Çünkü sofraya oturan alimin verdiği fetva, yanlıştır ve doğru olmaz. 4; milli irade. 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur: ‘Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.’ Bugünkü diliyle, yeni anayasada ve meclisin duvarında yazılı olan ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vuruldu. Biz, milli iradeyi yeniden ama yeniden inşa edeceğiz.”

Ekrem İmamoğlu’na İki Yıl Yedi Ay Hapis Cezası

“ADALET AĞACININ İÇİNDEKİ KURTLARI, TEK TEK TEMİZLEYECEĞİZ”

“Madde 5; adalet, bugün yaşadığımız Türkiye’de, temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Çünkü, sokakta herhangi bir vatandaşa sorun, ‘Bu ülkede adalet var mıdır’ diye; emin olun büyük bir kısmı, ‘Bu ülkede adalet yoktur’ diyecek. Ama bizler, Altılı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız ve adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Bugün Türkiye’de, hiç kimse kendisini güvende hissetmiyor. Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Dayısı olana kimse ses çıkarmıyor. Ama bir genç tweet attığı zaman, sabahın köründe kapısı çalınıyor ve gözaltına alınıyor. Bu manzarayı bitireceğiz. Hiç endişe etmeyin. Asla ve asla bir daha bu manzaraları yaşamayacaksınız. 6; yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Yani yargıç koltuğunda oturup, yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Asla unutmayın; ağacın kurdu kendi içindedir. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar. Parti teşkilatından gelenleri hakimlik, savcılık koltuğuna otururlar. Çetelerle yan yana gezerler. Dolayısıyla bu tabloyu da değiştireceğiz. O adalet ağacının içindeki kurtları, tek tek temizleyeceğiz. Adalet ağacı, görkemli olacak ve sağlıklı olacak. 7; güzel bir atasözümüz var. ‘Zulmün artsın ki tez zeval bulasın’ der. Zulüm bugün mü var? Hayır. Öteden beri bu ülkede bir zulüm var. Milletvekillerimiz tutuklandı. Gazeteciler tutuklandı. İstanbul İl Başkanımız da siyasi yasak kapsamına alındı. Milletvekillerimiz hapse atıldı. Dolayısıyla bu tablo zulmün arttığı bir tablodur. Bu da yakında zeval bulacaklar demektir. Ve onları göndereceğiz.”

“HİÇ KİMSE, HİÇBİR GÜÇ EKREM İMAMOĞLU’NU İSTANBUL’A HİZMET ETMEKTEN ALIKOYAMAZ”

“8; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabul edilemez. Toplum vicdanını yaralamıştır. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Şunu herkes çok iyi bilsin: Ekrem Başkan hakkında verilen karar, bize bir milimlik dahi geri adım attırmayacaktır. Ve biz, kararlılıkla başkanın arkasında duracağız. Çünkü bizim kupon arazi merakımız yok. Çünkü bizim yeşil alanları, beton ormanına dönüştürmek gibi bir hevesimiz yok. Çünkü bizim, rantiyecilere hizmet etme gibi bir görevimiz de yok. Her belediye başkanımız, ‘Halka hizmet, Hakk’a hizmettir’ der. Biz kuralı böyle biliriz. Açık ve net ifade edeyim: Hiç kimse, hiçbir güç Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul’a hizmet etmekten alıkoyamaz. Görevini onuruyla ve şerefiyle yapacaktır. 9; adaletsizliği, kural haline getirenleri göndereceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye, darbe yapanları göndereceğiz. Yargıyı itibarsızlaştıranları göndereceğiz. Hiç endişe etmeyin. Altılı Masa kararlı. Bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz. Adaleti getireceğiz. 10; hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Bu, bir 100 metre koşusu değil. Bu bir maratondur ve maratonun sonuna geldik. Altı ay sonra yeni bir Türkiye’yi göreceksiniz. Güzel bir Türkiye’yi göreceksiniz. Kucaklaşan bir Türkiye’yi göreceksiniz. Bereketli bir Türkiye’yi göreceksiniz. 11; sevgili İstanbullular, asla başınızı öne eğmeyin. Önümüzde 6 ay kaldı, geliyoruz. Siz de haykırın. İktidar olmak için geliyoruz. İktidar olacağız.”

AKŞENER: “BU, KIYMET’İN ATKISI”

Konuşmasını İmamoğlu’nu yanına alarak ve İBB Başkanı’nın boynuna bir atkı dolayarak yapan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, şunları söyledi:

“Öncelikle bu atkının hikayesini sizinle paylaşmak istiyorum. Dün, buradan ayrıldık. Ve giderken genç bir kızımız, -adı Kıymet Doğan’dı- arabamın camını çaldı. Ve boynundan atkıyı çıkardı. Dedi ki; ‘Ekrem Başkan’ıma vereceksin Meral Abla. Onun için dua edeceğim.’ Dolayısıyla bu atkı, Kıymet’in atkısı. Bu atkı, kalbinde dualar edenn ve bu haksızlığı lanetleyen gencecik bir kızımızın atkısı. Biliyorum ki Ekrem. Başkan, onu bir emanet gibi saklayacaktır. 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ diyenler burada, Saraçhane’de. O 100 yıl önce verilen o kararın, o ilkenin, o iradenin temsilcileri kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada. Ve İstanbul’dan, ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapandığı anda, milletin sesini duymadığı anda, biz Saraçhane’deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cübbelerini, siyah cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular; diyorsunuz ki, ‘Saray sizinse; Saraçhane bizimdir.’ Diyorsunuz ki, ‘Zulüm sizinse, haksızlık sizinse; sandık bizimdir.’” 

‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’

“HAKSIZ YERE EKREM KARDEŞİMİ YARGILASALAR DA CEZALANDIRSALAR DA…”

“16 milyon İstanbullunun iradesi burada. Ve millet burada. Milletin sesi burada. Demokrasi burada. İrade burada. Milletin iradesi burada ve Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki, ‘Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat.’ İşte bu sese kulaklarını kapasalar da size, bize ‘terörist’ deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar da cezalandırsalar da bu irade, bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu iyilik, bu demokrasi aşkı, Bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki; artık 16 milyon İstanbul’un dışında, 85 milyon Türkiye’nin de senin yanında olduğunu, burada, Saraçhane’den görüyoruz. Hiçbir haksızlık, sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi giderler. Geldikleri gibi gittiler. Geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler. Allah’a emanet olun. Saygılar sunuyorum. Tekrar söylüyorum. Demokrasi bizimdir. Sandık bizimdir. Ve bu irade elbette ki bizimdir.”

BABACAN: “EKREM İMAMOĞLU KARDEŞİME YAPILAN BU HUKUKSUZLUĞU, REDDEDİYORUM”

DEVA Partisi Babacan ise, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Biliyorum, çok öfkelisiniz. Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu, reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu, reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu, reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını, reddediyorum. Onun için burada isyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul duysun. Tüm Türkiye duysun diye, buradayım. Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü eline alıp, başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Başlıyor kendi rakibini, kendi sevmediklerini ezmeye. Başlıyor zulmetmeye. Üste çıkan, alttakini eziyor. Üste çıkan, başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan, çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Zulmetmeye başlıyor. Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz inşallah. Sayılı gün çabuk geçer. İşte biz, bu ülkede yaşanan bu nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Adalet olsun istiyoruz.”

“MİLLET, YARGI OYUNLARIYLA KENDİ İRADESİNİ GÖRMEZDEN GELENLERE DE EN İYİ CEVABI İLK SANDIKTA VERECEKTİR”

“Bu millet; 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da silahla topla, tüfekle, demokrasiye kastedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Bu millet; Nazım Hikmetler’e, Ahmet Kayalar’a, Necip Fazıllar’a, Halide Edip’e zulmedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir. İnanın bu millet yargı oyunlarıyla, kendi iradesini görmezden gelenlere de en iyi cevabı ilk sandıkta verecektir. Biz, ‘Herkes için adalet’ demek için buradayız. Biz, ‘Herkes için özgürlük’ demek için bugün buradayız, Saraçhane’deyiz. Türk-Kürt, hiç fark etmez. Sünni-Alevi, hiç fark etmez. Yaşam farkı fark etmez. İnansın-inanmasın, fark etmez. Biz, hep beraber Türkiye’yiz. Ve bütün Türkiye için özgürlük diyoruz. ‘Adalet’ diyoruz. Onun için bugün buradayız.”

“TÜRKİYE, 1’DEN BÜYÜKTÜR”

“Şu andaki iktidar, ‘3Y ile mücadele edeceğim’ diye başa gelmedi mi? Bu millet onlara destek vermedi mi?  3Y neydi? Yolsuzlukla mücadele, yasaklarla mücadele ve yoksullukla mücadele. Fakat iş döndü, dolaştı; 3Y, tekrar bu milletin başına çöktü. Yoksulluk var mı? Var. Yasaklar? İşte Ekrem İmamoğlu kardeşimizi yasaklamaya çalışan bir zihniyet bu. Çok yazık. Yıllar sonra kendi iddiasını kendi mücadelesini unutan ve aynı zorlukları, aynı sıkıntıları başkalarına yaşatan bir zihniyetle şu anda karşı karşıyayız. Ama bunun özü ne biliyor musunuz? Devlet gücünün kullanımı, devlet gücüne sahip olan süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. 3 dönem kuralı, 2015’te doldu bu üç dönem. Daha bugün uçaktan gelirken ne demiş? Hani ‘Son defa aday olayım’ falan diyordu ya, ‘Daha bırakmayacağım’ diyor. ‘Ben, partiyi falan bırakmam’ diyor. Yetmiyor; şu andaki iktidar partisinin kuruluş akitnamesinde vardır. 2015’te 3 dönemi doldu. Ama ne zaman ki devlet gücünü kullanan o süreyle sınırlanmaz? Ne zaman ki devlet gücünü kullanan hukuku tanımaz; işte o andan itibaren güç yozlaşması olur. Güç zehirlenmesi olur. Çünkü devleti yönetme gücü yozlaştırır. Mutlak güç, mutlaka yozlaştırır. 85 milyon birden büyüktür. Türkiye, birden büyüktür.”

UYSAL: “HEP BERABER, ‘YETER, SÖZ MİLLETİN’ DİYE HAYKIRIYORUZ”

Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal’ın sözlerinin satır başları da şöyle oldu:

“Aziz İstanbul. Fatih’in emaneti, kutsal şehir. Aziz İstanbullular, bir tarihi günde buradayız. Ay’a ilk ayak basan astronotun, ‘Benim için küçük bir adım, ama insanlık tarihi için bir büyük adımdır’ dediği gibi, Türk milletinin tarihi yürüyüşünde bir önemli kilometre taşının bulunduğu noktadayız. Bir büyük üzüntü içerisindeyim. Milletim için, üzüntü içerisindeyim. Bu büyük devlet için üzüntü içerisindeyim. Geleceği karartılan gençlerimiz adına, bir büyük üzüntü içerisindeyim. Evlatlarını gelip göremeyen annelerin, babaların adına, bir büyük üzüntü içerisindeyim. Üzüntümün sebebi şudur aziz İstanbullular: Bu büyük ülke, bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalim zulmünü, celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadele başlatıyoruz. Yekvücut oluyoruz. Hep beraber, ‘Yeter, söz milletin’ diye haykırıyoruz.”

“MİLLİ İRADENİN ÖNÜNE SET ÇEKİLMEZ”

“6 Mayıs 2019, Türk demokrasisi için bir büyük kırılmanın yaşandığı tarihtir. Demokrasimizin ana kolunun çökertildiği tarihtir. İstanbul’da, milletin iradesiyle Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun yetkisinin alındığı tarihtir. Ama milli iradenin önüne set çekilmez. Milli iradenin önüne duvarlar örülmez. Milletin gücü, azmi, kararlılığı, her daim önüne örülmüş o duvarları, yıkıp atmıştır. Türk demokrasisi, işte bunun tarihidir. Aziz İstanbullular, işte bugün de bu bitmeyen kin ve garezin, İstanbul’da millete yaslanarak iktidar olanların zaman içerisinde devlete tahakküm eden gücüyle beraber milletin iradesinin üzerine şart koymak için, dün, Ekrem İmamoğlu’na, İstanbul şehreminine ceza verdiler. Ama bilsinler ki, bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur. Bu kararları alanları, aldıranları biliyoruz. Demokrasi, hukuk ile bu iktidar sahiplerinin ufuklarını gördük. Bakmayın, isimlerine ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ dediklerine, onların adaleti Deniz Feneri davalarında zaten batmıştı. İşte buradan adaleti sistematik bir şekilde bu memlekette uygulayanlara haykırıyorum: Adınızda kalacağına, alnınızda kalsaydı. Yarınlarda göreceğiz. Bu ülkenin kaldırım taşlarında, İstanbul başta olmak üzere, bu kararları alanların alnı dik, başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar.”

DAVUTOĞLU: “İBB BİNASINA GİRDİĞİMDE, HAFIZAMDA İKİ MANZARA CANLANDI”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu da özetle şu ifadeleri kullandı:

“Bugün, bu meydandayız. Meselemiz, sadece Sayın İmamoğlu’nun hak ettiği makamı korumak değildir. Meselemiz, İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik değerlerini korumaktır. Dün, yargı siyasallaştı. Ama bizim meselemiz, siyaset üstü bir meseledir. Altı genel başkan olarak buradayız. Farklı siyasi partilerdeyiz. Ama hepimiz, aynı gür sesle ‘Onur’ diyoruz. ‘Temel hak ve özgürlükler’ diyoruz. ‘Demokratik hukuk devleti’ diyoruz. Bu meydan ve bu bina, tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam Sayın İmamoğlu’nu ziyaret etmek için, gece yarısına yakın İBB binasına girdiğimde, hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998. Sayın Erdoğan’a, benzer bir mahkumiyet kararı verilmişti. Ben de o zaman bu binadayım. Ve tarih 15 Temmuz 2016. Bu binayı savunmak üzere nice yiğitler, Saraçhane’de darbe teşebbüsüne karşı demokrasiyi savunmak için şehit oldular. Yüreğimde bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998’de Büyükşehir Belediye binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz 2016 akşamı ulusal ve uluslararası basında hangi değerleri savunduysam, yine aynı değerler için buradayım ve burada olacağım.”

“SAKIN HA SAHİP OLDUĞUNUZ MUTLAK GÜÇ SİZİ ALDATMASIN”

“Buradan güç sahiplerine sesleniyorum. Sakın ha sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. 27 Mayıs darbesini yapanlar, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı yapanlar, zannettiler ki kurdukları vesayet düzeni sürer. Zannettiler ki, o mekanlar ilelebet kendilerine aittir. Partileri kapattılar, siyasetçileri yasakladılar. Düşünce özgürlüğünü, basını yok ettiler. Ama onlar gitti, milletimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak. O avucunuzda tuttuğunuz güç var ya o güç, onu kaybetmemek için sıktığınız her anda kordan bir ateş gibi sizi yakar. Kordan bir ateş gibi sizi yakacak olan güce değil, milletin vicdanına dönünüz. Eğer dün aldığınız kararla bize mesajınız şuysa, nasıl iki kez seçilmesine engel olduğunuz İBB Başkanı’nı bir kez daha bu kez mahkumiyet üzerinden makamından elde alabiliyorsak, 2023 seçimlerine de ipotek koyarız diyorsanız, bu yolla bizi korkutmak istiyorsanız, işte buradan sadece bu meydanı dolduranlar adına değil, demokrasi aşığı 85 milyon adına söylüyorum: Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Size boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, herkesin hakkını hukukunu, adaletini koruyacağız.”

İmamoğlu: Bizi Mahkum Etmeye Kalkanları Sandıkta Pişman Edeceğiz

ekrem imamoğlu

İMAMOĞLU: “BU ÜLKEYİ YÖNETENLERİN, SİZİNLE NE ALIP VEREMEDİĞİ VAR?”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tarihi günde yaptığı tarihi konuşma şöyle oldu:

“Burası Saraçhane, burası sizin eviniz. Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur. Ama önce bana şu sorunun cevabını bir verin: Bu ülkeyi yönetenlerin, milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar? 31 Mart’ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. ‘Zarfa attığınız 4 oy pusulasından 3’ü geçerli, Büyükşehir Belediyesi için kullandığınız oy ise, geçersizdir’ dediler. Sizin tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler. Sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi’ne, eskiden, bizden 1 gün önce, kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime, tam 3,5 yıldır, millete ait bankalardan 1 kuruş vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim, çok daha uygun koşullarla dışarıdan krediler, fonlar bulup getiriyoruz. Bu defa da aylar yıllar geçiyor, bir imza atıp onay vermiyorlar. Sizinle ne alıp veremedikleri var bunların? Milletimizden, 16 milyon insanımızdan ne istiyor bu insanlar?”

“SİZDEN NE İSTİYOR BU İNSANLAR?”

“Mesela; eskiden bu şehirdeki taksilerle ilgili kararları, sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi alırdı. ‘Hayır’ dediler, ‘Artık taksi konusunda kararlar İstanbul’dan değil, Ankara’dan alınacak.’ Daha ilginç şeyler var. Bu çok komik. Mesela; eskiden, Gezi Parkı’nın mülkiyeti, sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi’ne aitti. ‘Yok’ dediler, ‘Gezi Parkı, artık bir vakfa ait olacak.’  Daha onlarca örnek sayarım, ama vaktinizi almayayım. Siz, bir kere değil, iki kere üst üste bir belediye başkanı seçtiniz. Onlar, sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için, mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik, baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hakim getirterek çıkarttılar bu kararı. Allah aşkına, bu ülkeyi yönetenlerin, ey vatandaşlarım sizinle ne dertleri var, sizinle ne alıp veremedikleri var? Sizden ne istiyor bu insanlar? (‘Hükümet istifa’, sesleri üzerine) Yok, yok; öyle kolay kaçmak yok. Onları, onları gönderecek altı siyasi partinin lideri burada.”

“MİLLETİN İRADESİNE KARŞI ALERJİLERİ VAR”

“Ben size söyleyeyim: Bu ülkeyi yönetenler hasta, hem de çok hasta. Bunlar milletin iradesine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana şekillenirse, sorun yok. Ama başka türlü şekillenirse, bunlarda alerji hastalığı başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Ama yapsınlar nafile, nafile, nafile. Ne hukuk ne ahlak ne din ne iman; her şeyi yok sayıyorlar. Gözleri hiçbir şey görmüyor. Bugün burada, bunca büyük bir kalabalığı harekete geçiren, sizlerin ortak vicdandır. Hepimizi birleştiren haksızlığa hem de apaçık haksızlığa, adaletsizliğe karşı buradayız. Milyonlarca kişi ayağa kalkıyor ve meydanlara akıyorsa, Edirne’den Kars’a kadar bir millet aynı isyan duygusunu yaşıyorsa, bu bir kırılma anıdır. Bu bir adalet refleksidir. Bu, rızanın kalktığının kanıtıdır. Bunlar açıkça vicdansızlığın olduğu, haksız yere milletin mağdur edildiği anlarda olur. Dün de oldu, şimdi de oluyor.”

“BİR AVUÇ İNSAN, AVUCUNU YALAR OLDU; ZATEN O YÜZDEN BÜTÜN BU YAPTIKLARI”

“Milletin iradesine alerjin varsa; seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan, tavsiyemiz; siyaset miyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu, senin gözünde bir ve eşit değilse; 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımızı, bir ve eşit görmüyorsan, siz, ‘Bu ülkeyi yönetiyorum’ demeyeceksiniz. Çünkü sen, bu ülkeyi yönetmiyorsun. Siz, birtakım çıkar gruplarını, seçilmiş dernekleri, yakın aile vakıflarını, birtakım karanlık odakları yönetiyorsunuz. İstanbul’da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar. Bir avuç insanın zenginliğine zenginlik katan, İstanbullunun canını çıkaran bir düzendi bu. Ben seçimden önce hemşerilerimden yetki istedim. ‘Görevi verin, bu israf düzenini yok edeyim’ dedim. ‘Kişilere, gruplara, derneklere, vakıflara, cemaatlere, partilere hizmet dönemini bitireyim, 16 milyon İstanbulluya eşit hizmet sunayım’ dedim. İstanbullular, beni bunun için seçtiler. Evelallah, İstanbul’da israf düzenine son verdik. Belediyenin kaynaklarının yönünü değiştirdik. Bütçemizi 16 milyon İstanbullunun emrine sunduk. Bir avuç insan, avucunu yalar oldu. Zaten bugün yaşadıklarımız, bize yapılanların tümü işte bu yüzden.”

“İSRAF DÜZENİNE SON VERİP ‘İNSAF DÜZENİNİ’ KURDUK”

“Biz, sadece israf düzenine son vermekle kalmadık. İstanbul’da bir ‘insaf düzeni’ kurduk, insaf düzeni oluşturduk. İnsaf nedir biliyor musunuz; onların bilmediği şey. İnsaf, ‘Vicdana ve mantığa dayanan adalet’ demektir. İstanbul, 3,5 yıldır, vicdana ve mantığa dayanan bir adalet anlayışıyla yönetiliyor. İstanbullunun artık vicdansız, mantıksız, adaletsiz, kısacası insafsız bir yönetime tahammülü yok. Biliyoruz ki, Türkiye’de aynen bu şiarla görevini yapan 11 Büyükşehir Belediye Başkanımız sayesinde, Türkiye’de de artık israf düzenini milletimiz istemiyor. O yüzden bizi istemiyorlar. O yüzden vatandaşın iradesini yok saymak için, bin bir numara çeviriyorlar. Her zaman söylerim; Cumhuriyet, yöneticilerin hadlerini bildiği rejimin adıdır. Vatandaş haklarını, yöneticiler de hadlerini bilecek. Cumhuriyet öyle bir rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiyi haksız, hukuksuz bir biçimde görevden almak, haddini bilmemektir. Milletin iradesini yargı yoluyla dizayn etmeye çalışmak, haddini bilmemektir.”

“TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDA…”

“Yüzüncü yılına gururla, umutla yürüdüğümüz Türkiye Cumhuriyeti, bu ülke vatandaşlarının kanıyla, canıyla, bin bir emeğiyle kurulmuştur. Cumhuriyet, bu topraklarda yaşayan herkes bir ve eşit olsun, özgür ve onurlu yaşasın diye kuruldu. Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Atatürk’ün dediği gibi; ‘Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması’ için kuruldu bu Cumhuriyet. Peki, en yüksek hürriyeti, en yüksek eşitlik ve adaleti nasıl koruyacağız? Onun da cevabını veriyor Atatürk: ‘Tam ve kesin anlamıyla milli egemenliğin kurulmasıyla…’ Yani ‘Egemenlik, kayıtsız milletindir’ diyor. Türkiye, bugün işte böyle bir yol ayrımındadır. Milletin egemenliğini kayıtsız şartsız kabul edenlerle, milli iradeye alerjisi olanlar arasında bir tercih yapmak zorundayız. Toplumda en yüksek hürriyet, eşitlik ve adaletin sağlanıp korunmasını istiyorsanız, başka hiçbir yolunuz yok. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracaksınız. 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının tamamına eşit ölçüde sevgi ve saygı besleyenlerin yanında duracaksınız.”

“BENİM ARKAMDA TÜRKİYE İTTİFAKI VAR”

“İşte onun için ben, İBB Başkanı olarak, 16 milyonun bir kardeşi olarak söylüyorum ki; ‘Altılı Masa’nın en çalışkan neferi olacağım.’ Genel Başkanlarımın huzurunda hepinizin huzurunda söz veriyorum. Ben ortak akla, ortak aklın iradesine inanıyorum. Toplumun birlikte, barış içinde ortak bir geleceği inşa edebileceğine inanıyorum. Onlardan ve onların dikte ettirdiği yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum. Benim sığınacak hakimlerim, savcılarım, mahkemelerim yok. Benim arkamda bu büyük millet var; sizler varsınız, sizler. Bu milletin birliğini inşa etmeye karar vermiş, bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu Türkiye İttifakı var. Sizler şimdi, bugün burada, yeniden ve çok daha güçlü şekilde birlik iradesi ortaya koyuyorsunuz. Bugün burada konuşan saygıdeğer liderler işte bu beklentinin siyasi iradesini temsil ediyorlar. Buradaki birlik iradesi, toplumu yoksulluğa, adaletsizliğe, çaresizliğe mahkum etmeye çalışan iktidarın karşısında ülkenin tek umudu, yegane çaresi ve en büyük gücüdür. Buradaki irade, Türkiye’nin demokratik ve güçlü bir devlete, huzurlu ve zengin bir topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmanın umudu, iradesi ve teminatıdır. Bu ittifak, basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak, zorla baskıyla, yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, milli iradeye şekil verebileceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek.”

“DÜNYANIN MERKEZİNE GÖMSELER DE YERKÜREYİ PATLATIR ÇIKARIZ”

“Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında hep birlikte işimiz çok. Demokrasisi tahrip olmuş, vatandaşları yoksulluğa mahkum edilmiş, meclisi çalıştırılmayan, adaleti çökmüş bir ülke olmaktan kurtulacağız. Bu ülkede kurdukları ‘bozuk düzeni’ ortadan kaldıracağız. Rahmetli Bülent Ecevit’in sözleriyle söylersek; ‘Bozuk düzen onarılır, ama bu düzen bozuk da değil, çürümüş düzendir; çürümüş her şey gibi çürüğe çıkarılmalıdır.’ Kamplara ayrılmış, kutuplaştırılmış aziz milletimizi hep birlikte birleştireceğiz. Hayat pahalılığına son vererek, ekonomiyi rayına sokacağız. Ülkeye, özgürlüğü ve demokrasiyi getireceğiz, medyayı bağımsızlaştıracağız. Şair Namık Kemal’in dediği gibi; ‘Zulüm ne kadar pervasız olursa olsun, zulmün binasını biz yıkarız. Dünyanın merkezine gömseler de yerküreyi patlatır çıkarız.’”

“HERKESİN ADALETİ BULACAĞINA İNANDIĞI BİR TÜRKİYE UMUDUM VAR”

“Çare belli. Önümüzdeki seçimlerde ülkemizde vereceğimiz karar bellidir. Önümüzdeki seçimler, bu hedefler için çok önemli bir fırsat. Önümüzdeki seçimlerde vereceğimiz karar bellidir. Özgür ve demokratik bir ülkenin kanunlara saygılı vatandaşları mı olacağız, yoksa kapı kulları mı? Benim umudum var. Herkesin eşit olduğu özgür bir Türkiye için büyük umudum var. Sadece küçük bir azınlığın değil, doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine her vatandaşın ülkesinden, devletinden ve yaşadığı yerden mutlu olduğu bir Türkiye hayalim var. Hiç kimsenin yargıyı bir sopa gibi kullanmaya cüret edemeyeceği, adliye salonlarına yolu düşen herkesin adaleti bulacağına inandığı bir Türkiye umudum var. Gençlerin geleceğini uzaklarda değil kendi memleketinde aradığı ve bulduğu bir Türkiye hayalim var. Halk iradesinin davalarla, kayyumlarla ipotek altına alınmadığı, yargı darbeleriyle millet iradesinin zedelenmediği bir ülke umudum var…”

“BU DAVA, ADALET DAVASI”

“Allah’a güveniyorum. Çünkü O, doğru olanı yolda koymaz. Sizlere güveniyorum. Çünkü siz, iradenize set koymak isteyenlere 3,5 yıl önce hem de iki kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz, hiç kuşkum yok. Umudunuz hiç eksilmesin. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz; ama daha büyük bir azimle çalışacağız. Asla öfkeye kapılmayacağız; ama hep birlikte kararlı olacağız. Çünkü bu dava, bana açılmış bir dava değil. Çünkü bu dava, parti davası değil. Bu dava, ülke davası. Bu dava, adalet davası. Bu dava, eşitlik davası. Çünkü biz bu davayı, çocuklarımıza güçlü ve demokratik bir Türkiye bırakma davası olarak görüyoruz. İnanın 2023 çok güzel olacak. Yalnız benim, senin ya da onun için değil; hepimiz için, bu ülkede yaşayan her bir yurttaşımız için çok güzel olacak. Ben, sen ya da o değil; herkes kazanacak. Çocuklarımız kazanacak. Gençlerimiz kazanacak. Bu akşam bizleri yalnız bırakmadınız. Hepinizi çok seviyorum. Hep birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Herkes kazanacak ve her şey çok güzel olacak.   Her şey çok güzel olacak…”

Okumak için tıklayın

Politika

İmamoğlu: Bizi Mahkum Etmeye Kalkanları Sandıkta Pişman Edeceğiz

-

siyasi yasak ekrem imamoğlu

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği hukuksuz siyasi yasak kararı sonrasında, Saraçhane’de, on binlerce vatandaşla buluştu. 

K2 HABER | İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada, hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesi ve siyasi yasak kararı alınmasının ardından Saraçhane’de on binlerce İstanbullu ile buluştu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de İmamoğlu’na destek için İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesine geldi. Akşener’i, yaşanan izdiham altında, eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte İBB binası önünde karşılayan İmamoğlu, TBMM CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Muharrem Erkek ile de makam odasında bir araya geldi.

102 YAŞINDAKİ UNAT’TAN İMAMOĞLU’NA DESTEK

Altılı masa liderlerinden gelen dayanışma telefonlarını yanıtlayan İmamoğlu’na sürpriz bir destek de 102 yaşındaki yazar, çevirmen, hukukçu, sosyolog, siyaset ve iletişim bilimci Nermin Abadan Unat’tan geldi. Unat’ın İBB binasındaki kalabalık içinde bulunduğu bilgisini alan İmamoğlu, duayen ismi makamında ağırladı. Unat’ın, kendisini, “İyi ki geldiniz” sözleriyle karşılayan İmamoğlu’na yanıtı, “Oy verdim, oyum için geldim. Size gelmeyip de nereye gideceğim” oldu. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da İmamoğlu’na destek veren isimler arasında yer aldı.

VATANDAŞLAR YOLU AYDINLATTI

Yaşanan izdiham altında, cep telefonu ışıklarının aydınlattığı yoldan geçerek, “Hak, hukuk, adalet”, “Hükümet istifa”, “Ekrem Başkan yalnız değildir” sloganları altında Saraçhane’de konumlandırılan otobüsün üzerine çıkan Akşener ve İmamoğlu, alanı hınca hınç dolduran vatandaşlara hitap etti. İmamoğlu, “Saraçhane’ye, evinize hoş geldiniz. İstanbullular, ‘İstanbul kimin’ demiştik? Sizin, sizin; 16 milyon İstanbullunun. Hangi çılgın, millete ait sürecin önüne bir set kurabilirmiş. Hiç kimse, hiç kimse. Hiç kimse vuramaz. Bu akşam biriz, birlikteyiz. Yarından itibaren çoğalarak, daha fazla bir arada olacağız. Daha fazla birlikte olacağız. Şimdi birlik ve beraberliğimizin güzel bir anını bu akşam başlatıyoruz. Yarın çok daha büyüyecek. Genel Başkanlarımız burada olacak; hepimiz olacağız. Ama bu akşamın taçlanması için, size hitap etmesi için İYİ Parti Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’i davet ediyorum” sözlerinin ardından mikrofonu Akşener’e verdi.

Ekrem İmamoğlu’na İki Yıl Yedi Ay Hapis Cezası

AKŞENER: EKREM KARDEŞİM İÇİN VERİLEN BU KARARIN ARKASINDA BİR BÜYÜK KORKU VAR

Akşener’in coşkulu kalabalığa karşı yaptığı konuşmanın tamamı şöyle oldu:

“Hey gidi Saraçhane; ne çektiniz be, ne çektiniz! Bundan yıllar evvel, burada okuduğu bir şiir yüzünden mahkum olan bir Büyükşehir Belediye Başkanı vardı. (Kalabalıktan ‘yuh’ sesleri.) Yok, yok, yok. Yok, biz yuhalamayız. Biz gereğini yaparız. Ve o Büyükşehir Belediye Başkanı buradan sizlere seslenip, İstanbul’a seslenip demişti ki; ‘Bu şarkı burada bitmez. Doğrudur, o şarkı orada bitmedi, ama bugün Meral Akşener olarak söz veriyorum; bu şarkı da burada bitmeyecek. Önce gereğini yapalım. Bugün iktidarda, yarından çok korkan bir irade var. İnsanlar, korktuğu zaman ceza verirler. İnsanlar, korktuğu zaman zulüm yaparlar. İnsanlar, korktuğu zaman haksızlık yaparlar. Onun için bugün, Ekrem kardeşim için verilen bu kararın arkasında bir büyük korku var. Size duyulan korku var. Demokrasiye duyulan korku var. Millet iradesine duyulan korku var. Evet bunlar korkuyor. Ama biz, korkmuyoruz. ‘Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet’ diyoruz. Yıllar evvel bu meydanda, şiir okuduğu için ‘Muhtar olamaz’ denilen, onunla ilgili manşet atılan bir Büyükşehir Belediye Başkanı vardı. Amma velakin, bakın o Cumhurbaşkanı oldu. Çünkü, millet iradesine el uzatılmıştı. O günün korkakları, o günün vesayetçileri, -Allah’ım ne büyüksün- kimler, kimlerle beraber. Kimler, ne hale geldi?”

“SİZ TÜRK MİLLETİSİNİZ; SANDIKTA GEREĞİNİ YAPACAKSINIZ”

“(Hükümet istifa sloganları üzerine.) Bunlar istifa etmez kardeşim. Ne olacak biliyor musunuz? Bugün, bu kararı verenler, siyah cübbelerini haksızlığa kılıf edenler, verdikleri kararın başında ne yazacak biliyor musunuz? ‘Türk milleti adına’ diyecekler; Evet, siz Türk milletisiniz. Ve sandıkta gereğini yapacaksınız. Siz de o sandıkta hür iradenizle, helal oylarınızla, ‘Demokrasi’ diyeceksiniz. ‘Hadi bakalım sizi gönderiyoruz’ diyeceksiniz. Ve diyeceksiniz ki, ‘Korkunun ecele faydası yoktur.’ Şimdi bunları yaşadık biz. Asıl acı olanı; bunları yaşayanların Ekrem Başkan’a, sizin iradenizle, sizin gücünüzle, millet iradesiyle seçilen İBB Başkanı’na, şehriemine, bir tiyatro neticesinde bu cezanın verilmesi… Dün benzer cezayı, nasıl bu millet yırttıysa, bugün verilen o cezayı da yırtacaksınız, yırtacaksınız. Sandıkta yırtacaksınız, demokrasiyle yırtacaksınız.”

“DÜNÜN KORKAKLARI GİBİ KAÇARAK GİDECEKLER”

“Sandıkta elbette hesap verecek. Ama dünün korkakları nasıl kaçarak gittilerse, bugünün korkakları da kaçarak gidecek. Kendinize güvenin, iradenize güvenin. Bakın 31 Mart 2019’u hatırlayın. Birinci turda ne yaptılar? Haksızlık yaptılar. Çirkeflik yaptılar. Abidik gubidik yaptılar. Ne oldu? 805 bin fark attınız. Dolayısıyla, korkunun ecele faydası yok. Şimdi bugün burada bir irade var. Bugün Başkan’a verilen cezanın karşılığı bir mahkeme kuruldu. Asıl mahkeme burası, Saraçhane’de kurulan mahkeme. O mahkemeden kardeşim, şimdi çok korkuyorlar. Yarın 6 Genel Başkan olarak burada olacağız. Ve bu haksızlığın karşısında duracağız. İstanbul, bu millet hiçbir zaman istibdada boyun eğmedi. Ne diyoruz? Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet…”

İMAMOĞLU: “BULUŞMAMIZIN SEBEBİ, BÜYÜK HUKUKSUZLUK”

Akşener’in ardından yeniden mikrofonu alan İmamoğlu’nun konuşması ise şöyle oldu:

“Bu akşam burada buluşmamızın temel sebebi, yaşadığımız büyük hukuksuzluk. Biz, hayatımızda aklımıza gelmeyecek şeyleri yaşıyoruz. Bu akşam saygıdeğer Genel Başkanımız bizimle beraber duygularını paylaştı. Değerli Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu beni aradı ve yarın 6’lı Masanın liderleriyle birlikte yine İstanbulluların evinde, Saraçhane’de olacağız. Zamanını sizinle paylaşacağım. Yarın halkımızı buraya davet ediyorum. Birlikte dertleşeceğiz, birlikte konuşacağız. Önümüzdeki aydınlık günlere birlikte bakacağız. Bu dava Türkiye’nin düştüğü durumun özetidir.”

“BU DAVA, TÜRKİYE’DE ADALETİN KALMADIĞININ İSPATI”

Ezan nedeniyle konuşmasına bir süre ara veren İmamoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Ezan sırasında edilen dualar, kabul olur. Ben, buna inanıyorum. Ve gerçekten bugün utanç duyduğumuz bu anı, bu ortamı bize yaşatan bu sürecin, o kötü kararını yaşayıp, sizleri buraya davet etmeyi elbette istemezdim. Ama bu dertleşmeyi, sizin kararınızın yok sayıldığı bir ortamda yapmasaydık, bu şekilde bir alışkanlık haline getirerek, gerçekten bu ülkeyi yaşanmaz hale getirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olurduk. Onun için sizi buraya davet ettik ve sizinle dertleşiyorum. Bu mahkeme, bu dava, Türkiye’de adaletin kalmadığının ispatı. Bu dava, ülkeye adalet ve demokrasi gibi en ulvi değerleri getirmek istemeyen insanların yönettiği bir davadır. Hatta ‘Devlet biziz, millet biziz. Her şeyin sahibi biziz’ diyen insanların aymaz, utanmaz bir biçimde süreci etki altına alıp, karar verdikleri bir davadır. Millet iradesiyle kavga ederek, bu süreci bir avuç insanın istediği yörüngeye oturtmak isteyenlerin ortaya koyduğu bir davadır. Keşke bu dava, bir hukuk davası olsaydı, adalet önünde bir yargılanma süreci olsaydı. Aslında bu dava, var olan süreçte ‘bozuk düzen’ diye tarifleyeceğimiz bir düzenin davasıdır.”

‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’

“ALDIKLARI HER KARAR, KENDİ ÇIKARLARI İÇİN”

“Aldıkları her karar, kendi çıkarları için kıymetli hemşehrilerim. Milletimizin yaşadığı zorluklar, yoksullaşması, eğitimden adalete birçok sorunun üstünü kapatmak için ortaya koydukları çirkin bir irade sürecinin sonucudur. Çocuklarımızın gelecekle ilgili umudunun kalmadığı bir ortamda, ortaya sudan sebeplerle, uydurma gerekçelerle dava üreterek, hukuku da zedeleyerek, hepimizi yaralayan bir süreçtir bugün. Bu bozuk düzeni kuran, bu bozuk düzenin sahibi olan o bir avuç insan, artık mertçe, dürüstçe, cesurca mücadele etmeyi de bırakmışlardır. Kendi düzenlerini korumak için alavereye, dalavereye başvurarak, akla hayale gelmeyen iş ve işlemleri yürürlüğe koyan insanların sürecidir. Bu bozuk düzen, aslında 31 Mart gecesi Anadolu Ajansı üzerinde o verileri kapatıp seçimi elimizden almaya cesaret ettikleri gün başlamıştır. Hukuka karşı, demokrasiye karşı asla ve asla mücadele edemeyecekler.”

“BU KARARI ALDIRAN ZAT; BU SÖZLER SENİN DEĞİL Mİ”?”

“İstanbul; büyük bir irade ortaya koydunuz. İstanbul’da kocaman bir demokrasi tokadı attınız. Seçimi vermek istemediler. Söke söke aldınız. 6 Mayıs’ta seçimi iptal ettiler. Tokatı misli misli attınız. Ama doymadılar, doyamadılar. Değerli hemşehrilerim, bugünkü davada ceza ortaya koydukları irade, çirkin bir sonuçtur. Bakın size bir okuyacağım sözü lütfen dinleyin: ‘Görüyoruz ki yargı, gerçekten bağımsız değil. Böylece yargının işleyişine, adaletin değil, siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz güç ve çıkar odakları, seçimde sandıkta karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol, yanlış bir yoldur. Çünkü adalet, gün gelecek yargıyı, siyasallaştıranlara da lazım olacaktır.’ Ne kadar doğru cümleler. Ben de aynen öyle düşünüyorum. Ama yahu bu kararı aldıran zat; bu sözler senin değil mi? Bu sözler, bu belediyenin başkanı iken sizinle ilgili alınan kararla ilgili yaptığınız konuşmadan. Görüyorsunuz değil mi? Nereden nereye…”

“BU MEYDANA 3 BİN KİŞİ TOPLAYABİLDİLER”

“’Millet, millet’ diye yola çıkanlar, bugün ‘Millet bizi istiyor, devlet bizim’ diyorlar. Sonuç alamayacaklar. Size bir şey söyleyeyim mi? Kıymetli hemşerilerim, bu sabahki umudum bir ise, şu anki umudum bin bir. Bugün milletin canı yanmış. On binlerce insan burada. Bir araya gelmek için, ben sizi nereye davet edeceğim? Elbette ki Saraçhane’ye. Milletin evine, milletin yuvasına. Bakın şurada bile bozuk düzen, benim emniyet mensubu kardeşlerimi zor durumda bırakıyor. ‘Müsaade edin’ dememize rağmen, o aklın buradaki yansımaları, ‘Yolu kapatma’ diyorlar. Yani ne için biliyor musun? Buraya gelen, zor durumda kalsın diye. Bir örnek vereyim mi size? Burada, sözüm ona kendi ittifaklarının liderleri, 15 gün önce de çağrı yaparak, bir toplantı yapacaklarını dile getirdiler. Ta bu yoldan Fatih Cami’ne kadar, bu caddeyi kapattılar. Ben de herhalde dedim; ‘On binlerce, yüz binlerce demiyorum, on binlerce vatandaş gelecek. Ben de İstanbul halkı adına yine onlar için ikram araçlarımı yüz metrede bir sıraladım. Üç bin kişiyle miting yaptılar; üç bin kişi. Bunu şundan anlatıyorum: Bakın siz, gücünüzü bizi zora sokmak için, bizi sıkıntıya sokmak için mahkemede, orada burada kullanarak, demokrasiyi sıkıntıya uğratarak bulunuyor olabilirsiniz. Ama nafile, nafile, nafile, nafile.”

“YARIN, ALTILI MASANIN LİDERLERİYLE YİNE BURADA OLACAĞIZ”

“Değerli dostlar; yarın, yine burada olacağız. Sizleri davet edeceğiz ve dertleşeceğiz. Başta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, çok kıymetli İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ve altılı masanın diğer siyasi parti liderleriyle birlikte, bir arada olacağız. Demokrasi için mücadele edeceğiz. Bu ülkenin adalete ihtiyacı var. Bu ülkenin merhamete ihtiyacı var. Bu ülkenin vicdanına ihtiyacı var. Bu ülkenin umudu, umudunuz eksilmesin. Kıymetli hemşehrilerim, ben buradan sadece İstanbul’a değil; başkentimiz Ankara’ya, İzmir’e, Hakkari’ye, Edirne’ye, Sinop’a, Adana’ya, Diyarbakır’a bütün şehirlere sesleniyorum. Trabzon’a sesleniyorum. Hepsine sesleniyorum. Niye biliyor musunuz? Bugün burada yaşatılan şeyi, ülkemizin her yerinde insanlarımıza yaşatılabilir. Milletçe ayağa kalkacağız. Bizi mahkum etmeye kalkanları pişman edeceğiz. Nerede edeceğiz? Sandıkta edeceğiz, sandıkta. Onlar, bizi germek istiyorlar. Onlar, bizi kızdırmak istiyorlar. Onlar, bizi öfkelendirmek istiyorlar. Ama biz ne yapacağız biliyor musunuz? Bizim ideallerimiz var. Bizim 2023 ideallerimiz var. Hep birlikte, omuz omuza, gece gündüz çalışacağız. Milletimizi aydınlık günlere taşımak adına, 2023 yılında seçimlerde bu ülkenin üstüne çökmeye çalışan zihniyeti, hep birlikte göndereceğiz. İstanbul’da başardık, Türkiye’de başaracağız. Bizi yıldırmak isteyenlere buradan söyleyeyim: Aradan 3,5 sene geçmiş olabilir. Ama benim hala gençliğim var, gençliğim. Hala umudumuz yüksek. Benim gibi, milyonlarca ceketini çıkarıp, kollarını sıvayacak Türk milleti var. Adalete susamış, Türk milleti var. Sizden, söz almak istiyorum. 2023’te her şey çok güzel olacak.  Ankara duysun; bugün o mahkemeye müdahale eden akıl duysun. Allah’a emanet olun.”

Okumak için tıklayın

Politika

Ekrem İmamoğlu’na İki Yıl Yedi Ay Hapis Cezası

-

barış terkoğlu ekrem Imamoğlu taksim tören 30 ağustos

İBB Başkanı İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası verildi.

K2 HABER | İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın duruşması görüldü.

Son duruşmada savcı en üst sınırdan dört yıl bir ay ceza ve siyasi yasak istemişti. İmamoğlu’na iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası verildi. Kararın Yargıtay tarafından onanması halinde İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek.

‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’

Ne Olmuştu?

İmamoğlu’nun hakaret ettiği gerekçesi ise 2019’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ifadelerine cevaben söylediği sözlere dayandırılıyor. 

Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019 tarihinde Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’ye gidip şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” demişti.

İmamoğlu, Soylu’nun bu sözlerine şöyle yanıt vermişti:

“31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın.”

Okumak için tıklayın

Ekoloji

CHP’li Gökan Zeybek: Çevreyi, Çevre Bakanlığı’ndan Koruyoruz!

-

beykoz dereseki

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul’un Beykoz ilçesindeki doğal sit alanını plan değişikliğiyle imara açtı. İmar kararına İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin itiraz etmesinin ardından mahkeme, imar planı değişikliğini nesnellikten uzak ve hukuka aykırı bularak iptal edilmesine karar verdi.

K2 HABER | Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul Beykoz’da doğal sit alanını plan değişikliğiyle imara açmasına İstanbul Büyükşehir Belediyesi itiraz etti. İtirazın ardından mahkeme, değişikliği hukuka aykırı bularak iptal etti. CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek mahkemenin iptal kararını sosyal medya hesabından duyurarak, çok değerli bir yeşil alanın rant odaklarının elinden kurtulduğunu açıkladı.

Zeybek’in açıklamaları şu şekilde:

“Çevreyi ve doğayı, temel görevi çevreyi ve doğayı korumak olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan koruyoruz! Beykoz Dereseki Mahallesi’ndeki yemyeşil ‘doğal sit alanı’ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılaşmaya açıldı.

Yaşanılabilir bir İstanbul için var gücüyle çalışmalarını sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediyemiz yeşili, doğayı, yaşamı korumak için konuyu mahkemeye taşıdı, haklı davasını açtı ve kazandı. Böylece çok değerli bir yeşil alan rant odaklarının elinden kurtuldu.

Mahkeme tarafından yapılan inceleme sonucunda Bakanlık tarafından yapılan değişikliğin nesnellikten uzak olduğu ve bölgenin doğal dokusu ve topografik koşullarını yansıtmadığı tespit edildi. Mahkeme bu nedenle hukuka aykırı plan değişikliğinin iptaline karar verdi.

Başta Sn. Başkan Ekrem İmamoğlu olmak üzere; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin değerli yöneticilerini kutluyor, bu kararın 16 milyon İstanbullunun zaferi olarak nitelendiriyorum.”

CHP’li Zeybek’ten Meclis’e Kanun Teklifi: ‘Su Hakkı, İnsan Hakkıdır’

Ne Olmuştu?

Beykoz Dereseki mahallesinde doğal sit alanı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan plan değişikliği ile yapılaşmaya konu edilerek, ticari olarak değerlendirilmişti. Bunun üzerine karar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından mahkemeye taşınmıştı.

Mahkeme tarafından yapılan inceleme sonucunda Bakanlık tarafından yapılan değişikliğin; nesnellikten uzak olduğu ve bölgenin doğal dokusu ve topografik koşullarını yansıtmadığı tespit edilerek, hukuka aykırı plan değişikliğinin iptaline karar verildi.

Okumak için tıklayın

Politika

Barış Terkoğlu: İmamoğlu’nu Ortadan Kaldırmaya Hazırlanıyorlar

-

barış terkoğlu ekrem Imamoğlu taksim tören 30 ağustos

Gazeteci Barış Terkoğlu Cumhuriyet’teki köşesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargı eliyle ‘siyasi yasaklı’ hale getirilmeye çalışıldığını yazdı.

K2 HABER | Gazeteci Barış Terkoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki ‘ahmak’ tartışmasını ve ardından YSK’ya yönelik hakaret edildiği iddiasıyla açılan davayı hatırlatarak yaşananların perde arkasını anlattı. Terkoğlu,  “İmamoğlu’nu ortadan kaldırmaya hazırlanıyorlar” başlıklı yazısında, şunları aktardı:

“Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 No’lu Baro’da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı.”

Terkoğlu, “Zengin’in adını verdiği ismi, hukuki nedenlerle yazmıyorum” notunu düştü. Terkoğlu, “Yeni göreve getirilen hâkim, Hüseyin Zengin’in kabul etmediği şartları kabul ederek mi göreve geldi, bilmiyorum. Ancak hâkimlerin siyasi cinayet işlediği bu senaryoda, muhalefetin rıza göstermekten daha fazla yapabilecekleri var. En basiti, HSK’de Millet İttifakı’nın üç üyesi var. Bu yazı bile, konu üzerine müfettiş görevlendirilmesi için gerekçe yapılabilir. İddiaları inceleyen müfettişler, sürecin tüm aktörleri ile görüşebilir. Belki de Hâkim Zengin, her şeyi yalanlayan bir açıklama yapar! Yine de yaşananlar kamuoyu ile paylaşılarak, hazırlanan kumpas bozulmaya çalışılabilir” diye yazdı.

‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’

Ne olmuştu?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçimlerden sonra Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuştu. Konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine teşekkür ederek başlayan İmamoğlu, belediyelere kayyum atamalarını ve İstanbul seçimlerinin iptal edilmesini eleştirdi. Seçim iptaline ilişkin “Sadece üç ayda, 13 bin oydan 806 bin oya çıkan bir farkla bedel ödeten bir halk var” diyen İmamoğlu’na yanıt İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan, 3 gün sonra geldi. Soylu, “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek” dedi. İmamoğlu ise buna, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” diye yanıt verdi. Bunun üzerine, sözlerin muhatabı Soylu olmasına rağmen “Seçimi YSK üyeleri iptal etti, öyleyse bu hakaret yargı mensuplarına” denilerek İmamoğlu’na hapis cezası talebiyle dava açıldı. Davanın duruşması 11 Kasım’da. Bu duruşmadan karar çıkabileceği konuşuluyor.

Okumak için tıklayın

Politika

İlker Öztürk Kimdir? Eğitimi, Hayatı ve Kamudaki Görevleri

-

İlker Öztürk kimdir ibb

İlker Öztürk kimdir? İBB Gençlik ve Spor Müdürü İlker Öztürk’ün ‘Spor Yöneticiliği’ ve ‘Beden Eğitimi’ bölümlerinden diploması bulunmaktadır.

K2 HABERİstanbul Üsküdar doğumlu olan İlker Öztürk, Türkiye Güreş Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliğinin yanı sıra Türkiye Muay-Thai Federasyonu Üniversite Kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Şu an İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürü olan Öztürk’ün Milli Eğitim Bakanlığı’ndan birçok kez ödüllendirilmiştir.

‘Bu Saatten Sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Millete Emanettir’

İlker Öztürk Kimdir?

İlker Öztürk, İstanbul Üsküdar doğumludur. Lisans öğrenimini Marmara Üniversitesi’nde “Spor Yöneticiliği” ve “Beden Eğitimi” bölümlerinde çift anadal yaparak bitirmiştir. Öztürk, 2009 yılında “Osmanlı’dan Günümüze Ulaşım Sistemleri ve Demiryolları” konusunda verdiği tezle İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Tarihi Bölümünde lisansüstü eğitimini tamamlamıştır.

1997 yılında Milli Eğitim Vakfı İlköğretim Okulu’nda başladığı kariyerine Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda eğitimci ve yönetici olarak devam etmiştir. Çalışmalarından dolayı bağlı olduğu Kaymakamlık, Valilik ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından birçok kez ödüllendirilmiştir.

İlker Öztürk, uzun bir dönem;  karate, thai-boks gibi, bireysel spor dalları ilgilenmiştir. Futbol’da amatör ve profesyonel liglerde forma giyen Öztürk, Türkiye Güreş Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği’nin yanı sıra Türkiye Muay-Thai Federasyonu Üniversite Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Öztürk, Çengelköy Şehit Okan Altıparmak Anadolu Lisesi’ndeki yöneticilik görevine devam ederken, 25 Mart 2020 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından Gençlik ve Spor Müdürü olarak atanmıştır.

Çeşitli dergilerde ve internet sitelerinde makaleleri yayımlanan Öztürk’ün deneme türünde kaleme aldığı “Aralıktan Sızanlar” ve roman olarak yazdığı “Sessizce” isimli kitapları bulunmaktadır.

‘Ekrem İmamoğlu Şeytan Kovalamaktan Namaza Vakit Bulamıyor’

Okumak için tıklayın

Politika

Helalleşme Sürüyor: Kılıçdaroğlu Açtığı Yoldan Yürümeye Devam Ediyor

-

başörtüsü kılıçdaroğlu teklif

Cumhuriyetimizin ilk yüz yılında en çok tartışılan siyasi konuların başında gelen “başörtüsü” konusu, Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına adım atmaya hazırlandığımız bu dönemde yeniden gündem oldu. Bu sefer konuyu gündeme CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu taşıdı.

DENİZ KILIÇ | Son kurultayında kabul edilen “İkinci Yüz Yıla Çağrı Beyannamesi” ile CHP, Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına yaklaştığımız bu dönemde Türkiye’nin 5 temel sorununa karşı 13 çözüm önerisi sunuyordu. Aslında CHP, Cumhuriyetin ilk yüz yılında yaşanan sorunları ikinci yüz yılına taşımama kararlılığı sergiliyor. Dolayısıyla burada siyaseten tutarlılık olduğunu, Kılıçdaroğlu’nun son iki yıldaki politikasını takip edenler biliyor.

Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” başlığı altında attığı adımlar bugüne kadar CHP tarafından konuşulmayan hatta yaklaşılmayan konulardı. Başörtüsü konusu da bu helalleşme programının kapsamında değerlendirmek gerekiyor.

Başörtüsü teklifiyle, CHP iktidarında muhafazakar kesimin endişelenmemesi gerektiğini gösterilmek istendi. Üstelik bunu yaparken de siyasi bir vaatte bulunulmadı. Bir siyasetçi olarak çözüme kavuşturulması için samimi bir adım atıldı. Ana muhalefet partisi olarak konunun yasal güvenceye alınması ve bir daha siyasetin gündeminde olmaması gerektiğini vurguladı.

Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışı tabi bazı kesimler tarafından da eleştirildi. Bu eleştirilerin de mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Ancak şu da bir gerçektir ki, teklif muhafazakar kesimlerce de destek gördü.

Yürüyüş: Kılıçdaroğlu Ne Söyledi, Ne Yaptı ve Şimdi Ne Yapmak İstiyor?

Kılıçdaroğlu Parti Örgütünün Desteğiyle Yürüyor

Konuyu CHP’liler açısından ele almak gerekirse; 23 Eylül’de CHP’nin TBMM grubunun İzmir Seferihisar’da gerçekleşen yeni yasama yılı toplantısı öncesinde konuşan Kemal Kılıçdaroğlu: “Bazen çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Sokaktaki vatandaşımız da biliyor. Ezen sisteme beraber direnmek zorundayız ki bizden sonra geleceklere güzel bir Türkiye bırakabilelim. Biz cesaretle çalışmaya devam edeceğiz. Bu tabloyu değiştirmek zorundayız. Sürekli yürümeye ilerlemeye kararlıyım. Hiçbir şey inandığım yoldan geri çeviremez. Bu ülkeyi seven insanların umutları ve duaları her yerde bizimle birlikte yürüyor.” ifadelerini kullandı.

Aynı konuşmasının devamında Kılıçdaroğlu şu şekilde devam etti; “Özgürlük, doğruluk, adalete susamış halka kurtuluşu beraber getireceğiz ama şunu da artık bilme zorundayım. Gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor. Bazılarınızın da isteyerek ya da istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Ama artık karar verin. Beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz? Benimleyseniz benimle olduğunuzu da artık hissetmek istiyorum. Sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum.” diyerek partili milletvekillerine çok net bir soru sordu.

Kılıçdaroğlu’nun bu konuşmasında “Kararlı ve cesaretli bir yol açtım ve sonucu ne olursa olsun, bu yolda yürümek istiyorum ancak bu yolda ben yürürken de siz de benimle misiniz?” demek istedi. Buradan bunu anlayabiliyoruz. Salondaki CHP’li vekiller de bunu böyle anladılar ki Kılıçdaroğlu’nu ayakta alkışlayarak “seninleyiz, yanınızdayız” diyerek destek verdi. Bu konuşmanın akabinde başta CHP’liler olmak üzere sosyal medyadan Kılıçdaroğlu’na destek mesajları yayınlandı. ‘Yanındayız Kılıçdaroğlu’ etiketi Twitter’da gündem oldu.

CHP’nin İktidar Manifestosu: İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi

Sorunları Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılına Taşımama Kararlılığı

Özetlemek gerekirse uzun yıllardır iktidar hasreti çeken CHP’liler, liderine açıkça destek verdi. Bu destek sonrasında Kılıçdaroğlu ‘başörtüsü’ konusunu gündeme taşıdı. Yani partisinin de desteğini arakasına alan Kılıçdaroğlu, bundan sonraki süreçte hangi konuyu gündeme taşırsa taşısın parti örgütünün desteğinin yanında olduğunu bilerek davranacaktır.

Kılıçdaroğlu’nun bu çağrısı, CHP tarihinde olduğu gibi Türkiye siyasi tarihi açısından da önemli bir çağrı olarak kayıtlara geçti. Toplumu kucaklamak isteyen, bugüne kadar konuşulmamış hatta konuşulmaya cesaret dahi edilemeyen konuları dile getiren, CHP’yi ve Türkiye’yi Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına sorunsuz bir şekilde ulaştırmayı hedefine koyan Kılıçdaroğlu açtığı yolda kararlılıkla yürüyor. Sonuçlarını zaman hepimize gösterecektir.

Okumak için tıklayın

Ekoloji

Tütün Hasadı Beklentiyi Karşılamadı: Çiftçi Zor Durumda

-

Türkiye’nin en önemli tütün çeşidinin yetiştirildiği Adıyaman’ın Çelikhan ilçesinde hasat yapıldı. Tek geçim kaynağı tütün üreticiliği olan ilçede hasat yapan çiftçiler artan maliyetler karşısında ürünlerinin hak ettiği değeri görmediğini ifade ediyor.

K2 HABER | Her yıl ortalama 10 bin ton tütün üretilen ilçede bu yıl yaşanan tarımsal hastalıktan dolayı rekolte yüzde 40 düştü. Üretimde kullanılan mazot, gübre ve ilaç fiyatlarının büyük oranda zamlanması nedeniyle bu yılki hasattan umduğunu bulamayan tütün üreticileri, mevcut şartların bu şekilde devam etmesi durumunda üretimi bırakmak zorunda kalacaklarını söylüyor.

VOA Türkçe’ye konuşan tütün üreticileri, “Dünyanın en iyi tütününü işliyoruz ama yine de geçinemiyoruz. Yetkililerin bir an önce tütün üretimini yasal bir çerçevede desteklemesi gerekiyor“ dedi.

Ata mesleği olan tütün üreticiliğinin zor dönemlerden geçtiğini belirten Adıyamanlı çiftçi Hasan Şişman, “Atalarımızdan, dedelerimizden bu yana günlük yaşamda bütün ihtiyaçlarımızı bu tütün üreticiliğinden kazandığımız parayla karşılıyoruz. İlçemizin coğrafi şartları tütün tarımına çok uygun. Dünyanın en iyi tütün çeşitlerinden birini Çelikhan’da üretiyoruz ama geçmişten bugüne tütün ekonomik dengeler karşısında değerini çok fazla yitirdi. Artık evimizin ihtiyaçlarına bile cevap veremez hale geldi’’ diye konuştu.

Çiftçi-Sen: ‘Tütün Üreticilerinin Tutuklanması Kabul Edilemez!’

Ekonomik Depremler Altında Ezildik, Üretim Yapamaz Hale Geldik

Tütün fiyatlarını resmi bir kurum yerine birçok tarım ürününde olduğu gibi tüccarların belirlemesi nedeniyle emeklerinin ucuza satıldığını ifade eden Hasan Şişman, şu ifadeleri kullandı: “Bizim tütün fiyatlarını maalesef tüccarlar belirliyor. Üreticinin fikri sorulmadan devre dışı bırakılıyor. Biz de tüccarın insafına kalmışız. Tüccar emeğimize ne kadar fiyat verirse satmak zorundayız. Durumumuz o kadar kötü ki biz üreticiler şu anda üretip üretmeme fikri arasında gidip geliyoruz. Ülkemizdeki son zamanlarda artan mazot, gübre ve ilaç fiyatları da üzerimizdeki yükü daha da arttırdı. Biz geçtiğimiz yıllarda 1 kilogram tütün karşılığında 75 kilogramlık 2 çuval un alabiliyorduk. Ama şu anda 1 kilogram tütün karşılığında 25 kilogramlık bir çuval un bile alamıyoruz. Ekonomik depremler karşısında bu kadar çok ezildik ve artık bitme noktasına geldik. Biz tütün üretiminin artık gerçek manada uygulanabilir bir yasal çerçeveye alınmasını istiyoruz. Ayrıca vergisinin de düşürülmesini istiyoruz. Yoksa burada üretim tütün adına ölmüş olur.

Dünyanın En İyi Tütünü Bizde Ama Değeri Yok

Çelikhan tütününü dünyaya tanıtmak ve piyasada hak ettiği değeri bulmasını sağlamaktır“ diyen Çelikhan Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Başkanı Abdurrahman Kaya, “Çünkü piyasadaki her şey 3-5 kat zamlandı ama tütünümüz hiç yükselmedi. Biz Almanya’ya tütün fuarına katılmıştık. Orada dünyanın birçok yerinden tütün gelmişti ama hiçbir tütün bizimki kadar iyi değildi. Ama onlar 1 kilogram tütünü 2 bin 500 liraya kadar satabilirken bizim burada tütünümüze biçilen fiyat 100 ila 150 lira arası. Bu çiftçinin emeği açısından çok ayıp bir durum’’ dedi.

Okul harçlığını kazanmak için tütün tarlasında çalışmaya geldiğini belirten işçilerinden Remziye Kurt ise, 1 günlük çalışma karşılığında kazandıkları 230 TL ile bir şeyler almanın artık çok zor olduğunu ifade etti.

Okumak için tıklayın

Politika

Cumhuriyetin İkinci Yüzyılını Hangi Fikirlerle İnşa Edeceğiz?

-

murat büyükyılmaz

Alacakaranlık günlerden geçiyoruz. Hem ülkemiz hem de dünyada durum böyle; her bölümü merak ve heyecanla başlayan, endişeyle sona eren ama her dakikasında tedirginlik hakim olan uzun soluklu bir televizyon dizisinde yaşar gibiyiz. Salgın, deprem, savaş, ekonomik kriz, ekolojik kriz, gıda krizi; kriz, kriz, kriz… Ama bir yandan da her fırsatta her dik duruşta tazelenen umut.

Murat Büyükyılmaz | Türkiye açısından ise 20 yıldır süren dizi herkesi sıktı, kabak tadı verdi, başrol oyuncusu tek adam ve sülalesi dışında herkes artık bitmesi gerektiğinde hemfikir. Yerine neyin gösterime gireceği ise henüz belli değil…

Gittikçe daha da ısınan Türkiye siyasetinde 6’lı masanın ne kadar sağlam olduğu, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının içeriden mi dışarıdan mı olacağı, Türkiye’nin üçüncü ittifakı olarak ilan edilen Emek ve Özgürlük ittifakının oy oranının ne ve Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı gibi pek çok konu her geçen gün daha da hararetle tartışılıyor.

Elbette uzun süredir beklenen ve artık zirveye ulaşan değişim isteğinin sık sık erkenden yapılması dillendirilen seçimlerin nihayet yaklaşması ile bu başlıkların ilgi çekmesi ve tartışılması normal. Ama sadece bunların tartışılması, işte o bence çok anormal.

Diyelim ki masa sapasağlam, diyelim ki masadan biri aday gösterildi, diyelim ki Emek ve Özgürlük İttifakı da yüzde 15 oy alıyor ve ilk turdan Millet İttifakı’nın adayını destekliyor ve bir cumhurbaşkanı seçiyoruz-seçtik. Herkese hayırlı olsun…

Peki bu Cumhurbaşkanı girişte saydığımız içkin ya da içselleşen yapısal sorunlara ve çelişkilere nasıl müdahale edecek? Yahu tek başına istediğini yapabilme yetkisini teslim edeceğimiz bu insan bu kadar çelişkili ve derinleşmiş sorunları hangi fikirleri yaşama geçirerek çözüme kavuşturacak?

Kazım İsyandır: Hepsinden Önemlisi Bir Devrimciydi

Önce memleketin temel sorunlarını tespit etmek gerekiyor…

Erdoğan’ın istemeye istemeye veda edeceği koltuğu sırtlayıp Çankaya’ya taşıyacak muhtemel isimlerin en önde geleni olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25 Temmuz 2020 tarihinde Partisinin “İktidar Kurultayı”nda kamuoyu ile paylaştığı İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nde yer alan Tek Kişilik Saray Hükümeti yönetiminde Türkiye’nin karşı karşıya bırakıldığı 5 temel sorun tarifi, temel sorunlarımız tartışmasına makul bir başlangıç zemini sağlıyor.

– Demokrasi sadece kâğıt üstünde kalmıştır. Yasama, yargı ve medya bir kişinin vesayeti altındadır.

– Ekonomik bağımsızlığımız tehlike altındadır.

– Vatandaştan toplanan vergilerin ve yapılan borçlanmaların büyük bir kısmı içeride ve dışarıda bir avuç çıkarcıya aktarılırken, milletimiz korkunç bir işsizliğe mahkûm edilmektedir.

– Dış politikada, egemen güçlerin taleplerine boyun eğen bir Türkiye profili ortaya çıkmıştır.

– Sürekli değişen eğitim politikalarıyla, Türkiye bilgi çağından koparılmıştır. Çocuklarımız eğitimde adeta denek olarak kullanılmaktadır.

– Etnik kimlik, yaşam tarzı ve inanç eksenli siyasetle toplumsal barışımız derin yara almıştır. “Tek Kişilik Saray Hükümeti”, iktidarını sürdürmek için kamplaşmayı, kutuplaşmayı ve ayrışmayı çözüm olarak sürdürmektedir.

Elbette bu başlıklar genişletilmeye ve derinleştirilmeye muhtaç; fakat sadece isim tartışmasının ötesine geçen bir çözüm paradigmasının başlangıç zeminini oluşturması açısından bile değerli.

Kısacası; gerçek sorunlarımızı masaya yatırıp gerçek çözümler önerecek fikirlerimizi tartışmamız gerekiyor.

Erdoğan’ın ardından Türkiye’nin Cumhurbaşkanının kim olacağını tartışırken aday arayışının 6’lı masanın dışına taşması gerektiğini ifade eden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın, “Yurttaşı özne kılalım. Aday belirleme sürecinde kadın örgütlerini, gençlik örgütlerini, kitle örgütlerini çağırın ve dinleyin. Aday belirleme süreci 6’lı Masa’nın dışına taşmak zorunda.” önerisi, aday isim arayışının ötesinde; Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına girerken karşı karşıya bırakıldığımız sorunlara nasıl bir iktidar fikri ile müdahale edeceğimizin, toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla belirlenmesi açısından son derece önemli.

İkinci yüzyılı kiminle açacağımızın ötesinde, hangi sorunlara hangi fikirlerle çözüm bulacağımız en önemli soru olarak ortada duruyor: Cumhuriyetin ikinci yüzyılını hangi fikirlerle inşa edeceğiz?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açtığı İkinci Yüzyıl arayışının gerçek sorunlara gerçek çözümler bulabilmek üzere tüm başlıklarda ve tüm toplumsal kesimlerle sürdürmeye ihtiyacımız var ve bu hatta tartışmaya devam edeceğiz.

Okumak için tıklayın

Gündem

Kılıçdaroğlu’ndan Partililerine Daha Fazla Destek Çağrısı

-

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Benimleyseniz, benimle olduğunuzu artık hissetmek istiyorum. Sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum” şeklindeki çıkışı sonrası salonda alkış tufanı koptu. Partililer, bu sözler üzerine destek mesajları yayınladı.

K2 HABER|CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de partisinin 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuştu.

Burada demokrasi yolunda yürümeye ve ilerlemeye kararlı olduğunu, kimsenin kendisini geri çeviremeyeceğini dile getiren ana muhalefet partisi lideri, “Bu ülkeyi seven insanların, gerçek vatanseverlerin umutları ve duaları her yerde bizimle birlikte yürüyor buna inanın. Ve yine buna inanın bu mücadelede halk düşmanlarını birlikte yeneceğiz ve özgürlük, doğruluk, adalete susamış halkımıza kurtuluşu beraber getireceğiz” ifadesini kullandı.

‘Siz Gerçekten Benimle Birlikte Misiniz?’

Kılıçdaroğlu, bu çıkışının ardından partililere şöyle seslendi:

“Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Artık karar verin. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz? Benimleyseniz, benimle olduğunuzu artık hissetmek istiyorum. Sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum.”

Kılıçdaroğlu’nun sözleri üzerine partililer, CHP liderini uzun süre ayakta alkışladı.

Kılıçdaroğlu’ndan Gençlere Mektup: ‘İklim Bakanlığı Kuracağız’

İlk Destek İmamoğlu’ndan

Ana muhalefet liderine ilk destek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. Kişisel Twitter hesabında paylaşımda bulunan İmamoğlu, “Her koşulda Sayın Genel Başkanımızın yanındayım” dedi.

Okumak için tıklayın

Öne Çıkan Haberler